Liyes-ele-ssâdikîne ‘an sidkihim(c) vea’adde lilkâfirîne ‘ażâben elîmâ(n)
(Allah) Doğru olanlara, (bu) doğruluk (ve bağlılık) larını(n niyetini ve neticesini) sorması için (böyle davranmaktadır) . Kâfirlere ise (Allah) acı bir azap hazırlamıştır.
Doğruların doğruluğunu sormak için ve kafirlere, elemli bir azap hazırladık.
Allah bu sözü doğrulara, doğruluklarını sorup, tesbit etmek için aldı. Kendisinden gelen gerçekleri örtbas edenler için de, çok acıklı bir azap hazırladı.
Taahhütlerine sadakat gösterenlere, peygamberlere, kendi devirlerinde peygamberlik görevlerini sadakatle yapıp yapmadıklarının hesabını sorması için, Allah bu sözü aldı. Kâfirler, peygamberleri inkâr edenler, nankörler için de, can yakıp inleten müthiş bir azap hazırladı.*
(Allah) doğrulara doğruluklarından sormak için (bunu yaptı). İnkarcılar için ise acıklı bir azap hazırladı.
Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Allah'ın) sorması için. Kafirlere ise acı bir azab hazırlamıştır.
Allah, o sadıklara (peygamberlere kıyamette ümmetleri huzurunda) sadakatlarından (tebliğlerinden) sorsun diye, (kendilerinden bu sağlam sözü almıştır.) Kâfirler için ise, acıklı bir azab hazırladı.
Nihayet doğru olanların doğruluklarını sorup (onları) mükâfatlandıracak. Kâfirler için ise, elem verici bir azap hazırlamıştır.
Allah, o doğru kişilere ne söylediklerini soracaktır. Allah inkâr edenler için de acıklı bir azap hazırlamıştır.
Gerçeklerin gerçekliğin sora o; kâfirlere ağrıtıcı azap hazırladık
7-8. Hani Biz (verdiğimiz elçilik görevini yapmak hususunda) bir zamanlar nebilerden söz almıştık. Senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Evet, biz, onlardan sapa sağlam bir söz aldık ki vakti gelince (Allah), hepsine bu görevlerini sadakatle yerine getirip getirmediklerini sorsun! Gerçekleri örtbas eden inkârcılara ise korkunç bir azap hazırlanmıştır.
Allah, doğrulardan doğruluklarını sormak ve inkarcılara can yakıcı azap hazırlamak için bunu yapmıştır.*
(Allah, bunu) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır.
Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı. *
Böylece doğrulardan doğruluklarını soracağız. İnkarcılar içinse acı bir azap hazırlamıştır.
(Bunu Allah), sadıklara sadakatlerinden sormak için yaptı. Kâfirler için ise acı verecek bir azab hazırladı.
Sadıklara sadakatlerinden soracağı için, kâfirler için ise elîm bir azâb hazırladık
Ki, doğru kimselere, doğruluklarını sorsun.¹ Ve gerçeği yalanlayan nankörlere de acı verecek bir azap hazırladı.*
Tâki (Allah) o saadıklara sadâkatları sorsun. O kâfirler için pek acıklı bir azâb hazırladı.
Tâ ki (Rabbin) o doğru kimselere (peygamberlere) doğruluklarından (yaptıkları tebliğ hakkında) sorsun! Kâfirler için ise (pek) elemli bir azab hazırladı.
Doğru sözlü olanların doğrularını sorgulamak ve doğruları reddedip inkâr edenlere de acıklı bir azap hazırlamak için.
Allah bununla sadık olanlardan sıdıklarını [²] soracaktır. Kâfirler için de acıklı azap hazırlamıştır.*
Allah (bu sözü), doğrulardan doğruluklarını sormak ve kâfirlere elim bir azap hazırlamak için almıştır.
O hâlde, ahdinize vefa gösterin! Çünkü Allah, bu sözleşmeyi kabul eden herkese, ona ne kadar sadık kaldıklarını Hesap Gününde mutlaka soracaktır. Kur’an’ın hükümlerini tanımayan inkârcılara gelince; onlara da, can yakıcı bir azap hazırlamıştır!
Siz sözünüze bağlı kaldığınız sürece, Allah sizi asla yardımsız bırakmayacaktır. Nitekim;
7,8. Biz bir zamanlar senden, Nûh’tan, İbrahim’den, Mûsa’dan, Meryem’in oğlu İsa’dan ve tüm Peygamberlerden kesin sözlerini almıştık.1 İşte Biz (Peygamberlerden) o çok ağır sözü, doğrulardan doğruluklarını sormak2 ve kâfirlere de acıklı bir azap hazırlamak için aldık. *
ki, [zamanın bitiminde] O, bu hak dâvânın temsilcilerine hakikate sadık kalmalarını[n yeryüzünde nasıl bir karşılık gördüğünü] sorabilsin. 12 Ve O, hakikati inkar edenlerin tümü için acı bir azap hazırlamıştır!
Bu yüzden Allah hepsine bu görevlerini sadakatle yerine getirip getirmediklerini soracak, gerçekleri örtbas eden kâfirler için ise acıklı bir azap hazırlayacaktır. 5/109-118-119, 7/6, 39/69
ta ki O, sözlerine sadık kalanların sadâkatlerine buldukları karşılığın hesabını sorabilsin:[3726] zira O, inkârcılar için elem verici bir azap hazırlamıştır.*
Tâ ki, o sâdıklara sadâkatlarından sual etsin ve kâfirler için de pek acıklı bir azap hazırlamıştır.
7, 8. Bir vakit, Biz peygamberlerden, kuvvetli bir söz almıştık: Senden, Nuh'tan, İbrâhim'den, Mûsâ'dan ve Meryem'in oğlu Îsa'dan. Evet onlardan pek sağlam söz almıştık ki vakti gelince O, sadıklara sözlerine bağlılıklarını sorsun. Kâfirlere ise gayet acı bir azap hazırladı. [3, 81; 42, 13; 5, 109; 7, 6]*
(Böyle yaptık) Ki (Allah), o doğrulara doğruluklarından sorsun. Kafirlere de acı bir azab hazırlamıştır.
Bunu, sözlerini tutanların dürüstlüklerini (sadıkların sadakatlerini) sorgulamak için yaptık. Kâfirlere de (verdiği sözü görmezden gelenlere) acıklı bir azaphazırladık[*]*
Doğrulara doğruluklarından sormak ve inkarcılara da acı bir azap hazırlamak için...
Tâ ki Allah, sözlerine sadık kalanlara, sadakatlerini sorsun.(6) Kâfirlere ise O acı bir azap hazırlamıştır.*
Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlamıştır.
tā śora gırçeklere girçekliklerinden. daħı yaraķladı kāfirlere aġrıdıcı 'aźāb .
(Allah bununla) doğru danışanlardan (peyğəmbərlərdən) doğruluqlarını (risaləti təbliğ edib-etmədiklərini, ümmətlərinin onlara iman gətirib-gətirmədiklərini) xəbər alsın və kafirlərdən ötrü şiddətli bir əzab hazırlasın!
That He may ask the loyal of their loyalty. And He hath prepared a painful doom for the unfaithful.
That (Allah) may question the (custodians) of Truth concerning the Truth they (were charged with):(3678) And He has prepared for the Unbelievers a grievous Penalty.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |