Veḣuż biyedike diġśen fadrib bihi velâ tahneś(k) innâ vecednâhu sâbirâ(an)(c) ni’me-l’abd(u)(s) innehu evvâb(un)
Eline dedik, bir demet sap al da onunla vur ve yeminini.bozma. Şüphe yok ki biz onu, sabırlı bulduk, ne güzel bir kuldu ve şüphe yok ki o, daima Rabbine dönen, tövbe eden bir kuldu.
"Ve eline bir deste (ekin sapı) al, onunla (hanımına bir kere) vur ve böylece andını bozmuş olma" (diyerek yemin kefaretini kolaylaştırdık). Gerçekten, Biz onu (Eyyub’u) sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah’a) yönelip-dönen biriydi. (Hep Rabbine sığınırdı.)
Hastalığı esnasında, yaptığı bir hatasından dolayı, hanımına yüz değnek vuracağına yemin eden Eyyub'a da sonunda dedik ki: “Şimdi eline bir demet sap al, onunla hanımına vur ve yeminini bozmuş olma, yerine getir!” Gerçekten biz O'nu her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı dirençli bulduk. O ne güzel bir kulumuzdu, daima bize yönelirdi.
Bir de: “Eline bir demet ot-çöp al da, onunla eşine vur. Yeminini bozmuş olma.” dedik. Gerçekten biz onu belâlara karşı sabırlı bulmuştuk. O ne iyi, bizi ilâh tanıyan, candan müslüman, saygılı bir kuldu. O daima, samimiyetle itaat ederek Allah'a yönelmekteydi.
"Eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminini bozma." Gerçekten biz onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kuldu! O (her tutumunda Allah'a) yönelen biriydi.
'Ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma.' Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi.
(Eyyûb bir işten dolayı karısına kızmış ve hastalıktan kalktığı vakit ona yüz değnek vurmayı yemin etmişti. Hem yemini bozmamak, hem de hafifletmek için Allah ona şöyle buyurdu): “- Eline (yüz başaklı) bir demet sap al da, onunla (zevcene) vur; yemininden durmazlık etme.” Dorusu biz, onu sabırlı bulduk... O ne güzel kuldu! Gerçekten o, tamamen Allah'a teveccüh etmişti.
Ve ona: “Eline bir demet değnek al, onunla vur, yeminini bozma!” dedik. Gerçekten onu sabırlı bir kul olarak gördük. Ne iyi kuldur o! Her zaman bize yönelirdi.
“Eline bir demet sap al ve onunla vur; yeminini bozma” dedik. Şüphesiz biz onu sabırlı bulduk. O ne iyi bir kuldu! O, daima Allah'a yönelirdi.
Bir demet ot al elinle, hemence onunla vur; bozmayasın andını, sabırlı bulduk onu, o ne güzel bir kuldur, Allaha da sığınır
(Ve sonunda o'na dedik ki:) “Eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve yeminini bozma!” Gerçekten, biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü O, tam bir teslimiyetle sürekli Allah'a yöneliş halinde idi.
Âna didik ki: "Eline bir demet yaş ve kurı ot al ânınla zevcene ur ki yemîninde halef itmesin biz seni sabırlı gördük.[1]" Eyyûb ne kadar iyi bir ’abdimizdi, bize rücû’ itmeği sever idi.
"Ey Eyyub! Eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma" demiştik. Doğrusu Biz onu sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi.
Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.”[465] Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
(Bir yemini vardı.) “Eline bir demet bitki sapı alıp onunla vur ve böylece yeminini yerine getirmiş ol” (dedik). Gerçekten biz onu sıkıntılara dayanıklı bulduk. O ne güzel bir kuldu! Yönü hep Allah’a dönüktü.
Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.
"Şimdi eline bir değnek alıp yola çık. Yeminini bozma." Onu sabırlı bulduk. Ne iyi bir kul! Sürekli yönelirdi.
(Bir de dedik ki): "Eline bir demet al da onunla (eşine) vur; yemininde durmamazlık etme." Doğrusu biz onu sabırlı bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir.
Bir de al bir demet elinle de vur onunla hânis olma, hakıkat biz onu sabırlı bulduk, ne güzel kul, hakıkaten o bir evvabdır
(Eyyûb, hanımına kızmış ve hastalıktan kalktığı vakit, ona yüz değnek vuracağına dair yemin etmişti. Tarafımızdan sağlığına kavuşturulduktan sonra, hanımı hakkında ettiği yemin ile ilgili olarak ona şöyle bir çözüm yolu bildirmiştik:) “Eline (yüz adetten oluşan) bir demet (ekin) sap (ını) al ve onunla (zevcene, canını yakmayacak şekilde hafifçe) vur, (böylece hem vefakâr eşini incitmemiş hem de) yeminini yerine getir (miş olursun).” Gerçekten o çok sabırlı bir kulumuzdu. O ne güzel bir kuldu! Şüphesiz o (tam bir teslimiyetle) rızamıza yönelen ve daima rahmetimize sığınan bir kimse idi.
Ve eline bir deste al, onunla yola çık¹ ve hanis² olma. Biz, onu sabredici bulduk. O ne iyi kuldu! O, her zaman Allah'a yöneldi.³
«Eline bir demet sap al da onunla vur. Yemîninde durmazlık etme» (dedik). Biz onu hakıykaten sabırlı bulduk. O, ne güzel kuldu! Hakıykat o, dâima (Allaha) dönen (bir zât) idi.
(Ona:) “Eline bir demet sap al da onunla (zevcene) vur ve yemînini bozma!”(dedik).(1) Gerçekten biz onu sabırlı bir kimse olarak bulduk. (O) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah'a) yönelen bir kimse idi.
(Ayrıca ona,) “Eline bir demet sap al ve (hanımına) onunla vur ve yemininden dönen duruma düşme!” dedik. Biz O’nu (Eyyûb’u) gerçekten sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu O! Tam bir teslimiyet ve samimiyetle (bize) sürekli yöneliş hâlinde idi. (*)
Eline bir demet kuru ot al ve o’nun ile vur ve yeminini bozma. Biz Eyyüb’ü çok sabırlı bulmuştuk. O ne güzel bir kuldu ve samimi olarak Rabbine yönelirdi.
Eline bir demet ot al da onunla yere vur. Sakın andından cayayım demiyesin. Biz onu gerçekten katlanıcı bulduk. O ne iyi kuldur. Çünkü o hep Allah’ına sığınırdı.
(Şöyle dedik): “Eline (otlardan) bir demet (sap) al ve onunla vur, yeminini bozma!”¹⁶ Muhakkak ki onu Biz sabreden/göğüs geren biri olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! Muhakkak ki o Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
“Eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz onu sabredici bulduk. O, pek de güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelen biriydi.
Daha sonra ona, hastalığı esnasında eşi hakkında ettiği yemin ile ilgili bir çözüm yolu gösterdik: “Eline, yüz adet çöpten oluşan bir demet sap al ve onunla eşine vur; böylece hem vefakâr eşini incitmemiş, hem deyeminini yerine getirmiş olursun. Çünkü yemin, mutlaka yerine getirilmelidir.” dedik. Doğrusu Biz onun, en büyük acılara karşı sabırla göğüs gerdiğini gördük. Eyyub gerçekten ne güzel bir kuldu; çünkü o, dâimâ Rabb’ine yönelirdi.
-“Eline bir demet al; onunla vur; yeminini bozma!”. Biz, onu sabırlı bulduk. Ne güzel Kul! O, (Allah’a) yönelen biridir.
" Eline bir demet sap al ve eşini onunla çırpıştır, yeminini bozmamış olursun " dedik. Biz onu sabırlı bulduk. Dili dualı biri olarak ne iyi bir kuldu Eyyûb!...
Eyüp düşünmeden yemin etmişti. Pişmanlık içindeydi. Yaptığı haksızlığın farkına varmış tövbeyle bize yaklaşmıştı. Şöyle dedik: "Eline bir demet sap al! Eşine onunla vur! Ama sakın yeminini bozma!" Gerçekten biz Eyüp’ü inancında azimli, inancında kararlı bir kimse bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. Unutma ki; kim yaptığı hatalardan kurtulmak için kolaylaştırıcı bir yol arıyorsa Rabbine yönelsin! Rabbin hiçbir insana zorluk çıkarmaz. Gönülden, samimiyetle, Rabbine yaklaşanlara mutlaka yol gösterir.
(Eyüp’e) “Eline bir demet sap al da onunla vur (yola çık); doğrudan sapma.” (demiştik). [*] Şüphesiz ki Eyüp’ü sabırlı (bir kul) bulmuştuk; o, hep (Allah’a) yönelen ne güzel bir kuldu.
Ve ona: “Eline bir deste (sap) al ve onunla (eşine) vur ve sakın yeminini bozma.”¹ (dedik.) Gerçekten Biz, onu çok sabırlı bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, çok doğru (ve azimli) birisiydi.
[Ve sonunda o’na dedik ki:] “Şimdi eline bir demet ot al, onunla vur ve yeminini yerine getir!” ⁴¹ Gerçekten Biz o’nu sıkıntılara karşı sabırlı gördük: o, ne güzel bir kulumuzdu, daima Bize yönelirdi!
Eline şu otlardan bir demet al ve onu bir ilaç olarak uygula ve sakın sözünden dönme. Gerçek şu ki biz Eyyub’u çok sabırlı bulduk. O, ne güzel bir kuldu zira o, hep Allah’a sığınır ve O’na yönelirdi. 2/155, 39/10
(Ve dedik ki): “Eline bir deste bitki al ve onunla yola koyul! Sakın doğrudan şaşma”[⁴⁰⁸⁴] Hakikaten Biz onu pek sabırlı biri olarak bulduk: ne güzel kuldu o, gerçekten o (da)[⁴⁰⁸⁵] her daim Allah’a yönelirdi.
"Eline bir demet sap al da (hanımına) onunla bir kere vur, böylece (yüz deynek olan) yeminini bozma" diye de emrettik. Biz onu gerçekten çok sabırlı bulduk, o ne iyi bir kuldu, çünkü daima Allah’a yönelirdi.
(Dedik ki): "Eline bir karışık demet al, onunla vur ve günaha girme. " Gerçekten biz onu sabreden (bir kul) bulmuştuk. Ne güzel kuldu, o dâimâ bize yönelirdi.
(Ve O'na emrolundu ki) Eline otlardan bir küçük demet al, sonra onunla vur ve yeminini bozmuş olma. Muhakkak ki, Biz O'nu bir sabredici bulduk. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, o (Hakk'a) dönendir.
Bir de ona: “Eline bir demet sap al, onunla vur! Yemininden dönen durumuna düşme! ” dedik. Doğrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! O, gerçekten Allah'a yönelirdi. {KM, Eyub 2, 8; 1, 21-22}
(Dedik ki): "Eline bir demet sap al, onunla vur da yeminini bozma." Gerçekten biz onu sabreden (bir kul) bulmuştuk. Ne güzel kuldu, o daima (bize) başvururdu.
Ve eline bir demet ot alub onunla (zevcene) ur ve yemîninde hânis olma." (Hastalığı esnâsında zevcesine yüz değnek urmağa yemîn itmişdi) didik. Biz Eyyûb'ı belâ ve mesâ'îbe sabır idici bulduk. Ne güzel kuldur. Çünki tamamıyla Cenâb-ı Hakk'a teslîm ve müteveccih olmuşdur.
Ona: "Eline bir demet ot al, onunla (tenine) vur da günaha girme[*]” dedik. Onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu! Çok da saygılıydı."
-Eline bir demet sap alıp, onunlar vur, yeminini bozma! Biz onu sabırlı bulduk. O, Allah'a yönelen ne güzel bir kuldu!
“Eline bir demet alıp onunla vur; yeminini bozma” dedik.(6) Gerçekten Biz onu sabredici bulduk. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
"Eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik. Biz onu sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! Bize yönelen, yakaran biriydi o.
“daħı dut elüñ-ile bir avuç çıbuķ pes urġıl anuñ-ile daħı and śıma” bayıķ biz bulduķ anı śabr ķılıcı. eyü ķuldur! bayıķ ol dönicidür.
Daḫı al didük elüñ‐ile bir dutam çıbıḳ. Anuñla vur, anduñı bozma, didük.Taḥḳīḳ biz anı ḳatı ṣabrlu ṭapduḳ. Ne yaḫşı ḳuldur ol. Ol Tañrıya dönicidür.
(Əyyub xəstə olduğu zaman övrəti bir iş dalınca harasa getmiş, yubanıb çox gec gəlmişdi. Bundan hirslənən Əyyub sağaldıqdan sonra ona yüz çubuq vuracağına and içmişdi. Əyyubun öz andına əməl etməsi, həm də zövcəsinin cəsasının yüngülləşdirilməsi üçün ona belə buyurduq: ) “Əlinə (yüz yaş və ya quru çubuqdan ibarət) bir dəstə götür və onunla (övrətini) vur. Andını pozma. Biz onu (müsibətlərə) səbr edən gördük. Nə gözəl bəndə! O, (daim Allaha) sığınan bir kimsə idi.
And (it was said unto him): Take in thine hand a branch and smite therewith, and break not twine oath. Lo! We found him steadfast, how excellent a slave! Lo! he was ever turning in repentance (to his Lord).
"And take in thy hand a little grass, and strike(4202) therewith: and break not (thy oath)." Truly We found him full of patience and constancy. How excellent in Our service!(4203) ever did he turn (to Us)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |