Vece’alnâ beynehum vebeyne-lkurâ-lletî bâraknâ fîhâ kuran zâhiraten vekaddernâ fîhâ-sseyr(a)(s) sîrû fîhâ leyâliye veeyyâmen âminîn(e)
Onların şehirleriyle kutladığımız şehirler arasında, adeta birbirine bitişik nice şehirler halketmiştik ve o şehirlere gidip gelmeyi kolay bir hale getirmiştik; demiştik ki: Geceleri, gündüzleri emniyet içinde gezin, dolaşın oralarda.
Onlara; kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler (veya; merkezi meydanların etrafında, binaları sırt sırta vermiş yerleşim birimleri) var kılmıştık ve orada (karada ve denizde) yürüme (ve ulaşım imkânlarını) sağlamıştık; "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (diye bu muhteşem düzen ve dengeyi hazırlamıştık).
Biz o toplumun çöküşünden önce, bereketli kıldığımız şehirlerden olan, Mekke ve Kudüs ile onlar arasına, birbirlerinin görüş mesafesinde bulunan birçok kasaba yerleştirdik ve onlar için seyahatleri kolaylaştırdık ve adeta: “Bu topraklarda hem geceleri, hem de gündüzleri güven içinde seyahat edin” dedik.
Onların yurdu ile o bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen, birbirine yakın nice kasabalar kurdurduk. Bunlar arasında yolculuğu konaklara ayırdık, planı biz yaptık.
“Oralarda, geceleri, gündüzleri korkusuzca dolaşın” dedik.
Onlarla içini bereketli kıldığımız beldeler arasında (karşıdan karşıya) görünen kasabalar var ettik ve oralarda yürümeyi takdir ettik. "Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde dolaşın!"
Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik: 'Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın' (dedik).
Biz Sebe' halkı ile, kendilerine bereket verdiğimiz (Şam ve Ürdün gibi) memleketler arasında arka arakaya şehirler meydana getirmiştik. Oralarda yolculuk için (muayyen yer ve zamanlarda) gidiş geliş takdir eylemiştik. (Kendilerine de şöyle demiştik: “-Geceler ve gündüzler boyu (her istediğiniz zaman) oralarda emniyet içinde yürüyün.”
Onların yurdu ile mübarek kıldığımız şehirler arasında, birbirinden görünen beldeler yerleştirdik. Aralarında gidip gelmeyi kolaylaştırdık. “Güven içerisinde oralarda gece ve gündüz gidip geliniz” dedik.
Onlar ile, kutlu kıldığımız kentler arasında, birbirine yakın kentler yaratmıştık, geziyi de ölçümledik, gece, gündüz orada emniyetle gezesiniz
Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen kasabalar var ettik ve orada yürüme (imkânlarını) takdir ettik. “Bu (topraklarda) hem geceleri hem de gündüzleri güven içinde gezin/dolaşın!” (dedik).
Sebe’ şehriyle bereket virdiğimiz diğer şehirler beyninde ma’mûr karyeler ve mükemmel bir yol virdik "Gice, gündüz emn ve selâmetle seyahat idiniz" didik.
Onlarla, kutlu kıldığımız şehirler arasında, karşıdan karşıya görünen kasabalar var etmiş, oraları gezilecek belirli konak yerleri yapmıştık, "Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde gezin" demiştik.
Sebe’ halkı ile bereketlendirdiğimiz kentler arasına (her biri diğerinden) görülen kentler oluşturduk. Oralarda gidiş-gelişi belirledik (seyahati kolaylaştırdık) ve onlara da şöyle dedik: “Oralarda gece gündüz güvenlik içinde dolaşın.”
Bereketli kıldığımız beldeler ile onlar arasında birbirini gören birçok yerleşim yeri oluşturduk ve bunlar arasında seyahati uygun konaklara ayırdık. “Oralarda geceleri, gündüzleri güven içinde seyahat edin” dedik.
Onların yurdu ile, içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolaşın, dedik.
Onlarla bereketli kıldığımız bölgeler arasına vahalar yerleştirdik ve orayı yolculuğa elverişli yaptık: "Geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde orada dolaşın."
Biz onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik. Ve onlar da muntazam gidiş geliş düzenledik. (Onlara): Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün (dedik).
Biz onlarla o feyz-u bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta karyeler meydana getirmiştik ve onlarda muntazam seyr-ü sefer takdir eylemiştik, gezin oralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyyet içinde demiştik
Onların yurdu ile içine feyz ve bereket verdiğimiz memleketler arasında, birbirlerinin görüş mesafesinde nice beldeler var ettik. Ve bunlar arasında gidip gelmeyi kolay bir hâle getirmiştik. “Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içerisinde gidip gelin” buyurduk.
Onlarla bereketli kıldığımız kentler arasında birbirlerine yakın kasabalar yaptık. Bunlar arasında yolculuk yapılacak yollar düzenledik. “Buralarda geceleri ve gündüzleri güvenli olarak yolculuk yapın dedik.
Onlar (ın yurdu) ile (feyz ve) bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta nice kasabalar yapmışdık. Oralarda seyr (ve sefer etmelerini) takdîr etmiş, (kendilerine:) «Gecelerce ve gündüzlerce oralarda korkusuz gezin, dolaşın» (demişdik).
Hem onlar(ın yurdu) ile kendilerini bereketli kıldığımız memleketler (Şam havâlisi)arasında, (birbirinden rahatça) görünen (mesâfelerde) şehirler meydana getirmiştik ve buralarda (kolayca gidip gelmek üzere) sefer etmeyi takdîr etmiştik. “Oralarda geceleri ve gündüzleri emniyet içinde kimseler olarak seyâhat edin!” (demiştik.)
(O toplumun çöküşünden önce,) Onların yurdu ile içlerini bereketli kıldığımız kentler arasında, (biri diğerinden) açıkça görülen kentler oluşturmuştuk ve orada (onlar arasında) düzenli ve sistemli yolculuk yapma (ulaşım) imkânları sağlamıştık. Oralarda geceleri ve gündüzleri, güven içinde gezip dolaşın!”(demiştik). (*)
Biz helak ettiğimiz toplumla, çevresini bereketli kıldığımız şehirlerarasında, görüp gezilecek yerler meydana getirdik ki, güven içinde gece ve gündüz gezip görün diye.
Onlar ile birlikte bolluğa eriştirdiğimiz kentler arasında biribirlerine çok yakın şenlikli kentler de var ettik. Aralarında gidip gelmelerini yasadık. "Gece gündüz, tam bir güvenlik içinde, buralarda gezin" dedik.
Onlarla bereketli kıldığımız köyler arasında birbirine yanaşmış mâmur kasabalar yaptık [¹], o kasabalar arasında gelip gitmeyi takdir ettik [²], «— Gece, gündüz, emin olarak bu kasabalarda gezin, tozun» dedik.
Biz, (bu felaketten önce) onlarla, bereketli kıldığımız beldeler arasında birbirine nâzır beldeler var ettik ve aralarında geliş gidişi düzenledik. “Geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezin dolaşın” (demiştik).
Kendileri (Sebe) ile içlerinde bereketler kıldığımız memleketler (Şam) arasında (birbirine yakın) görünebilen şehirler var ettik, içlerinde yolculuğu ölçülü (yanlarına azık almaya ihtiyaç duymayacakları şekilde) kıldık ve de “Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın” (dedik).
Oysa Biz, bundan önce onlara nice nîmetler bahşetmiştik. Örneğin,bereketli kıldığımız Kudüs, Şam ve Mekke gibi şehirlerle onlar arasına, kervanların konaklaması için birbiri ardınca kasabalar serpiştirmiş ve bu şehirler arasında düzenli ulaşım imkânlarısağlamıştık. Ve Peygamberler aracılığıyla “Ey Sebe halkı!” demiştik, “Bu şehirler arasında gece gündüz güven içinde seyahat edebilirsiniz!”
Onların arasında ve orada bereketlendirdiğimiz Şehirler’in arasında sırt sırta yeni şehirler de kurduk. Orada Seyahat / Gidiş-Gelişler takdir ettik. Gündüzleri ve geceleri güven içinde orada seyahat edin / gidin-gelin!
Biz, Yemen'in Sebe şehri ile, verimli topraklara sahip Şam arasına ardarda kentler inşa ettik. Bu kentler arasına düzenli seferler ayarladık. gece-gündüz güvenle seyahat edin dedik.
Onların ülkelerine yakın şehirler var ettik. Şehirler bereketli topraklara sahipti. Aralarında gidip gelebilecekleri yol güzergâhları yarattık. Böyle yapmasaydık zorlu doğa koşullarında ulaşım imkânları bulamazlardı. "Oralarda geceleri gündüzleri ne zaman isterseniz korkusuzca gezin dolaşın." dedik.
Onlar(ın yurdu) ile kendilerini bereketlendirdiğimiz şehirler arasında, kolayca görünen şehirler var etmiş ve bunlar arasında (kolayca) yürümelerini (seyahat etmelerini) mümkün kılmıştık. (Onlara) “Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde yürüyün (seyahat edin!” demiştik).
Biz onların memleketiyle, kutsal kıldığımız (Mekke, Kudüs ve Şam) memleketleri arasında sırt sırta şehirler var etmiş,¹ onlara da düzenli gidiş geliş imkânı sağlamış ve onlara: “Oralarda geceler ve gündüzler boyunca güvenlik içerisinde gezip dolaşın.”(demiştik).²
Biz, [o toplumun çöküşünden önce,] kutsadığımız şehirler ²⁶ ile onlar arasına birbirlerinin görüş mesafesinde bulunan [birçok] kasaba yerleştirdik; ve böylece [onlar için] seyahati kolaylaştırdık, [ve adeta] “Bu [topraklarda] hem geceleri hem de gündüzleri güven içinde seyahat edin!” [dedik].
Biz Sebe halkının yurtları ile topraklarını bereketli kıldığımız beldeler arasına, birbirini gören ve oldukça yakın köyler ve konaklayacak mekânlar yerleştirmiş, “Geceler ve gündüzler boyunca güven içinde seyahat edin!” diye bunlar arasında kolay ve güvenli bir seyahat imkânı oluşturmuştuk. 16/7, 43/13...15
Biz (bu helâkten önce) onlara, mübarek kıldığımız şehirlerle kendileri arasına birbirine nâzır beldeler inşâ ed(ecek kudret ver)dik; ve bunlar arasında düzenli ulaşımı temin ettik; (ve bu yolla) “Geceler ve gündüzler boyunca güvenli bir biçimde yolculuk yapın!” (demiş olduk).[³⁸³⁸]
Onların yurdu ile mübarek kıldığımız beldeler arasında (konaklamaları için) birbirine yakın yerlerde kasabalar var ettik. "Oralarda gece gündüz korkusuzca (kervanlarla) seyahat edin" dedik. (Fakat onlar nankörlük ettiler)
Onlarla, içinde bereketler yarattığımız kentler arasında, açıkça görünen kentler var ettik ve bunlar arasında yürümeyi takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde yürüyün" (dedik).
Ve onların aralarında ve kendilerinde bereket vermiş olduğumuz beldeler arasında birbirine muttasıl kasabalar meydana getirmiştik ve onlara seyr-i seferi takdir eylemiştik. Geceleri ve göndüzleri emînler olarak yürüyünüz (demiştik).
Onların diyarlarıyla, feyz ve bereket verdiğimiz kutlu beldeler arasında sırt sırta vermiş, biri birinden görülebilen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında düzenli ulaşım imkânları sağladık. “Oralarda geceler ve gündüzler boyunca, güven içinde gezin dolaşın! ” dedik.
Onlarla, içinde bereketler yarattığımız kentler arasında, açıkça görünen kentler var ettik ve bunlar arasında yürümeyi takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güven içinde yürüyün" (dedik).
Sebe memleketi ile mübârek kıldığımız arz (Arz-ı Şam) arasını birbirine yakın beldeler ve karyeler ile ma'mûr itdik ve orada seyr u seyahat menzillerini takdîr ve tahsîs iyledik. "Gice ve gündüz kemâl-i emniyet ile gidüb gelin" didik.
Halbuki onlarla, bereketli kıldığımız şehirler arasında, biri diğerinin arkasından gelen kentler var etmiş, yolculuk yapmaya uygun ölçüler koymuş ve "Oralarda gece - gündüz güven içinde yolculuk edin" demiştik.
Onlar ile bereketlendirdiğimiz şehirler arasında, seçkin şehirler yaptık ve güven içinde gündüz gece seyahat edin diye, aralarında gidip gelmeyi kolaylaştırdık.
Onların yurduyla bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta vermiş beldeler var etmiş ve böylece orada kolay bir seyahat nasip etmiştik—gece gündüz orada güven içinde gezin diye.
Biz onlarla, içini bereketle dolduğumuz kentler arasında, sırt-sırta vermiş kasabalar oluşturduk; Bunlar arasında gidiş-gelişler belirledik. "Geceleri ve gündüzleri, güven içinde gezip dolaşın oralarda." dedik.
daħı ķılduķ aralarında daħı köyler arasında ol kim bereket virdük anda köyler görinür daħı ŧaķdir eyledük anda yürimegi. “yüriñ anda giceler daħı gündüzler iminler.”
Daḫı eyledük anlar bile bereket virdügümüz şehrler‐ile arasında ki Şāmiḳlīmidür, biri birine yaḳın şehrler ḳılduḳ. Taḳdīr itdük anda seyr eylemegi.Seyr eyleñüz anda giçeler ve gündüzler iminlig‐ile.
Onların (Səba əhlinin) yurdu ilə bərəkət verdiyimiz məmləkətlət (Şam və Urdun) arasında bir-birinə bitişik (abad) qəsəbələr inşa etmiş, orada gediş-gəliş yaratmışdıq (belə ki, səfər zamanı yolçular o qəsəbələrin birində istirahət edir, axşam isə digərində yatıb dincəlirdilər). (Onlara belə demişdik: ) “Gecələri-gündüzləri (istədiyiniz vaxt) orada arxayın gəzib-dolanın!”
And We set, between them and the towns which We had blessed, towns easy to be seen, and We made the stage between them easy, (saying): Travel in them safely both by night and day.
Between them and the Cities(3816) on which We had poured our blessings, We had placed Cities in prominent positions, and between them We had appointed stages of journey in due proportion: "Travel therein, secure, by night and by day."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |