5 Ekim 2024 - 2 Rebiü'l-Ahir 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fâtır Suresi 18. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velâ teziru vâziratun vizra uḣrâ(c) ve-in ted’u muśkaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey-un velev kâne żâ kurbâ(k) innemâ tunżiru-lleżîne yaḣşevne rabbehum bilġaybi veekâmû-ssalâ(te)(c) vemen tezekkâ fe-innemâ yetezekkâ linefsih(i)(c) ve-ila(A)llâhi-lmasîr(u)

Ve hiçbir suçlu, bir başkasının yükünü yüklenmez ve ağır bir yük taşıyan, onu yüklenmesi için bir başkasını çağırsa, çağırdığı, akrabası bile olsa o yükün bir kısmını bile yüklenemez. Sen, gizli olduğu, görmedikleri halde Rablerinden korkanları ve namaz kılanları korkutabilirsin ancak ve kim, temiz bir hale gelirse faydası, ancak kendisinedir ve dönüp varılacak yer, Allah tapısıdır.

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenip çekemez. Yükü ağır olan onun taşınması için (başkasını) çağırsa (ve o kişi kendisinin) en yakını bile olsa da (onun günah) ağırlığından (kendisine yine hiç)bir şey yüklenemez. Sen ancak görmediği halde (gaybi haşyetle) Rablerinden korkanları ve namazı dosdoğru kılanları sakındırırsın. (Senin uyarıların ancak böylelerine fayda sağlayacaktır.) Kim (küfür ve kötülükten) temizlenirse o sadece kendisi için temizlenir. Sonunda dönüş Allah’adır.

Kimse, kimsenin günah yükünü taşıyacak değildir. Kendi yükü ağır gelen kimse, onu taşımak için başkasını yardıma çağırırsa, yakını da olsa, bu kimse o yükün hiç bir parçasını taşıyamaz. O halde gerçekten sen, görmedikleri halde, Rablerinden korku duyanları ve namazlarına dikkatli ve devamlı olanları uyarabilirsin ve şunu bil ki, kim günah kirlerinden arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur. Sonunda dönüş Allah'adır.

Hiçbir günahkâr, günah yüklü, suçlu bir kişi başkasının günahının, suçunun cezasını çekmez. Yükü, günahı ağır gelen kimse, onu taşımak için başkasını çağırsa, çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenemez. Sen ancak, saklı-gizli hallerinde ve davranışlarında, görmedikleri hal-de gıyaben, saygı duyarak Rablerinden korkanları, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılanları uyarabilirsin. Kim arınır, vicdanını temizlerse, kendisi için temizlenip arınmış olur. Sonuçta yalnız Allah'ın huzuruna varıp hesap vereceksiniz.

Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır olan biri (bir başkasını) onu yüklenmeye çağırsa, bir yakını bile olsa kendisine ondan bir şey yükletilmez. Sen ancak görmedikleri halde Rablerinden korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendi yararına arınmış olur. Dönüş Allah'adır.

Hiç bir günahkar (ve suçlu) bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsakendisine ondan hiç bir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden 'içleri titreyerek-korkmakta' olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah'adır.

Günah işliyen bir kimse, başkasının günahını çekmez. Günah yükü ağır gelen bir kimse, günahlardan bir kısmının taşınmasına (başkasını) çağırsa da yükünden bir şey yüklenilmez; isterse (çağırılan ana ve babası gibi) bir yakın olsun. (Ey Rasûlüm!) Sen, ancak (Allah'ın azabını) görmemişken, Rablerinden korkanları, namazı gereği üzere kılanları sakındırırsın. Kim temizlenirse (durumunu düzeltir, hayır işlerse) ancak kendi nefsini temizler (sevabı kendisine olur). Sonunda dönüş Allah'adır.

Ve hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen kimse, yükünü taşımaya çağırsa, çağırdığı kişi akrabası dahi olsa, onun yükünden bir şey hafifletilmez (hafifletmez.) Sen, (akrabalarını değil) ancak, görmedikleri halde Rablerinin büyüklüğünden ürperen, doğruca namaz kılanları uyarabilirsin. Artık kim (bu şekilde) temizlenmişse, o kendi lehine temizlenmiştir. Ve her şeyin son dönüşü Allah’adır.

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenemez. Yükü ağır gelen kimse, onu taşımak için başkasını çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenemez. Sen ancak, görmeden Rabblerine saygı duyanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.[458]

[458] Suçun ferdîliği hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XV, 494-496.

Hiçbir günahlı kimse, başkasının günahını yüklenmez, ağır yüklü birisi, başkasına yüklemekçin —hısımı olsa da— kimse bir şey yüklenemez, ancak sen görmeksizin Tanrısından korkanı, namaz kılanı kocundurabilirsin, kim temizlenirse, kendisiyçin temizlenir, varış da Allahadır

Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü kendi üzerine alamaz. (Günah) yükü ağır gelen kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, (bu çağırdığı kişi) onun yakın akrabası dahi olsa onun hiçbir günahını üzerine alamaz. Sen ancak (gözleriyle) görmediği halde Rablerine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanları ve namazı ikame edenleri uyarabilirsin. (Zaten) her kim (şirk ve günah kirlerinden) temizlenirse, sırf kendisi için temizlenmiş olur. (Unutmayın ki) sonunda dönüş yalnız Allah'adır.

Bkz. 6/164, 17/15, 39/7, 53/38Bu ayetten anlıyoruz ki; bazı Hıristiyanların “Hz. Âdem’in işlediği günahtan dolayı onun soyundan gelenlerin de günahkâr... Devamı..

Hiç bir kimse diğerinin günâhını yüklenmeyecekdir. Bâr-ı ’azîm altında bulunan günâhının bir kısmından kurtulmak isteyenler en yaknına bile bir kısmını viremez. Gizlice Allâh’dan korkanlara ve namâz kılanlara ihtârâtda bulun. Kim nefsini tasfiye ider ise kendine iyilik itmiş olur. Çünki hepsi bir gün Allâh’a rücû’ idecekdir.

Günahkar kimse diğerinin günahını çekmez. Günah yükü ağır olan kimse, onun taşınmasını istese, yakını olsa bile, yükünden birşey taşınmaz. Sen ancak, görmediği halde Rablerinden korkanları, namazı kılanları uyarırsın. Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur; dönüş ancak Allah'adır.

Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır.

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Günah yükü ağır gelen kimse onun taşınması için yardım çağrısında bulunsa -çağrılan yakını bile olsa- o yükten hiçbir şeyi başkası üzerine alamaz. Sen ancak, görmedikleri halde rablerinden korkanları ve namazı özenle kılanları uyarabilirsin. Kim arınırsa sadece kendi yararına arınmış olur. Her şeyin sonu Allah’a varır.

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.  

 Bu âyet-i kerimede herkesin kendi günahından sorumlu olacağı, hiç kimsenin bir başkasının günahından sorumlu tutulmayacağı ifade edilmektedir. Ancak,... Devamı..

Kimse kimsenin günahını yüklenmez. Günahla yüklenmiş birisi yükünü taşımak üzere akrabalarını bile çağırsa onun yükünden hiç bir şey taşınmaz. Sen yalnızca, kendi başlarına iken Rab'lerini sayan ve namazı gözeten kişileri uyarabilirsin. Kim kendisini arındırırsa kendisi yararına arınmıştır. Dönüş ALLAH'adır.

Hem günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun. Fakat sen ancak o kimseleri sakındırısın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet dönüş Allah'adır.

Hem günah çeken bir nefis, başkasının günahını çekmiyecek, yükü ağır basan onun yükletilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmiyecek, isterse bir yakını olsun, fakat sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki gaybde rablarının haşyetini duyarlar, namazı dürüst kılarlar, temizlenen de sırf kendisi için temizlenir, nihayet gidiş Allahadır

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. (Günah) yükü ağır gelen kimse, onu taşımak için (başkalarını) çağırsa ve o çağırdığı kişi kendisinin akrabası bile olsa (kendisinin günah) ağırlığından (çağırdığı kişiye) bir şey yüklenilmez. (Resûlüm!) Sen, ancak (azabı) görmedikleri hâlde Rablerin (in azametin) den korkanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarabilirsin. Kim (îmân ve ihlâs ile Rabbinin razı olduğu işleri yaparak manen) arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur. Sonunda dönüş (hesap vermek üzere) Allah’ (ın manevi huzurun) adır.

Yük taşıyan birisi,¹ bir başkasının yükünü taşımaz.¹ Yükü ağır olan kimse, bir başkasını yardıma çağırsa, çağırdığı yakını da olsa ona yardım etmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rabb'ine içtenlikle saygı duyan ve salatı³ ikame edenleri uyarırsın. Her kim arınırsa⁴ kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah'adır.

1- Hiçbir günahkâr bir başkasının günahını taşımaz. 2- Sorumluluk kişiseldir, hiç kimse yakını da olsa başkasının yaptığından sorumlu değildir. Ve h... Devamı..

Günâh işleyen hiçbir nefs, başkasının günâhını çekmez. Eğer yükü (günâhı) ağır bir kişi (diğer birini) onu taşımıya çağırırsa, bu, hısımı da olsa, kendisine ondan hiçbir şey yükletil (mesine rızaa göster)mez. Sen ancak gaaibâne Rabbinden korkmakda olanları, namazı dosdoğru kılanları sakındıracaksın. Kim temizlenirse sırf kendi fâidesine temizlenmiş olur. Nihayet varış Allâhadır.

Hem hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez.(2) Artık (günâhı) ağır gelen kimse onu taşımaya (başkalarını) çağırsa ve (bu çağırdığı kimse) akrabâsı bile olsa, ondan (o günâhından) bir şey yüklenmez. (Ey Habîbim!) (Sen) ancak, gıyâben (görmeden)Rablerinden korkanları ve namazı hakkıyla edâ edenleri korkutursun. Artık kim (günahlardan)temizlenirse, o takdirde ancak kendi lehine temizlenmiş olur. Ve (nihâyet) dönüş ancak Allah'adır.

(2)“Ayn-ı adâlet (adâletin ta kendisi) olan bu semâvî ve kudsî وَلَاتَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَا اُخْرٰي [Hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez] ... Devamı..

Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü (günahını) kendi üzerine alamaz. (Günah) yükü ağır gelen kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, (bu çağırdığı kişi) onun yakın akrabası (en çok sevdiği kişi) dâhi olsa onun hiçbir günahını üzerine alamaz. (Resulüm!) Sen ancak, görmeden Rablerine karşı saygıyla ürperti duyanları ve (samimiyetle) namazı ikame edenleri (kulluğun hakkını verenleri) uyarabilirsin; ayrıca her kim arınırsa yalnız kendisi için arınmış olur. Ve dönüş (yalnızca) Allah’adır. *

(*) Bkz. 6/164, 17/15, 39/7, 53/38) Bu ayetten anlıyoruz ki; bazı Hıristiyanların “Hz. Âdem’in işlediği günahtan dolayı onun soyundan gelenlerin de gü... Devamı..

Hiçbir günahkâr diğer bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günahlarından dolayı yükü kendisine ağır gelen birisi, bir başkasının yükünü almasını istese, yükünü almak isteyen yakın akrabası dahi olsa, ondan hiçbir şey eksiltilmez. Sen ancak Rablerini görmedikleri halde, O’ndan korkanları ve namazını kılanları uyarabilirsin. Kim günahlardan kendini arındırırsa, yalnızca kendisini arındırmış olur. Dönüş Allah’adır.

Hiçbir günahlı başka birinin günahını yüklenmez. Yükü ağır olan kimse yükünü yüklemek için başkasını çağırsa, çağırdığı yakını bile olsa, o yükü yüklenmez. Sen ancak görmeden çalaplarından ürkmekte olanları, yalvarıya duranları uyarabilirsin. Herkim de arınacak olursa kendi için arınmış olur. Sonunda ancak Allah’a dönülecektir.

Hiçbir günahkâr başkasının yükünü yüklenmez. Şâyet ağır yüklü bir kimse yükünü taşımak emeliyle başka birini çağırsa o kimse hısımı olsa da yine o yükü taşımaz. Sen yalnız Rablerini görmeden korkanları, namazı dosdoğru kılanları Allah azabıyle korkutabilirsin. Her kim kendisini maasiden pâk tutarsa yalnız kendi nefsi için pâk tutmuş olur, herkesin varışı Allah/adır.

Hiçbir kimse bir başkasının yükünü/günahını yüklenmez.¹⁴ Yükü ağır olan kimse, onu taşımak üzere bir başkasını çağırsa, çağırdığı yakını bile olsa, yine de ondan hiçbir şeyi yüklenemez. (Ey Peygamber!) Sen ancak, algılayamadığı/idrak ötesindeki [ğayb] Rabbine saygıdan ürperti duyanları, namazı dosdoğru kılanları uyarabilirsin. Kim nefsini arıtırsa, sadece kendi için arınmış olur. Dönüşünüz Allah’adır.

14 Bu aynı zamanda şefaat anlayışını çökerttiği gibi Hıristiyanlığın temel inanç esaslarından biri olan “İlk günah” doktrinini de yıkar. Buna göre; Hz... Devamı..

Hiç bir günahkâr, bir başka günahkârın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, bu, onun yakın akrabası da olsa kendisine ondan hiç bir şey yükletilmez. Sen, yalnızca (azabı) görmediği halde rablerinden içleri titreyerek korkmakta olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarıp korkutursun. Kim temizlenip arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip arınmıştır. Sonunda dönüş Allah'adır.

Hiç kimse, bir başkasının günahını kendi üzerine alamayacaktır. Günaha teşvik eden, bunun cezasını elbette çekecektir. Fakat bu, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın onun sözüne uyup günah işleyen kişiyi kurtaramayacaktır. Nitekim, herhangi bir günahkâr, günahını yüklenmesi için bir başkasını çağırsa, o çağırdığı kişi kendi yakın akraba bile olsa onun hiçbir günahını üzerine alamayacaktır. Dolayısıyla, Hıristiyanların uydurduğu “Hz. Âdem’in işlediği günahtan dolayı onun soyundan gelenlerin de günahkâr olarak dünyaya geldiği ve babasız dünyaya gelen Hz. İsa’nın, kendisini fedâ ederek bu günahı affettirdiği” şeklindeki iddiası, hem Hz. İsa’ya atılan bir iftira, hem de Allah’ın adâleti konusunda halkı şüpheye düşüren şeytânî bir aldatmacadır.
Ey Peygamber ve ey onun yolundan giden Müslüman! Bütün bu iknâ edici apaçık delillere rağmen, yine de Kur’an’dan yüz çevirenler olacaktır. Sen, akılları körelmiş bu zâlimleri doğru yola iletemezsin! Sen ancak, gözleriyle görmedikleri hâlde, gayben Rabblerine yürekten saygı duyan ve bu saygının doğal sonucu olarak namazı güzelce kılan kimseleri uyarabilirsin.Yani senin uyarıların, sadece böyle temiz yürekli samimi ve ciddi insanlarda etkisini gösterir. Zaten her kim şirk ve günah kirlerinden arınıp temizlenirse, bunu ancak kendi iyiliği için yapmış olur. Unutmayın, dönüşünüz mutlaka Allah’a olacaktır.
İşte, on ikinci ayetteki iki deniz nasıl birbirine benzemiyorsa;

Yüklü kişi, bir başkasının yükünü çekmez. Yükü ağır kişi onu taşımaya çağırsa, yakını bile olsa ondan bir şey taşımaz. Doğrusu, Namaz’ı kılan ve Gayb ile (Görmeden) rabb’lerinden çekinen kimseleri uyarabilirsin. Kim arınırsa, kendi nefsi için arınır. Gidip Varış Allah’adır.

Hiç kimse başkasının suçunu üstlenemez. Günahı ağır olan, başkasını yardıma çağırsa da kimseye zırnık devredemez. İsterse canciğer yakını olsun. Resulüm sen, sadece içinde Allah korkusu olanları, bir de namaz kılanları uyaracaksın. Zira arınan, sadece kendini arıtır. Her yolun sonu Allah’a varır.

İyi bilin ki hiç bir insan başkasının günahını sevabını üstlenemez. Herkesin günahı kendine, sevabı kendinedir. Bu konuda hüküm kesindir. En yakını olan anası, babası, kardeşi, eşi, çocukları, akrabası, dostu, arkadaşı bile olsa kimse birbirinin günahını sevabını üstlenemez. Sakın! Şeytanlaşmış bazı kişilerin yaptıkları seni aldatmasın! "Ne olur, hatırım için yeyiver, içiver. Eğer günahı varsa benim boynuma!" gibi sözlerle kimse seni günah işlemeye sevk etmesin! Sakın siz de onların bu sözlerine aldanmayın! Bilin ki hiç kimsenin hatırı nazı Allah’ın katında geçmez. Ey Resulüm! Sen ancak görmeden Rabbinden sakınanları, salat-ı ikame ederek Rabbinin yolunda bilgiyle, bilinçle kendini koruyanları uyarabilirsin! İnsanlardan kim günahlardan arınır, haramlardan uzaklaşarak kendini temizlerse kendisi için temizlenmiş olur. Herkesin dönüşü Allah’adır. Hesap günü herkes yaptıklarının hesabını verecektir.

Hiçbir (günah) yüklüsü, başkasının (günah) yükünü yüklenemez. [*] (Günah) yükü ağır olan kişi, yükünü taşımaya -yakını bile olsa- (başkasını) yardıma çağırsa, yükünden hiçbir zerresi taşınamaz. [*] Sen sadece yalnızken Rablerine saygı duyanları [*] ve namazı kılanları uyarabilirsin. Arınmaya çalışan kişi, sadece kendisi için arınmış olur. Dönüş yalnızca Allah’adır.

Bu mesaj Bakara 2:134, 141, 272, 286, En‘âm 6:52, 164, İsrâ 17:13-15, Lokmân 31:33, Zümer 39:7, Fussilet 41:46, Câsiye 45:15, Necm 53:38-39 ve Zilzâl ... Devamı..

Hiçbir günâhkâr¹ bir başkasının günâhını yüklenemez. Eğer (günâh) yükü ağır olan birisi (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa bu, akrabası bile olsa onun yükünden bir şey yüklenemez. (Ey Muhammed!) Sen sadece Rablerini görmedikleri halde, Ondan sevgiye dayalı bir korku ile korkanları, namazı dosdoğru ve devamlı kılanları uyarabilirsin. Kim de (günâhlarından) temizlenirse, kendisi için temizlenmiş olur. Sonunda dönüş Allah’adır.

1 Vizr: Ağırlık, ağır yük, ağır günâh, vebal ve günâhın cezâsının ağırlığı demektir. Herkes kendi günâhından sorumludur ve kendi günâhının cezâsını çe... Devamı..

KİMSE kimsenin yükünü taşıyacak değildir; ¹⁵ kendi yükü ağır gelen kimse onu taşımak için [başkasını] yardıma çağırırsa, yakını da olsa, [bu kimse] o yükün hiçbir parçasını taşıyamaz. ¹⁶ O halde [gerçekten] sen, ancak kavrayışlarının ötesinde olduğu halde ¹⁷ Rablerinden korku duyanları ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanları uyarabilirsin; ve [şunu bil ki,] kim arınırsa yalnız kendisi için arınmış olur ve bütün yollar yalnız Allah’a varır.

15 Yani, Hesap Günü -çünkü “insanların işlediği [kötü] fiiller yalnız kendilerini ilgilendirir” (6:164, ki yukarıdakine benzer bir cümle ile devam etm... Devamı..

Hiç bir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenemez. Yükü ağır olan biri başka birini çağırıp yükünün bir kısmını taşımasını istese o kişi en yakını bile olsa ona hiç bir yük yüklenmez. Sen ancak Rablerine içten derin bir saygı duyan ve namazı hakkıyla kılan kimseleri uyarabilirsin! Artık kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur, zira dönüş Allah’adır. 31/33, 39/7, 53/38

Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu yüklenecek değildir; yükü ağır gelen kimse onu taşımak için yardım istese, yakını da olsa (bir başkası) onun yükünün bir kısmını dahi taşıyamaz.[³⁹⁰²] Şu bir gerçek ki sen, O idraki aşan bir hakikat olmasına karşın, Rablerine karşı derin bir ürperti duyanları ve kulluğun hakkını verenleri[³⁹⁰³] uyarabilirsin; hem kim arınırsa sırf kendisi için arınmış olur: zira bütün yollar Allah’a çıkar.

[3902] Hz. Âişe, “Ölü ailesinin ağlamasıyla azap çeker” hadisini bu âyete arzederek, kasıtsız olarak tahrif edildiği sonucuna varır ve reddeder (Buhar... Devamı..

Hiç bir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez, günahı ağır basan, başkasından yardım dilese, o kişi yakını bile olsa onun günahını yüklenemez. (Ey Muhammed) Sen ancak, Rablerinden gıyaben (görmedikleri halde) korkanları ve namazı dosdoğru kılanları uyarabilirsin. Kim (kötülüklerden sakınıp) arınırsa, ancak kendi yararına arınmış olur. Sonunda dönüş Allah'adır. (Herkes ameline göre mükafat veya ceza görecektir.)

Kimse kimsenin yükünü taşıyacak değildir; kendi yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) yardıma çağırırsa, yakını da olsa, (bu kimse) o yükün hiçbir parçasını taşıyamaz sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Arınıp yücelen, kendi yararına arınmış olur. Kimse kimsenin yükünü taşıyacak değildir; kendi yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) yardıma çağırırsa, yakını da olsa, (bu kimse) o yükün hiçbir parçasını taşıyamaz ve dönüş Allah’adır.

Ve hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez ve eğer ağır yüklü bir kimse, onu taşımaya çağıracak olsa ondan hiçbir şey yükletilemez, velev ki (o çağırılan) karabet sahibi olsun. Sen ancak Rablerinden gıyaben korkar olanları ve namazı dosdoğru kılanları korkutursun ve her kim temizlenirse ancak kendi nefsi için temizlenmiş olur. Ve nihâyet dönüş Allah'adır.

Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenmez. Eğer çok ağır bir yük altında ezilen biri, taşıma işinde başkasını yardıma çağırırsa o akrabası da olsa, yükünden az bir kısmını bile taşımayı kabul etmez. Sen ancak Rab'lerini görmedikleri halde O'nu tazim eden ve namazlarını hakkıyla ifa edenleri uyarırsın (yani senin uyarman, peşin hükümlü inatçılara değil, ancak böyle yapmaya yatkın olanlara fayda verir). Kim günahlarından temizlenir, arınırsa kendi lehine olarak arınır. Hepinizin dönüşü Allah'adır.

“Bi’l-gayb” hakkında başka muhtemel tefsirler de vardır: 1.İnsanlardan uzak, yalnız iken de Allah’ı tazim ederler. 2.Azabını görmedikleri halde, Rab’l... Devamı..

Hiçbir günahkar başkasının günahını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiçbir şey, taşınmaz; akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz). Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Ma'nen arınıp yücelen, kendi yararına arınmış olur. Dönüş Allah'adır, (Allah, herkese yaptığının karşılığını verir).

Diğerin günâhıyla biri günâhkâr olmaz. Eğer ağır günâhı olan biri günâhından bir kısmını yükletmek içün birini çağırsa -o çağırılan akrabâsı olsa bile- o günâhdan bir şey yüklenmez. Yâ Muhammed! Sen rablerinden -onı görmemiş iken- korkanları ve namâzlarını kılanları inzâr idersin. (İnzârından onlar müstefîd olurlar). Günâhdan sakınub temizlenen kendi nefsi içün temizlenir. Nihâyet gidilecek yer Allâh Te'âlâ'dır.

Kimse kimsenin yükünü çekmeyecektir. Yükü ağır olan, taşımak için yardım istese, en yakını bile onun bir parçasının taşınmasına yardım etmez. Sen sadece, içinde Rabbinin korkusu olanları ve namazını tam kılanları uyarabilirsin. Kim kendini geliştirirse onu sadece kendisi için yapmış olur; dönüş ancak Allah'adır.

Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez. Ağır bir yük taşıyan kimse, başkasını çağırsa, ondan hiçbir şey yakını bile olsa ona yükletilmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rab'lerinden korkan ve namazı kılan kimseyi uyarabilirsin. Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah'adır.

Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır bir günahkâr, yükünü taşımak için yardım isteyecek olsa, hiç kimse o yükten birazını olsun üstüne almaz—isterse kendi akrabası olsun. Sen ancak görmedikleri halde Rablerinden korkan ve namazı dosdoğru kılan kimseleri uyarabilirsin. Arınan, kendisi için arınmış olur. Sonunda herkesin dönüşü Allah'adır.

Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namazı/duayı yerine getirenleri uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah'adır.

daħı götürmeye hįç götürici nefs yaruķ yükin. daħı eger oķır-ise aġır yüklenmiş ya'nį yazuķ yükindin yaña götrinilmeye andan nesene eger olur-ise daħı ħıśm. ķorķıdmassañ illā anları kim ķorķarlar çalabı’larından ġayb iken daħı ŧanırdılar namāzı. daħı her kim aru oldı arı olmaz illā gendüzi-y-içün. daħı Tañrı’dın yañadur dönecek.

Bir nefs günāhların özge nefs götürmez ve eger oḳusa aġır yüklü kimse,özge kendü yükine götürülmeye andan hīç nesne, eger ḳarāyib daḫı olsa. Sen ḳorḳmazsın yā Muḥammed, illā o kişiler ki ġayb‐ıla Tañrılarından ḳorḳar‐lardı. Daḫı namāzı durġururlar. Daḫı özini arıtsa, arınmaz, illā özi‐çün. ‘Āḳıbet dönmek Allāh ḥażretinedür.

Heç bir günahkar başqasının günahını daşımaz. Günah yükü ağır olan kimsə yükünü daşımaq üçün (başqa birisini köməyə) çağırsa və (çağırılan adam onun) yaxın qohumu olsa belə, o yükdən bir şey daşınmaz. (Ya Peyğəmbər!) Sən ancaq Rəbbindən (Onun əzabını) görmədikləri halda qorxanları və (vaxtlı-vaxtında) namaz qılanları qorxudub xəbərdar edirsən. Her kəs (günahlardan, küfrdən) təmizlənsə, özü üçün təmizlənmiş olar (savabı özünə yetişər). Axır dönüş ancaq Allahadır!

And no burdened soul can bear another's burden, and if one heavy laden crieth for (help with) his load, naught of it will be lifted even though he (unto whom he crieth) be of kin. Thou warnest only those who fear their Lord in secret, and have established worship. He who groweth (in goodness), groweth only for himself, (he cannot by his merit redeem others). Unto Allah is the journeying.

Nor can a bearer(3900) of burdens bear another´s burdens if one heavily laden should call another to (bear) his load. Not the least portion of it can be carried (by the other). Even though he be nearly(3901) related. Thou canst but admonish such as fear their Lord unseen(3902) and establish regular Prayer.(3903) And whoever purifies himself does so for the benefit of his own soul; and the destination (of all) is to Allah.

3900 Bearer: waziratun: feminine in Arabic, as referring to the soul (nafs), as in 6:164 and 53:38. 3901 Natural relationship may be considered as a r... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.