20 Nisan 2025 - 22 Şevval 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fâtır Suresi 35. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżî ehallenâ dâra-lmukâmeti min fadlihi lâ yemessunâ fîhâ nesabun velâ yemessunâ fîhâ luġûb(un)

Öyle bir mabuttur ki bizi, tam konaklanacak yurda kondurdu lütfüyle; burada bize ne bir yorgunluk gelir, ne bir usanç gelir.

"Ki O, bizi Kendi lütfundan (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; artık burada bize ne bir zahmet ve yorgunluk isabet edecektir ve ne de burada bize bir bıkkınlık ve usanç gelecektir" (diye sevineceklerdir).

O lütfuyla, bizi tam konaklanacak yurda yerleştirdi, orada bize ne yorgunluk gelir, ne de bir bıkkınlık.”

“Lütfuyla bizi asıl oturulacak yere, Cennete yerleştiren Allah'a hamdolsun. Burada bize yorgunluk çektirilmeyecek, açlık hissetmeyeceğiz, zafiyete düşmeyeceğiz usanmanın adı anılmayacak” derler.

bk. el-Müfredât.

Ki O, bizi kendi lütfuyla kalınacak yurda yerleştirdi. Burada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de bir bıkkınlık dokunur.

35.Beyhaki ve İbnu Ebi Hatim`in Abdullah bin Ebi Evfa`dan rivayet ettiklerine göre bir adam Resulullah (a.s.)`a: "Ey Resulullah (a.s.)! Allah dünyada ... Devamı..

'Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz.'

O Rab ki, fazlından bizi durulacak yurda (cennete) kondurdu. Burada bize yorgunluk değmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek.”

“O Allah ki, fazl ve ihsanından bizi, kalınmaya değer bir yurda indirdi. Orada bize ne yorgunluk dokunur, ne de bize bıkkınlık gelir.”

“Yine O, bizi kendi lütfuyla, süreli nimet yurduna indirdi. Orada bize ne bir yorgunluk, ne de bitkinlik gelecektir.”

Kendi erdeminden durulacak bir yerde O oturttu, orda bize ne yorgunluk gelir, ne de sıkıntı» diyeceklerdir

“O, bizi lütfuyla, içinde sürekli kalacağımız bir yurda yerleştirdi. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacak ve bir bıkkınlık da gelmeyecek.”

34,35. "Allâh’a hamd olsun bizden hüzni izâle itdi rabbimiz gafûr ve şekûrdür lütuf idüb bizi mesken-i ebediye kabûl itdi. Orada artık yorulmayacağız ve futûr getürmeyeceğiz" diyecekler.

"Bizi lütfuyla, temelli kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk gelecek ve ne de usanç gelecektir."

“O, lütfuyla bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez.”

O ki bizi lutfuyla sonsuza kadar kalınacak yurda yerleştirdi. Orada artık biz ne bir yorgunluk duyarız ne de bize bir bıkkınlık gelir.”

O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.

"O ki lütfuyla bizi durulacak yurda yerleştirdi. Orada ne bir yorulma ne de bir bıkkınlık duyarız."

"Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir."

Fadlında bizi durulacak yurda kondurdu, burada bize yorgunluk gelmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek»

O (Allah ki) lütfuyla bizi (ebedî) kalınacak (cennet) yurd (un) a yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez.”

O ki, bizi lütfundan kalınacak bir yurda yerleştirdi. Orada bize bir yorgunluk dokunmayacak ve orada bize bir usanç gelmeyecek.

«Ki fazl (-u inayet) inden bizi (ebedî) durulacak bir yurda kondurdu O. Burada bize hiçbir yorgunluk değmeyecek burada bize hiçbir usanç dokunmayacak».

“O (Rab) ki, lütfundan bizi (asıl) oturulacak yurda (Cennete) yerleştirdi. (Artık)orada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de orada bize bir usanç dokunur.”

O (Rab) ki, bizi kendi fazlından bu (ebedi) ikamet yurduna (cennette) yerleştirdi. Burada artık bize ne yorgunluk (rahatsızlık, hastalık vs.) dokunur, ne de usanç gelir.”

“Bize lütfundan, hiçbir sıkıntının dokunmayacağı ve gereksiz boş şeylerinde uğramayacağı kalınacak yurtları veren (Allah yüceler yücesidir)” derler.

O Allah ki bize vergisinin bolluğundam barınacak bir yurt verdi. Burada hiç yorgunluk duymıyacağız, usanç da getirmiyeceğiz.»

İnayetinden ikametgâh olan sarayı bize konak yapan O/dur. Burada bize hiçbir yorgunluk gelmez. Bıkkınlık ârız olmaz.

“O, lütfuyla bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Artık burada bize ne bir yorgunluk dokunur ne de bir bıkkınlık gelir.”

“O, bizi kendi lütfünden (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi. Burada artık bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da değmez.”

“İşte bizi, sonsuz lütuf ve keremi sayesinde ebedî kalacağımız yurda yerleştirdi. Dünya hayatı bir imtihândı, onu aştık; mahşer bir merhale idi, onu da geçtik. Artık burada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de bir bıkkınlık!”

“O ki lütfu ile bizi Kalınacak Yurd’a yerleştirdi. Orada bize yorgunluk dokunmaz, usanç da dokunmaz”.

nitekim bize bu temelli yurdu lutfetti. Üstelik hiçbir sıkıntı ve keder yüzü görmeden yaşayacağımız bir yurt... "

"Rabbimiz bizi mükâfatlandırarak güzel bir yere yerleştirdi. Artık bize ne bir yorgunluk dokunur ne de bıkkınlık gelir." diye dua ederler.

34,35. (Cennette şöyle) diyeceklerdir: “[Hamd] (övgü), bizden kaygıyı gideren Allah’adır! İçinde bize hiçbir yorgunluk ve bıkkınlık ulaşmayacak olan, [*] cömertliğinin sonucu olarak bizi [ebedî] kalınacak cennet yurduna yerleştiren Rabbimiz şüphesiz ki çok bağışlayandır, şükre çok karşılık verendir.”

Benzer mesajlar: Hicr 15:48; Yâsîn 36:55; Ğâşiye 88:9.

(Ve devamla); “(Rabbimiz,) bizi kendi lütfu olarak asla yorgunluk dokunmayan ve bıkkınlık gelmeyen ebedî kalınacak bir yurda yerleştirdi.” (derler.)

O, lütfuyla bu konak yerine bizi yerleştirdi: orada bize ne bir çatışma ve gerginlik bulaşır, ne de yorgunluk ya da bıkkınlık!”

Çünkü O, lütuf ve rahmetiyle bizi bu kalıcı yurda yerleştirdi. Artık burada bize ne bir yorgunluk ne de bir bıkkınlık vardır. 15/47-48, 20/116...119

O lütfuyla bizi bu (varlığı ve güzelliği) kalıcı vatana yerleştirdi: burada semtimize ne yorgunluk ve bezginlik, ne de can sıkıntısı ve bıkkınlık uğrayacak!”[³⁹¹⁷]

[3917] Çünkü: “cennet ehli o gün keyif veren bir meşguliyet içinde olacaklar” (36:55). “Bu kadar güzellik ve huzurun içinde insanın canı sıkılmaz mı?”... Devamı..

Öyle ki (Rabbimiz) bizi, eşsiz lütfu ve keremiyle, -sonsuza dek- kalınacak bir yurda (cennete) yerleştirdi ki, burada bize asla bir yorgunluk değmeyecek ne de bir bıkkınlık gelecek" derler.

O ki lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize ne bir yorgunluk ve ne de orada bize bir usanç gelir.

«Öyle (bir Rabb-i Kerîm) ki, bizi fazlından bir ikametgâh olan yurda kondurdu. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacaktır ve burada bize hiçbir usanç dokunmayacaktır.»

Çünkü O, lütfu ile bizi devamlı kalınacak olan yerde yerleştirdi. Burada artık bize ne yorgunluk dokunacak, ne de usanç gelecek.

O (Rab) ki lutfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize ne bir yorgunluk dokunur ve ne de orada bize bir usanç dokunur.

"O rabbimiz bizi kemâl-i fazl ve kereminden dâimî bir ikâmetgâh olan cennete misâfir itdi ki orada bize renc ve ta'ab ve külfet ve müşkilât dokunmaz" dirler.

"İkramıyla bizi, kalınacak yere yerleştiren odur. Orada bize bir yorgunluk değmeyecek. Bir bıkkınlıkla da karşılaşmayacağız."

Çünkü lütfu ile bizi kalıcı yurda yerleştirdi. Bize orada ne bir yorgunluk ne de bir bıkkınlık gelir.

“O Rabbimiz ki, ebediyen kalınacak bu yurda lûtfuyla bizi yerleştirdi. Artık burada ne usanır, ne de yoruluruz.”

Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz.

“ol kim indürdi bizi durmaķlıķ sarāyına gendü fażlından. yoķanmaya bize anuñ içinde renc daħı yoķanmaya bize anuñ içinde armaķ.”

Ol ki givürdi bizi duraçaḳ eve fażlından. Anda bize zaḥmet irmez. Daḫıbize irmez anda yorulmaḳ.

Elə bir Rəbb ki, Öz lütfü (kərəmi) ilə bizi (əbədi qalacağımız) iqamətgahda yerləşdirdi. Orada bizə nə bir yorğunluq üz verəcək, nə bir məşəqqət (əziyyət) toxunacaqdır!”

Who, of His grace, hath installed us in the mansion of eternity, where toil toucheth us not nor can weariness affect us.

"Who has, out of His Bounty, settled us in a Home that will last: no toil nor sense of weariness(3924) shall touch us therein."

3924 In case it should be thought that perpetual happiness might cloy or be dull, as would be the case in this life, it is added-as the experience of ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.