Ve ’acibû en câehum munżirun minhum(s) ve kâle-lkâfirûne hâżâ sâhirun keżżâb(un)
Onların cinsinden bir korkutucu geldi mi şaşıp kalırlar da kafirler derler ki: Bu, bir büyücü ve pek yalancı.
Kendilerine içlerinden (peygamber olarak) bir uyarıcının gelmesine hayret etmişler ve kâfirler: "Bu yalan söyleyen bir büyücüdür" demişlerdi.
Şimdi bu insanlar, aralarında bir uyarıcının çıkmasına şaşmaktadırlar ve bu inkârcılar şöyle diyorlar: “O peygamber sadece bir büyücü ve yalancıdır.
İçlerinden, kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldi diye şaştılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler:
“Bu, büyüleyici konuşarak aklı etki altına alan, peygamberlik iddiasında yalancı biri” dediler.
Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler. İnkâr edenler dediler ki: "Bu yalancı bir büyücüdür.
İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: 'Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür.'
(Kureyş oğulları) içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da, o kâfirler şöyle dediler: “- Bu, bir sihirbazdır, bir yalancıdır.
4, 5. (Onların yola gelmeyişlerinin bir nedeni; onlara gelen uyarıcının kendilerinden olması idi.) Kendilerinden, onlara bir uyarıcı geldi diye, tuhaflarına gitti. (İkinci neden:) Onların kâfir(önder)leri: “Bu yalancı, büyüleyici bir adamdır. Bütün ilahları bir mi yapıyor; kesinlikle bu çok acayip bir şeydir” dediler.
Onlar, kendilerine içlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar. Kâfirleri şöyle dediler: “Bu, büyücüdür; yalancıdır.”
Onlara, kendi içlerinden, bir kocunduran gelmiş olduğuna şaşakaldılar; kâfirler dediler ki: «Bu çok yalancı bir büyücü
4,5. Kâfirler birdenbire içlerine bir rasûl geldiğine ta’accüb idiyorlar "Bu sihirbazdır, yalancıdır, tekmîl mabûdları ibtâl ile bir Allâh mı çıkarmak istiyor? Hakîkaten bu garîb bir şeydir" diyorlar.
4,5. Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşmışlardı. İnkarcılar: "Bu, pek yalancı bir sihirbazdır; tanrıları tek bir tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir" demişlerdi.
Kâfirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu, yalancı bir sihirbazdır.”
Şimdi bunlar da kendilerine aralarından bir uyarıcı gelmesine şaşıyorlar ve bu inkârcılar şöyle diyorlar: “Bu adam bir sihirbazdır, tam bir yalancıdır.
4, 5. Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler.
Onlara, kendilerinden bir uyarıcının gelmesini yadırgadılar. İnkarcılar, "Bu pek yalancı bir büyücüdür," dediler,
İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kâfirler: "Bu bir sihirbazdır, yalancıdır" dediler.
İçlerinden kendilerine uyandırıcı bir Peygamber geldiğine şaştılar da dediler ki kâfirler: bu, bir sihirbaz, bir kezzâb
4-5. Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler. Kâfirler dediler ki: “Bu yalancı bir sihirbazdır. (Muhammed) İlâhları (mızı reddedip, onları) tek bir ilâh mı yaptı? Doğrusu bu şaşılacak (tuhaf) bir şeydir.”
İçlerinden, kendilerine bir uyarıcı gelmesine şaşırdılar. Gerçeği yalanlayan nankörler: “Bu, yalancı bir büyücüdür.” dediler.
O kâfirler içlerinden (kendilerinin başına çökecek) tehlikeleri bildiren (bir peygamber) geldiğine şaşdılar, «Bu, dedi (ler), bir büyücü, bir yalancıdır»;
Buna rağmen (onlar şimdi) kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine şaştılar. Ve o kâfirler dediler ki: “Bu pek yalancı bir sihirbazdır.”
4 , 5. Ve onlara, (o müşriklere) kendilerinden bir uyarıcının (mesajlarımızı tebliğ eden bir elçinin) gelmesini yadırgadılar. (Çünkü onlara göre şayet bir uyarıcı gelecekse bir beşer değil, melek olmalıdır.) Ve o inkârcılar dediler ki: “Bu yalancı bir sihirbazdır. O, bütün ilahları (reddedip) bir tek ilah olduğunu mu iddia ediyor? Doğrusu, bu tuhaf bir şeydir!”*
Onlara, kendi içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaşırdılar. İnkâr edenler “Bu adam sihirbaz ve çok yalancı” dediler.
O tanımazlar kendi aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: "Bu, büyücünün, yalancının biri!
Kâfirler içlerinden kendilerine Allah azabıyle korkutur bir adam geldiğine taaccüp ederek dediler ki «—Bu, büyücü, çok yalancıdır,
Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşmışlardı ve (hatta) inkâr edenler dediler ki: “Bu çok yalancı bir sihirbazdır.”
İçlerinden kendilerine bir uyarıp korkutucunun gelmiş olmasına şaştılar. Küfre sapanlar dedi ki: “Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür.”
Onlar, kendi içlerinden ve aynen kendileri gibi beşerî özellikler taşıyan bir uyarıcının gelmesini garipsediler ve böylece o inkârcılar, Kur’an’ın kitlelerce benimsenmesini engellemek için, “Okuduğu o büyüleyici sözlerle vicdanları sarsıp derinden etkileyen bu adam, yalancı bir sihirbazdır!” dediler. Ve eklediler:
Onlara kendilerinden bir uyarıcı geldiğine şaştılar. Kâfirler dedi ki: -“Bu çok yalancı bir sihirbaz!”.
Bildik bir uyarıcı geldi diye şaşırdılar. " Tam bir yalancı! " deyip çıktılar.
Ayetlerimizi inkâr edenler aralarından bir uyarıcı seçmemize hayret ettiler. Bekledikleri olmamıştı. Onlar istiyordu ki kendilerinden biri görevlendirilsin! Seçtiğimiz uyarıcıyı beğenmediler. Emrimize karşı gelerek; "Bu yalancı bir sihirbazdır."
4,5. Kâfirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmiş olmasına şaşırdılar ve: “Bu (adam) yalancıdır (ve) büyücüdür. (Yani şimdi de) pek çok ilâhı, bir tek ilâh mı yapıyor?¹ Bu, kesinlikle tuhaflıktan da öte bir şey.” dediler.
Şimdi bu [insanlar] aralarından bir uyarıcının çıkmasına şaşmaktadırlar; ve hakikati inkar edenler şöyle diyorlar: “O [sadece] bir büyücü, bir yalancıdır! ⁷
Onlar, içlerinden bir uyarıcının gelmesini hayretle karşıladılar ve o kâfirler; “Bu bir sihirbaz ve tam bir yalancı!” 11/27, 21/3
Ve onlar aralarından birinin kendilerine uyarıcı olarak gelmesine şaştılar; işte bu kâfirler şöyle dediler: “Bu, göz boyamak isteyen yalancının biri.
Kafirler içlerinden bir uyarıcının (Resulullah s.a.s'ın) gelmesine şaştılar da: "Bu çok yalancı bir sihirbaz."
Kâfirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: "Bu, yalancı bir sihirbazdır. "
Ve kendilerine içlerinden bir korkutucunun gelmesinden dolayı taaccübe düştüler ve o kâfirler dedi ki: «Bu, bir yalancı sâhirdir.»
4, 5. İçlerinden kendilerini uyarıp irşad edecek birinin gelmesine her nedense şaşırdılar ve o kâfirler: “Bu bir sihirbaz, bir yalancı! İşte tutmuş bunca ilahı bir tek ilah yapmış! Bu gerçekten şaşılacak, çok tuhaf bir şey! ” dediler. [10, 2]
Onlara kendilerinden bir uyarıcı (peygamber) gelmesine hayret ettiler de o kafirler dediler ki: "Bu yalancı bir sihirbazdır."
Ve küffâr-ı Kureyş, kendilerinden bir inzâr idici geldiğine ta'accüb idüb "Bu yalancı bir sihirbazdır" didiler.
O nankörler (kafirler), içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar da şöyle dediler: “Bu adam, insanı büyüleyen bir yalancıdır”.
Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar. Kafirler dedi ki:-Bu, yalancı bir sihirbaz!
Onlar, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da “Bu yalancı bir sihirbaz,” dediler.
Kendi içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. Ve şöyle dedi bu nankörler: "Bu adam yalanlar düzen bir büyücü..."
daħı 'acabladılar kim geldi anlara ķorķıdıcı anlardan daħı eyitci kāfirler “uşbu cādūdur gey yalancı.”
Daḫı ‘aceblediler özlerine nebī geldügini özlerinden, ya‘nīādemīlerden. Daḫı kāfirler eyitdi: Bu kişi yalancı cāẕūdur, didiler.
Onlar öz içərilərindən özlərinə (Allahın əzabı ilə) qorxudan bir peyğəmbər gəlməsinə təəccüb etdilər və kafirlər belə dedilər: “Bu, yalançı bir sehrbazdır!
And they marvel that a warner from among themselves hath come unto them, and the disbelievers say: This is a wizard, a charlatan.
So they wonder that a Warner has come to them from among Themselves!(4150) and the Unbelievers say, "This is a sorcerer telling lies!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |