Ve bâraknâ ‘aleyhi ve ’alâ ishâk(a)(c) vemin żurriyyetihimâ muhsinun vezâlimun linefsihi mubîn(un)
Onu da kutladık, İshak'ı da ve ikisinin de soyundan iyilik eden de var, apaçık nefsine zulmeden de.
Ona ve İshak’a bereketler verdik (kendilerini mübarek kıldık). İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan iman ve iyilik ehli) de vardır, (ama) açıkça kendi nefsine zulmeden (küfür ve kötülüğe düşenler) de (vardır).
O'nu da, İshak'ı da uğurlu kıldık, ama onların soylarından iyi işler yapanlar da çıkacak, varoluş gayesi dışına çıkan da olacaktır.
İbrâhim'e ve İshak'a bereketler ihsan ettik. Onların nesillerinden iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idareciler ve müslümanlar olacak, kendilerine yazık eden, açık açık günaha giren âsiler de olacak.
Ona da, İshak'a da bereketler verdik. Onların soylarından iyilik eden de var, kendine açıkça haksızlık eden de.
Ona ve İshak'a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de.
Hem İbrahîm'e, hem İshâk'a bereketler verdik. Her ikisinin soyundan mümin olan da var, nefsine açık zulmeden de var.
Onu ve İshak’ı mübarek ve bereketli kıldık. Onların zürriyetlerinden iyiler olduğu gibi, apaçık kendine zulmedenler de vardır.
Onu ve İshâk ailesini mübarek kıldık. O ikisinin soyundan iyi iş yapanlar da, kendilerine açıkça zulmedenler de vardır.
Ona, onu da, İshak'ı da biz uğurlu eyledik; onların nesillerinden iyiler de var, kendilerine açık zulmedenler de var
Ayrıca hem (İbrahim'in) kendisine, hem de oğlu (İsmail'e ve) İshak'a katımızdan nîmet ve bereketler ihsan ettik. Onların soyundan gelenler arasında iyi insanlar olduğu gibi kendisine açıkça kötülük eden zalim kimseler de vardır.
Biz İbrâhîm ve İshak’a bereket virdik. Ânların zürriyetinden ba’zıları muhsin oldılar, ba’zıları da nefislerine zulüm itdiler.
Kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık; ikisinin soyundan iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık eden de vardır.*
Onu da İshak’ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.
Ona ve İshak’a bereketler indirdik. Onların soyu içinde iyisi bulunduğu gibi açıkça kendine kötülük edeni de olacaktı.
112, 113. Sâlihlerden bir peygamber olarak O'na (İbrahim'e) İshak'ı müjdeledik. Kendisini ve İshak'ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak.
Ona da İshak'a da lütufta bulunduk. Kuşkusuz, ikisinin de soyundan hem iyi davrananlar var, hem kendisine zulmedenler.
Hem ona hem İshak'a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var.
Hem ona hem İshaka bereketler verdik. İkisinin zürriyyetinden de hem muhsin olan var hem de nefsine açık zulmeden
Ona ve İshâk’a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi kimseler bulunduğu gibi, nefsine apaçık zulmedenler de mevcuttur.
Hem ona, hem Ishaka (feyz-ü) bereketler verdik. Her ikisinin neslinden iyi hareket edeni de vardır, nefsine apaçık zulm edeni de.
Ona da, İshâk'a da bereket verdik. Her ikisinin neslinden iyilik eden de, nefsine apaçık zulmeden de bulunur.
Onu da (İbrahim’i), İshak’ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin soyundan iyiler de vardır; kendine açıkça zulmedenler (yazık edenler) de.
İbrahim ve İshak’a bereketler yağdırdık. Onların neslinden güzel davrananlar olduğu gibi, açıkça kendi nefislerine zulmedenler de oldu.
Hem İbrahim’i, hem de İshak’ı uğurlu kıldık. Her ikisinin de soylarından iyilik edenler de vardı, açıktan açığa kendilerine kıyanlar da vardı.
Biz onu ve İshak’ı mübarek kıldık. Her ikisinin soyundan iyiler [muhsin] olduğu gibi, açıkça kendisine zulmedenler de vardır.
Ona da İshak'a da bereketler verdik. İkisinin soyundan iyi davranan da var, açıkça kendi nefsine zulmetmekte olan da.
Ayrıca hem kendisine, hem de oğlu İsmail ve İshak’a katımızdan nîmet ve bereketler ihsan ettik. Fakat böyle mübarek bir Peygamberin soyundan gelmek, kişiye Allah katında özel bir statü, bir ayrıcalık kazandırmaz.Onların soyundan gelenler arasında Allah’ın gönderdiği bütün elçilere ve kitaplara iman eden iyi insanlar olduğu gibi, kendisine açıkça kötülük edenzâlim kimseler de var.
Ona da, İshak’a da bereketler verdik / mübarek kıldık. İkisinin soyundan muhsin de vardır; açıkça kendi nefsine zulmeden / zâlim de vardır.
İbrahim ve İshâk için hayır-duada bulunduk. İbrahimlerin soyundan iyiler de geldi, kendisine bile hayrı olmayanlar da geldi...
Kendisine ve İshak’a bereketler verdik! Onların neslinden gelenler arasında iyi hareket eden de var, kendisine zulmedip kötü yola giren de var.
Ona ve İshak’a bereketler vermiştik. Her ikisinin neslinden iyilik yapan da kendisine açıkça haksızlık eden de çıkacaktır.
O (İsmail’e) de İshak’a da bereketler verdik.¹ İkisinin soyundan, iyi işler yapan da var, açıkça kendisine zulmeden² de vardır.
o’nu ve İshâk’ı kutsadık: ama onların soyundan iyi işler yapan da çıkacak, kendisine açıkça zulmeden de. ⁴⁵
Onu da İshak’ı da soyunu da bereketlendirdik. Ama her ikisinin soyundan iyi insanlar çıktığı gibi onların mirasına ihanet edenler de çıkmıştır. 35/32
dahası onu[⁴⁰²⁵] ve İshak’ı mübarek kıldık: ama o ikisinin soyundan dürüst ve erdemli olan da var, kendisine açıkça zulmeden de.[⁴⁰²⁶]
Onu da, İshak'ı da mübarek kıldık. (İbrahim'in -İsmail ile İshak- oğullarından her) İkisinin soyundan da hem iyi kimseler hem de, kötülük yaparak kendisine yazık edenler vardır.
Onu da İshak’ı da bereketli kıldık. Her ikisinin nesillerinden muhsinler ve kendine apaçık zulmedenler de olacak.
Ve onun üzerine ve İshak üzerine bereketler verdik ve ikisinin zürriyetinden muhsin olan da vardır ve nefsine apaçık zulmeden de.
Kendisine de İshak'a da feyiz ve bereketler verdik. Onların neslinden gelenler arasında iyi davranan da var, kendi nefsine açıkça zulmeden de!
Kendisine de, İshak'a da bereketler verdik. Onların neslinden (gelenler arasında) iyi hareket eden de var, açıkça kendisine zulmeden de.
Ona ve İshâk'a bereket ihsân iyledik. Onların zürriyetlerinden muhsinler oldığı gibi nefislerine âşikâr zulüm idenler de vardır.
Onu da İshak'ı da bereketlendirdik. Onların soyundan iyiler de, kendilerine gerçekten zulmedenler de vardır.
Onu da, İshak'ı da kutlu ve uğurlu kıldık. İkisinin neslinden de hem iyi kulluk edenler var, hem de kendisine açıkça zulmedenler.
Ona da İshak'a da bereketler lütfettik. Onların zürriyetlerinden iyi düşünüp iyi davranan da var, öz benliğine açıkça zulmeden de var.
daħı bereket virdük aña daħı isḥāķ’a. daħı nesillerinden ol ikinüñ eyü işlüdür ya'nį mü’min daħı žulm eyleyicidür gendüzine ya'nį kāfir bellü.
Daḫı bereket virdük İbrāhīme, İsḥāḳa daḫı. Anlaruñ ẕürriyetlerinden muḥsinler ve ẓālimler daḫı var ki öz nefslerine ḳatı ẓulm iderler.
Biz ona İshaqa (peyğəmbərliklə, övlad çoxluğu ilə) bərəkət verdik. Onların hər ikisinin nəslindən yaxşı işlər görən də var, açıq-aşkar özünə zülm edən də!
And We blessed him and Isaac. And of their seed are some who do good, and some who plainly wrong themselves.
We blessed him and Isaac: but of their progeny are (some) that do right, and (some) that obviously(4106) do wrong, to their own souls.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |