Felemmâ belaġa me’ahu-ssa’ye kâle yâ buneyye innî erâ fî-lmenâmi ennî eżbehuke fenzur mâżâ terâ(c) kâle yâ ebeti-f’al mâ tu/mer(u)(s) setecidunî in şâa(A)llâhu mine-ssâbirîn(e)
İbrahim'le beraber koşup gezecek çağa gelince İbrahim, oğulcağızım demişti, ben, rüyamda, seni kesiyorum gördüm, bir bak, düşün, sen ne dersin buna? O da babacığım demişti, ne emredildiyse sana, onu yap, Allah dilerse beni sabredenlerden bulursun.
(Çocuk) Onun yanında koşma (ve hafiften iş tutma) çağına eriştiğinde (Hz. İbrahim oğluna:) "Yavrucuğum," dedi. "Ben rüyamda seni boğazlayıp (kurban ettiğimi görüyorum, şimdi bak düşün); görüşün nedir? (Söyle!)" Dedi ki (oğlu İsmail): "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın."
Bu oğul, İsmail, babasının tutum ve davranışlarını anlayıp, O'nunla çalışabilecek bir olgunluk ve yaşa gelince, babası şöyle dedi: “Yavrucuğum, rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün ne dersin? Oğul: “Babacığım” dedi. “Sana emredilen neyse onu yap, inşaallah beni her türlü sıkıntıya göğüs gerebilenlerden bulacaksın.”
Babasıyla beraber koşup gezecek, babasını anlayacak çağa gelince, babası:
“Oğulcuğum, rüyâlarımda, kendimi, hep seni kurban edecek vaziyetteyken görüyorum. Sen de, bu konuda ne düşündüğünü, görüşünü söyle?” dedi. İsmail de:
“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygunsa, beni sabredenlerden, metanetini kaybetmeyenlerden bulacaksın” dedi.
(Çocuk) onun yanında koşacak çağa erince dedi ki: "Ey oğulcağızım! Ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bak ne düşünürsün?" Dedi ki: "Ey babacığım! Sen emrolunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın."
Böylece (çocuk) yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): “Oğlum” dedi. “Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun.” (Oğlu İsmail) Dedi ki: “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın.”
Vakta ki, yanında koşmak çağına erdi, (ona şöyle) dedi: “- Yavrum! Ben rüyamda görüyorum ki, seni boğazlıyorum. Artık bak, ne düşünürsün?” (Çocuk ona şöyle) dedi: “- Babacağım! Sana, ne emrediliyorsa yap; İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.”
O çocuk babasıyla beraber, çalışma çağına erişince, babası: “Ey oğulcuğum! Hiç şüphesiz, ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bak da ne düşüneceksin?” dedi. O: “Ey babacığım! Emredildiğini yap! İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.
Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince, “Yavrucuğum! Rüyamda seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün; ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap! İnşallah beni sabredenlerden bulursun” diye cevap verdi.
Onunla, o çalışır bir çağa eriştiğinde, İbrahim dedi ki: «Ey yavrucuğum! Düşümde gördüm ki ben seni kurban ederim, bak sen ne dersin?»; oğlu dedi ki: «Babacığım! Buyrulan ne ise onu yapasın, Allah dilerse, beni sabırlılardan bulursun!»
Çocuk doğru ile yanlışı birbirinden ayırabileceği ergenlik çağına erişince de İbrahim ona: “Yavrucuğum, rüyamda seni kurban etmeye hazırlandığımı görüyorum, bir düşün bakalım bu işe ne diyeceksin?” diye sordu. Oğlu da “Babacığım! Rüyanda sana emrolunan şeyi yap, inşallah beni sabreden biri olarak bulacaksın” dedi.
Çocuk biraz büyüdüğü vakit pederi âna: "Oğlum ru’yâmda seni Allâh’a kurbân itdiğimi gördüm, düşün biraz ne dirsin?" didi. Çocuk: "Baba sana emr olunanı yap, inşâAllâh benim sabır ile tahammül ideceğimi görirsin" cevâbını virdi.
Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca: "Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?" dedi. "Ey babacığım! Ne ile emrolundunsa yap, Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin" dedi.
Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.
Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşaallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.”
Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
Onunla birlikte çalışma çağına varınca, "Oğlum," dedi, "Rüyamda seni boğazlamam gerektiğini görüyorum. Ne düşünüyorsun?" "Babacığım," dedi, "Sana emredileni uygula. ALLAH dilerse beni sabırlı bulacaksın."
Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
Vakta ki yanında koşmak çağına erdi, ey yavrum! dedi ben menamda görüyorum ki ben seni boğazlıyorum, artık bak ne görüyorsun! ey babacığım dedi: ne emrolunuyorsan yap! beni inşaallah sabirînden bulacaksın
Böylece yanında koşma çağına gelince (İbrâhîm ona), “Yavrucuğum, şüphesiz, ben seni rüyamda boğazlarken (Allah için kurban ederken) görüyorum. Bir düşün (bakalım! Sana bu anlattıklarım hakkında) ne dersin?” dedi. (Oğlu İsmâil): “Babacığım, sana (Allah tarafından) emredilen neyse onu yap. İnşaAllah, beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.
Çocuk babasıyla birlikte iş tutacak çağa eriştiği zaman, babası: “Ey oğulcuğum! Ben, uykumda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün bakalım, sen ne dersin?” dedi. Çocuk: “Ey babacığım! Sana buyurulanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.
Artık o (oğul İbrâhîmin) yanında koşmak çağına erince (babası) «Oğulcağızım, dedi, ben seni rü'yamda boğazlıyorum görüyorum. Bak artık ne düşünürsün». (Oğlu) dedi: «Babacığım, sana edilen emir ne ise yap. İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın».
Nihâyet (çocuğu) onunla berâber çalışacak çağa erişince (İbrâhîm): “Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda (rüyâmda) görüyorum ki, gerçekten ben seni boğazlıyorum(kurbân ediyorum); artık bak, (bu rüyâm hakkında) sen ne görürsün (fikrin nedir)?” dedi.(Çocuğu İsmâîl:) “Ey babacığım! Sana emredileni yap! İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın!” dedi.
(Çocuk) babasıyla beraber koşup gezecek, (babasını anlayacak) çağa gelince, babası: “Ey Oğulcuğum! Rüyamda hep seni boğazlayacak vaziyetteyken görüyorum. Bir bak, sen ne düşünüyorsun (bu rüya hakkında görüşün nedir)?” dedi. Çocuk babasına “Ey babacığım! emrolunduğun (uygun gördüğün) şeyi yap. Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.*
Çocuk babası ile beraber koşturacak çağa ulaşınca, babası “Ey Oğulcuğum! Rüyamda seni boğazlarken gördüm. Bak, senin (bu rüyaya karşı) görüşün nedir?” dedi. Çocuk babasına “Ey babacığım! Sen emr olunduğun şeyi yap. Şüphesiz ki, Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.
Oğlu kendisiyle çalışabilir bir yaşa gelince İbrahim dedi: "Oğulcuğum, düşümde gördüm, seni boğazlıyormuşum. Buna ne dersin sen?" Oğlu dedi: "Babacığım, sen san ne buyrulduysa onu yerine getir. Allah dilerse sen beni katlananlar arasında bulursun."
(Oğlu) kendisiyle birlikte iş yapacak çağa gelince, (İbrahim), “Ey oğulcuğum! Muhakkak ki ben, rüyamda seni boğazladığımı/kurban ettiğimi görüyorum. Bir bak! Görüşün ne?” dedi. (Oğlu da) “Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden/göğüs gerenlerden bulacaksın” dedi.²²
Böylece (çocuk) onun yanında çaba gösterebilecek çağa erişince (İbrahim ona), “Oğlum!” dedi. “Gerçekten ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Bir bak, sen ne düşünüyorsun.” (Oğlu İsmail) Dedi ki: “Babacığım, emredildiğin şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.”
İlâhî müjde gerçekleşti ve İbrahim’in ikinci hanımı Hâcer’den bir çocuğu dünyaya geldi. İbrahim, bir süre sonra Allah’ın emriyle eşi ve çocuğunu Mekke’ye yerleştirdi. Yıllar sonra İsmail, İbrahim’in yanında yürüyüp koşacakve denileni anlayıp uygulayacak çağa ulaşınca, babası onu karşısına aldı ve “Sevgili yavrum!” dedi, “Ben, üç gecedir üst üste rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum. Sen de bilirsin ki, Peygamberlerin rüyası Allah’tan gelen açık bir emirdir ve mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Bir düşün, sen ne dersin buna?” İsmail hiç tereddüt etmeden, “Sana Allah tarafından emredilen neyse onu yap, babacığım! Benim için endişelenme. Göreceksin, Allah’ın izniyle buna sabredeceğim!” dedi.
Yanında çalışacak bir yaşa geldiğinde ona: -“Oğlum! Ben, Uyku’da seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak, ne görüyorsun?” dedi.
“Babacığım! Emredileceğin şeyi yap! İnşallah beni Sabredenler’den bulacaksın” dedi.
İbrahim bir gün, artık kendisiyle iş tutmaya başlayan oğluna: " Yavrum! rüyamda hep seni boğazladığımı görüyorum, ne dersin bu işe? " deyince oğlu: " Babacığım sen, sana emredileni yap. Allah'ın izniyle beni sabırlı bulacaksın " dedi.
Çocuk onun yanında koşma çağına gelince; Rüyasında çocuğunu kurban ettiğini görmeye başladı. Allah’a yalvarışını hatırladı. Allah’a bir çocuk verirse yoluna kurban edeceğini söylemişti. Allah rüyalarında sözünü hatırlatıyor, verdiği sözde durmasını istiyordu. Bunun üzerine İbrahim çocuğa; "Yavrum! Ben uykuda görüyorum ki seni kesiyorum. Düşün taşın! Bu duruma ne dersin?" Çocuk, "Babacığım sana emredileni yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!" dedi.
(Oğlu) onunla birlikte yürüyecek çağa ulaşınca, (İbrahim) “Ey yavrucuğum! Rüyada seni kesmekte olduğumu görüyorum; bir düşün, ne dersin?” demişti. (O da) “Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” demişti. [*]
(İsmail) onu anlayabilecek çağa¹ ulaşıp da (İbrahim ona): “Ey oğlum! Gerçekten rüyamda ben seni kurban ettiğimi görüyorum. Bir düşün, buna ne dersin?” deyince, (İsmail) de: “Ey Babacığım! Sana emredileni yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.
Ve [bir gün, çocuk, babasının] tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde ³⁹ babası şöyle dedi: “Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm: bir düşün, ne dersin?” [İsmail]: “Ey babacığım” dedi, “sana emredilen neyse onu yap: İnşallah beni sıkıntıya göğüs gerenler arasında bulacaksın!”
Çocuk, onun çaba ve tasasına ortak olacak yaşa gelince, ona dedi ki; – Yavrucuğum, rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum, bir düşün ne dersin bu işe? Çocuk; – Babacığım, sen sana emrolunanı yap! Dedi. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın! 2/112...136
Derken çocuk onun çaba ve tasasına ortak olacak olgunluğa eriştiğinde, (İbrahim) şöyle dedi: “Yavrucuğum! Kendimi rüyada seni kurban ederken görüyorum; bir bak bakalım, sen bu işe ne dersin?” (Oğul) “Babacığım!” dedi, “Sana emredileni yap; inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.”
Oğlu; (kendisinin yanında gezip dolaşacak çağa gelince) İbrahim ona: "Oğulcağızım, doğrusu rüyada seni kurban ettiğimi gördüm, buna ne dersin?" (Rabbinin emrini kabul eder misin?) diye sorduğunda o: "Babacığım, sana emrolunanı yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" diye cevap verdi.
Ne zaman ki kendisiyle beraber çalışacak duruma geldiğinde babası ona şöyle dedi: "Ey yavrucuğum! Rüyamda seni (Allah için) boğazladığımı görüyorum bak bir düşün, ne dersin?" (İsmail): "Ey babacığım" dedi, "sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!"
Vaktâ ki, onunla beraber yürümek çağına yetişti. Dedi: «Oğulcağımız! Ben, şüphe yok rüyâda görüyorum ki, muhakkak seni boğazlıyorum. Artık bak, sen ne görürsün.» Dedi: «Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.»
Çocuk büyüyüp yanında koşacak çağa erişince bir gün ona: “Evladım, dedi, ben rüyamda seni kurban etmeye giriştiğimi görüyorum, nasıl yaparız bu işi, sen ne dersin bu işe! ”Oğlu: “Babacığım! dedi, hiç düşünüp çekinme, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap. Allah'ın izniyle benim de sabırlı, dayanıklı biri olduğumu göreceksin! ”. [19, 54-55] {KM, Çıkış 13, 2;
(Çocuk) Onun yanında koşma çağına erişince (İbrahim ona): "Yavrum, dedi, ben uykuda görüyorum ki ben seni kesiyorum; (düşün) bak, ne dersin?" (Çocuk): "Babacığım, sana emredileni yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın." dedi.
Vaktâ ki çocuk babasıyla berâber yürümeğe bâliğ oldı. İbrâhîm: "Ey Oğlum! Ru'yâda seni boğazlıyorum gördüm. Bak sen buna ne dirsin" didikde çocuk: "Ey Pederim! Sana emr olunanı icrâ it. İnşâallâh beni sâbirlerden bulursun" didi.
“(İbrahim) ile birlikte çalışacak yaşa gelince ona dedi ki: “Yavrucuğum, rüyamda gördüm; ben gerçekten seni boğazlıyorum. Düşün bakalım, ne dersin?” “Babacığım, ne emrediliyorsa sen onu yap. İnşaallah sabırlılardan olduğumu göreceksin.”
Çocuk, onunla çalışacak, yürüyecek bir yaşa gelince, ona dedi ki;-Oğulcuğum, bak, rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum. Ne dersin? Oğlu;-Babacığım, sana emrolunanı yap! dedi. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!.
Kendisiyle beraber iş yapacak çağa geldiğinde, İbrahim oğluna dedi ki: “Oğulcuğum, rüyamda seni kurban ederken gördüm. Buna ne dersin?” Oğlu “Sana emredileni yap, baba,” dedi. “İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.”
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın."
pes ol vaķt kim irdi ya'nį ismā'il anuñ-ile yürimege eyitti “iy oġlancuġum! bayıķ ben görürin düşde kim bayıķ ben boġazların seni pes baķ ne nesene görürsin.” eyitti “iy atam! işle anı kim buyrılursın tįz bulasın beni eger Tañrı diler-ise śabr eyleyicilerden.”
Pes ol vaḳt ki özi‐y‐le yürümege yitişdi. Eyitdi: İy oġlum, ben düşde görür‐men ki seni boġazlayorur‐men. Pes gör ne görürsin, didi. İsmā‘īl eyitdi: Yāatacuġum, işle her ne buyrulsa saña, didi. İnşā’allāh beni ṣabr idicilerdenṭaparsın, didi.
O, yüyürüb qaçmaq (atasına kömək edə bilmək) çağına (on üç yaşına) çatdıqda (İbrahim) dedi: “Oğlum! Yuxuda gördüm ki, səni qurban kəsirəm. Bax gör (bu barədə) nə fikirləşirsən!” O dedi: “Atacan! Sənə nə əmr olunursa, onu da et. İnşallah, mənim səbirlilərdən olduğumu görəcəksən!”
And when (his son) was old enough to walk with him, (Abraham) said: O my dear son, I have seen in a dream that I must sacrifice thee. So look, what thinkest thou? He said: O my father! Do that which thou art commanded. Allah willing, thou shalt find me of the steadfast.
Then, when (the son) reached (the age of) (serious) work with him, he said: "O my son! I see in vision(⁴⁰⁹⁸) that I offer thee in sacrifice:(⁴⁰⁹⁹) Now see what is thy view!" (The son) said: "O my father! Do as thou art commanded: thou will find me, if Allah so wills one practising Patience and Constancy!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |