10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ahzâb Suresi 60. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Le-in lem yentehi-lmunâfikûne velleżîne fî kulûbihim meradun velmurcifûne fî-lmedîneti lenuġriyenneke bihim śümme lâ yucâvirûneke fîhâ illâ kalîlâ(n)

Münafıklarla gönüllerinde hastalık olanlar ve Medine'de kötü haberler yayanlar, bu işten vazgeçmezlerse andolsun ki sana, onlara karşı bir kuvvet veririz de sonra artık orada pek az bir müddet komşu olabilirler sana.

Yemin olsun ki, eğer münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde (ülkede yalan haber ve yanıltıcı yorum yazarak) kışkırtıcılık yapanlar (bu fesatlıklarından) vazgeçmeyecek olurlarsa, mutlaka Seni onların karşısına dikeriz (ve galip getiririz,) sonra Seninle (pek az bir süre aynı ülkede) birlikte kalabilir (ve fesatlıklarını sürdürebilirler.)

Münafıklar, kalpleri hasta olanlar ve yalan haberler yayarak Medine'de huzursuzluk çıkaranlar, düşmanca hareketlerinden vazgeçmezlerse ey Muhammed! Senin onlar üzerine üstünlük kurmanı sağlarız, o zaman bu kentte senin komşuluğunda çok az bir süre kalabilirler.

Andolsun ki, müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar, iki yüzlüler, kalpleri kararmış, akıllarından zoru olan hasta ruhlular, Medine'de pis dedikodular yapanlar, kötü, bozguncu haberler yayarak halkın inancını sarsanlar, morallerini bozanlar, akıllarını kullanarak bu hallerini düzeltmezler, bu yaptıklarından vazgeçmezlerse, elbette seni onlara saldırmaya teşvik ederiz, savaşmanı, onları şehirden çıkarıp sürmeni emrederiz. Sonra kısa bir müddetin dışında, sana komşu olarak bile o bölgede kalamazlar.

Andolsun eğer, münafıklar, kalplerinde hastalık olanlar ve şehirde kötü haberler yayanlar (yaptıklarından) vazgeçmezlerse seni üzerlerine musallat ederiz. Sonra orada senin yanında ancak az bir süre kalabilirler.

Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.

Celâlim hakkı için, eğer münafıklarla kalblerinde şehvet hastalığı bulunanlar ve şehirde müminlerin ayıblarını arayıb yayanlar, (fenalıklarından) vazgeçmezlerse, muhakkak seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle o şehirde (Medine'de) az bir zamandan fazla komşu olamazlar;

Eğer münafıklar ve kalbinde (fuhuş) hastalığı olanlar ve (kötü haberlerle) Medine’yi sarsanlar, eğer yaptıklarına son vermezlerse, seni onlara musallat ederiz. Sonra çok az bir zaman bu Medinede sana komşu olarak kalacaklardır.

Andolsun, münâfıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kötü haber yayanlar vazgeçmezlerse, seni onların üzerine süreriz. Sonra orada senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.

Münafıklarla, yürekleri bozuklar, Medine'ye yalan haber yayanlar eğer vaz geçmezlerse, seni onlara sataştırırız; bundan sonra, Medine'de seninle az komşuluk ederler

60-61. Andolsun ki, eğer münafıklar, kalplerinde (ahlaksızlıktan) bir hastalık olanlar ve şehirde dedikodu yapa(rak fesat çıkara)nlar, (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler. Onlar lanete uğramışlardır. Nerede ele geçirilirlerse yakalanırlar ve hemen öldürülürler. 

Bkz. 2/191, 9/5 ve dipnotu, 47/4

Eğer münâfıklar kalbi marîz olanlar ve Medine’de erâcîf çıkaranlar bu sû-i harekâta hitâm virmezler ise sana ânları te’dîb itdireceğiz ve senin civârında ânları cüz-î müddet bırakacağız.

İkiyüzlüler, kalblerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, eğer bundan vazgeçmezlerse, and olsun ki, seni onlarla mücadeleye davet ederiz; sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.

60,61. Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lânete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.

60-61. Münafıklar, kalplerinde çürüklük bulunanlar ve Medine’de asılsız haber yayanlar yaptıklarına son vermezlerse seni onların üzerine sevkedeceğiz; o zaman seninle beraber orada fazla oturamayacaklar, Allah’ın rahmetinden uzaklaşmış olarak nerede bulunsalar yakalanıp öldürülecekler.

Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar (fuhuş düşüncesi taşıyanlar), şehirde kötü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.

İkiyüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar ve kentteki saldırganlar (size karşı olan saldırılarına) son vermezlerse seni onlara musallat ederiz; sonra orada, senin çevrende kısa bir süre kalabilirler.

Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.

Celâlim hakkı için eğer vazgeçmezlerse o Münafıklar, kalblerinde maraz bulunanlar ve şehirde erâcif neşr eden, tahrikât yapanlar, mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat kılarız, sonra orada cıvarına pek az yanaşabilirler

Kasem olsun ki, munâfıklar, kalplerinde (manevi) hastalık bulunanlar ve (cihatta bulunan, İslâm birlikleri hakkında, “mağlup oldular, dağıldılar” gibi yalanlar uydurarak, mü’minlerin moralini bozmak kastı ile) şehirde (Medine’de), yalan haber yayanlar bu hâllerinden vazgeçmezlerse, (Medine’den sürüp çıkarmanı emrederek) seni, onların üzerine göndeririz. Sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.

Eğer, münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar, şehirde yalan ve kötü haber yayanlar bu davranışlarına son vermezlerse, ant olsun ki, seni onlara musallat ederiz de seninle bir arada daha fazla kalamazlar.

Andolsun, eğer münafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, şehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz geçmezler) se mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra orada seninle az bir (zamandan fazla) komşu olamazlar.

Celâlim hakkı için, eğer münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar ve Medîne'de yalan haber yayanlar (yahudiler, bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onlara mutlaka musallat ederiz; sonra orada (Medîne'de) ancak pek az (bir süre) sana komşu kalabilirler!

Münâfıklarla gönüllerinde (manevi) hastalık olanlar ve Medine’de (halkın huzur ve düzenini bozmaya çalışıp Müslümanlara karşı gizli eylem planında bulunanlar) kötü ve asılsız haberler yayanlar, (sosyal hayatta sarsıntılara sebep olanlar) eğer bu işten vazgeçmezlerse elbette sana, onların bu kötü tutumlarına karşı bir direnç veririz de sonra artık orada senin yanında pek az bir müddet kalabilecekler.*

(*) Burada sözü edilenler Medine de müslümanları içerden yıkmak için saldırganlarla/müşriklerle işbirliği yapan gruplardır

İkiyüzlüler, kalplerinde hastalık olan ve şehirlerde dedi kodu yayanlar, eğer bu tutumlarından vazgeçmezlerse, seni onların başlarına bela ederiz ve onların pek azı hariç, sana komşuluk edip orada kalamazlar.

Eğer iki yüzlüler, içleri bozuk olanlar, kentte kötü haberleri yayanlar bu işten vazgeçmiyecek olurlarsa, kesenkes, seni onların üzerine göndereceğiz. Ancak, onların seninle birlikte bulunmaları pek az sürecektir.

* Şayet münafıklar nifaklarından, kalblerinde fısk ve fücur hastalığı bulunanlar hastalıklarından Medine/de kötü haberler neşredenler yalanlarından vaz geçmeyecek olurlarsa seni onlara musallat edeceğiz [²]. Sonra sürüleceklerinden seninle pek az komşu kalacaklar.

[2] Sen de onları hâkir kılacaksın.

Andolsun, ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar, şehirde yalan haber yayanlar/kargaşa çıkaranlar [murcifûn]²⁵ eğer bundan vazgeçmezlerse seni onların üzerlerine göndeririz. Artık o şehirde senin yanında pek azı hariç kalamazlar.

25 Murcifûn kelimesini Zamahşerî “huzursuzluk ve kargaşa çıkaranlar” anlamında kullanmıştır. Bu kelimenin kökü, “r-c-f”dir. Şiddetli sarsıntı anlamına... Devamı..

Şüphesiz eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve Medine'de toplumu sarsıcı söylentiler çıkaranlar eğer bundan vazgeçmezlerse, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.

Eğer o ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık olan ve bu yüzden o münâfıkları destekleyen zayıf imanlı kimseler ve halkı paniğe sürükleyecek kötü haberler yayarak yâhut müminlerin ırz ve namuslarına dil uzatarak Medîne’de huzursuzluk çıkaranlar, bu düşmanca hareketlerinden vazgeçmeyecek olurlarsa, sana onlarla çarpışmanı emrederiz de, o zaman bu topraklarda, sana komşu olarak çok az bir süre kalabilirler! Şöyle ki:

And olsun Münâfıklar, kalblerinde hastalık olanlar, Medine’de tahrik edici Asılsız Haber Yayanlar, eğer buna son vermedilerse, seni onların üzerine göndeririz; sonra birazı hariç orada sana yakın duramazlar.

İki yüzlüler, kalplerinde sakatlık bulunanlar ve şehirde dedikodu üretenler, eğer bu yaptıklarına bir son vermezler ise, seni onların üzerine öyle bir salarız ki, bir daha senin yanına bile yaklaşamazlar.

Andolsun! İkiyüzlüler, kalplerinde zinaya fuhuşa yönelik hastalık bulunanlar, bu yönde şehirde kötü haber yayanlar, yaptıklarından vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz. Sen onlara yasalarımızı uygularsın! Onlar da senin yanında kalmak istemezler. Ayrılıp nifaklarını yayabilecekleri başka yerlere göç ederler.

60,61. Şüphesiz ki münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde çirkin haber yayanlar [*] vazgeçmezlerse, seni onların üzerine salarız; sonra lanetlenmiş olarak, orada senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler. Nerede ele geçirilirlerse yakalanır ve (şiddetli bir) ölümle öldürülürler. [*]

Ayetteki [el-murcifûne] kelimesi, “sarsıntı” gibi anlamlarda “Son Saat” için kullanılan [er-racfeh] kelimesiyle aynı kökten gelmekte ve “sosyal hayatt... Devamı..

Yemin olsun, eğer münâfıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve Medîne’de kışkırtıcı haberler yayanlar¹ (bu hareketlerinden) vazgeçmezlerse, Biz seni onlara saldırtırız, sonra onlar orada, seninle birlikte ancak çok az bir süre kalabilirler.

1 İrcâf: Aslında zelzele manasına olan “racfe” den türetilmiştir ve “ortalığı sarsacak tahrikler yapmak” demektir ki bu fiilî de kavlî de olabilir. Bu... Devamı..

İŞTE BÖYLE, eğer ⁷⁶ ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık olanlar ⁷⁷ ve yalan haberler yayarak [Peygamber’in] kent[in]de huzursuzluk çıkaranlar ⁷⁸ [düşmanca hareketlerinden] vazgeçmezlerse [ey Muhammed,] onlar üzerinde üstünlük kurmanı sağlarız, o zaman bu [kentte] sana çok az bir süre komşu kalacaklardır: ⁷⁹

76 Le-in edatının yukarıdaki şekilde çevrilmesi konusunda bkz. sure 30, not 45. Bu pasaj ile birlikte 1. ayette değinilen ve 9-27. ayetlerde daha ayrı... Devamı..

İnanmadığı halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü Münafıklar, kalplerinde iman zafiyeti bulunanlar ve Medine’de asılsız haberler yayarak huzursuzluk çıkaranlar eğer buna son vermezlerse, seni onların üzerine öyle bir salarız ki artık seninle aynı şehirde daha fazla kalamazlar. 8/36...38, 17/76- 77

ŞU KESİN ki, eğer ikiyüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar[³⁷⁸⁷] ve şehirde yalan haber yayarak ortalığı karıştıranlar[³⁷⁸⁸] buna bir son vermezlerse, seni onların üzerine öyle bir salarız ki, sonra kısa bir süre dışında sana komşu olarak bile orada kalamazlar.

[3787] “Kalplerinde hastalık bulunanlar” ile ilgili genel bir okuma için bkz: 74:31, not 24. [3788] Murcifûn, “şiddetli sarsıntı” anlamına gelen ra... Devamı..

Andolsun ki, münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kötü haber yayanlar buna bir son vermezlerse seni onlara musallat ederiz! (Sana onlarla savaşmam ve onları şehirden sürüp çıkarmanı emrederiz) Sonra da çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar.

Şayet iki yüzlüler, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haberler yayanlar (bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse seni onların üstüne süreriz sonra orada, seninle ancak az bir zaman çevrende kalabilirler.

Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalplerinde bir maraz bulunan kimseler ve şehirde fena haberler yayanlar, (bu hallerine) nihâyet vermezlerse elbette seni onların üzerlerine musallat ederiz. Sonra sana orada ancak pek az komşu olabilirler.

60, 61. Münafıklar, kalplerinde bir hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar ve şehirde müminlerin kusurlarını arayarak kötü haber yayanlar, bu hallerinden vazgeçmezlerse, Biz onlara karşı sana emir ve hakimiyet veririz de sonra orada ancak az bir zaman sana komşuluk edebilirler. Lânetlenirler, nerede rastlanırlarsa yakalanıp öldürülürler.

Andolsun, iki yüzlüler, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haberler yayanlar (bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse seni onların üstüne süreriz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler.

Eğer münâfıklar ve kalblerinde hastalık olanlar ve Medîne'de erâcîf neşriyle meşgûl bulunanlar bu fi'illerine nihâyet virmezler ise onların katl ve memleketden ihrâcını sana havâle iyleriz. Sonra orada sana az bir zamân komşuluk iderler.

İkiyüzlüler ile, kalplerinde hastalık olanlar ve Medine’de tedirginliğe yol açanlar, yaptıklarına son vermezlerse seni onların üstüne salarız, artık çevrende fazla kalamazlar.

Münafıklar, kalplerinde hastalık olanlar ve Medine'de bozguncu, asılsız haber yayanlar eğer buna son vermezlerse, seni onların üzerine göndeririz, sonra orada seninle komşulukları fazla sürmez.

Münafıklar ile kalplerinde fesat bulunanlar ve yalan haberlerle şehirde ortalığı karıştıranlar eğer bu hareketlerinden vazgeçmezlerse, Biz seni onların üzerine göndeririz de, pek azı müstesna, artık orada sana komşuluk edemezler.

İkiyüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde çirkin haberler yayanlar, bu yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine gitmeye elbette teşvik edeceğiz. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok az kalabilirler.

eger yıġlınmaya münāfıķlar daħı anlar kim göñüllerinde śayrılıķdur daħı yalan ħaber bıraġıcılar medine'de musallaŧ eyleyevüz seni anlara andan ķonsı olmayalar senüñ ile anuñ içinde illā az.

Eger münāfıḳlar ḳayıtmasalar, yüreklerinde ḫastalıḳ fücūr olanlar daḫıḳayıtmasalar, yalan söz bıraġıcılar daḫı ḳayıtmasalar, Medīnede buyururuzsaña anlar‐ıla ṣavaş eylemege. Andan ṣoñra senüñle ḳonşı olmayalar Medīne‐de, illā az zamān.

Əgər münafiqlər, qəlblərində mərəz (zinakarlıq, pozğunluq mərəzi) olanlar və Mədinədə qəsdən yalan şayiələr yayanlar (bu pis əməllərinə) son qoymasalar, şübhəsiz ki, səni onların üstünə qaldırarıq. Sonra onlar səninlə ancaq az bir müddət orada qonşu ola bilərlər.

If the hypocrites, and those in whose hearts is a disease, and the alarmists in the city do not cease, We verify shall urge thee on against them, then they will be your neighbours in it but a little while.

Truly, if the Hypocrites, and those in whose hearts is a disease, and those who stir up sedition in the City,(3768) desist not, We shall certainly stir thee up against them: Then will they not be able to stay in it as thy neighbours for any length of time:

3768 It was necessary to put down all kinds of unseemly conduct in the Prophet's City. And here is the warning in the plainest terms. And the warning ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.