Vehel etâke nebeu-lḣasmi iż tesevverû-lmihrâb(e)
(Ey Resulüm!) Sana o davacıların (hasımların) haberi (ve hikâyesi) gelip (ulaşmadı) mı? Hani (Davud’un bulunduğu mekâna) mihraba (girmek için) yüksek duvarlardan tırmanmışlardı.
Sen, o davacılardan haber aldın mı? Hani Davud'un ibadet ettiği yerin duvarına tırmanmışlardı.
Ve duvardan tırmanarak, Davud'un ibadet etmekte olduğu yere giren davacıların haberi sana ulaştı mı?
Davacı kılığındaki suikastçilerin kıssası geldi mi sana? Mâbedin duvarından atlayarak gelmişler.
Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar yüksek duvardan tırmanarak mihraba girmişlerdi.
Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
Bir de (Davûd mescidde ibadetle meşgul olduğundan kapısında bekçiler vardı. Kapıdan içeri giremiyen) davacıların haberi geldi mi sana? Hani duvardan çıkıb mescide inmişlerdi.
Hiç davacıların haberi sana ulaştı mı? Onlar kaleye tırmandıklarında,
Sana o davacıların öyküsü geldi mi? Hani mabedinin duvarına tırmanmışlardı.
Sana davacının haberi erişmedi mi? Hani, onlar mihrabı aşaraktan
(Davud'un ibadet ettiği) mabedin duvarlarına tırmanan (İki) davacının kıssasından haberin oldu mu?
21,22. Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına girmişlerdi de, o onlardan ürkmüştü. Şöyle demişlerdi: "Korkma, birbirinin hakkına tecavüz etmiş iki davacıyız; aramızda adaletle hükmet, ondan ayrılma, bizi doğru yola çıkar."
Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.
21, 22. (Ey Muhammed!), Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud'un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler. *
Davacıların haberi sana ulaştı mı? Hani mabedine tırmanmışlardı.
Bir de davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
Bir de hasım kıssası geldi mi sana? Hani surdan mihraba aştıkları vakıt
Birbirleriyle davalıların haberi sana geldi mi? Duvarı aşarak mihraba gelmişlerdi!
Sana o da'vâcıların haberi geldi mi? Hani onlar dıvardan mescide tırmanmışlardı.
Hem sana o da'vâcıların haberi geldi mi? Hani ma'bed(in duvarın)a tırmanmışlardı.
Davut ve emrindekiler mescidin duvarlarının şekillerini düzeltirlerken birbiriyle sorunlu olup davalı olanların haberi sana geldi mi?
Sen dâvacıların haberini aldın mı? Hani onlar çardağa [⁶] tırmanıp çıkmışlardı [⁷].*
Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani onlar mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
O’nun bu özelliklerini anlatan güzel bir örnek olarak Sen dâvâcılardan haber aldın mı? Onların kıssası sana anlatıldı mı? Hani ekonomik ve sosyal hayatta Allah’ın yasalarını hiçe sayan, dünyada nasıl imtihan olacaklarını —haşa— Allah yerine kendileri karar veren iki kişi, sarayında özel olarak ibadetle meşgul olduğu bir sırada, istenmeyen ve beklenmeyen bu konuylaaniden Davud’un makamına çıkagelmişlerdi.
Sana o davalıların1 haberi geldi mi? Hani onlar, duvardan aşarak mihraba ulaşmışlardı.*
DÂVÂCILARIN kıssasından haberin oldu mu? [Davud'un ibadet ettiği] mâbedin duvarlarına tırmanan [iki kişinin kıssasından]? 22
Sana birbiriyle davalı o iki kişi ile ilgili kıssanın haberi geldi mi? Hani o iki kişi mabedin duvarına tırmanıp. 38/26
SEN dâvâcıların kıssasından haberdar oldun mu? Hani onlar duvardan tırmanıp özel odasına[4060] sızmışlardı.[4061]*
Ve sana o davacıların haberi geldi mi? O vakit ki, ibadetgâha tırmanıp çıkmışlardı.
21, 22. O mahkemeleşen hasımların olayından haberin oldu mu? Onlar mâbedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına birden girince o, onlardan ürktü. Onlar da “Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı geçen iki dâvalıyız. Senden dileğimiz: Aramızda adaletle hükmet, haktan uzaklaşma ve bize tam doğruyu göster. ” {KM, II Samuel 11; Mezmurlar 2, 7}
Sana davacıların haberi geldi mi? Hani odasının duvarına tırmanmışlardı,
Davacıların haberi sana geldi değil mi? Hani surlardan iç odaya sızmışlardı.
Sana o davacıların haberi gelmedi mi? Hani duvara tırmanmışlar.
Peki, o dâvâcıların haberi sana ulaştı mı? Hani onlar duvardan tırmanarak mâbede girmişlerdi.
Geldi mi sana, o çekişme hikâyesinin haberi? Hani, o hasımlar, duvarı aşarak mihraba ulaşmışlardı.
daħı geldi mi saña ŧartışıcı ħaber? ya'nį biri cebreyil biri mįkāyil ol vaķt kim aġdılar köşk dįvarına.
(Ya Peyğəmbər!) Sənə (Davudun padşahlığı vaxtı) dava edənlərin xəbəri gəlib çatdımı? O zaman onlar (Davuda məxsus) mə’bədə (ibadət vaxtı ora daxil olmaq qadağan edildiyi üçün) divardan aşıb gəlmişdilər.
And hath the story of the litigants come unto thee? How they climbed the wall into the royal chamber;
Has the Story of the Disputants reached thee?(4171) Behold, they climbed over the wall of the private chamber;*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |