Vemâ yestevî-l-ahyâu velâ-l-emvât(u)(c) inna(A)llâhe yusmi’u men yeşâ(u)(s) vemâ ente bimusmi’in men fî-lkubûr(i)
Ve ne de dirilerle ölüler eşit olur; şüphe yok ki Allah, dilediğine duyurur ve sen kabirlerdeki ölülere duyuramazsın.
(Bunun gibi) Dirilerle ölüler de bir olamaz, (bunlar farklı ve aykırı şeylerdir, aynı değildir); şüphesiz Allah (hikmet ve hakikati) dilediği kimseye duyurup işittirir. Sen ise kabirlerde olanlara (canlı cenaze hükmündeki gafil ve kâfir insanlara) işittirebilecek değilsin. (Sadece tebliğ görevini yapmalı, sonuçlarına kafayı takmamalısın.)
ve ne de yaşayan ile kalben ölmüş bulunan. Şüphesiz Allah, dileyen kimseye dilediği şekilde işittirir. Halbuki sen, mezarlardaki ölüler gibi, kalben ölmüşlere işittiremezsin.
İman, Kur'an nuru ve marifetullah sayesinde ebedi hayata nail olacak mü'minler ile inkar ve isyan karanlıkları içinde kalan ölüler mesabesindeki kâfirler bir olmaz. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıklara tebliği duyurur. Sen kabirdekiler gibi duygusuz kafirlere bir şey duyuramazsın.
Dirilerle ölüler de bir olmaz. Allah dilediğine duyurur. Sen kabirlerde olanlara duyuracak değilsin.
Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir; sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.
Dirilerle ölüler hiç de bir olmaz, (hülâsa müminlerle kâfirler müsavi değildir). Doğrusu Allah dilediği kimseye (hakkı kabul ettirir) işittirirse de sen, kabirde bulunanlara (kalbleri ölü kâfirlere) işittirecek değilsin.
Diriler ile ölüler de eşit değiller. Şüphesiz Allah, istediğine (bu mesajları) işittirir. Fakat sen kabirde olanlara (manen ölmüşlere) işittiremezsin.
19,20,21,22. Görmeyen ile gören, karanlık ile aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz. Diriler ile ölüler de bir olmaz. Şüphesiz ki Allah dileyene işittirir. Sen kabirdekilere işittiremezsin.
Dirilerle ölüler de bir olmaz; Allah işittirir dilediğine, mezarlarda olana sen işittiremen
Dirilerle ölüler de eşit olamaz. Allah, dileyene (gerçeği) işittirir. Sen, (cesetleri) kabirde bulunan (ölü)lere işittiremezsin.
22, 23. Hayâtda olanlar ile ölüler müsâvî değildir. Allâh kime ister ise ismâ’ ider. Sen ise mezar derûnundaki meyyit gibi olan kâfirlere ismâ’ idemezsin, sen yalnız teblîğa me’mûrsın.
Dirilerle ölüler de bir değildir. Doğrusu Allah, dilediği kimseye işittirir. Sen, kabirlerde olanlara işittiremezsin.
Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.
Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediğine elbette işittirir; ama sen kabirlerdekilere de işittirecek değilsin!
Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin!
Ölülerle diriler de eşit olmaz. Gerçi Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.
Ölüler de müsavi olmaz diriler de, gerçi Allah her dilediğine işittirirse de sen kabirlerdekine işittirecek değilsin
Dirilerle ölüler de bir olmaz, (tıpkı mü’minlerle kâfirlerin, Allah nezdinde bir olmadığı gibi). Şüphesiz Allah, hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf eden kimseye, (lütfuyla hakikati) işittirir. Sen kabirlerdekilere (ısrarla küfrü tercih eden manen ölülere, hakikati) işittiremezsin!
Dirilerle ölüler bir değildir. Kuşkusuz ki Allah, dileyene duyurur. Sen mezarlarda olanlara asla duyuramazsın.
(Hulâsa:) Dirilerle ölüler bir olmaz. Şübhesiz ki Allah kimi dilerse ona (hakıykatları) duyurur. Sen kabirlerde olanlara da işitdirecek değilsin a!..
Ve (manen) dirilerle (bilginlerle), ölüler (bilgisizler) de eşit olamaz. Şüphesiz Allah, dileyene (gerçeği) işittirir. Ve sen, (cesetleri) kabirde bulunan (ölü)lere de işittiremezsin. *
Yaşayanlar ile ölüler de bir değildir. Allah dilediği kimseye işittirir, ama sen mezarlarda ki ölülere işittiremezsin.
dirilerle ölüler de. İşte Allah kimi dilerse ona işittirir. Sen sinlerinde yatanlara sesini işittiremezsin.
Dirilerle ölüler de bir değildir. Muhakkak ki Allah, dilediği kimseye işittirir. Sen kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.
Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir; sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.
Tıpkı, kalben diri olanlarla ölülerin aynı olmadığı gibi!
Çünkü Allah, ancak samîmî bir kalple doğruya, gerçeğe ulaşmak isteyenehakîkati işittirir. Gönlünü kibir, inatçılık, bencillik örtüleriyle karartmış olanlara gelince; sen, mezarlardaki ölüler gibi hakîkat karşısında duyarsız kalan zâlimlere hiçbir şey işittiremezsin! Onun için, inanmıyorlar diye üzülme!
Ne Diriler eşit olur, ne Ölüler! Allah, dileyeceği kimselere işittirir. Sen Kabirler’deki kimselerin işittiricisi değilsin.
ölü ile diri de bir olmaz. Allah, duymak isteyene sesini duyurur. Sen, kabirdeki ölülere sesini duyuramazsın.
Dirilerle ölüler de bir olmaz. Rabbinizin katında inkâr edip yasalarına uymayanlar ölüler gibidir. Onlar ayetlerdeki gerçeklere karşı kör, sağır, dilsizlerdir. Aynı ölüler gibidirler. Gerçekleri görmez, duymazlar.
19,20,21,22. Kör ile gören, karanlıklar ile aydınlık, (serinletici) gölge ile (kavurucu) sıcak ve diriler ile ölüler bir olamaz. [*] Şüphesiz ki Allah dileyene (layık gördüğüne) duyurur. Sen (aklı) mezarlarda olanlara (gerçeği) duyuramazsın. [*]
Dirilerle ölüler de asla bir değildir. Gerçekten Allah dilediğine işittirir, sen ise kabirlerdekilere işittiremezsin.
ve ne de yaşayan ile [kalben] ölmüş bulunan. Şüphen olmasın ki [ey Muhammed,] Allah dilediğine işittirir, halbuki sen mezarlardaki [ölüler gibi kalben ölmüş]lere işittiremezsin:
Ne de dirilerle ölüler. Allah bu mesajı duymak isteyene işittirir. Fakat sen kabirdeki ölülere işittiremezsin. 27/80-81, 30/52
Dirilerle ölüler (hidayete erenlerle, sapıklıkta direnenler) elbette eşit olmaz. Şüphe yok ki Allah, dilediği kimseye (bu uyarıları) işittirir. (Ey Muhammed) Sen kabirde olanlara (o inatçı kâfirlere hak davetini) duyuracak değilsin.
Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.
Ve berhayat olanlar ile ölmüşler de müsavî olamaz. Şüphe yok ki, Allah dilediğine işittirir ve sen kabirlerde bulunanlara işittirici değilsin.
19, 20, 21, 22. Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, Sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin. [11, 24]
Dirilerle, ölüler de bir olmaz. Allah dilediğine işittirir; yoksa sen kabirlerde bulunanlara işittirecek değilsin.
Dirilerle ölüler de müsâvî olmazlar. Allâh Te'âlâ dilediğine işitdirir. Sen kabirlerde olan mevtâlara işitdirici değilsin.
Dirilerle ölüler de eşit olmaz. Allah dinlemeyi tercih edene dinletir. Sen kabirlerde olanlara bir şey dinletemezsin.
Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediğine işittirir. Sen kabirlerde olanlara işittiremezsin.
Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah dilediğine işittirir; yoksa kabirdekilere işittirmek senin elinde değildir.
Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!
daħı [233a] berāber degül diriler ne daħı ölüler. bayıķ Tañrı işiddürür aña kim diler daħı degülsin sen işittürici aña kim sinlerdedür.
Daḫı berāber olmaz diriler‐ile ölüler. Tañrı Ta‘ālā işitdürür kime dilese vesen yā Muḥammed işitdüremezsin sinlerde olanlara.
Dirilərlə ölülər də eyni deyillər! (Bütün bunlar kimi kafirlə mö’min, küfrlə iman, Cəhənnəmlə Cənnət, batillə haqq da eyni olmazlar!) Şübhəsiz ki, Allah dilədiyinə (ayələrini) eşitdirər. Sən isə (ya Peyğəmbər!) qəbirlərdə olanlara (haqqı) eşitdirən deyilsən!
Nor are the living equal with the dead. Lo! Allah maketh whom He will to hear. Thou canst not reach those who are in the graves.
Nor are alike those(3905) that are living and those that are dead. Allah can make any that He wills to hear; but thou canst not make those to hear who are (buried) in graves.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |