8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sâd Suresi 27. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ ḣaleknâ-ssemâe vel-arda vemâ beynehumâ bâtilâ(en)(c) żâlike zannu-lleżîne keferû feveylun lilleżîne keferû mine-nnâr(i)

Ve biz, göğü ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık; bu, kafir olanların zannı; artık vay haline kafirlerin ateşten.

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri bâtıl olarak ve amaçsızca (boşuna) yaratmadık; (bunlar bir tesadüf eseri de değildir,) bu (tür temelsiz iddialar) inkâr edenlerin kof zannıdır. (Her şey ve herkes bir hikmet ve hizmet için vardır.) Ateşe girecek inkârcıların vay haline (ki onları hak ettikleri şekilde azaplandıracağız)!

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri boşuna ve anlamsız yaratmadık, bu sadece Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin zan ve iddiasıdır. Vay hallerine, cehennem ateşindeki bu kimselerin.

Göğü, yeri ve ikisi arasındaki varlıkları ve imkânları, biz boş yere yaratmadık. O, inkârda ısrar edenlerin düşünce ve inancıdır. Onun için, vay kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden ateşe girecek kâfirlerin haline!

Biz göğü, yeri ve bu ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu inkâr edenlerin zannıdır. (İçine atılacakları) ateşten dolayı inkâr edenlerin vay haline!

Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Ateşten (görecekleri azabtan) dolayı vay o inkârcılara.

Biz, o gök ile yeri ve aralarındakileri boşuna yaratmadık. (Bunların yaratılması boşunadır sözü) o kâfirlerin zannıdır. Bu yüzden kâfirlere ateşten şiddetli bir azab vardır.

Biz göğü, yeri ve aralarındakileri boşu boşuna yaratmadık. Başıboşluk, kâfirlerin sandığı bir şeydir. Girecekleri ateşten dolayı, o kâfirlere yazıklar olsun.

Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline!

Gökle yeri, ikisinin arasında olanı, boş yere yaratmadık, kâfirlerin sanısı bu, yazık kâfirlere ateş yönünden

Biz göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları boşuna yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkârcıların kuruntusudur. Vay o inkârcıların ateşteki haline! 

Bkz. 21/16, 44/38

Biz kâfirlerin zan itdikleri gibi semâvât ve arzı ve ânların beynindekileri beyhûde halk itmedik, hayf kâfirlere ki ateşe atılacaklardır!

Göğü, yeri ve ikisinin arasında bulunanları boşuna yaratmadık. Bunun boşuna olduğu, inkar edenlerin sanısıdır. Vay ateşe uğrayacak inkarcıların haline!

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkâr edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkâr edenlerin hâline!

Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden vay o inkârcıların başına geleceklere!

Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline!

Göğü, yeri ve aralarındakileri boş yere yaratmadık. Bu inkar edenlerin sanısıdır. Kendilerini ateşe soktukları için inkar edenlere yazıklar olsun.

Hem o göğü, yeri ve aralarındakileri biz boşuna yaratmadık. O, kâfirlerin zannıdır. Onun için vay ateşe girecek olan kâfirlerin haline!

Hem o Göğü ve Yeri aralarındakileri biz boşuna yaratmadık o, o küfredenlerin zannı, onun için küfredenlere ateşten bir veyl var

Biz göğü, yeri ve bu ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (türden düşünceler) inkâr edenlerin zannıdır. (İçine atılacakları) ateşten dolayı inkâr edenlerin vay hâline!

Biz, göğü, yeri ve ikisi arasında olanları boşuna yaratmadık. Bu, gerçeği yalanlayan nankörlerin görüşüdür. Kendilerini ateşe atan, gerçeği yalanlayan nankörlerin vay haline.

O göğü, O yeri ve bunların arasında bulunan şeyleri biz boşuna yaratmadık. Bu, o küfredenlerin zannıdır. Bu yüzden küfredenlere ateşden helak vardır.

Hem göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Artık, ateşten dolayı vay hâline o küfre düşenlerin!

Ve biz göğü, yerküreyi ve ikisi arasında bulunanları (evreni boşuna) amaçsız yaratmadık. Bu (yaratılanların ve evrenin boş yere yaratıldığı iddiası) inkâr etmiş olanların kuruntusudur. Vay o inkâr etmiş olanların ateşteki hâline!

Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri boşu boşuna yaratmadık. Bu doğruları inkâr edenlerin zanlarıdır. Doğruları inkâr edenler, ateşe gireceklerinden dolayı, vay başlarına geleceklere.

Biz, göğü, yeri, ikisinin arasındakileri boşuboşuna yaratmadık. Tanımazlar bunu böyle sanıyorlar. Ateş yüzünden tanımazların başına gelecek var.

Biz göğü, yeri ve aralarındakini boşuna yaratmadık, boşuna yaratmak keyfiyeti kâfirlerin zan ve tahminidir. Uğrayacakları ateşten vay kâfirlerin haline!

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boşuna [bâtıl] yaratmadık. Bu inkâr edenlerin zannıdır. Vây o inkârcıların ateşteki hâline!

Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. Bu, kâfirlerin zannıdır. Ateşten (görecekleri azaptan) dolayı vay o küfre sapanlara!

Çünkü Biz bu muhteşem gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri; hak, hukuk ve adâlet gözetmeden, öyle gelişigüzel, hikmet ve amaçtan yoksun, yani bâtıl olarak yaratmadık! Bu iddia, inkâr edenlerin kendi kuruntularıdır!
Oysa, evrenin tesâdüfen yaratıldığı ve insanın başıboş bırakıldığı inancı, kaçınılmaz olarak bütün ahlâkî ve insânî değerlerin yozlaşması sonucunu doğurur ki, bu durum, insanı vahşî bir hayvana, yeryüzünü de cehenneme çevirir! Öyleyse, âhiret gününde girecekleri ateşten dolayı, vay o kâfirlerin hâline!
Evrendeki mükemmel sistem, Allah’ın varlığını, O’nun sınırsız kudret, bilgi, adâlet ve merhametini açıkça göstermektedir. Buna rağmen hak ile haksızlık, adalet ve merhamet ile zulüm birarada görülüyorsa bu, imtihanın gereğidir. Sonunda bütün insanlar Hesap Günü yeniden diriltilecek ve yaptıklarının hesabını vermek üzere yargılanacaklardır.

Yer’i, Göğü, ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu, inkâr etmiş olanların zannıdır. Ateş’ten, inkâr etmiş olanlara yazıklar olsun!

Resulüm! biz, gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Boşuna lafı, inkarcıların kuru iddiasıdır. İnkarcıların ateşlen çekeceği var.

Biz yeryüzünü gökyüzünü ve arasındakileri boş yere yaratmadık. Her yarattığımız varlığın bir nedeni vardır. Bazıları der ki; “Bu dünya boş! Biz boşu boşuna bir hayat yaşıyoruz. Ölünce toprak olup gideceğiz.” Bu onların zannından ibarettir. Hayır! Hiçbir yaratılış boşuna değildir. Her yaratılışın bir nedeni vardır. Kim yaratılışına göre hareket edip Rabbinin uyardığı gerçeklere göre yaşamazsa ona cehennem vardır. Cehennem ateşinde yanacakların vay haline!

Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri [batıl] olarak (boş yere) yaratmadık. [*] Bu (iddia), kâfir olanların zannıdır. Ateşi hak eden o kâfir olanların vay hâllerine!

Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:191; Enbiyâ 21:16; Sâd 38:27; Duhân 44:38.

Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve bu ikisinin arasındakileri kâfirlerin zannettikleri gibi tesadüfen yaratmadık. Vay o cehenneme girecek kâfirlerin haline!

VE BİZ, hakikati inkar edenlerin sandığı gibi, göğü ve yeri ve ikisi arasındaki şeyleri bir amaç ve anlamdan yoksun yaratmadık: ²⁵ Vay hallerine [cehennem] ateşindeki o inkarcıların! ²⁶

25 Karş. 3:191. Yukarıdaki ifade Kur’an’da çeşitli şekillerde geçmektedir: Bkz. özellikle 10:5, not 11. Bu örnekte, önceki ayetteki Hesap Günü’nün hat... Devamı..

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş ve anlamsız yaratmadık. Bu, iddia kâfirlerin zannıdır. Cehennemi boylayacak olan o kâfirlerin vay haline. 3/191

VE Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri bir amaç ve anlamdan yoksun yaratmadık;[⁴⁰⁶⁷] bu, küfürde direnenlerin zannıdır: yazıklar olsun (kendilerini mahkûm ettikleri) ateşten dolayı küfürde direnen o kimselere![⁴⁰⁶⁸]

[4067] Burada “amaçsızlık ve anlamsızlık” mânasındaki bâtıl, hakk’ın karşıtı olarak kullanılmıştır (Krş: 14:19, not 1). Anlamlılık ve amaçlılık yasası... Devamı..

Biz göğü yeri ve bunların arasında bulunanları, boşuna yaratmadık.(*) Bu, (sadece dünya hayatı vardır düşüncesi ancak) kâfirlerin zannıdır. Bu yüzden cehennem ateşine girecek olan kâfirlerin vay haline! (**)

(*) Dünya hayatının ötesinde, elbette bir ahiret hayatı vardır. Evrende eşsiz bir nizam vardır; her ilk oluş, bir ikinci oluşun başlangıcı, her olay s... Devamı..

Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu inkâr edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkâr edenlerin hâline!

Ve göğü ve yeri ve bunların arasında olanları beyhûde yere yaratmadık. Bu, küfre düşenlerin zannıdır. Artık küfre düşmüş olanlara ateşten bir helâk vardır.

Biz göğü, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları gayesiz, boşuna yaratmadık. Bu sadece kâfirlerin bir zannı ve iddiasıdır. Artık o ateşten vay haline o kâfirlerin!

Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık (bunlar bir tesadüf eseri değildir) bu, inkar edenlerin zannıdır, (onlar kainatın boş bir tesadüf eseri olduğunu söylerler). Ateşten vay hallerine o nankörlerin!

Biz göği ve yeri ve aralarında olanları bâtıl ve 'abes olarak yaratmadık. Kâfirler böyle zan iderler. Kâfirlere cehennem ateşi ne büyük belâdır.

Göğü, yeri ve ikisinin arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu, nankörlerin (kafirlerin) kuruntusudur. O nankörlerin, ateşten çekecekleri var.

Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu, inkar edenlerin zannıdır. Ateşe atılacak inkarcıların vay haline...

Biz göğü, yeri ve arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu kâfirlerin zannıdır. Cehennem ateşinden, o kâfirlerin başlarına gelecek var!

Biz şu göğü ve yeri ve ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Böyle düşünmek, küfre sapanların sanısıdır. Vay hallerine o inkârcıların, ateş yüzünden!

daħı yaratmaduķ gögi daħı yiri daħı anı kim ikisi arasındadur bāŧıl şol gümānidür anlaruñ kim kāfir oldılar. pes vay anlara kim kāfir oldılar oddan!

Daḫı biz yaratmaduḳ gögi ve yiri, daḫı ikisi arasında olanı, daḫı bāṭıl bile.Ol gümānıdur kāfirlerüñ. Vay kāfirlere cehennem odından.

Biz göyü, yeri və onların arasında olanları (bütün məxluqatı) boş-boşuna yaratmadıq. Bu, kafirlərin zənnidir. Vay cəhənnəm odunda yanacaq kafirlərin halına!

And We created not the heaven and the earth and all that is between them in vain. That is the opinion of those who disbelieve. And woe unto those who disbelieve, from the Fire!

Not without purpose did We(4179) create heaven and earth and all between! that were the thought of Unbelievers! but woe to the Unbelievers because of the Fire (of Hell)!

4179 Cf. 3:191. Unbelief is the subjective negation of a belief in Order, Beauty, Purpose, and Eternal Life. Unbelief is to Faith as Chaos is to Cosmo... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.