Kâlû yâ veylenâ men be’aśenâ min merkadinâ(k-s) hâżâ mâ ve’ade-rrahmânu vesadeka-lmurselûn(e)
Ve demişlerdir ki: Yazıklar olsun bize, kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden; bu, rahmanın bize vaadettiği şey ve peygamberler gerçek söylemişler.
(Orada şaşkınlıkla ve pişmanlıkla) Diyecekler ki: "Eyvahlar bize, uykuya bırakıldığımız yerden (iyi veya kötü rüya gibi geçen kabir sürecinden sonra, şimdi) bizi kim diriltip kaldırıverdi? Herhalde bu, Rahman (olan Allah)ın va’ad ettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemişlerdi!"
O esnada kimileri diyecekler ki: “Eyvah bize, vay başımıza gelenlere, şu yatıp uyuduğumuz kabirlerden, bizi kim kaldırıyor?” Bunun üzerine onlara şöyle denilecek: “İşte bu Rahmanın vaad ettiği gerçektir. Gördünüz mü, O'nun elçileri ne kadar doğru sözlülermiş.”
Onlar:
“Vah, eyvah başımıza gelenlere! Ölüm uykumuzdan bizi kim dirilterek uyandırdı? Rahman olan Allah'ın va'dettiği tehdidi bu imiş, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderilen peygamberler de doğru söylemişler.” derler.
Derler ki: "Eyvah bize! Bizi uyuduğumuz yerden kim diriltti? Bu Rahman'ın vaad ettiğidir. Demek ki peygamberler doğru söylemişler."
Demişlerdir ki: 'Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahmanın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş'.
“-Eyvah başımıza gelenlere!...Kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden? İşte bu, O Rahman'ın vaad buyurduğu (kıyamet)...Doğru imiş, o gönderilen peygamberler.” derler.
Derler: “Kim bizi istirahatgahımızdan kaldırdı? İşte bu diriliş, Rahman olan Allah’ın vaadettiğidir ve elçiler doğru söylediler.
İşte o zaman, “Vah bize, kim bizi bulunduğumuz yerden kaldırdı? Rahmân'ın vaad ettiği buymuş. Peygamberler doğru söylemiş” derler.
«Eyvah bize! Kimdir bizi uykumuzdan kaldıran?» diyeceklerdir, peygamberler doğru söyler, işte Allahın verdiği söz
Şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelene! Bizi bulunduğunuz yerden (ölüm uykumuzdan) kim diriltti? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Demek resuller doğru söylemişler.”
"Eyvâh bizi bu istirahat mahallinden kim çıkardı, işte Rahmân’ın va’adleri ve rasûllerin teblîğleri yerini buluyor" diyu bağıracaklardır.
"Vah halimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?" derler. Onlara: "İşte Rahman olan Allah'ın vadettiği budur, peygamberler doğru söylemişlerdi" denir.
Şöyle derler: “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.”
Derler ki: “Vay başımıza gelenler! Bizi yattığımız yerden kim diriltip kaldırdı? Rahmânın vaad ettiği işte bu! Peygamberler gerçekten doğru söylemişler!”
(İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.
"Vay halimize" derler, "Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın söz verdiği şeydi. Demek elçiler doğru söylemişti."
Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.
Eyvah, başımıza gelenlere derler: kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden? Bu işte, o Rahmanın va'd buyurduğu, doğru imiş o gönderilen Resuller
(İşte o zaman) derler ki: “Eyvah bize! (Vay bizim hâlimize!) Bizi uyuduğumuz yerden kim diriltti? Bu, rahmân (olan Allah) ’ın vadettiği şeydir. Demek ki peygamberler doğru söylemişler!”
“Eyvah bize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu Rahman'ın uyardığı şeydir. Resûller doğru söylemişler.” dediler.
(O zaman şöyle) demişlerdir: «Eyvah bize! Uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı? Bu (Ba's) çok esirgeyici (Allah) ın va'd etdiği şey. Gönderilen (peygamber) ler (meğer) doğru söylemiş».
Derler ki: “Eyvâh bize! Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın va'd ettiği şeydir; demek peygamberler doğru söylemiş!”
(O zaman) demiş olurlar ki, «Eyvah bize! Uyuduğumuz yerden bizi kim (diriltip) kaldırdı? Meğer bu, Rahman’ın mutlaka olacak dediği hadiseymiş; meğer gönderilmiş resuller doğruyu söylermiş!”*
“Yazıklar olsun bize! Yattığımız çukurlardan bizi kim kaldırdı? Herhalde Rahman’ın vaat ettiği ve elçilerin doğruladığı gün bu olsa gerek” dediler.
"Yazık oldu bizlere. Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte Esirgeyicinin sözü yerine geldi. Demek, gönderilen kimseler doğru kimseler imiş."
«— Eyvah bize! Bizi, yattığımız yerden kim kaldırdı?» diyecekler. Onlara «— İşte bu, esirgeyen Tanrı/nın vaadettiği, gönderilen peygamberlerin gerçek söyledikleri gündür» denecek.
“Vay hâlimize! Yattığımız yerden [merkadinâ] bizi kim kaldırdı/uyardı [be’asenâ]? İşte Rahmân’ın vaat ettiği şey budur. (Demek ki) elçiler hep doğru söylemişler.” (derler).
(İşte o zaman,) “Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın vaat ettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler!” derler.
“Vay başımıza gelenler!” diye bağrışacaklar, “Kim bizi ölüm uykumuzdan uyandırdı? Eyvahlar olsun, diyecekler; demek Rahmân’ın vaadettiği şey buymuş; meğer Elçiler doğru söylemiş!”
-“Eyvah bize! Kim bizi yerimizden yeniden diriltti? Bu, Rahmân’ın vaad ettiği şeydir. Gönderilmiş (Rasûl)ler doğru söylemiş” dediler.
Kimileri: " Kahretsin! kim bizi uykumuzdan uyandırdı? " derken, etraftan: " Sevgili Tanrı'nın söz ettiği bu olmalı. Demek elçiler doğru söylüyormuş " diyenler olur.
İşte o zaman: "Eyvah, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bugün Rahman’ın hesap için söz verdiği gündür. Resuller gerçekten doğru söylemiş!" derler.
(Müşrikler) “Ah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırıp (uyandırdı)? Bu, [*] Rahmân’ın vadettiği (gün)dür; (demek ki) elçiler gerçeği söylemiş!” diyecekler.
“Eyvah!” diyecekler, “Kim bizi [ölüm] uykumuzdan uyandırdı?” [Bunun üzerine onlara şöyle denecek:] “İşte Rahmân’ın vaad ettiği budur! Demek ki O’nun elçileri doğru söylemişlerdi!”
– İşte o zaman “Eyvahlar olsun bize, kim kaldırdı bizi kabirlerimizden?” Onlara şöyle karşılık verilecek “İşte bu Rahman’ın vaat ettiği şeydir!” Zaten elçiler hep doğruyu söylemişlerdi. 11/7, 34/7-8
“Eyvah! Bizi uyuduğumuz yerden kim kaldırdı?”[³⁹⁶²] diyecek (ve cevabı kendileri verecek)ler: “Rahmân’ın vaad ettiği bu olsa gerek; demek ki gönderilen elçiler doğru söylemişler!”
(O zaman) "Yazıklar olsun bize!.. Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın va'd etmiş olduğu tekrar diriliş! Meğer (bize gönderilen) Peygamberler gerçeği bildirmişler" derler.
Dediler: "Vay bize, yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? İşte Rahmân’ın va’dettiği budur ve resulleri de doğru söylemişler
Demiş olurlar ki, «Eyvah bize! Bizi kim uyuduğumuz yerden kaldırdı? İşte bu, Rahmân'ın vaadettiğidir ve gönderilmiş olanlar, doğru söylemiş.»
“Eyvah bize! Kim kaldırdı bizi yatağımızdan? ” diyorlar. . . “İşte Rahmân'ın vâdi: Resuller doğru söylerler! ”
Dediler: "Vah bize, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte Rahman'ın va'dettiği şey budur. Demek peygamberler doğru söylemiş!"
Ve: "Eyvâh bize! Bizi merkadlerimizden kim kaldırdı?" dirler. Melekler de: "Cenâb-ı Hakk'ın va'd itdiği ba's budur, rasûller sâdık oldılar" cevâbını virirler.
“Ey vah! … Yatağımızdan bizi kim kaldırdı[*]?” diyeceklerdir. Denecek ki; “İşte Rahman’ın tehdit ettiği şey. Demek ki, elçiler doğru söylemişler.”
-Eyvah bize, mezarımızdan bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın tehdididir. Demek ki elçiler doğru söylemiş, derler.
“Eyvah bize!” derler. “Kim kaldırdı bizi kabirlerimizden? İşte bu Rahmân'ın vaad ettiği şey; demek peygamberler doğru söylüyormuş!”
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler."
eyittiler ya'nį kāfirler iy 'aźābumuz! kim ķopardı bizi uyķumuz yirinden?” “uşbu oldur kim va'de eyledi raḥmān daħı ŧoġru söyledi yalavaçlar.”
Eyideler: Vay bize kim bizi durġurdı yatduġumuz yirden, diyeler.
Onlar deyəcəklər: “Vay halımıza! Bizi yatdığımız yerdən (qəbir evindən) kim qaldırdı? (Onlara belə deyiləcək: ) “Bu, Rəhmanın məxluqata buyurduğu və’ddir (qiyamət günüdür). Peyğəmbərlər doğru deyirlərmiş!”
Crying: Woe upon us! Who hath raised us from our place of sleep? This is that which the Beneficent did promise, and the messengers spoke truth,
They will say: "Ah! Woe unto us! Who hath raised us up from our beds of repose?"...(3998) (A voice will say:) "This is what ((Allah)) Most Gracious had promised. And true was the word of the messengers!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |