İnnâ ce’alnâ fî a’nâkihim aġlâlen fehiye ilâ-l-eżkâni fehum mukmehûn(e)
Şüphe yok ki biz, boyunlarına laleler vurduk, elleri, adeta çenelerine kenetlendi lalelerle, bu yüzden onlar, başlarını dimdik tutarlar.
Gerçekten Biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan manevi) demir halkalar-kelepçeler geçirdik; bu yüzden başları (gaflet, cehalet ve enaniyet gururuyla) yukarı kalkıktır.
Onların boyunlarına esaret, ceza ve azap olsun diye, çenelerine kadar uzayan demir halkalar geçirdik de, burunları yukarı, gözleri aşağı somurtup kalmışlardır.
Biz onların boyunlarına demir halkalar, lâleler geçirdik. Halkalar çenelerine dayanır. Bu yüzden burunları yukarda, gözlerini yere dikip somurtmuş kalmışlardır.
Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Çünkü biz, o kâfirlerin boyunlarına bağlar geçirmişiz ki, bunlar çenelerine dayanmıştır da başları yukarı kalkık bulunuyorlar. (Artık hak tarafına başlarını çeviripte boyun eğmezler.)
Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanacak olan demir halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Biz onların boyunlarına, çenelerine değin halkalar geçirdik, başlarını eğemezler !
Biz, (kötü niyet ve eylemlerinden dolayı) onların boyunlarına çenelere kadar dayanan halkalar geçirdik. Bu sebeple başları (ve burunları) yukarıya kalkıktır (küstahça böbürlenmeleri yüzünden Hakka boyun eğmezler).
Boyunlarına lâle geçirdik çenelerini sıkıyor başlarını doğrultamayacaklardır.
Boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkalar geçirmişizdir, bunun için başları yukarı kalkıktır.
Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
Biz onların boyunlarına çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik, bu yüzden kafaları yukarı kalkık durmaktadır.
Boyunlarına, çenelerine kadar varan prangalar taktık da kafaları yukarıya dikilmiştir.
Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
Çünkü biz onların boyunlarına kelepçekler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar
Şüphesiz ki biz, onların (hakkı inkârda ısrar edenlerin) boyunlarına, çenelerine kadar dayanan (manevi) halkalar (tasmalar) geçirdik. Bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanan demir halkalar geçirdik. Bu nedenle başları sürekli yukarıda kalkık olanlardır.¹
Hakıykat, biz onların boyunlarına öyle lâleler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmış haldedirler.
Muhakkak ki biz onların boyunlarına halkalar geçirdik; öyle ki o (demir halkalar)çenelerine kadar (dayanmış)tır; bu yüzden onlar başları yukarı kalkık kimselerdir.
Biz (hesap günü) onların (o mesajlarımızın tebliğini almış olup inanmamış olanların) boyunlarına, çenelerine kadar dayanan halkalar (gibi inkâr ve kötü amellerini) geçirmiş (olacağ)ız da kafaları yukarı doğru kalkık bir vaziyete kalır. (*)
(Hesap günü) Onların çenelerine kadar boyunlarına geçecek halkalar hazırladık ki, kafalarını dik tutsunlar.
İşte Biz de onların boyunlarına demir kangallar geçirdik, bu kangallar onların çenelerine kadar dayandı da artık başları dikile kaldı.
Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanacak, başlarını dimdik tutacak lâleler vurduk [⁵].
Muhakkak ki Biz onların boyunlarına demir halkalar/ boyunduruklar [ağlâl] geçirdik. (Onlar da) çenelerine dayanmıştır da bu yüzden kafaları yukarıya kalkıktır.⁴
Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıklardır.
Biz onların boyunlarına, ta çenelerine kadar dayanan bireysel ve sosyal kelepçeler geçirmişizdir; işte bu yüzden burunları havada, başları yukarı kalkıktır. Gözlerini kör eden kibir ve inatları, hemen önlerindeki hakikati görmelerine ve Allah’ın hükmüne boyun eğmelerine mâni olmaktadır. Ayrıca;
Biz, boyunlarına demir halkalar geçirdik, Çeneler’e kadar! Bu yüzden dikbaştırlar.
Biz, bu gibilerin boyunlarına, demir tasmalar taktık. Hem de çenelerine kadar. Burunları, bu yüzden havadadır.
Yaratırken onlara bazı özellikler verdik. Kibirlenmeye karşı alçak gönüllülük, nefrete karşı sevgi, bencilliğe karşı paylaşım, intikama karşı af yollarını gösterdik. Akılsızlıklarına karşı akıl etmeyi öğrettik. Kötülüklere karşı iyi olmayı öğütledik. Buna rağmen onlar içlerindeki olumsuz özellikleriyle yollarını çiziyor. Böylece tercih ettikleri kibir, bencillik, nefret, intikam duygularını boyunlarına halka yaptık. Tercih ettikleri özellikler dolayısıyla kafaları hep yukarı kalkıktır. İnsanlara karşı büyüklük kibirlilik taslarlar. Kendilerini hep üstün görürler. Kendilerinden zayıflara acımazlar.
Şüphesiz ki biz onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanacak halkalar geçirdik; başları yukarı kalkıktır. [*]
Gerçekten Biz, o (inanmayan)ların boyunlarına, çenelerine kadar (dayanan) demir halkalar¹ geçirdik de;² bu yüzden başları yukarı, gözleri aşağı, somurtup dururlar.
Onların boyunlarına çenelerine kadar uzayan demir halkalar geçirdik ki ⁶ kafalarını dik tutmak zorunda kalsınlar; ⁷
Sanki biz onların boyunlarına, çenelerine kadar uzanan demir halkalar geçirmişiz de bir türlü başlarını eğemiyorlar. 6/111, 7/101, 10/96-97
Zira (sanki) Biz onların boyunlarına, çenelerine kadar uzanan demir halkalar geçirmişizdir de, başlarını bir türlü eğememektedirler.[³⁹³¹]
Biz onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanan, başlarını dimdik tutacak (gözle görünmeyen) demir halkalar geçirdik. (Ki artık onlar kibirlerini yenip, hakk'a boyun eğmezler)
Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.
Şüphe yok ki, Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişizdir, tâ ki onların çenelerine kadar dayanmıştır. Artık onlar başları yukarı kaldırılmış, gözleri aşağıya çevrilmiş kimselerdir, bir şey görüp anlayamazlar.
Boyunlarına öyle boyunduruklar koyduk ki onlar çenelerine dayanmaktadır. Boyunları yukarı, çeneleri kalkık, gözleri havada bir durumdadırlar.
Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.
Onların boğazlarına, çenelerine kadar zincirler dolamışızdır ki bundan dolayı başlarını kaldırub gözlerini yummuşlardır.
Sanki boyunlarına, çenelerine kadar dayanan demir halkalar takmışız da, başlarını eğemiyorlar.
Biz, onların boyunlarına, çenelerine varan halkalar geçirdik. Onun için başları kalkıktır.
Biz onların boyunlarına öyle boyunduruklar geçirdik ki, çenelerine dayanır da başları havaya dikili kalır.(3)
Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.
bayıķ biz ķılduķ boyunlarında beridler pes ol eñeklere degindür pes anlar baş yüceldüp göz aşaġa dikmişlerdür.
Biz anlaruñ boyunlarına zincīrler ḳılupdururuz. Ol eñeklerine dek çıḳup‐dur. Pes anlar başları üstine ḳalupdururlar.
Biz onların boyunlarına dəmir həlqələr (zəncir) keçirtmişik. (O həlqələr) onların lap çənələrinə dirənmişdir. Buna görə də başları yuxarı qalxmış, gözləri aşağı dikilmişdir. (Kafirlərin əlləri zəncirlə boyunlarına bağlandığı üçün başlarını yuxarı qaldırmağa, gözlərini də aşağı dikməyə məcbur olmuşlar. Onlar boyunlarını bir tərəfə döndərmək, əllərini sağa-sola tərpətmək, ətrafa nəzər salmaq, hətta ayaqlarının altını görmək iqtidarında belə deyillər. Beləliklə, kafirlər nə haqqı görər, nə də ona boyun əyərlər).
Lo! we have put on their necks carcans reaching unto the chins, so that they are made stiff necked.
We have put yokes(3948) round their necks right up to their chins, so that their heads are forced up (and they cannot see).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |