14 Şubat 2025 - 16 Şaban 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sebe’ Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyekûlûne metâ hâżâ-lva’du in kuntum sâdikîn(e)

Ve derler ki: Ne vakit yerine gelecek bu vait, doğru söylüyorsanız.

Onlar (kâfirler mü’minlere): "Eğer doğru sözlü iseniz, bu va’ad (ettiğiniz azap) ne zamanmış?" diye (sorup durmakta ve kendi akıllarınca Kur’ani haber ve yorumları alaya almaktadırlar).

Ve bu sebeple sorarlar, bu yeniden dirilip, hesap görülme zamanı ne zaman gerçekleşecek? Eğer doğruyu söylüyorsanız ey mü'minler! Buna cevap verin!

“Eğer sözünüzde doğru iseniz, bu va'dettiğiniz, tehdit ettiğiniz kıyamet ne zaman kopacak?” diyorlar.

"Eğer doğru söyleyenlerseniz bu vaad ne zamandır?" diyorlar.

Onlar: 'Eğer doğru söylülor iseniz, bu va'd(ettiğiniz azab) ne zamanmış?' derler.

Onlar (Mekke, kâfirleri) diyorlar ki: “-Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu vukuu vaad edilen kıyamet ne zaman?”

Ve diyorlar ki: “Eğer doğru iseniz, (bize) söz verdiğiniz bu mesele (ahiret,) ne zaman olacaktır?”

Derler ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, bu vaad ettiğiniz kıyamet ne zaman kopacak?”

Onlar derler ki: «Gerçekseniz işbu va'it ne zaman?»

Onlar: “Eğer doğru söylüyorsanız, şu vaat ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.

"Bu va’d olunan kıyâmet ne vakit olacak doğrı sözli isen söyle" diyorlar.

"Doğru sözlü iseniz söyleyin bu vaad ne zamandır?" derler.

“Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek” diyorlar.

“Eğer doğru söylüyorsanız, bu vaad ne zaman gerçekleşecek, söyleyin bakalım!” diyorlar.

Eğer sözünüzde doğru iseniz bu vâdettiğiniz (kıyamet) ne zaman kopacak? derler.

"Doğru söylüyorsanız o söz ne zaman gerçekleşecek?" diyerek meydan okuyorlar.

Ve: "Eğer gerçekçiyseniz bu vaad ne zaman olacak?" diyorlar.

Ve «ne vakıt bu va'd eğer gerçekseniz?» diyorlar

Onlar (müşrikler), “Eğer doğru söylüyor iseniz, bu vaat (ettiğiniz azap) ne zamanmış?” derler.

“Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit ettiğiniz uyarı ne zaman?” diyorlar.

Onlar: «Eğer (sözünüzde) gerçek söyleyenlerseniz bu va'd (in tehakkuku) ne zaman»? derler.

Bir de “Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bu va'd (edilen kıyâmet) ne zaman?” diyorlar.(2)

(2)“Dünyanın eceli ve sekerâtı olan kıyâmet vakti muayyen (belirli) olsa idi, kurûn-ı ûlâ ve vustâ (ilk ve orta çağlar) fikr-i âhiretten pek az mütees... Devamı..

Ve (iman edenlere), “İddianızda doğru ve samimi iseniz, mutlaka gelecek deyip durduğunuz şu vaat (edilen yeniden dirilme ve yargılanma günü) ne zamanmış?” derler.

Onlar “Eğer doğru söyleyenler den iseniz söyleyin, vaat edilen (kıyamet) ne zaman?” derler.

Derler: "Eğer siz doğru kimseler iseniz, hani söz verdiğiniz o kalkış günü?"

«— Sözünüzde gerçekseniz bu vaadolunan kıyamet ve azap, ne zaman vücude gelecektir» derler.

“Eğer doğru sözlü iseniz bu vaat ne zamandır?” diyorlar.

Onlar, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu vaat (ettiğiniz azap) ne zamanmış?” derler.

Bu yüzden soruyorlar: “Eğer dedikleriniz doğru ise, söyleyin bakalım, bu yeniden dirilme ve yargılanma vaadi ne zaman gerçekleşecek?”

-“Eğer sadık / doğru söyleyen iseniz, bu Vaad ne zaman?” diyorlar.

Bir de durup durup: " Sahi şu kıyamet olayı ne zaman? " diye soruyorlar.

Onlar derler ki: "Tehdit ettiğin ceza ne zaman gelecek? Biz beklemekten bıktık! Haydi! Cezamızı verin!"

“Doğruysanız o vaat (Son Saat) ne zamanmış!” derler. [*]

Benzer mesajlar: Yûnus 10:48; Enbiyâ 21:38; Neml 27:71; Secde 32:28; Yâsîn 36:48; Zâriyât 51:12; Mülk 67:25; Kıyâmet 75:6.

(Bir de o kâfirler): “Eğer doğru söylüyorsanız (şu tehdit edip durduğunuz) azap ne zaman gerçekleşecek.”¹ diyorlar.

1 Kâfirlerin bu sözleri azaba gerçekten inandıklarından değil, bilakis azabı inkârlarından dolayıdır. Aynı âyet için Bk. (Yûnus: 48, Enbiyâ: 38, Neml:... Devamı..

ve bu sebeple sorarlar: “Bu [yeniden dirilme ve yargılanma] vaadi ne zaman gerçekleşecek? Eğer doğruyu söylüyorsanız [ey müminler, buna cevap verin!]” ³⁶

36 Bu saçma soruya Kur’an’ın cevabını 7:187’de bulabiliriz.

Ve bir de kalkıp şöyle diyorlar: – Eğer iddianızda doğruysanız haydi söyleyin bakalım bizi tehdit ettiğiniz o vaat ne zaman? 6/57, 21/38-39, 26/135...139

ki, “Bu vaad ne zaman gerçekleşecek; eğer sözünüze sadıksanız (söyleyin)?” diyorlar.[³⁸⁴⁷]

[3847] Bu sorunun cevabı verilmiştir: “Onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır; onun vaktini O’ndan başka da ortaya koyacak kimse yoktur” (7:187).... Devamı..

"Eğer doğru sözlüler iseniz, o va’dedilen kıyamet ne zaman kopacak? (Bize bildirin bakalım, diye alay ederler)

"Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdidiniz ne zaman gerçekleşecek" diyorlar.

Ve derler ki: «Eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz ne vakit bu vaad?»

29, 30. Bir de: “Eğer doğru söylüyorsanız vâd ettiğiniz kıyamet ne zaman gerçekleşecek? ” derler. De ki: “Sizinle öyle bir buluşma günümüz var ki ondan ne bir saat ileri geçebilirsiniz, ne de bir saat geri kalabilirsiniz. ! ” [42, 18; [71, 4; 11, 104-105]

Diyorlar ki: "Doğru iseniz bu tehdid(ettiğiniz azap) ne zaman (olacak)?"

"Eğer sâdıklar iseniz bu va'd olunan kıyâmet ne vakitdir?" didiler.

"İddianız doğruysa bu vaad ne zaman gerçekleşecek?" derler.

Ve diyorlar ki: -Eğer doğru söylüyorsanız, Bu söz ne zaman gerçekleşecek?

Diyorlar ki: “Doğru söylüyorsanız, vaad ettiğiniz bu şey ne zaman?”

Diyorlar: "Doğru sözlülerseniz, bu tehdit ne zaman?"

daħı eydürler “ķaçandur uşbu va'de eger olduñuz ise [230a] girçekler?

Ve eydürler ki: Ne vaḳt olur bu va‘de, eger girçekler‐iseñüz? didiler.

Onlar (Məkkə müşrikləri): “Əgər doğru danışırsınızsa, (bir xəbər verin görək) bu və’d (əzab və’dəsi) nə vaxt yerinə yetəcəkdir?” – deyə soruşarlar.

And they say: When is this promise (to be fulfilled) if ye are truthful?

They say: "When will this promise (come to pass) if ye are telling the truth?"


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.