Fekâle innî ahbebtu hubbe-lḣayri ‘an żikri rabbî hattâ tevârat bilhicâb(i)
Derken gerçekten de demişti, ben, güzel atları, Rabbimi anarak severim ve sonunda güneş, perde altına girmişti de.
O da demişti ki: "Gerçekten ben, (bu) mal (veya at) muhabbetini; (sadece) Rabbimi zikretmeme (yardımından, O’na ibadet ve cihad hizmetime vesile olmasından) dolayı sevip tercih ettim." Sonunda bu atlar (koşmuş ve) perde (gibi toz bulutlarının) arkasına saklanmışlardı.
“Ben güzel olan herşeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır” derdi. Atlar koşarak uzaklaşıp gözden kayboluncaya kadar, bu sözleri tekrarladı, daha sonra
Süleyman:
“Ben hayırlı mal, hayırda kullanılacak mal sevgisini, at sevgisini Rabbimin kitabındaki emrinden, emrine bağlılığımdan dolayı benimsedim” dedi. Nihayet eğitim alanındaki atlar toz duman içinde gözden kayboldu.
Dedi ki: "Doğrusu ben mal sevgisine kapıldım da, Rabbimin zikrinden geri kaldım." [5] Nihayet (güneş) perdenin arkasına gizlendi.
O da demişti ki: 'Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim.' Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.
O şöyle demişti: “- Beni bu mal (at) sevgisi, Rabbime ibadetden (ikindi namazını kılmaktan) alıkoydu.” Nihayet güneş batmıştı.
O: “Ben mal sevgisini Rabbimin zikrine tercih ettim. Atlar perdenin arkasına geçince:
Süleyman, “Rabbimi hatırlattıklarından dolayı atları severim” dedi. Gözünden kaybolana kadar onlara baktı.
O dedi ki: «Tanrımı andığımdan ben bunları severim!», Güneş inene değin o bakınakalmıştı
(Onları bir süre izleyen Süleyman), “Benim bu atlara olan sevgim Rabbimi hatırlattıkları (ve O'nun adını yaymaya hizmet ettikleri) içindir.” dedi. Ve atlar, gözden kayboluncaya kadar (onları izlemeye devam etti). Ardından:
"Ben bu dünyânın emvâli ile meşgûl iken gün gâib olub gice geldi ben Allâh’ın zikrini unutdum tekrâr bunları bana getiriniz" didi.
32,33. Süleyman: "Doğrusu ben bu iyi malları, Rabbimi anmayı sağladıkları için severim" demişti. Koşup, toz perdesi arkasında kayboldukları zaman: "onları bana getirin" dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.
32,33. Süleyman, “Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim” dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman[463], “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
31-32. Bir gün akşama doğru alımlı, soylu koşu atları önüne getirildiğinde, “Ben malı (atları), rabbimi hatırlattığı için sevdim” dedi. Derken (güneş batınca) onlar karanlığın perdesiyle gizlendi.
32, 33. Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
"Ben, dedi, at sevgisini, Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim." Nihayet atlar perdenin arkasına gizlendi.
Ben dedi, o hayır sevgisini rabbımın zikrinden sevdim, nihayet hıcaba gizlendi
32-33. “Benim bu atlara olan sevgim, Rabbimi (şükür ile) anmama sebep oldukları (ve cihat meydanlarında, O’nun adını yaymaya hizmet ettikleri) içindir” dedi. Nihâyet (atlar koşup da) gözden kayboldukları zaman, “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar, yanına getirilince, onların) ayaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
«Gerçek ben, mal (ya'ni at) sevgisine (sırf) Rabbimi zikretmek için düşdüm» demişdi. Nihayet (bu atlar) perdenin arkasına gizlenmiş (ler) di.
Bu yüzden demişti ki: “Doğrusu ben Rabbimin zikrinden (cihâda yarayışlı hayvanlar olmasından) dolayı hayra muhabbeti (o atları) sevdim.” Nihâyet (eğitilen o atlar sür'atle koştular da sanki ufukta) perdenin arkasına gizlendiler (gözden kayboldular).
32, 33. (O zaman kendisi) demişti ki: “Rabbimi hatırlattıklarından dolayı güzel olan her şeyi (atları vb.) severim. Nihayet (eğitilen o atlar sür’atle koşup) gözden kayboldukları zaman, "Onları bana geri getirin" dedi. (Atlar getirilince de hem sevgisinde hem de sağlıklı olanla olmayını anlamak için) onların bacaklarını ve boyunlarını (şefkatla) sıvazlamaya başladı. (*)
At gözden kayboluncaya kadar “Bana Rabbimi hatırlatmalarından dolayı, sahip olduğum bu malları çok seviyorum” demişti.
Dedi: "Gerçekten ben bu güzel malları çalabımı düşündürdükleri için severim." Atlar yerlerine çekilince de,
O da «— Ben bu atları Rabbimi anmadan dolayı severim [¹]» demişti. Ta ki atlar Süleyman/ın gözünden nihan oldu [²].
Bunun üzerine (Süleyman), “Muhakkak ki ben güzel/ iyi [hayr] olanı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı severim” dedi. Hatta bunu onlar/atlar gözden kayboluncaya kadar tekrarladı.¹²
Dedi ki: “Doğrusu ben bu atların sevgisini, Rabbimi anmayı sağladıkları için sevdim.” Sonunda atlar (öylece koşarak) perdede (ufukta) görünmez oldular.
“Ben dünya malını, sırf bana Rabb’imi hatırlattığı için severim! Bu atları da yalnızca Rabb’imin rızası için seviyorum. Çünkü onlarla Allah yolunda cihat edilecek, mazlumların hakkı korunacak, huzur ve adâlet sağlanacak!” derdi. Ve atlar koşarak uzaklaşıp gözden kayboluncaya kadar onları hayranlıkla seyrederdi.
Dedi ki: -“Ben, rabbimin zikrinden ötürü Mal’ın sevgisini kabul ettim. Nihayet Örtü’ye büründü.
" Ben bu güzelleri, bana Allah’ı hatırlattıkları için seviyorum " der karanlık basana kadar onları seyrederdi.
Sevgisiyle atlarına olan düşkünlüğü sorgulandığında; “Ben onları; Allah’ı bana hatırlattıkları için severim! Çünkü onlar bana Rabbimin yaratıp sunduklarıdır. Bütün yaratılanlar bana Rabbimi sevdirir!” derdi. Atlarını salıverdi. Onlar gözden kayboluncaya kadar koşturarak uzaklaştılar.
(Süleyman) “Şüphesiz ki ben Rabbimi hatırlatmaları nedeniyle iyi şeyleri sevmekten hoşlanırım.” demişti. Sonunda onlar (atlar) perdeleninceye (gözden kayboluncaya) kadar (bu durum sürmüştü).
“Ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır!” ²⁹ derdi; [atlar koşarak uzaklaşıp] gözden kayboluncaya kadar [bu sözleri tekrarladı. ³⁰ Daha sonra,]
Güneş batımına kadar onları seyretmiş ve şöyle demişti: – Şimdi ben atları sevmeyi Rabbimi zikretmeye tercih etmiş oldum.
“Elbet ben güzel olanı severim” demişti, “çünkü bana Rabbimi hatırlatır!”[⁴⁰⁷³] Nihayet atlar gözden kayboldu.[⁴⁰⁷⁴]
"Doğrusu ben onlara sırf, Rabbimin zikrinden dolayı (hayrı severcesine) muhabbet besleyiverdim" dedi. (O sırada atlar koşarak) gözden kayboldu.
Ben, dedi, mal sevgisini, Rabbimi anmaya tercih ettim. Nihâyet bu atlar varıp gözden kaybolana kadar..
Dedi ki: «Ben Rabbimin zikrinden dolayı hayrı severcesine (o atları) seviverdim.» Nihâyet (güneş veya atlar) hicap ile gizlenmiş oldu.
32, 33. Onlarla ilgilenip “Ben Rabbimi hatırlattıkları için güzel şeyleri severim. ” dedi ve onlar gözden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: “Onları tekrar bana getirin! ” deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
Ben, dedi, mal sevgisini, Rabbimi anmaktan (ötürü) tercih ettim. Nihayet bu atlar perde ile gizlendi (koşup dağın arkasına düşmekle gözden kayboldu).
"Ben bunları severek seyir ve temâşâ ider iken rabbimin 'ibâdetinden geri kaldım. Güneş batdı."
Dedi ki “Ben malı, Sahibimi düşündürdüğü için severim.” Sonra atlar yerlerine çekildi.
O da şöyle demişti:-Ben, malı, Rabbimin zikrine vesile olduğu için seviyorum. Sonunda atlar toz perdesinin arkasında kaybolmuştu.
Süleyman, “Rabbimi hatırlattığı için mal sevgisi bana hoş geliyor” dedi. Nihayet atlar gözden kayboldular.
Dedi: "Servet sevgisini, Rabbimi anmak için benimsedim." Nihayet Güneş perde ardına çekildi.
pes eyitti “bayıķ ben sevdüm ya'nį diledüm ħayr sevmek ya'nį at çalabumı añmaķ üzere” [243a] tā gizlendi ya'nį güneş perde içine.”
eyitdi: Taḥḳīḳ ben meşġūl oldum atlar ‘arż eylemege ġazā‐y‐ıçun, Tañrı‐muñ ẕikrinden ki ‘aṣr namāzıdur, ol vaḳta degin ki güneş perdeye girdi, ya‘nīyire batdı.
O dedi: “Mən gözəlliyi (bu atları) Rəbbimin zikrindən (Tövratdan) dolayı sevirəm (çünki Allahın dinini qüvvətləndirmək üçün bir cihad vasitəsi kimi onların tə’rifi Tövratda mövcuddur). Nəhayət, (o atlar Süleymanın gözündən) qeyb olub gizləndi. (Və ya: bu atlara olan məhəbbəti məni Rəbbimin zikrindən yayındırdı. O qədər onlara tamaşa etdim ki, ikindi namazı qıla bilmədim)”.
And he said: Lo! I have preferred the good things (of the world) to the remembrance of my Lord; till they were taken out of sight behind the curtain.
And he said, "Truly do I love the love(4185) of Good, with a view to the glory of my Lord,"- until (the sun) was hidden in the veil (of Night):(4186)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |