Vehum yastariḣûne fîhâ rabbenâ aḣricnâ na’mel sâlihan ġayra-lleżî kunnâ na’mel(u)(c) eve lem nu’ammirkum mâ yeteżekkeru fîhi men teżekkera vecâekumu-nneżîr(u)(s) feżûkû femâ lizzâlimîne min nasîr(in)
Ve onlar bağrışırlar orada: Rabbimiz, bizi çıkar da yaptığımız işlerden başka işlerde bulunalım. Size, düşünenin düşünüp öğüt alanın öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi ve size korkutucu da gelmişti; artık tadın azabı, zalimlere bir yardım eden de yoktur.
Onlar (cehennemin) içinde (şöyle) feryat edip: "Rabbimiz bizi (buradan) çıkar, (şimdiye kadar) yaptığımız (kötü davranışlar)dan başka salih bir amelde (iman, itaat ve iyilik üzerinde) bulunalım" diyeceklerdir. (Onlara:) "Size orada (dünyada iken), öğüt alabilecek olanın düşünüp ders çıkarabileceği kadar ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı (elçiler ve davetçiler de) gelmişti. Öyleyse (inkâr ve isyanınız sebebiyle şimdi azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur" (denilip istekleri reddedilecektir).
Onlar cehennemde: “Rabbimiz bizi buradan çıkar, önce yaptığımızdan başka iyi ve yararlı işler yapalım” diye feryat ederler. O zaman onlara şöyle cevap verilir: “Size düşünmek isteyen herkesin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedik mi? Ve üstelik size uyarıcı da gelmişti, öyleyse yaptığınız kötülüklerin meyvelerini şimdi tadın bakalım. Yaratılış gayesi dışında yaşayanlar, hiçbir yardımcı bulamayacakladır.”
Onlar orada feryâd ederler:
“- Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar. Daha önce yapmış olduğumuz hataları bırakıp İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirelim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayalım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olalım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyelim.” derler. Allah:
“- Size, düşünebilecek olanın, akıllı bir kimsenin düşünüp Allah'ı bulabileceği kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı da, peygamber de gelmişti, ihtiyarlık da kapıya dayanmıştı. O halde azâbı tadın. İnkar ile, isyan ile, şirk ile, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlere bir yardım eden bulunmayacaktır.”
Onlar orada: "Rabbimiz! Bizi çıkar da yapmakta olduklarımızdan farklı olarak salih amel işleyelim" diye feryad ederler. Size öğüt alacak olanın öğüt alabileceği kadar bir ömür vermemiş miydik? Size uyarıcı gelmişti. Artık tadın (azabı); zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.
İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: 'Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım.' Size orada (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.
O kâfirler cehennemde şöyle derler: “-Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, (dünyada şirk gibi) yapa geldiklerimizden başka salih bir amel yapalım.” (Allah onlara şöyle buyurur): “- Size, düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Hem size peygamber de geldi. O halde tadın (ateşin azabını)!... Çünkü zalimleri (Allah'ın azabından) kurtaracak yoktur?”
Onlar orada feryad u figan ederler: “Ey Rabbimiz! Daha önce yaptıklarımızın tersini yapmak için bizi buradan çıkar.” derler. Biz de: “Öğüt alacak olanın öğüt alacağı kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Ve size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadın! Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı olmaz.” (deriz.)
Onlar orada, “Ey Rabbimiz! Bizi çıkar. Daha önce yaptıklarımızın aksine iyi işler yapalım” diye feryat ederler. Kendilerine, “Size, düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? Şimdi tadın azabı! Zâlimlerin yardımcısı yoktur” denir.
Onlar orda: «Ey Tanrımız! Bizi çıkar, yaptığımız işten ayrı onat işler yapalım» diyerek bağrışırlar! Öğüt alacak kimse kadar sizi yaşatmamış mıydık? Size kocunduran da gelmişti, tadın azabı, zalimlere yardımcı yoktur !
Onlar cehennemde şöyle feryat ederler: “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar da daha önce yaptıklarımızdan farklı, iyi işler yapalım!” (Bu isteklerine karşı onlara şöyle denir:) “Düşünmek isteyenlerin düşünmelerine yetecek kadar uzun bir süre sizi (dünyada) yaşatmadık mı? Ayrıca size uyarıcı da gelmişti. Şimdi (yaptıklarınıza karşılık) azabı tadınız bakalım! Zalimlerin hiçbir zaman yardımcısı olmayacaktır.”
Kâfirler: "Yâ rabbî bizi buradan çıkar, evvelce yapdığımızdan bütün bütün başka a’mâl-i sâlihada bulunuruz" diyu bağıracaklar Allâh te’âlâ "Düşünmek içün vakit bulamayacak kadar size uzun ’ömür virmedik mi, size bir peygamber gönderilmedi mi? Cezânızı çekiniz zâlimlere nâsır yokdur" buyuracakdır.
Orada; "Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: "Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mi? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz."*
Onlar cehennemde, “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) “Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.”
Ve onlar orada, “Rabbimiz! Bizi çıkar da yapmış olduklarımızdan tamamen başka, iyi işler yapalım” diye feryat ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da gelmişti. Şimdi tadın bakalım! Zalimlerin hiçbir yardımcısı da yoktur!
Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
Orada, "Rabbimiz, bizi çıkar da yapmış olduğumuzdan farklı işler yapalım," diye feryat ederler. Öğüt alabilecek bir kişinin öğüt alabileceği kadar uzun bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse tadın. Zalimlerin yardımcısı yoktur.
Onlar, orada şöyle feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, yapageldiklerimizden başka salih bir amel yapalım." (Onlara): "Size düşünecek olanın düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size uyarıcı da gelmişti. O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur." (denir).
Ve onlar orada şöyle feryad ederler: «ya rabbenâ, bizleri çıkar, yapa geldiklerimiz gayri yarar bir amel yapalım» ya size düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki, hem size Peygamber de geldi, o halde tadın, çünkü zalimleri kurtaracak yoktur
Onlar orada (cehennemde) şöyle feryat ederler: “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar da daha önce yaptıklarımızdan farklı, iyi işler yapalım!” (Bu isteklerine karşı onlara şöyle buyurulur:) “Size, düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Ayrıca size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse (dünyada yaptıklarınıza karşılık) tadın azabı! Zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur!”
Onlar, orada yardım için bağırıp çağırırlar: “Rabb'imiz! Bizi çıkar, daha önce yaptığımızdan başka, düzgün amel yapalım.” Size dünyada öğüt dinleyecek kimsenin, öğüt dinlemesine yetecek kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı gelmedi mi? O halde tadın! Artık zalimler için bir yardımcı yoktur.
Onlar orada (şöyle) bağrışırlar. «Ey Rabbimiz, bizi çıkar. Yapmış olduğumuzdan bambaşka iyi amel (ve hareketler) de bulunacağız». Size iyice düşünecek kimsenin düşünebileceği, öğüt kabul edebileceği kadar ömür vermedik mi? Size (azâb ile) korkutan da gelmişdi. Şimdi tadın (o azâbı)! Artık zaalimler için hiç bir yardımcı yokdur.
Onlar orada şöyle feryâd ederler: “Rabbimiz! Bizi (bu Cehennemden) çıkar ki(dünyada) işlemekte olduğumuz (günahlar)dan başka, sâlih bir amel işleyelim!” (Onlara:)“Sizi, ibret alacak bir kimsenin, kendisinde ibret alacağı (bir süre) kadar yaşatmadık mı? Size(bu günün dehşetinden haber veren) korkutucu da geldi. Öyle ise tadın (azâbı)! Artık zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur” (denilir).(3)
Ve onlar orada, "Rabbimiz! Bizi buradan çıkar (ve tekrar dünyaya gönder)! Bundan sonra artık (eskiden) yaptıklarımızdan farklı iyi şeyler yapacağız!" diye feryat ederler. (O zaman onlara şöyle cevap vereceğiz:) "Size (orada, dünyada) düşünmek isteyen herkesin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedik mi? Ve (üstelik) size bir uyarıcı da gelmişti. Öyleyse, (yaptığınız kötülükler sebebiyle) şimdi (azabı) tadın bakalım! Zalimler için hiçbir yardımcı olmayacaktır!’’
Onlar ateşin içinde “Rabbimiz bizi buradan çıkar, daha önce yapmış olduklarımızın dışında, iyi ve doğru ameller yapalım” diye bağırarak yardım isterler. Sizi uyaran ve öğüt verenin gelmesinden sonra, düşünüp öğüt alacak kadar ömür verilmedi mi? Azabı tadın, zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur.
Onlar orada çağrışıp duracaklar «Ey çalabımız! Bizi buradan çıkar da bundan önce işlediklerimizden bambaşkalarını işliyelim» diyecekler. «Sizi öğütlenecek bir kimsenin öğütlenebileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmiş değil miydi? Öyleyse şimdi tadın bakalım. Artık kıyıcılar için hiçbir yardımcı yoktur.»
Onlar orada feryat ve figan edecekler: Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada işlediğimiz işden başka iyi iş işleyelim. «— Onlara ibret almak isteyen kimse için ibret alacak kadar sizi yaşatmadık mı? Size Allah azabıyle korkutur bir peygamber gelmedi mi? Siz icabet etmediniz öyleyse azabı tadın, zalimlere yardım edecek hiçbir fert yoktur» denecek.
Onlar orada, “Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki yaptıklarımızdan başka iyi ve yararlı iş [sâlih] yapalım” diye feryat ederler. Onlara, “Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Üstelik size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadınız. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur” (denilir).
Onlar orada, “Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine salih bir amelde bulunalım!” diye feryat ederler. Hatırlayıp kendine gelecek kimsenin hatırlayıp kendine gelebileceği kadar bir ömür vermedik mi size? Size uyarıcı da gelmedi mi? (O halde niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (bakalım azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
Orada, “Ey Rabb’imiz!” diye feryat edecekler, “Ne olur, bizi buradan çıkar; sana söz veriyoruz, daha önceyaptıklarımızdan bambaşka güzel işler yapacağız!” Buna karşılık, Allah onlara diyecek ki: “Ben size, düşünüp ibret almak isteyen birinin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedim mi? Ayrıca, size bu günün gelip çatacağını haber veren uyarıcılar gelmemiş miydi? Geldi, fakat siz bile bile kötülüğü tercih ettiniz! Öyleyse yaptıklarınızın cezasını tadın bakalım; bugün zâlimlere hiç kimse yardım edemeyecek!”
O hâlde, ey insanlar, bu gün gelip çatmadan önce Rabb’inize kulluk edin! Unutmayın ki:
Onlar orada olabildiğince feryat ederler:
“Rabbimiz! Bizi çıkar; işliyor olduğumuzun dışında salih amel işleyelim (iyi iş yapalım)!”.
“Size, öğüt alacak kimsenin öğüt alacağı bir ömür vermedik mi? Hâlbuki size Uyarıcı da geldi. Öyleyse tadın! Zulmedenler için hiçbir yardım edici yoktur”.
" Ya Rab! n'olur çıkar bizi buradan! Çıkar da önceki yaptıklarımıza inat faydalı işler yapalım! " diye feryat edecekler. Bir ses: " Biz size, hatırlamanız gerekeni hatırlayacak kadar ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da gelmişti. Artık çekin cezanızı, saygısızlara yardım yok. " diyecek.
Onlar ateşten kurtulmak için: "Rabbimiz! Bizi cehennemden çıkar. Tekrar yeryüzüne gönder. Önceki hayatımızda yaptıklarımızı bir daha yapmayalım! Bize yeni bir hayat ver. Yeni hayatımızda iyi, güzel, hayırlı işler yaparak gelelim!" diye yalvarırlar. Onlara: "Size düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size Resullerimiz gelmedi mi? Resullerimiz sizleri ayetlerimle yeterince uyarmadı mı? Şimdi tadın azabı! Yeryüzünde yaşarken inkâr eden, ayetlerimize karşı kör, sağır, dilsiz kesilen, yasalarımıza karşı çıkarak insanların yasalarına uyan zalimlerin bugün yardımcısı yoktur."
Oradakiler şöyle feryat edecekler: [*] “Rabbimiz! Bizi (buradan) çıkar da (dünyada) yaptıklarımızın dışında iyi iş(ler) yapalım.” [*] (Onlara şöyle denecektir:) “Size uyarıcı da geldiği hâlde (gerçeği) hatırlayabilecek kimsenin bunu başarabileceği kadar bir ömür vermedik mi? Şimdi tadın (azabı)!” Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur.
Onlar orada: “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkart da (dünyada) yaptıklarımızın tersine iyi işler yapalım.” diye feryat ederler. (O zaman onlara): “Size orada, düşünüp anlayacak kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi?¹ Ve size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse (azabınızı) tadın bakalım. Artık burada, zâlimler için bir yardımcı yoktur.” denilir.
Onlar orada, [cehennemde,]: “Rabbimiz! Bizi bu [azap]tan kurtar! Bundan sonra artık [eskiden] yaptıklarımızdan farklı iyi şeyler yapacağız!” diye feryad ederler. [O zaman onlara şöyle cevap vereceğiz:] “Size (orada,) düşünmek isteyen herkesin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedik mi? Ve [üstelik] size bir uyarıcı da gelmişti. Öyleyse, [yaptığınız kötülüklerin meyvelerini] şimdi tadın bakalım: zalimler hiçbir yardımcı bulamayacaklardır!”
Orada var güçleriyle feryat ederler: – Rabbimiz, bizi buradan çıkar da daha önce yaptığımız kötülüklerin aksine iyi ve güzel işler yapalım. Allah: – Biz size düşünüp öğüt almak isteyen birisine yetecek kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size bir de uyarıcı gelmişti. Öyleyse şimdi cehennem azabını tadın bakalım. Artık uyarılara kulak asmayan zalimlerin herhangi bir yardımcısı da olmayacaktır. 32/20, 43/74...81
Ve onlar orada şöyle feryat figan ederler: “Rabbimiz! Buradan çıkar bizi! (Sana söz), daha önce yaptıklarımızdan daha farklı, daha iyi şeyler yapacağız!” (Şöyle cevap verilecek): “Size aklını başına almaya gönüllü birine yetecek kadar uzun bir ömür vermemiş miydik?[³⁹¹⁸] Üstelik bir de uyarıcı gelmişti! Şu halde (elinizin ürünlerini) tadın; ama kendini kaybedenlerin hiçbir yardımcısı olmayacağını da unutmayın!”
Onlar orada yalvarıp yakarırlar: "Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar (dünyaya geri gönder) da, yapmış olduğumuzdan farklı olarak sâlih ameller işleyelim" derler. Fakat onlara: "Size aklı başında olan bir kişinin öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmişti. (Neden o zaman imana gelmediniz) Şimdi tadın o azabı" diye nidâ olunur. Artık o zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.
Onlar cehennem de feryad ederek: "Rabbimiz, bizi buradan çıkar, (dünyada) yaptığımızdan başkasını yapalım?" derler. "Size, nasihat alacak olanın, nasihat alacağı kadar bir ömür vermedik mi? Ve size uyarıcı da geldi. Öyle ise (azâbı) tadın artık. Zâlimlerin yardımcısı yoktur. "
Ve onlar orada feryat ederler ki, «Ey Rabbimiz! Bizi çıkar, yapar olduğumuzdan başka sâlih amelde bulunalım.» Onlara denilir ki, «Ya sizi düşünüp anlayacak kimsenin kendisinde düşünebileceği (bir müddet) kadar yaşatmadık mı? Ve size korkutucu geldi, şimdi (azabı) tadın, artık zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.»
Onlar orada imdad istemek için şöyle feryad ederler: “Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım! ”Allah onlara şöyle buyurur: “Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur! ” [40, 11-12] [43, 77-78; 17, 15; 67, 8-9]
Onlar orada: "Rabbimiz, bizi çıkar, (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım?" diye feryadederler. "Sizi, öğüt alacak olanın, öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı? Size uyarıcı da geldi (fakat inanmadınız). Öyle ise (azabı) tadın artık. Zalimlerin yardımcısı yoktur."
Kâfirler cehennemde: "Yâ Rabbî! Bizi buradan çıkar, dünyâda iken işlediğimizin gayrı olarak sâlih işler yapalım" diye feryâd iderler. Onlara "Düşüneceklerin düşünmesine kifâyet ider zamân sizi yaşatmadım mı? Ve size nezîr ve rasûl gelmedi mi? Şimdi 'azâbı tadınız, zâlimlere yardımcı yokdur" denilür.
Orada avazları çıktığınca bağırırlar; "Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: Ders alacak kişinin ders alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadın. Yanlış yapanlara yardım edecek biri olmaz"
Orada var güçleriyle feryat ederler:-Rabbimiz, bizi çıkar da daha önce yaptıklarımızdan başka iyi şeyler yapalım.-Biz size öğüt alacağınız kadar bir ömür vermedik mi, size uyarıcı gelmedi mi? Şimdi azabı tadın. Zalimler için hiç bir yardımcı yoktur.
Orada bağrışıp durmaktadırlar, “Rabbimiz, bizi buradan çıkar ki, daha önce yaptıklarımızın yerine güzel işler yapalım” diye. Düşünüp de ibret alacak olan kimseye yetecek kadar bir ömrü Biz size vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da geldi. Şimdi tadın azabı; zalimlerin yardımcısı yoktur.
Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık.
daħı anlar çaġrışalar anuñ içinde “iy çalabumuz! çıķar bizi işleyevüz eyü iş andan ayruķ kim işlerdük.” ay daħı 'umurlandurmaduķ mı sizi anı kim ögüt duta anuñ içinde ol kim ögüt duttı? daħı geldi size ķorķıdıcı pes daduñ pes yoķdur žālimlere ya'nį muḥammed yā ķur’ān’a hįç arķa virici.
Daḫı ol kāfirler çaġırışalar cehennem içinde ki: Yā Rabbenā, bizi dünyāyaçıḳar, ‘amel‐i ṣāliḥ işleyelüm andan özge ki biz işlerdük, diyeler. Eyidileanlara ki: Sizi diriltmedük mi dünyāda bir zamān ki anda ögütlenürdi ögütle‐nen kişi, gelmedi mi daḫı size peyġamber? Pes daduñuz ‘aẕābı, diyevüz.Daḫı ẓālimlere yardım idici bulunmaya.
Onlar orada fəryad edib deyəcəklər: “Ey Rəbbimiz! Bizi buradan çıxart ki, saleh əməllər edək. O əməlləri yox ki (dünyada) edirik!” (Onlara belə deyəcəyik: ) “Məgər orada sizə öyüd-nəsihət qəbul edəcək kimsənin öyüd-nəsihət qəbul edə biləcəyi (düşünəcək kimsənin düşünəcəyi) qədər ömür vermədikmi?! Hələ sizə (siz kafirləri Allahın əzabı ilə) qorxudan peyğəmbər də gəlmişdi. Dadın (cəhənnəm əzabını)! Zalımların imdadına çatan olmaz!”
And they cry for help there, (saying): Our Lord! Release us; we will do right, not (the wrong) that we used to do. Did not We grant you a life long enough for who reflected to reflect therein? And the warner came unto you. Now taste (the flavour of your deeds), for evil doers have no helper.
Therein will they cry aloud (for assistance): "Our Lord! Bring us out:(3926) we shall work righteousness,(3927) not the (deeds) we used to do!" - "Did We not give you long enough life so that he that would should receive admonition? and (moreover) the warner came to you. So taste ye(3928) (the fruits of your deeds): for the wrong-doers there is no helper."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |