8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yâsîn Suresi 45. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ kîle lehumu-ttekû mâ beyne eydîkum vemâ ḣalfekum le’allekum turhamûn(e)

Ve onlara, önünüzde bulunanla ardınızda olan azaptan çekinin de rahmete erin dendi mi.

Onlara: "Önünüzde ve arkanızda olandan (yapmayı tasarladığınız kötülüklerden ve daha önce işlediklerinizden artık) sakının (ve uzaklaşın), belki esirgenip (merhamet edilirsiniz)" denildiği vakit de (dinlemeyip inkâra ve isyana devam ederlerdi).

Bu insanlara önünüzdeki ve arkanızdaki, yani sizden önce geçen ve ileride sizi bekleyici olaylardan sakınıp, yolunuzu Allah'a sorarak öğrenip, ne yapacağınızı belirleyin ki, ancak böylece merhamet olunasınız denildiği zaman, aldırış bile etmezler.

Onlara:
“Dünyadaki cezadan, âhiretteki azaptan, önünüzdekilerden ve gelecektekilerden korunun, Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arının. Ola ki, merhamete mazhar olursunuz.” denildiği zaman aldırmazlar.

Onlara: "Önünüzdekinden ve arkanızda olandan korkun. Umulur ki merhamet olunursunuz" dendiğinde (yüz çevirdiler).

Onlara: 'Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz' denildiğinde, (dinlemeyip inkâra devam edenler).

Onlara (o Mekke halkına Peygamber tarafından): “-Önünüzdeki ahiret işinden ve arkanızdaki dünya felâketlerinden korkun ki, merhamet olunasınız.” denildiği zaman (yüz çevirdiler).

Onlara “Geçmiş ve geleceğinize dikkat edin, belki rahmete mazhar olursunuz.” denildiğinde (yüz çevirirler.)

Onlara, “Önünüzdekinden/ahiret azabından ve arkanızdakinden/dünyanın aldatıcılığından sakınınız ki, size merhamet edilebilsin” denildiğinde hiç aldırmazlar.

«Uzak, yakın kötülükten sakının, olur yarlıganırsız» denildiğinde, ancak ondan yüz çevirirler

Onlara: “önünüzden (dünyada Allah'a karşı gelmekten) ve geleceğinizden (ahiret azabından) sakının ki, belki merhamet olunursunuz!” dendiği zaman yüz çevirirler.

Kendilerine "Allâh’ın merhametine mazhar olmak içün dünyâ ve âhiret ’azâbından korkunuz" dinildiği zamân ehemmiyet virmiyorlar.

Onlara: "Geçmişinizden ve geleceğinizden sakının, belki acınırsınız" dendiği zaman yüz çevirirler.

Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler.

Onlara “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki rahmet göresiniz” dendiğinde (aldırış etmezler).

Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).

Kendilerine, "Geçmişinizden ibret alıp ve geleceğiniz için sakının ki merhamet edilesiniz," denilmişti.

Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildiği zaman,

Hal böyle iken onlara önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki rahmete şayan olasınız denildiği zaman

Onlara, “Önünüzdekinden (âhiret azabından) ve arkanızdakinden (geçmiş günahlarınızdan tövbe ederek) sakınınız ki, size merhamet edilsin” diye buyurulduğunda (haktan/hakikatten) yüz çevirirler.

Onlara: “Sahip olduğunuz ve olacağınız şeylerde takva sahibi olun. Umulur ki böylece merhamet olunursunuz.” denildiği zaman;

Onlara : «Önünüzdekinden de, arkanızdakinden de sakının. Tâki esirgenesiniz» denildiği zaman (yüz çevirdiler).

Hem onlara: “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden (dünya ve âhiret azâbından)sakının; tâ ki merhamet olunasınız” denildiği zaman (yüz çevirirler).

Hem onlara: “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden (dünya ve ahiret azabını gerektiren inkâr, zulüm ve kötü işlerden) sakının ki, esirgenesiniz," dendiği zaman (aldırmazlar).

Onlara “Yapıp önünüze koyduklarınızdan ve yapmanız gerekenleri yapmayıp, arkanıza atarak yapmadıklarınızdan korunun ki, merhamet olunasınız” denildiği halde,

Kendilerine "Önünüzdeki, arkanızdaki azaptan sakının ki yarlıganasınız" denilince,

Onlara «— Merhamet olunmanız için önlerinizde, arkalarınızda bulunan afetlerden sakının» denildiği zaman onlara yüz çevirirler.

Onlara, “Önünüzde ve arkanızda¹³ bulunan şeylerden dolayı O’na karşı sorumluluk bilincinde olunuz. Ola ki merhametine nâil olursunuz” denildiğinde;

13 Önünüz ve arkanız deyimleri; yaptığınız ve yapacağınız şeyler, dünyada ve ahirette azaba götürecek şeyler, sizden önce geçen ve sizi bekleyen olayl... Devamı..

Onlara, “Önünüzde olandan (azaptan) ve arkanızda olandan (geçmiş günahlarınızdan) korkup sakının da belki esirgenirsiniz” denildiğinde (dinlemeyip küfre saparlar).

Onlara, “Önünüzde ve arkanızda bulunan ve sizi çepeçevre kuşatan evrendeki hârika yaratılış mûcizelerini düşünün! Ayrıca, sizden öncekilerin başına gelenlerden ibret alın da, ileride başınıza gelebilecek felâketlerden kendinizi koruyun! Çevrenizdeki bütün varlıklara karşı şefkat ve merhametle davranın ve kötülüğün, haksızlığın her çeşidinden sakının ki, böylece ilâhî lütuf ve rahmete lâyık olabilesiniz!” denildiğinde, sanki bunları hiç duymamış gibi dönüp giderler. Nitekim:

Onlara: -“Önünde ve sonunda başınıza gelecek şeylerden sakınıp korunun ki merhamet edilesiniz!” denildiği zaman;

İnsanlara zaman zaman : " Dünyanızı da aihiretinizi de sağlama alın, böyle yaparsanız sevgiye mazhar olabilirsiniz " denmiştir.

Onlara demiştik ki; yaptığınız yapacağınız kötülükler nedeniyle başınıza gelecek azaptan sakının! Eceliniz bitmeden aklınızı başınıza toplayın! Yapmış olduğunuz kötülükler nedeniyle kötülük yaptığınız kişilerden özür dileyin! Haksızlıkla el koyduklarınızı geri verin! Rabbinizden de af dileyin! Belki yaptıklarınızın cezasından kurtulmanıza yarar. Değilse biz yaparız olur biter, kimse bize bir şey yapamaz diyorsanız şiddetle cezalandırılırsınız. Artık Rabbinizin cezası yeryüzünde mi gelir, ahirete mi kalır bilinmez.

Onlara “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korunun ki merhamete uğratılasınız” [*]dendiğinde

Bu ifade “Onlara ‘Önünüzdekiler ve arkanızdakiler (yapıp ettikleriniz/yapmayıp terk ettikleriniz) nedeniyle duyarlı olup korunun ki merhamete uğratıla... Devamı..

Onlara: “Önceden yaptığınız ve halen yapmakta olduğunuz işlerinizde (Allah’tan) korkup sakının,¹ belki o zaman esirgenirsiniz.” denildiğinde (aldırmazlar.)

1 Bu bölüm: “işlediğiniz ve işleyeceğiniz günahlar için Allah’tan korkup sakının” diye tercüme edilebilir.

Onlara: “Gözlerinizin önünde olan ve sizden gizli tutulan ²⁴ [her şeyin Allah’ın bilgisi dahilinde olduğu gerçeğini unutmadan] dikkat edin ki Allah’ın rahmetine nail olabilesiniz!” denildiğinde [çoğu duymazlıktan gelir;]

24 Yukarıdaki ifadenin bu şekilde çevrilmesinin bir açıklaması için bkz. sure 2, not 247. Bu örnekte insanın bilinçli olarak yaptıkları ile bilinçsiz ... Devamı..

Onlara: – Dünyada ve ahirette sizi azaba götürecek şeylerden sakının ki ilahi merhamete nail olasınız, denildiğinde. 16/32, 21/101-102, 39/73-74

Kendilerine “Sizi bekleyen (âhiret) ve geride bıraktığınız (hayattan) dolayı[³⁹⁵⁸] sorumluluktan titreyin ki, ilâhî merhamete mazhar olabilesiniz” denildiğinde (yüz çevirdiler):

[3958] Said b. Cübeyr ve Mücahid yoluyla İbn Abbas’ın yorumunun ışığında.

Onlara, "Önünüzdekilerden (başınıza gelecek dünya ve ahiret azabından) ve arkanızdakilerden (önceki kavimlerin başına çöken azaplardan ibret alıp) korkun" denildiği zaman (bunları boş bir tehdit sayıp alay ederler)

Ve Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olanlardan sakının ki belki size merhamet edilir.

Onlara belki merhamet olunursunuz, önlerinizde olandan ve arkanızda olandan sakınınız denildiği zaman (onlar yüz çevirirler).

Onlara ne zaman: “Hem geçmişte yaptıklarınıza, hem de istikbalde yapacaklarınıza dikkat edin! böylelikle merhamet edilmeye layık olun! ” denilse, yüz çevirirler. . .

Bu haller hakkında şu ihtimaller düşünülmüştür:“Dünya azabı ve âhiret azabı”; “Şimdiki zaman veya istikbaldeki tehlikeler”, “Görünen veya görünmeyen k... Devamı..

Onlara: "Önünüzdeki ve arkanızdaki (yani sizden önce geçen ve ileride sizi bekleyen) olaylardan sakının ki, esirgenesiniz," dendiği zaman (aldırmazlar).

Onlara "Önünüzde olan ('azâb-ı dünyâdan) ve arkanızda olan (âhiret 'azâbından) korkub sakınınız, şayed ki rahmet olunasınız" dinildikde (buna icâbetden i'râz iderler.)

“Bu insanlara önünüzde olan ve arkanızda kalan için tedbirinizi alın[*] ki ikram göresiniz” dendiği zaman (ölçüye uymazlar)

[*] Gemiye binmeden, bakım ve onarımını yapmalı ve seyir esnasında meydana gelebilecek her şeye hazırlıklı olmalıdır.

Onlara:-Önünüzdeki ve arkanızdakinden sakının ki merhamet olunasınız, denildiği zaman...

Onlara “Önünüzdekilerden ve ardınızdakilerden sakının(20) ki size merhamet edilsin” dendiği zaman yüz çevirirler.

(20) Dünya ve âhiretin, geçmiş ve geleceğin, yaptıklarınızın ve yapacaklarınızın, gizli ve açık şeylerin tehlikelerinden.

Onlara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!" denildiğinde, hiç aldırmazlar.

daħı ķaçan kim eyidildi anlara “ķorķuñ anı kim ileyünüzdedür daħı anı kim arduñuzdadur ya'nį dünye ola kim siz raḥmet ķılmasız”...

Daḫı ḳaçan eyidilse anlara ḳorḳuñuz ileyüñüzde olandan, arduñuzda olan‐dan daḫı, ola kim raḥmet oluna.

Onlara (müşriklərə): “Önünüzdə və arxanızda olandan (dünya və axirət əzabından) qorxun ki, bəlkə, rəhm olunasınız!” – deyildikdə (dönüb gedər, öyüd-nəsihətə qulaq asmazlar).

When it is said unto them: Beware of that which is before you and that which is behind you, that haply ye may find mercy (they are heedless).

When they are told, "Fear ye that which is(3992) before you and that which will be after you, in order that ye may receive Mercy," (they turn back).

3992 Man should consider and beware of the consequences of his past, and guard against the consequences in his future. The present is only a fleeting ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.