Ya’melûne lehu mâ yeşâu min mehârîbe vetemâśîle vecifânin kelcevâbi vekudûrin râsiyât(in)(c) i’melû âle dâvûde şukrâ(an)(c) vekalîlun min ‘ibâdiye-şşekûr(u)
Kalelerden, heykellerden, büyük havuzlara benzer çanaklardan ve sağlam, yerinden kalkmaz kazanlardan ne isterse yaparlardı ona; ey Davud soyu, şükredin ve kullarımdan pek azı şükreder.
Onlar (cinn ustalar) ona (Süleyman’a) dilediği şekilde meharib (mihrablar, içinde düşmanlardan korunulacak ve Allah’a ibadet olunacak kaleler ve saraylar), heykeller (mermerden ve madenlerden oyuncaklar, hayvanlar ve süs eşyaları), havuz şeklinde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi, artık şükrederek çalışın!" Zira kullarımdan şükredenler (nimet ve fırsatlarımın gereğini yerine getirenler) pek azdır (diye uyarmıştık).
Bu cinler, Süleyman'ın isteğine göre mabedler veya kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar, sağlam yerinden kalkmaz kazanlar yaparlardı. Ve dedik ki; Ey Davud hanedanı! Şükredin, kullarımdan hakkıyla şükredenler pek azdır.
Onlar, Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde Süleyman'ın, isabetli isteklerini yaparlardı. Yüksek binalar, kaleler, heykeller, resimler, havuz büyüklüğünde çanak leğenler, sabit kazanlar, ne dilerse yaparlardı. Onlara:
“Hedef belirleyerek planlı çalışın! Ey Dâvûd hanedanı, devlet büyükleri! Şükretmek için hâlis niyet ve amaçlarla ibadette daim olun. Kullarımdan şükreden ne kadar da az.” demiştik.
Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, büyük havuzlar gibi çanaklar ve sabit kazanlar yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükür (görevinizi) yerine getirin. Kullarımdan şükredenler azdır.
Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. 'Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın.' Kullarımdan şükredenler azdır.
O Cinler, Süleyman'a, köşk ve mescidlerden, şekillerden, havuz gibi (büyük) çanaklardan, sabit (büyük) kazanlardan her ne isterse yaparlardı. Çalışın, ey Davud ailesi şükredin. Kullarım içinde (gereği üzre Allah'a bol bol) şükreden azdır.
Ona, dilediği kaleler, heykeller, büyük havuzlar kadar geniş leğenler, sabit kazanlar yaparlardı. İşte ey Davud zürriyeti! Çokça şükredin! Çünkü kullarım içinde şükredenler çok azdır.
Cinler Süleyman'a, istediği gösterişli yapılar, heykeller, havuz gibi büyük kazanlar ve ağır tencereler yaparlardı. “Ey Dâvûd ailesi, şükretmek için çalışınız.” Kullarımdan gereği gibi şükredenler azdır.
Onlar, onunçün dilediği kaleleri, heykelleri havuz gibi tepsileri, yerinden kalkamıyan kazanları da yapıyorlardı, ey Davud'un ailesi! Şükredesiniz, benim kullarımdan şükredenler az bulunur
(Cinler, Süleyman'a) dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. “Ey Davud ailesi! (Allah'a) şükrederek çalışın!” Kullarımdan (layıkıyla) şükredenler azdır.
Cinler ânın içün istediği inşâatı, sarayları, kal’aları, mescidleri inşâ ve havuz gibi geniş şeyler, geyet muhkem kazganlar i’mâl idiyorlardı. Ânlara: "Ey Dâvud ahfâdı bize müteşekkir olunuz ’ibâdımdan şükür idenler ne kadar azdır" didik.
Süleyman için, o ne dilerse, mabedler, heykeller, büyük havuzlara benzer çanaklar ve taşınması güç kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi, şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır."
Cinler, Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davûd ailesi, şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır.
Onlar Süleyman’a, isteğine göre yüksek ve görkemli binalar, heykeller, havuz gibi lengerler, yerinden kalkmaz kazanlar imal ederlerdi. Ey Dâvûd ailesi! Şükür için çaba gösterin. Kullarım arasında hakkıyla şükredenler pek azdır.
Onlar Süleyman'a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geniş) leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükredin. Kullarımdan şükreden azdır!
O ne dilerse onun için yaparlardı: Mihraplar, heykeller, derin havuzlar ve ağır kazanlar... Ey Davut ailesi, şükür göstergesi olarak çalışın. Kullarımdan pek azı şükredicidir.
Onlar, ona mihrablar, timsaller (heykeller) ve havuzlar gibi çanaklar ve sâbit kazanlardan her ne isterse yaparlardı. Çalışın ey Davud hanedanı, şükür için çalışın. Ama kullarım içinde şükreden azdır.
Onlar ona, mihrablar, timsaller ve havuzlar gibi çanaklar ve sâbit kazanlardan her ne isterse yaparlardı. Çalışın ey Davud hanedanı şükr için çalışın, maamafih kullarım içinde şekûr olan azdır.
(Cinler) ona (Süleymân’a) dilediği şekilde kaleler, (bakır, cam ve mermer gibi maddelerden) heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. Ey Dâvûd ailesi! (Size lütfettiğim nimetlere) şükür için (sâlih) ameller işleyin. Kullarımdan (hakkıyla) şükredenler pek azdır.
O, kafalardan, heykellerden, büyük havuzlar gibi çanaklardan, sabit sabit kazanlardan ne dilerse kendisine yaparlardı. Ey Dâvud haanedânı, siz (Allaha) şükr için çalışın. Kullarımdan (hakkıyle) şükreden azdır.
(O cinnîler) ona saraylardan, timsâllerden (üzerinde nakış ve süsleme bulunan şeylerden), havuzlar gibi (geniş) leğenlerden ve (çok büyük) sâbit kazanlardan (o) ne dilerse yaparlardı. (Onlara buyurduk ki:) “Ey Dâvûd âilesi, şükür için çalışın!” Fakat kullarımdan çokça şükreden azdır.
Onlar, O’na saraylar, (cansız varlıklara ait) büyük oyma figürler ve şekiller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve taşınması güc kazanlar yaparlardı. (Biz de dedik ki): “Ey Davud ailesi! Şükrederek çalışın!” Kullarımdan gereği gibi şükredenler ise çok azdır.
O yabancı güçler Süleyman’ın dilediği, ibadethaneler, heykeller, ellerin içine sokulduğu cepler gibi kılıç kınları ve büyük kazanlar yapıyorlardı. Davut ailesine (Rabbinize) şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler pek az.
Onlar Süleyman’ın isteğiyle saraylar, heykeller, havuz gibi çanaklar, yerli kazanlar yaparlardı. Ey Davutgiller! Allah’a karşı şükretmek için çalışın. Kullarım arasında şükredenler azdır.
Onlar Süleyman’a mabetler [mehârib]⁸, heykeller, havuzlar kadar geniş leğenler/tekneler, sağlam/devasa kazanlardan ne/nasıl isterse yaparlardı. (Ey Davud ailesi!) Şükrediniz, kullarımdan şükredenler pek az.
Ona (Süleyman'a) dilediği şekilde mihraplar (tapınaklar), heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. “Ey Davud ailesi! Şükrederek çalışın (dedik).” Kullarımdan şükretmekte olanlar pek de azdır.
Bu cinler Süleyman’a, dilediği şekilde büyük mâbedler, saraylar, kaleler; binaların etrafını süsleyen sanat hârikası eserler,bu muhteşem binaları süsleyen şekiller, tasvirler, resimler ile,binlerce kişiye aynı anda yemek pişirmek için kullanılan havuz büyüklüğünde yemek kapları ve yerinden kaldırılamayan çok büyük kazanlar imal ederlerdi.
Onlara Peygamber aracılığıyla, “Ey Davud ümmeti!” demiştik, size bahşedilen bunca nîmetlere karşı şükretmek için Allah yolunda çalışın! Unutmayın ki, kullarım arasında gerçek anlamda şükredenlerin sayısı çok azdır.”
Kalelerden, heykellerden, Büyük Havuzlar gibi çanaklardan, sabit kazanlardan ne dilerse, onun için işliyorlar. Ey Davud’un ailesi! Şükrederek iş yapın! Kullarımdan Şükredenler azdır.
Cin işçileri Süleyman'a, isteği doğrultusunda mabetler, heykeller, dev sanayi kazanları ve sabit maden potaları yaparlardı. Davûdlar sülalesi! Bana teşekkür etmek için çalışın. Zira şükreden kullarım çok az!
Süleyman’ın emrindeki yabancı topluluklar, Süleyman’ın dilediği, kaleler, heykeller, geniş leğenler, sabit kazanlar yaparlardı. Onlara; "Ey Davud ailesi, şükredin! Kullarımdan şükreden azdır." diye vahyettik.
Onlar (cinler) Süleyman için mabedlerden, heykellerden, havuzlar gibi (geniş) leğenlerden, sabit (ağır) kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükür için çalışın! Kullarımdan şükreden(ler) ne kadar da azdır!
Onlar ona dilediği şekilde köşkler,¹ nakışlar,² havuz gibi çanaklar ve sâbit kazanlar yaparlardı. “Ey Dâvût ailesi, şükrünüzü, (benim yolumda) çalışarak ifâde edin. Zîrâ kullarımdan hakkıyla şükredeni, çok azdır.”
o’nun için isteğine göre mâbedler, heykeller, büyük tekneler kadar [geniş] havuzlar ve sağlamca tesbit edilmiş ¹⁷ kazanlar yaptılar. [Ve dedik ki:] “Ey Davud kavmi, [Bana karşı] şükür (duygusu) içinde çalışın; ¹⁸ ve [unutmayın ki] kullarım arasında [bile] ¹⁹ hakkıyla şükredenler çok azdır!”
O ustalar Süleyman için onun isteğine göre; mabetler, heykeller, havuz gibi büyük çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davud ailesi! Şükretmek/Nimetlerin hakkını vermek için çalışın zira kullarımın arasında nimetlerin hakkını verip şükreden gayet azdır. 7/10, 14/7, 64/17
Onlar, isteğine göre ona mabedler,[³⁸²³] heykeller,[³⁸²⁴] yekpâre dökümden göletlere benzer havuzlar ve yere tesbit edilmiş dev küvetler yapıyorlardı.[³⁸²⁵] (Biz de dedik ki): “Ey Dâvud’un inanç ailesi;[³⁸²⁶] şükretmek için çok çalışın! Ne ki, samimi kullarım arasında bile hakkıyla şükreden pek azdır.”[³⁸²⁷]
Süleyman ne dilerse o cinler; kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar geniş çanaklardan ve sabit kazanlardan ağır işler yaparlardı. Ey Davud hanedanı (Rabbinizin verdiği nimetlere) şükrederek çalışın, kullarımdan şükredenler pek azdır." (Sizler onlar gibi olmayın) diye emrettik.
Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar çanaklar, sabit kazanlar yaparlardı. Davud ahalisine çalışın. Şükürle. Kullarımdan şükreden azdır.
Onun için pek yüksek binalardan ve timsallerden ve büyük havuzlar gibi çanaklardan ve sabit sabit kazanlardan ne isterse (onu) yapıverirlerdi. Ey Dâvud'un hânedânı! Şükür için çalışın ve benim kullarımdan şükreden azdır.
O cinler ona kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanak ve leğenler, sabit kazanlar gibi istediği şeyleri yaparlardı. Ey Davud hanedanı, şükür gayreti içinde olun. Kullarımdan gereği gibi şükredenler çok azdır.
Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş) leğenler, sabit kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi, şükredin!" kullarımdan şükreden azdır.
O cinler, Süleymân içün mihrâblar ('ibâdethâneler, köşkler, kal'alar ve sâir binâlar) ve heykeller ve havuz gibi taslar ve leğenler ve yerlerinden kalkmaz cesîm kazanlar i'mâl iderlerdi. "Ey Âl-i Dâvûd! Ni'metlerime şükür idiniz. Kullarımdan şükür idenler azdır" didik.
Süleyman ne isterse onu yapıyorlardı; değerli meskenler, kalıplar, büyük havuzlara benzer çanaklar ve sabit kazanlar yaparlardı. Ey Davut ailesi! Şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır.
Onlar, onun için, ne dilerse; kaleler, heykeller, büyük havuzlar gibi çanaklar ve sabit kazanlar yaparlardı.-Ey Davud Ailesi; şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler çok azdır.
Onlar Süleyman'ın istediği gibi kaleler, suretler, havuz gibi çanaklar, sabit kazanlar yaparlardı. Şükre çalışın, ey Davud hanedanı! Doğrusu, kullarımdan şükredenler pek azdır.
Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Dâvûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki!
eylerler aña anı kim diler [229a] köşkler ķapalar daħı sūretler daħı çañaķlar ulu ḥavżlar gibi daħı çölmekler ŧururlar. eyleñ dāvud ķavmı şükri! daħı azdur ķullarından şükr eyleyici.
İşlerlerdi Süleymāna her ne kim dilese yüce ḳaṣrlardan ve ṣūretlerden veçanaḳlar ulu ḥavżlar gibi, daḫı ulu ḳazanlar ki kimse getürmez. İş‐leñüz yā Dāvūd ehli şükr idüp. Daḫı azdur benüm ḳullarumdan şükr idici.
Onun (Süleyman) üçün nə istəsə - mə’bədlər (uca qəsrlər), heykəllər, (min nəfərdən ibarət qonağın və qoşunun birlikdə oturub yeyə biləcəyi) böyük hovuzlara bənzər çanaqlar və yerindən tərpənməyən iri qazanlar düzəldirdilər. Siz, ey Davud ailəsi! (Allaha) şükranlıqla itaət edin! (Bu ne’mətə şükür edin!) Bəndələrimdən (ne’mətlərimə) şükür edəni azdır!
They made for him what he willed: synagogues and statues, basins like wells and boilers built into the ground. Give thanks, O House of David! Few of My bondmen are thankful.
They worked for him as he desired, (making) Arches,(3806) images, basons as large as reservoirs, and (cooking) cauldrons fixed (in their places): "Work ye,(3807) sons of David, with thanks! but few of My servants are grateful!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |