11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yâsîn Suresi 11. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnemâ tunżiru meni-ttebe’a-żżikra veḣaşiye-rrahmâne bilġayb(i)(s) febeşşirhu bimaġfiratin veecrin kerîm(in)

Sen, ancak Kur'an'a uyan ve rahmandan, halk görmese de korkan kişiyi korkutabilirsin; müjdele onu yarlıganmayla ve güzelim bir mükafatla.

(Ey Nebim!) Sen ancak, Zikre (Kur’an-ı Kerim’e) uyan ve gayb ile (zahiren görmedikleri, ama harika yaratılış eserleriyle tanıyıp iman ettikleri) Rahman olan (Allah’)a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylelerini, bir bağışlanma, yüksek ve cömertçe bir mükâfatla müjdele (ki onlar dünyada izzet ve devlete, ahirette ise cennete ulaşacaklardır).

Sen ancak, Kur'ân'ı, ciddi düşünerek okuyup, kulluk kitabı olarak kabul eden ve henüz huzuruna çıkmadan, Allah'a karşı gelmekten korkanları uyarabilirsin. Böylelerini Allah'tan bir bağışlanma ve güzel bir ödül ile müjdele.

Sen ancak, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur'ân'a uyan, Kur'ân'ı uygulayan, saklı-gizli hallerinde, görmedikleri halde, gıyaben, saygı duyarak rahmet sahibi Rahman olan Allah'tan korkanları uyarabilirsin. Onları, bir koruma kalkanı ve bağışlanma, cömertçe ve değerli bir mükâfatla müjdele.

Sen ancak zikre uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi ve namaz kılanları uyarırsın. İşte onu bir bağışlama ve kıymetli bir ecirle müjdele.

Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah')a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele.

Sen ancak Kur'an'a tâbi olan, onunla amel eden ve görmediği Rahmân'a içten saygı besliyen kimseyi sakındırırsın. İşte onu hem bir mağfiretle (dünyadaki günahlarının bağışlanmasıyla), hem de iyi mükâfatla (cennetle) müjdele.

Sen, ancak zikre (Kur’ana) tabi olan ve sonsuz mükemmel olan Allah’tan gıyaben korkan kişiyi uyarırsın. Böyle bir kişiyi Allah’tan bir mağfiret ve güzel ikramlı bir ücret ile müjdele!...

Sen ancak, Kur'ân'a uyan ve görmeden Rahmân'a saygı duyan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini bir af ve güzel bir ödülle müjdele.

Ancak, kocundurabilirsin Kur'ana inananla, görmeksizin, Tanrıdan korkusu bulunanı, onu bağışlamakla, güzel olan sevapla hemencecik müjdele

Sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyan ve insan kavrayışının ötesinde bulunmasına rağmen Rahman (olan Allah')a yürekten saygı duyan kişiyi uyarabilirsin. İşte o kimseyi bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele!

Sen tercîhan Kur’ân’a îmân idenlere ve Allâh’dan kalben korkanlara teblîğ it, ânlara mükâfât mağfiret ve tebşîr it

Sen ancak, Kuran'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. Artık o kimseyi, bağışlanma ve cömertçe verilecek bir ecirle müjdele.

Sen ancak Zikr’e (Kur’an’a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele.

Sen ancak o zikre uyanı ve görmediği halde rahmândan korkanı uyarabilirsin. İşte böylesini hem bir af hem de değerli bir ödülle müjdele.

Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve görmeden Rahmân'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.

Sen ancak, mesaja uyan ve yalnız başına iken Rahman'a karşı saygılı olan bir kimseyi uyarabilirsin. Onu bağışlanma ve bol bir ödülle müjdele.

Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.

Ancak zikri ta'kıyb eden ve gaybde rahmana haşyet besliyen kimseyi sakındırırsın, işte onu hem bir mağrifetle hem bir ecri kerîm ile müjdele

(Habibim!) Sen ancak zikre (Kur’ân’a) uyan, (azabı) görmediği hâlde, Rablerin (in azametin) den korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte onu hem bir mağfiretle (dünyadaki günahlarının bağışlanmasıyla) hem de iyi mükâfatla (cennetle) müjdele.

Sen ancak Zikir'e¹ uyan ve görmediği halde Rahman'a haşyet² duyan kimseyi uyarabilirsin.³ İşte böylesine bağışlanma ve çok şerefli bir ödülü haber ver.

1- Allah\ın öğüdüne. 2- Derin saygı ve içten sevgi duyarak canı gönülden, içtenlikle bilinçli olarak Allah\a yönelmek. 3- Uyarın ancak bu kimsele... Devamı..

Sen ancak o zikre uyan ve çok esirgeyici (Allah) a gaaibâne büyük saygı gösteren kimseleri inzâr edeceksin. İşte sen on (lar) ı hemen mağfiretle, hem çok şerefli mükâfatla müjdele.

(Sen,) ancak Zikr'e (Kur'ân'a) tâbi' olan ve gıyâben (görmediği hâlde)Rahmân'dan korkan kimseyi korkutabilirsin! İşte onu bir mağfiret ve güzel bir mükâfâtla(Cennetle) müjdele!

(Resulüm!) Sen (herkesi uyarmakla mükellefsin,) ancak zikre (Kur’an’a) uymuş ve insan kavrayışının ötesinde bulunmasına rağmen Rahman (olan Allah’)a yürekten saygı duymuş kimseyi (etkili ve yararlı bir biçimde) uyarabilirsin. İşte o kimseyi bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele! *

(*) Buradaki “ancak” kaydı, belirtilenler dışındakilerin uyarı kapsamında olmadıkları anlamında değil, uyarının sadece onlara yarar sağlayacağını beli... Devamı..

Sen, yalnızca bu öğüde (Kur’an’a) tabi olanı ve görmediği halde Rahman’dan korkanı uyarırsın. O’nu bağışlanma ve çok değerli karşılıklarla müjdele.

Sen ancak, Tanrı buyruğuna uyanla gözleriyle görmediği o Esirgeyici’den ürken kimseyi uyarabilirsin. Artık ona yarlıganacağını, ulu karşılık göreceğini de müjdele.

Sen yalnız Kur/an/a tâbi olup esirgeyen Tanrı/yı görmeksizin ondan korkanı Allah azabıyle korkutabilirsin. Böylesini yarlıganma ve pek iyi mükâfatla müjdele.

(Ey Peygamber!) Sen ancak zikre/Kur’an’a tabi olanı ve algılayamadığı [ğayb] hâlde Rahmân’a saygıdan ürpereni uyarabilirsin. Sen onu bir bağışlanma ve yüce [kerîm] bir mükâfatla müjdele.

Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve görmeden Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.

Sen ancak, bu kutlu Öğüde içtenlikle kulak veren veO Yüceler Yücesi Rahmân’a gayben —O’nu gözleriyle göremedikleri hâlde— saygı duyan kimseleri uyarabilirsin. Senin uyarıların, ancak böyle iyiliğe, güzelliğe açık olan kimselerde etkisini gösterir. Onlar, Allah’ın, duyu organlarıyla kavranamayacak yüce bir varlık olduğunu bilir, bu yüzden, O’nun varlığının, birliğinin ve sonsuz ilim, kudret, merhamet, adâlet... gibi yüce sıfatlarının yani bir tek rab ve ilâh oluşu gerçeğinin üzerinde düşünerek, Rablerine iman eder, derin bir saygı ve şükranla O’nun hükümlerine boyun eğerler. İşte onları, Allah tarafından bağışlanma ve cennette muhteşem bir ödül ile müjdele!

Doğrusu Gayb ile (Görmeden) Rahmân’dan çekinmiş ve Zikr’e uymuş kimseleri uyarırsın. Onlara bağışlanma ve cömertçe bir ödül müjdele!

Sen, sadece bu Söylem'e uyanları, her şeye sevgi ile hakim olan Tanrı'ya gönül verenleri uyaracaksın. Bu gibilere, hoşgörülü bir ortamda birbirinden değerli ödüllerden söz edebilirsin.

Onun için inkâr edenlere ayetlerimi okuduktan sonra fazla üsteleme! Onları kendi hallerine bırak! Belki düşünüp öğüt alırlar. Sen ancak ayetlerime inanan, emirlerimi yerine getiren, görmeden Rabbinden sakınan kimseyi uyarabilirsin! İşte böylelerini müjdele! Rabbin onlara en güzel şekilde cevap vererek merhametiyle kuşatacaktır.

Sen ancak [zikr]e (Kur’an’a) uyan ve [gayb]da bulunan Rahmân’a saygı duyanı [*] uyarabilirsin. İşte böylesini bir bağışlama ve değerli bir ödülle müjdele!

Benzer mesajlar: Enbiyâ 21:49; Fâtır 35:18; Kâf 50:33; Mülk 67:12.

Sen, ancak Kur’an’a uyan ve görmeden, Rahman olan (Allah’)a (karşı) saygı duyan kimseyi, uyarırsın. İşte o kimseyi, bir bağışlanma ve üstün bir mükâfatla (cennetle) müjdele.

Sen ancak (ilahî) uyarıyı can kulağıyla dinleyen ⁹ ve insan kavrayışının ötesinde bulunmasına rağmen Rahmân’dan korkan kişiyi uyarabilirsin: işte böylelerine [Allah’ın] mağfiretini ve en güzel ödülü müjdele!

9 Lafzen, “uyarının ardından giden”.

Sen ancak, bu Kuran’a uyan ve Rahman’a içten derin bir saygı duyan kimseyi uyarabilirsin. Sen bu kimseyi Allah katından bağışlanma ve tarifsiz güzellikte bir ödülle müjdele! 35/18, 67/12

Ne ki sen, sadece ilâhî uyarıya tâbi olan ve idraki aşan bir hakikat olmasına rağmen, O rahmet kaynağına derin bir ürpertiyle saygı duyan kimseyi[³⁹³²] uyarabilirsin: o halde bu gibileri sınırsız bir mağfiret ve tarifsiz güzellikte bir ödülle müjdele!

[3932] Krş: 2:4; 50:33. Haşyet için bkz: 10:62, not 83.

Sen ancak, Kur'an'a uyan ve Rahman'dan gıyabında korkan kimseyi uyarabilirsin! (Senin uyarıların ve öğütlerin ancak onlara yarar sağlar) İşte sen böyle kulları bağışlanma ve büyük bir mükâfat ile müjdele!

Sen ancak Zikr’e (Kur’an’a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan çekineni uyarabilirsin. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele.

Sen ancak zikre tâbi ve Rahmân'dan daha görmeksizin korkan kimseyi korkutursun. Artık onu bir yarlığanma ile ve pek şerefli bir mükâfaat ile müjdele.

Sen ey Resulüm, şu kimseyi uyar: İrşâda can kulağıyla tâbi olur, görmediği Rahman'a saygı duyup O'ndan çekinir. Müjdele onu: Mağfiret onun, şerefli mükâfat onun. . .

Sen ancak Zikre uyan ve görmeden Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte öylesini bir mağfiret ve güzel bir mükafatla müjdele.

Ancak sen Kur'ân'a ittibâ' idüb 'an gaybin Rahmân'dan korkanları inzâr idersin. Onları mağfiret ve kerîm ecir ve mükâfât ile müjde it.

Sen ancak içten içe Rahman’dan çekinerek bu zikre[*] uyanı uyarabilirsin. Onlara, bağışlanacaklarını müjdele. Yaptıklarının karşılığının ikramiyeli olarak verileceğini de.

[*] Kur'an'a.

Sen ancak, Kur'an'a uyan, görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. Onlara bağışlanmayı ve büyük bir mükafatı müjdele!

Sen ancak Kur'ân'a uyan(4) ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte onu bağışlanma ile ve ardı arkası kesilmeyecek, pek değerli bir ödülle müjdele.

(4) Orijinal ifadesiyle, “zikre uyan.” En meşhur anlamıyla “Kur’ân’a uyan” demek olur; bununla birlikte, öğüt alan, iyice düşünen, delile uyan gibi an... Devamı..

Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!

ķorķıtmayasın illā anı kim uydı ķur’ān’a daħı ķorķdı rahmāndan ġayb iken. pes muştıla aña yarlıġamaķ daħı müzd görklü.

Pes ḳorḳutmazsın, illā Ḳur’āna uyan kişileri, ġayb‐ıla Allāhdan ḳorḳanlarıdaḫı. Pes aña yarlıġamaḳ muştıla, daḫı ulu ecr muştıla.

Sən ancaq Qur’ana tabe olub, Rəhmandan (Onu) görmədən qorxan kimsəni qorxuda bilərsən. Beləsinə (axirətdə) bağışlanacağı və çox gözəl bir mükafata (Cənnətə) nail olacağı ilə müjdə ver!

Thou warnest only him who followeth the Reminder and feareth the Beneficent in secret. To him bear tidings of forgiveness and a rich reward.

Thou canst but admonish(3951) such a one as follows the Message and fears the (Lord) Most Gracious, unseen:(3952) give such a one, therefore,(3953) good tidings, of Forgiveness and a Reward most generous.

3951 Cf. 35:18. As far as those are concerned, who have obstinately delivered themselves to evil, the preaching of Allah's Message has no appeal, beca... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.