25 Eylül 2023 - 10 Rebiü'l-Evvel 1445 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sâffât Suresi 145. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fenebeżnâhu bil’arâ-i vehuve sekîm(un)

Derken onu ıssız bir yere çıkardık ve o, hastaydı da.

 Sonunda bitkin bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.

Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de O'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık.

Biz onu hasta, halsiz bir halde, bir açık alana çıkardık.

Biz de onu, hasta bir halde çıplak boş bir alana attık.

Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.

Hemen onu sahile attık, hasta idi.

Fakat Biz onu, hasta olarak boş bir yere attık.

Onu bitkin bir halde açık araziye attık.

Hemen bir kıra bıraktık onu, o hasta idi !

Derken biz onu baygın ve bitkin bir halde ıssız bir sahile çıkardık.

145,146. Biz ânı çıplak bir sâhile atdık, hasta idi. Etrâfında gölge virmesi içün bir kabak ağacı yetişdirdik.

Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.

Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık.

Sağlığı bozulmuş olarak onun ıssız bir kıyıya bırakılmasını sağladık;

Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.

Onu çöl gibi bir sahile attık, yorgun ve bitkin...

Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.

Hemen biz onu alana attık hasta idi

Nihâyet biz (balığa emrederek) onu hasta (ve bitkin) bir hâlde, (ağaçsız, ıssız) bir yere attı (rdı) k.

Sonunda, onu bitkin bir halde ıssız bir yere attık.

İşte biz onu, kendisi de hasta olarak, açık bir yere (çıkarıb) bırakdık.

Bunun üzerine kendisi hasta bir hâlde iken onu (ağaçsız bir) alana attık.

Biz onu bitkin bir durumda boş bir sahile attık.

İşte Biz onu hasta olarak çorak bir yere bıraktık.

Artık biz, o gün onu hasta bir halde gölgesiz bir yere bıraktık.

Nihayet onu hâlsiz [sekîm] bir hâlde ıssız sahile attık.

Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.

Nihâyet Yunus tövbe edince, onu hasta ve bitkin bir hâlde, bitki örtüsü olmayan ıssız bir sahile attık.

Derken, bitkin halde onu Boş Alan’a çıkarıp attık.

Onu gayet bitkin bir şekilde sahile attık.

Yunus’u verdiği sözden dolayı af ettik. Balık O’nu hasta bir halde ağaçsız boş bir yere bıraktı.

Hâlsiz bir vaziyette onu kıyıya çıkarmıştık.

Sonunda Biz, onu rahatsız bir durumdayken ıssız bir yere çıkarttık.

ama biz o’nu manevî çöküntü/iç huzursuzluğu içinde ıssız bir kıyıya çıkarttık,

Derken biz onu baygın ve bitkin bir halde ıssız bir sahile attık. 37/139...147, 54/48.50

Sonunda Biz onu bitkin bir halde ıssız ve çorak bir kıyıya çıkarttık;

Fakat biz onu, bitkin bir halde iken, sahile atıverdik.

Onu hasta bir halde çıplak bir yere attık.

Artık O'nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik.

Derken Biz onu ağaçsız çıplak bir sahile attık, o bitkin bir halde idi.

(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti, biz de) Onu hasta bir halde ağaçsız, çıplak bir yere attık.

Onı (balığın karnından çıkarub) sâhile atdık. Hasta idi.

Sonra onu açık bir alana attık; hastaydı.

Ama biz onu bitkin (hasta) olduğu halde bir yere çıkardık.

Sonra onu hasta halde boş bir araziye attık.

Bir süre sonra onu, çıplak araziye attık. Hastalanmıştı.

pes bıraķduķ anı yazıya ol śayru-y-iken.

Pes anı balıḳ ḳarnından çıḳarup ṣaḥrāya bıraḳdı ol ṣayru‐y‐iken.

Nəhayət, o, xəstə olduğu halda onu boş bir yerə (sahilə) atdıq.

Then We cast him on a desert shore while he was sick;

But We cast him forth on the naked shore in a state of sickness,(4126)

4126 Cf. 37:89 above. His strange situation might well have caused him to be ill. He wanted fresh air and solitude. He got both in the open plain, an... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.