Feâmenû femetta’nâhum ilâ hîn(in)
Derken inandılar da onları muayyen bir zamanadek yaşattık, geçindirdik.
Nihayet ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar (dünyada barındırıp) yararlandırdık.
Onlar bu defa Yunus'a inandılar. Bunun üzerine biz de onları, belli bir süre geçindirdik.
O zaman, onlar iman ettiler. Biz de, bir vakte kadar, onları zevk-u safa içinde, refah içinde yaşattık.
Sonunda iman ettiler. Biz de onları belli bir süreye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırdık.
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.
Nihayet (Yunus peygamberin gaybubetinde azab gören kavmi) ona iman ettiler de onları ömürlerinin sonuna kadar geçindirdik.
Ona inandılar. Biz de belli bir zamana kadar onları yaşattık.
Ona inandılar, bu sebeple biz de onları belli bir süreye kadar refah içinde yaşattık.
Hemen ona inandılar, bir zaman da geçindirdik
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Ânlar îmân itdiler bir vakt-i mu’ayyene kadar dünyâdan istifâde itmelerine müsâ’ade iyledik.
Sonunda ona inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Bu defa onlar iman ettiler, biz de kendilerini belirli bir vakte kadar nimetlerimizle yaşattık.
Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık.
O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik
(Îmân ettiklerini, yaptıkları günahlara da tövbe ettiklerini, peygamberimizin huzurunda ikrar etme şartı ile tövbe ve dualarını kabul ettiğimiz Ninova halkı, tekrardan kendilerine gelen Yûnus peygamberin huzurunda) îmân etti (k) ler (ini ve yaptıkları günahlara pişman olduklarını itiraf ettiler). Biz de onları belli bir süreye kadar (dünya nimetlerinden) faydalandırdık.
Bu sefer inandılar. Biz de onları belli bir süre yararlandırdık.
Nihayet ona îman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.
Sonunda îmân ettiler de onları bir zamâna kadar (dünya ni'metlerinden)faydalandırdık.
Onlar, (bu defa ona) inandılar; bunun üzerine biz de onlara bir süreye kadar (ömürlerinin sonuna kadar) mutlu bir hayat yaşattık. *
Yunus’a inandılar. Bizde Yunus’a inananları bir zamana kadar yaşattık.
Bunun üzerine inandılar. Biz de onları bir süreye dek gönendirdik.
Bunun üzerine onlar iman ettiler, biz de bir müddet onları geçindirdik.
Sonunda inandılar Biz de onları bir süreye kadar hayattan yararlandırdık.
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.
Böylece onlar, Yunus’un çağrısına uyup ona iman ettiler. Biz de, tepelerine binmek üzere olan azâbı geri çevirdik ve onları, hayatlarının sonuna kadar huzur içinde yaşattık.
İman ettiler; onları bir süre geçindirdik.
Yûnusu sevdiler. Biz de onlara dirlik verdik...
Sonunda kavmi O’na inandı. Bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık.
Sonunda ona îman ettiler, Biz de onları (uygun gördüğümüz) süreye kadar yaşattık.
onlar, [bu defa o’na] inandılar; ⁵⁹ bunun üzerine Biz, verilen süre zarfında ⁶⁰ onlara mutlu bir hayat yaşattık.
Bu sefer Yunus’a iman ettiler, biz de onları belirli bir süreye kadar dünya nimetlerinden faydalandırdık. 10/98
Bu kez onlar iman ettiler; bu yüzden Biz de onları bir müddet daha refah içinde yaşattık.[⁴⁰³⁷]
(İlkin inkâr edenler) Sonunda ona inandılar, Biz de (dünyada) onları bir süreye kadar geçindirdik.
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Nihâyet imân ettiler, artık onları bir müddete kadar geçindirdik (faidelendirdik).
Yûnus onları tekrar hakka çağırınca, bu sefer iman ettiler. Biz de belirli bir süreye kadar onları hayattan istifade ettirdik.
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Îmân itmeleriyle onları bir zamân-ı mu'ayyene kadar hayâtdan müstefîd itdik.
Daha sonra ona inandılar. Biz de onları bir süreye kadar refah içinde yaşattık.
Ona iman ettiler, biz de onlara bir süreye kadar geçimlik verdik.
Onlar iman ettiler; Biz de onları belirli bir vakte kadar nimetlerimizden nasiplendirdik.
Onlar inandılar. Biz de onları bir vakte kadar nimetlendirdik.
pes įmān getürdiler pes gönendürdük anları bir zamāna degin.
Īmān getürdiler. Pes gönderdük anları bir zamāna degin.
Nəhayət, onlar ona (Yunisə) iman gətirdilər və Biz də onlara müəyyən vaxtadək (ömürlərinin axırına kimi) gün-güzəran verdik.
And they believed, therefor We gave them comfort for a while.
And they believed; so We permitted them to enjoy (their life)(4128) for a while.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |