11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sâd Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ yenzuru hâulâ-i illâ sayhaten vâhideten mâ lehâ min fevâk(in)

Ve bunlar da bekliyorlar ancak o tek bağrışı ki vakti geldi miydi, gecikmesine, dönmesine imkan yok.

(İşte) Bunlar da (bugünkü zalimler ve işbirlikçileri de, vakti geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan (kahredici) bir tek çığlıktan başkasını gözetliyor (sayılmazlardı)!

Ve o inkârcıları tek bir bela çığlığı beklemektedir, o bir an bile gecikmeyecektir.

Onlar da, sadece şiddetli bir gürleme halinde âni tek bir darbeye bakıyor. Onun da gecikmesi sözkonusu değil.

Onlar geri dönüşü olmayan bir tek çığlıktan başka bir şey beklemiyorlar.

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

Bunlar (kavmin olan Kureyş) da ancak bir tek sayhaya (kıyametteki Sûr üfürülüşüne) bakıyorlar. Öyle ki, onun geri çevrilişi yok...

Bunlar, bir tek patlamadan başka bir şey beklemiyorlar. Öyle bir patlama ki, ayrılma ve geri dönüşü olmayacaktır.

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.

Onlar ancak, durmayacak bulunan bir tek çığlık beklerler

Ve o (hakikati inkâr ede)nleri, tek bir (bela) çığlığı beklemektedir. O, (vakti gelince) bir an bile gecikmeyecektir.

Mekkeliler ne bekliyorlar? Kendilerine mutlak irişecek olan sadâyı mı?

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan tek bir çığlık beklemektedirler.

Bunlar da (müşrikler de) ancak (vakti gelince) asla geri kalmayacak korkunç bir ses bekliyorlar.

Bunlar da şimdi, bir daha geri dönüşe imkân bırakmayacak olan korkunç bir sesi, yalnızca bunu beklemektedirler.

Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.

Bunlar, onması olmayan bir tek patlama bekliyorlar.

Onlar da bir tek haykırışa bakıyorlar. Öyle ki onun gecikmesi de yoktur.

Onlar da başka değil, bir tek sayhaya bakıyorlar öyle ki ona hık yok

Bunlar da (müşrikler de) ancak bir an gecikmesi olmayan ve korkunç bir sayhâ (dan ibaret olan İsrâfil’in Sûr’a ilk üfürüşünü) bekliyorlar.

Bunlar geri dönüşü olmayan bir çığlıktan başkasını beklemiyorlar.

Bunlar da iki sağım aralığı kadar bile gecikmeyecek bir tek korkunç sesden başkasını gözetmiyor (lar).

Bunlar da ancak tek bir sayhayı (sûra birinci üfürülüşü) bekliyor. (Ama) onun (bir hayvanın ikinci sağımı kadar bile) gecikmesi yoktur.

Bunlar da (bu müşrikler de vakti geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan şiddetli bir sayhadan (çok yüksek frekanslı bir ses dalgasından ibaret olan kıyamet günündeki Sûrün üfürülüşünden) başka bir şey beklemiyorlar (yani bunlardan ölünceye dek şirk, inkâr ve zulme devam edenlerin cezası ahirette verilecektir).

Onlar üzerlerinden gelecek, engellenilemeyecek yüksek sesli bir belayı bekliyorlardı.

Bunların beklediği, yalnız bir tek çığlıktır. Bunun pek gecikeceği de yoktur.

Onlar ancak asla geri kalmayacak bir tek korkunç sesi [¹²] bekliyorlar.

[12] Kıyamet borusunu.

(Onların yok olması) ancak (vakti gelince) bir an bile geri kalmayacak olan korkunç bir sese [sayha] bakar.

Bunlar da (geldiğinde) bir anlık mühleti bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

Onlar, ölümün habercisi olan ve gelip çattığı anda ertelenmesi asla mümkün olamayan korkunç bir çığlıktan başka ne bekliyorlar! Öyle bir gaflet bataklığına gömülmüşler ki:

Bir tek sayha / yüksek sesten başka beklemiyorlar. Hiçbir gecikmesi yoktur.

Anlaşılan şimdi de bunlar, karşı konamaz o büyük patlamayı bekliyorlar.

Bunlar da tıpkı geçmiştekiler gibi uyarılarımızı ciddiye almıyorlar. İllaki kendilerini cezalandıracağımız korkunç bir ses mi bekliyorlar? Hiç düşünmüyorlar mı? Cezamız başlarına gelince geri dönüşü yoktur. Cezamız gelince hepsi yok edilir.

Bunlar da geri dönüşü olmayan bir (bela) sesinden başka bir şey beklemiyorlar.

Bu (kâfirler de) asla dönüşü olmayan bir çığlıktan başka bir şey beklemiyorlar.

Ve onları, [şimdi hakikati inkar edenleri,] tek bir [bela] çığlığı beklemektedir: o, bir an bile gecikmeyecektir. ¹⁸

18 Yani, “Allah’ın koyduğu vadenin ötesinde”.

İşte bunlar da ansızın başlarına gelecek ve tek bir nefes bile aldırmayacak korkunç sesten başka bir şey beklemiyorlar. 7/70, 36/49

Ve şu berikiler var ya; işte bunları bir tek belâ çığlığı beklemektedir: ilave bir nefes bile alamazlar.

Müşrikler de ertelenmesi imkânsız olan o korkunç sesi, (kıyamette sûr'un üfürülmesini) beklemektedirler. (Oysa onun alametleri belirmiştir),

Bunlar işi tek bir nara’ya bakıyor ve ondan koruyacak da yoktur.

Bunlar da kendisi için bir deve sağılacağı kadar bile geç kalmayacak bir tek sayhadan başkasını beklemiyorlar.

Onların kabirlerden dirilmeleri sadece bir tek çağrıya bakar. Ses yayılır yayılmaz hemen kalkarlar.

Bunlar(ın işi) de sadece geri dönmesi olmayan bir na'raya bakıyor.

Bu Mekke müşrikleri (helâkleri içün) ancak bir sayhaya intizâr iderler. O vakit bundan kurtuluş yokdur.

Bunların beklediği de ertelenmeyecek olan bir sesli buyruktan başkası değildir.

Bir an bile gecikmesi olmayan tek bir korkunç sesten başka bir şey beklemiyorlar.

Bunların beklediği de birtek sesten ibarettir ki, vakti eriştiğinde bir an bile gecikmeksizin geliverir.

Bunların beklediği de sadece, en küçük bir gecikmesi olmayan o müthiş titreşimli tek sestir.

daħı baķmaz uşbunlar illā bir çaġırmaġa yoķdur anuñ dönmek.

Bunlar muntaẓır olmazlar, illā bir ṣayḥaya ki nefḫ‐i ṣūrdur. Aña hīç te‐vaḳḳuf yoḳdur.

Bunlar (Məkkə müşrikləri) yalnız bir dəhşətli (tükürpədici) səsə (İsrafilin suru bircə dəfə üfürməsinə) bənddirlər. (Surun çalınması vaxtı gəlib çatdıqda isə) o, bir an belə gecikməz!

These wait for but one Shout, there will be no second thereto.

These (today) only wait for a single mighty Blast,(4164) which (when it comes) will brook no delay.(4165)

4164 Cf. 36:29, n. 3973. 4165 Fawaq. delay, the interval between one milking of a she-camel, and another, either to give her a breathing space or to g... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.