Kul in daleltu fe-innemâ edillu ‘alâ nefsî(s) ve-ini-htedeytu febimâ yûhî ileyye rabbî(c) innehu semî’un karîb(un)
De ki: Ben sapıtmışsam suçu, bana ait ve eğer doğru yolu bulmuşsam bu da ancak Rabbimin bana vahyetmesiyle; şüphe yok ki o, her şeyi bilir ve bize bizden de yakındır.
De ki: "Eğer Ben yanılıp şaşıracak olsam, ancak kendi nefsim aleyhine sapmış olurum ve eğer hidayeti bulmuşsam, bu da Rabbimin Bana vahyetmekte olduğu (Kur’an) sayesindedir. Şüphesiz O, (her şeyi) İşitip duyandır, (kullarına) Yakın olandır."
De ki: “Ben sapıtmışsam, sapıtmamın vebali bana aittir. Eğer doğru yolu bulmuşsam, bu da ancak Rabbimin bana vahyetmesiyle olmuştur. Şüphe yok ki O, herşeyi bilir ve bize bizden de yakındır.”
“Eğer başıma buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti tercih etmişsem, günah işleyerek, helâkime, felâketime sebebiyet vermiş olurum. Eğer hak yolu tercih ediyor, İslâm'da sebat ediyorsam, bu da Rabbimin bana vahyettiği Kur'ân sayesindedir. O her şeyi işitir ve kuluna yakındır.” de.
De ki: "Eğer sapıtırsam kendi aleyhime sapıtmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam bu Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O duyandır, yakın olandır."
De ki: 'Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum; eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kur'an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakın olandır.”
De ki: “- Eğer ben yanılırsam, ancak kendi nefsimin aleyhine (cezası bana olarak) yanılırım. Eğer doğru yolu bulmuşsam, bu da Rabbimin bana vahy vermesiyledir. Çünkü O, Semî'dir= size söylediklerimi işitiyor, (hem bana, hem size) yakındır, (bizi hesaba çekecektir).
De ki: “Eğer sapıtmışsam, ben ancak kendi aleyhime sapıtmış olurum. Eğer doğru yolda olsam, o, Rabbimin bana gönderdiği vahiy iledir. Şüphesiz Rabbim (her şeyi) işiten, (her şeye) yakın olandır.”
De ki: “Ben, bir yanlış yaparsam kendi aleyhime yapmış olurum. Eğer doğru bir iş yaparsam biliniz ki bu, Rabbimin bana vahyettiği Kur'ân sayesindedir. Şüphesiz ki O, işitendir; yakındır.”
De ki: «Ben sapıtmışsam, sapkınlığım kendime; doğru yolu bulmuşsam bu, Tanrımın bana vahiy etmesinden»; O işitir, O yakındır
De ki: “Ben eğer sapmışsam, ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer hidayete ermişsem, bu da Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, kullarına çok yakındır.”
"Eğer dalâlete sapar isem kendim zarar göririm. Eğer tarîk-i hidâyete gider isem rabbimden gelen vahy üzerinedir. O her şeyi işidir ve kullarının ümîdlerine yakındır" didi.
De ki: "Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Doğru yolda olursam, bu Rabbim'in bana vahyetmesiyledir. Doğrusu O, işitendir, yakın olandır"
De ki: “Ben eğer sapmışsam, ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer hidayete ermişsem, bu da Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, kuluna çok yakındır.”
De ki: “Şayet ben yanlış yolda isem bunun vebali banadır. Eğer doğru yolda isem bu da rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O her şeyi işitmektedir, çok yakınımızdadır.”
De ki: Eğer (haktan) saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır.
De ki, "Saparsam, kendi kusurumdandır, yolu bulursam Rabbimin bana vahyetmesindendir. O İşitendir, Bilendir."
De ki: "Eğer ben yanılırsam, yalnız kendi adıma yanılırım. Ve eğer hidayeti bulmuşsam, bilinmeli ki Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir."
De ki: eğer ben yanılırsam yalnız kendime kalarak yanılırım ve eğer hidayeti bulmuşsam bilmeli ki rabbımın bana vahiy vermesiyledir, çünkü o yakındır, işitir, işittirir
De ki: “(*Farz-ı muhâl) eğer ben (sizin iddiâ ettiğiniz gibi haktan) sapmışsam, ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Şâyet doğru yoldaysam (ki hiç şüphesiz öyleyim), bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur’ân) sayesindedir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla işitendir ve (kullarının her hâlini bilmesi ile manen) onlara yakındır.”
De ki: “Eğer yanlış yola sapmışsam sadece kendi zararıma sapmış olurum. Eğer doğru yoldaysam, bilesiniz ki Rabb'imin bana verdiği vahiy sayesindedir. O, Her Şeyi Duyan'dır, En Yakın Olan'dır.
De ki: «Eğer ben (hakdan) sapmışsam bu sapışım (ın günâhı) nefsime âiddir. Doğru yolu bulmuşsam bu da Rabbimin bana vahyetmekde olduğu (Kur'an ve hikmet) sayesindedir. Şübhesiz O, en yakın (tek) işidendir».
De ki: “Eğer dalâlete düşersem, o takdirde ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Ama hidâyete ermiş isem, artık (bu da) Rabbimin bana vahyettiği (Kur'ân) sâyesindedir.” Şübhesiz ki O, Semî' (hakkıyla işiten)dir, Karîb (herşeye çok yakın olan)dır.
(Yine onlara) de ki: “Eğer (sizin iddia ettiğiniz gibi) saparsam, ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu Rabbimin bana vahyettiği (Kur’an) ile olmuştur! Şüphesiz O (her şeyi) işitendir, (kuluna çok) yakındır.”
Deki “Eğer ben doğru yoldan sapmışsam, yalnızca kendimi saptırmış olurum. Yok, eğer doğru yolu bulmuşsam, ancak Rabbimin bana vahy ettiği (Kur’an) ile doğru yolu bulmuşumdur. O her şeyi işiten ve her şeye yakın olandır.
Sapacak olursam kendime karşı sapmış olurum. Doğru yolu tutacak olursam bu da çalabımın gönlüme bildirmesiyle olmuştur. Çünkü O işiticidir, yakındır."
De ki ben sapacak olursam vebali yalnız bana aittir, hidayet bulursam bu da Rabbimin bana olan vahyi sayesindedir. Çünkü O, niyazları işitir. Niyaz edenlere yakındır.
De ki: “Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum. Eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kur'an) sayesindedir. Hiç şüphesiz O işitendir, yakın olandır.”
Onlara de ki: “Eğer ben sizin iddia ettiğiniz gibi doğru yoldan sapmışsam, bunun vebali ancak bana aittir, siz bundan sorumlu değilsiniz fakat eğer doğru yoldaysam, —ki öyleyim— bu da Rabb’imin bana vahyettiği Kur’an sayesindedir. Siz bilmeseniz de, Rabb’im doğru yolda olduğumu biliyor ya! Hiç kuşkusuz O her şeyi işitir, bize bizden daha yakındır.
De ki:
“(Yolu) Şaşırdıysam, kendi aleyhime şaşırıyorum. Hidayete erdiysem, rabbimin bana vahyetmesi sayesindedir. O, çok yakın işitendir”.
Eğer ben, yolumu şaşırmışsam, bunun ceremesi bana çıkar. Eğer ben doğru yolda isem unutmayın ki, Rabb'im bana vahyediyor. Çünkü her şey, onun yakın takibindedir... "
"Eğer sapıtıp yoldan çıkmışsam kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru bir yola girmişsem Rabbimin bana vahyettiği ayetler sayesindedir. Şüphesiz Rabbim hakkıyla bilendir. İnsanlara çok yakındır."
De ki: “(Gerçeklerden) saparsam, sadece kendi aleyhime sapmış olurum. Doğru yolu bulursam bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur’an) sayesindedir. [*] Şüphesiz ki O duyandır, yakındır.”
(Bir de onlara): “Eğer (haktan) saparsam, kendi hatamdan dolayı sapmış olurum.¹ Yok, eğer hak yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur’an) sayesindedir. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, (kullarına) çok yakındır.” de.
De ki: “Eğer sapkınlığa düşmüş olsaydım [kendi yüzümden ve] kendi aleyhime sapmış olurdum; ⁶² ama eğer doğru yoldaysam, yalnızca Rabbimin bana vahyi sayesindedir: kuşkusuz O, en yakın olan, her şeyi işitendir!”
De ki: – Eğer buna rağmen ben sapkınlığa düşmüşsem bunun vebali benim boynumadır. Ama eğer doğru yola girmişsem bu da Rabbimin bana vahyettiği Kuran sayesindedir. Zira O, her şeyi işitendir ve insana çok yakındır. 3/103, 93/7
De ki: "Eğer ben sapacak olursam ancak, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer hidâyete erersem o da; Rabbimin bana vahyettiği Kur'an sayesindedir. Şüphe yok ki O, her şeyi hakkıyle işitendir. (Kullarına şah damarından daha) çok yakındır. (Bütün hallerini, dua ve niyazlarını görür ve işitir)
De ki: "Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Eğer yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur’ân) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır. "
De ki: «Eğer ben sapıtmış isem şüphe yok ki, kendi şahsım aleyhine sapıtır olurum ve eğer doğru yola ermiş isem bu da Rabbimin bana vahyettiği şey sebebiyledir. Muhakkak ki, O (Rabbim) işiticidir, pek yakındır.
De ki: “Eğer ben yoldan saparsam, kendi aleyhime olarak saparım. Şayet doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyetmesi sayesindedir. O herşeyi işitir, kullarına pek yakındır. ”
De ki: "Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Eğer yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır."
Di ki: "Eğer ben dalâletde isem benim dalâletim kendi nefsimedir. Eğer hidâyete irersem rabbimin bana olan vahyi sâyesindedir. Rabbim işidici ve yakîndir.
De ki:-Eğer saparsam, sapmam ancak kendi aleyhimedir. eğer doğru yola girersem bu da Rabbim bana vahyettiği içindir. O, herşeyi işitir, o çok yakındır.
De ki: Eğer ben sapmışsam, kendi aleyhime sapmışımdır. Doğru yolu bulmuşsam, o da Rabbimin bana vahyettikleri sayesindedir. Şüphesiz ki O herşeyi işitir, herşeye yakındır.
De ki: "Eğer saparsam, öz benliğim aleyhine saparım. Doğruyu ve güzeli bulursam bu, Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Çünkü O, Semî'dir, Karîb'dir."
eyit “eger azar isem bayıķ azarın gendüzüm üzere daħı eger ŧoġru yol dutar- isem anuñ-iledür vaḥy olunur baña çalabum. bayıķ ol işidicidür, yaķındur.
Eyit: Eger ben azarsam öz nefsüm‐içün azar‐men ve eger hidāyet bulursamol nesne‐y‐ile buluram ki baña vaḥy eyler Tañrım. Ol her nesne[yi] işidi‐cidür, yaḳındur.
De: “Əgər mən (haqq yoldan) azsam, bunun zərəri (günahı) ancaq mənə olar. Yox, əgər doğru yolla getsəm, bu da Rəbbimin mənə vəhy etdiyi (Qur’an) sayəsindədir. Həqiqətən, O (kimin nə dediyini) eşidəndir, (dua edən bəndələrinə) yaxındır.
Say: If I err, I err only to my own loss, and if I am rightly guided it is because of that which my Lord hath revealed unto me. Lo! He is Hearer, Nigh.
Say: "If I am astray, I only stray to the loss of my own soul: but if I receive guidance, it is(3862) because of the inspiration of my Lord to me: it is He Who hears all things, and is (ever) near."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |