25 Mayıs 2025 - 27 Zi'l-ka'de 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zümer Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fa’budû mâ şi/tum min dûnih(i)(k) kul inne-lḣâsirîne-lleżîne ḣasirû enfusehum ve ehlîhim yevme-lkiyâme(ti)(k) elâ żâlike huve-lḣusrânu-lmubîn(u)

Artık siz, onu bırakıp dilediğinize kulluk edin. De ki: şüphe yok, ziyana düşenler, o kişilerdir ki kıyamet günü, kendilerini ve kendileriyle ilgisi olanları ziyana sokarlar; bilin ki budur apaçık ziyan.

"Siz de (imtihan için serbestsiniz), O’nun dışında dilediğinize ibadet edin (hepsi geçersizdir)." De ki: "Asıl hüsrana düşenler, (İslami ölçüleri hayat ve şeriat prensibi, Allah’ın rızasını ise asıl hedefi edinmeyenler) işte böylece kıyamet gününde kendilerine, ailesine, (yakın çevresine ve müntesiplerine) yazık edenlerdir. Haberiniz olsun, bu (ahiret kaybı) apaçık bir hüsranın ta kendisidir."

Siz de ey günahkarlar! Allah'ın dışında dilediğinize kulluk edin. De ki: Gerçekten zarar ve ziyana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini zarara sokanlardır. Dikkat edin, budur apaçık zarar ve ziyan.

“Ey Allah'a şirk koşanlar! Siz de Allah'ın sünnetine, düzeninin yasaları uygun iradesinin tecellisi içinde, tercihinizi isabetli kullandığınızı zannederek, O'nun dışında, yarattıklarından, dilediğinize tapın.” de.
“Kıyamet günü, asıl hüsrana uğrayanlar, dünyada birbirlerini, kendilerini, ailelerini, vatandaşlarını, milletlerini hak yoldan uzaklaştırarak zarar ve ziyana sokan liderler, güç ve iktidar sahipleridir. Bilesiniz ki, işte kıyas kabul etmeyecek zarar budur.”

Artık O'ndan başka dilediğinize ibadet edin." De ki: "Gerçekte ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini de ailelerini de ziyana sokanlardır. İyi bilin ki, bu apaçık bir kayıptır."

'Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin.' De ki: 'Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir.'

Artık siz de O'ndan başka dilediğinize tapın.” De ki: “- Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü hem kendilerini, hem de kendilerine bağlı olanları hüsrana düşürenlerdir.” İyi bilin ki, apaçık ziyan işte budur.

Siz, O’nun dışında istediğiniz şeye ibadet edin.” De ki: “Gerçek zarar edenler, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini kaybedenlerdir. İşte apaçık (en büyük) kayıp budur!

“Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk ediniz!” De ki: “Gerçekten iflas edenler, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini zarara uğratanlardır. Dikkat ediniz, apaçık kayıp işte budur.”

Ondan ayrı dilediğiniz nesneye varın tapının»; yine diyesin ki: «En çok ziyan edenler, kıyamet günü hem kendilerine, hem de bileşince bulunanlara, ziyan etmiş olanlardır», bilesin ki açık ziyan işte budur

(Ey müşrikler:) “Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere kulluk edin!” De ki: “Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve yakınlarını hüsrana uğratanlardır. İyi bilin ki; apaçık hüsran işte budur.”

14,15. "Allâh’a hâlisâne ’ibâdet ideceğim. Siz Allâh’ın yerine istediğiniz putlara tapınız kendilerini ve ehillerini mahv idenler kıyâmet gününde cidden hâsir olacaklardır. Ânların hüsrânları âşikârdır."

Ey Allah'a eş koşanlar! Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin." De ki: Hüsrana uğrayanlar kıyamet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. Dikkat edin, işte apaçık hüsran budur.

“Siz de Allah’tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!” De ki: “Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.”

“Artık siz de O’nun dışında dilediğinize tapın bakalım!” Ve ekle: “Kesin olan şu ki, asıl kaybedenler, kıyamet gününde hem kendilerini hem de yakınlarını ziyan edecek olanlardır. Bilesiniz ki kesin hüsran işte budur!”

(Ey Allah'a eş koşanlar!): Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın! De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardır. Bilesiniz ki, bu apaçık hüsrandır.

"Siz de O'nun dışında dilediğinize tapınız."De ki, "Asıl kaybedenler, ahiret gününde kendilerine ve ailelerine kaybettirenlerdir." Apaçık kayıp budur

"Siz de O'ndan başka dilediğinize kul olun." De ki: "Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan edenlerdir. Evet, işte asıl açık hüsran budur."

Siz de onun berisinden dilediğinize kul olun, de ki: asıl husrâna düşenler Kıyamet günü kendilerine ve mensublarına ziyan edenlerdir. Evet, odur işte asıl açık husran.

(Hak ve bâtıl, apaçık bir şekilde size bildirildi, ancak siz Allah’a ortaklar koşmakta diretiyorsunuz. Artık) *O’ndan başka dilediğinize ibadet edin! De ki: Hiç şüphesiz, hüsrana uğrayanlar, hesap günü hem kendilerini hem de ailelerini ziyana sokanlardır. Bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.”

* “O’ndan başka dilediğinize ibadet edin!”; Âyet-i kerîmedeki bu ifade, emir ya da serbestlik ifadesi olmayıp, esasında bir tehdit ifadesidir. Yani; A... Devamı..

Siz de O'nun yanı sıra istediğinize kulluk edin. De ki: “Asıl kaybedenler, Kıyamet Günü'nde kendilerini ve yakınlarını kayba uğratacak olanlardır.” Dikkat edin! İşte apaçık kayıp budur.

«Artık siz de Onu bırakıb dilediğinize tapın»! De ki: Hakıykat hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerini de, mensûblarını da hüsrana uğratanlardır. Dikkat et ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir».

“Artık (siz) O'ndan başka neye isterseniz tapın!” De ki: “Asıl hüsrâna uğrayanlar, kıyâmet günü hem kendilerini, hem de âilelerini hüsrâna uğratanlardır.” Dikkat edin! İşte o apaçık hüsran budur!

Artık siz de (ey putperestler! Ona kulluk etmedikten sonra) neyi dilerseniz ona kulluk edin!" (Çünkü size tebliğini yaptığım dinde bir zorlama ve dünyevi bir ceza yoktur.) De ki: Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini (yakınlarını) ziyana sokanlardır. Bilesiniz ki, bu açık hüsrandır.

“Sizde Allah’dan başka dilediğinize kulluk edin. ”Deki “Kendisine yazık edenler, ancak ve ancak kendine ve ehline (kendi inançlarını kabul ettirdiği yakınlarına) kıyamet günü yazık eder. Şimdi, o hesap günün de bu, apaçık bir ziyan (kaybetme) değil midir?”

Haydi, siz Allah’ı bırakıp da dilediğinize tapın da görelim. De ki: "Kendilerine yazık edenler kalkış günü kendilerine de kendilerinden olanlara da yazık etmiş olacaklardır." Bilesin ki açıktan açığa kendine yazık etmek işte budur.

Haydi siz de O/ndan başka dilediğinize ibadet edin»; de ki ziyana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır. Haberiniz olsun ki âşikâr bir ziyan, işte budur.

De ki: “(Ey Müşrikler!) Siz de O’ndan başka dilediğinize kulluk ediniz.” De ki: “Muhakkak ki zarar edenler, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana/zarara sokanlardır. İyi biliniz ki bu apaçık hüsranın tâ kendisidir.”

“Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin.” De ki: “Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun, bu apaçık olan hüsranın ta kendisidir.”

O hâlde, ey inkârcılar! Eğer cehenneme girmek istiyorsanız, Allah’ın yanı sıra dilediğiniz varlıklara tapının bakalım! Ancak, bunun acı sonuçlarına katlanmak zorundasınız!Ey Müslüman! Onlara de ki: “Gerçek anlamda zarara uğrayanlar, Hesap Gününde hem kendilerini, hem de yakınlarını ziyana sürükleyecek olanlardır! Dikkat edin, bu gerçekten de apaçık bir hüsrandır!”

“O’ndan başka dilediğinize kulluk edin bakalım(!)” De ki: -“Hüsrana Düşenler, Kıyâmet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana düşürmüş olanlardır. Dikkat edin! Bu Açıkça Hüsran’dır / Zarar’dır”.

Siz ise onun ötesinde kime istiyorsanız ona kulluk edebilirsiniz " de. De ki: " Eğer birileri kıyamet gününde hem kendini hem aile efradını kaybetmişse! Bundan daha büyük bir kayıp olur mu? "

"Siz isterseniz Allah’ın yasalarından başka yasalara uyun. Allah’ın dışındaki yasa koyuculara itaat ederek onlara ibadet edin. Beni ilgilendirmez. Şüphesiz Allah’ın yasalarına karşı çıktığınız için hesap günü cezaya uğrayacak sizlersiniz. İyi bilin ki; kim Allah’ın yasalarına karşı çıkarak insanların yasalarına uyarsa, ahiret hayatı geri dönülmez kayıp olur. Benden söylemesi, ben sadece apaçık uyarıcıyım. Gerisi size kalmış. İster Allah’ın yasalarına uyar cennete gidersiniz ister insanların yasalarına uyarak cehenneme gidersiniz. Size baskı uygulayacak değilim. Sizi zorla Müslimun edecek de değilim. Eğer baskıya yönelirsem Rabbim beni cezalandırır. Hiç kimse de engel olamaz."

Siz de O’nun peşi sıra dilediğinize tapın (bakalım)! De ki: “Şüphesiz ki kaybedenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine (destekçilerine) yazık edenlerdir. Dikkat edin! Asıl apaçık kayıp işte budur.

-(Ey Kâfirler!) Siz de O (Allah’ın) dışında dilediğinize kulluk edin.-¹ (Ey Muhammed! Kâfirlere): “Gerçekten kendilerine yazık edenler, kıyamet günü hem kendilerini, hem de yakınlarını perişan edeceklerdir. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisi değil midir?”² de.

1 Bu ifâde kâfirler için bir tehdit ve azarlamadır. Benzeri bir azarlama için Bk. (Fussilet: 40)2 Âyetin son bölümü; “dikkat edin işte bu, apaçık bir ... Devamı..

[Siz de, ey günahkarlar,] O’nun dışında dilediğinize kulluk ed[ip etmemeniz kendi elinizdedir]!” De ki: “[Gerçekten] hüsrana uğrayanlar, Kıyamet Günü hem kendilerini, hem de dost ve akrabalarını kaybedecek olanlardır: ¹⁸ bu [ap]açık bir kayıp değil midir?

18 Yani onlar, Kıyamet Günü, bu dünyadaki bütün sevdiklerinden ve yakınlarından geri dönülemez biçimde koparılacaklardır. “Kişinin kendini kaybetmesi”... Devamı..

Siz de, bu halinizle Allah’tan başka istediğinize kulluk edin! De ki: – Gerçekten hüsrana uğrayacaklar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana sürükleyecek olanlardır. İşte göz göre göre hüsrana uğramak budur! 26/214, 31/33, 42/45

Artık siz de, O’nu bıraktıktan (sonra) neyi tercih ederseniz ona kulluk edin!” Uyar: “Gerçek şu ki, asıl hüsrana uğrayanlar, Kıyamet Günü hem kendilerini hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır:[⁴¹¹⁵] bakın bu, işte bu değil midir açık kayıp?

[4115] Allah insanı bizzat kendisine zimmetlemiştir. Bu yüzden insanın en büyük emaneti kendisidir. Hasirû enfusehum, “kendini kaybetmeyi” ifade eder.... Devamı..

(Ey müşrikler ben sizi gereğince uyardım, ister imana gelin, ister) Bundan sonra O'ndan başka dilediğinize tapının. De ki: Gerçekten kendilerine yazık edenler, kıyamet gününde hem kendilerini, hem de çoluk çocuğunu azaba uğratanlardır. İyi bilin ki bu apaçık hüsranın (pişman olmanın) ta kendisidir.

Siz de O’ndan başka dilediğinize kulluk edin. De ki: "Ziyana uğrayanlar kıyâmet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyan edenlerdir. İşte bu, apaçık bir ziyan değil midir!"

«Artık siz de onun ötesinde dilediklerinize ibadet ediniz!» De ki: «Şüphe yok hüsrâna düşenler o kimselerdir ki, kendi nefislerini ve kendi mensuplarını Kıyamet gününde helâke düşürmüş olurlar. Agâh olunuz! İşte en apaçık helâk da ondan ibaretir.»

Siz O'ndan başka dilediğinize kulluk edin! Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar, büyük duruşma günü olan kıyamette hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana uğratanlardır. Unutmayın ki besbelli hüsran budur!

Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin. De ki: "Ziyana uğrayanlar kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyan edenlerdir. Dikkat edin, işte bu, apaçık bir ziyandır!"

"Siz de O'ndan gayrı dilediğiniz şeylere 'ibâdet idiniz." Di ki: "Yevm-i kıyâmetde nefislerini ve ehil ve 'ıyâllerini zarara sokanlardır ki tamamıyla ziyân iderler. Âgâh olun ki bu, âşikâr ve bedîhî bir hüsrândır.

Haydi, Allah’tan önce neyi tercih ediyorsanız ona kulluk edin.” De ki “Asıl kaybedenler, (mezardan) kalkış günü kendini ve ailesini kaybedenlerdir.” Bilin ki apaçık hüsran işte budur.

Siz de, ondan başka dilediğinize kulluk edin. De ki:-Hüsrana uğrayacaklar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana uğratanlardır. Dikkat edin, apaçık hüsran işte budur!

Siz Ondan başka kime isterseniz kulluk ededurun. De ki: Asıl hüsranda olanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana düşürmüş olanlardır. Apaçık hüsran işte budur.

"Siz O'nun dışında dilediğinize kulluk/ibadet edin." De ki: "Hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana atanlardır. Dikkat edin! Apaçık hüsranın ta kendisi işte budur."

“pes ŧapuñ anı kim diledüñüz andan ayruķ.” eyit “bayıķ ziyānlular anlardur kim ziyān eylediler gendüzilerine daħı evi ķavumlarma ķıyāmet güni ay şol oldur ziyān bellü!

Pes ṭapuñuz neye [di]leseñüz Tañrıdan özge. Eyit ziyānlulardur ol kişilerki ziyān itdiler kendüleri, ehllerini daḫı ḳıyāmet güninde bilmiş oluñuz ki ol‐dur ulu ziyān.

Siz də Ondan başqa istədiyinizə ibadət edin!” De: “Əsl ziyan çəkənlər (axirəti əldən verənlər) qiyamət günü özlərini və ailələrini (özlərinə bağlı olanları) ziyana uğradanlardır. Bax, açıq-aşkar ziyan budur!”

Then worship what ye will beside Him. Say: The losers will be those who lose themselves and their housefolk on the Day of Resurrection. Ah, that will be the manifest loss!

"Serve ye what ye will(4264) besides him." Say: "Truly, those in loss are those who lose their own souls and their People(4265) on the Day of Judgment: Ah! that is indeed the (real and) evident Loss!

4264 This is not a command or permission but a reproach and warning. The address of the Prophet of Allah may be paraphrased thus: 'Whatever happens I ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.