Yâ nisâe-nnebiyyi lestunne keehadin mine-nnisâ-/(i)(c) ini-ttekaytunne felâ taḣda’ne bilkavli feyatme’a-lleżî fî kalbihi meradun vekulne kavlen ma’rûfâ(n)
Ey Peygamberin eşleri, siz, öbür kadınlardan birine benzemezsiniz; çekiniyorsanız sözü yumuşak bir tarzda söylemeyin ki gönlünde bir hastalık olan ümide düşer sonra ve doğru ve güzel söz söyleyin.
Ey Peygamber hanımları! Siz kadınlardan herhangi birileri gibi değilsiniz. (Bu nedenle rastgele ve laubali davranamazsınız.) Eğer takva sahibi olmak istiyorsanız, (nikâh düşen yabancı erkeklere karşı) yumuşak ve cilveli konuşmayın (ve kırıtmayın). Sonra kalbinde maraz (şehvet ve nifak hastalığı) bulunan kimseler tama’ ederek (sizinle ilgili nefsani umut ve kuruntulara kapılır. Şayet nikâh kıyılabilen insanlarla konuşmak mecburiyetinde kaldığınızda ise sadece) ma’ruf (bilinen ve saygı gösterilen, edepli ve ciddiyetli) sözler kullanın.
Ey peygamber hanımları! Siz, diğer kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Yolunuzu Allah'ın kitabıyla bulmak istiyorsanız, yabancı erkeklere karşı, tatlı ve edalı bir şekilde kırıtarak, yumuşak söz söylemeyin ki, kalplerinde hastalık olanlar size karşı, şehevî bir arzuya kapılmasın. Sözünüzü daima güzel, ölçülü, ağırbaşlı ve kuşkudan uzak bir şekilde söyleyin.
Ey peygamber hanımları, siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer Allah'a sığınıp, emirlerini yerine getirerek günahlardan arınıp, azaptan korunuyorsanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetinizi muhafaza ediyorsanız, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincindeyseniz, yabancı erkekler karşısında yumuşak, tatlı, çekici bir eda ile konuşmayın. Kalpleri kararmış, aklından zoru olanlar, hasta ruhlular, size karşı bir ümide kapılmasın. Ağırbaşlı, ciddi, mâkul, meşrû ve islâmî kurallarla örtüşen örfe uygun şekilde konuşun.
Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer sakınırsanız. Sözü çekici bir şekilde söylemeyin ki sonra kalbinde bir hastalık bulunan tamaha kapılır. Uygun (ve ağırbaşlı bir şekilde) söz söyleyin.
Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin.
Ey Peygamberin hanımları! Siz (sevap ve azap bakımından diğer) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer takva sahibi olmak istiyorsanız, (yabancı erkeklere karşı gevşek ve) yumuşak kelâmda bulunmayın. Bu takdirde kalbinde bir fenalık bulunan tamaa düşer. Güzel ve ciddi söz söyleyin.
Ey Peygamber’in hanımları! Siz, başka kadınlardan herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer (Allah’ın azabından) sakınıyorsanız, ince, yumuşak konuşmayın. Ki kalbinde hastalık olan biri, kötü ümide kapılmasın. Fakat örfe uygun bir şekilde konuşun.
Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer kötülükten korunursanız, yabancı erkeklere karşı çekici bir eda ile konuşmayınız; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Örfe uygun söz söyleyiniz.
Ey peygamber kadınları! Sizler herhangi kadınlar gibi değilsinizdir, sakınıcı iseniz, konuşurken yumuşamayın, gönlü bozuk kimseler umuya düşmeyeler, türece konuşunuz
Ey nebinin hanımları! Siz, (diğer) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (namahrem erkeklerle konuşurken) tatlı ve cilveli bir eda ile konuşmayın ki kalbinde (şehvetten arız) hastalık olan kimse (size) arzu duymasın! Daima yerinde ve uygun şekilde konuşun!
Ey Nebî’nin zevceleri! Siz sâir kadınlar gibi değilsiniz. Lakırdınızda fazla tevâzu’ ibrâz itmeyiniz. Belki kalbi za’îf bir âdem size meyl idebilür. Sözleriniz dâimâ edebiyâne olsun.
Ey Peygamberin hanımları! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız edalı konuşmayın, yoksa, kalbi bozuk olan kimse kötü şeyler ümit eder; daima ciddi ve ağırbaşlı söz söyleyin.
Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.
Ey peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer günahtan sakınmak istiyorsanız sözü edalı bir tavırla söylemeyin ki, kalbinde çürüklük olan kimse ümide kapılmasın. Ayrıca düzgün söz söyleyin.
Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.
Ey peygamberin hanımları, siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Erdemliyseniz, işveli konuşmayın ki kalbinde hastalık bulunan birileri size yönelmesin. Güzel ve normal biçimde konuşun.
Ey peygamberin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer takva ile korunacaksanız, konuşurken kırıtmayın da kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamaha düşmesin. Güzel ve dosdoğru söz söyleyin.
Ey Peygamberin kadınları siz kadınlardan her hangi biri gibi değilsiniz, eğer korunur takvalı olursanız, onun için söylerken kırıtmayın da kalbinde bir maraz bulunan tamaa düşmesin, güs güzel, dos doğru söz söyleyin
Ey Peygamber hanımları! Siz, (diğer) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Şayet takvada sebat etmek istiyorsanız (namahrem erkeklerle konuşurken), sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse, (yanlış bir düşünce ile) ümide kapılmasın. (Şâyet namahrem bir erkek ile konuşmak mecburiyetinde kalırsanız, söyleyeceğiniz) sözü (sizi zan altına sokmayacak) en uygun şekilde söyleyin.
Ey Nebi'nin hanımları! Siz diğer kadınlardan biri değilsiniz. Eğer takvalıysanız, yabancı erkeklerle edalı¹ bir üslupla konuşmayın. Zira kalbinde kötülük olan bir kimse buna yanlış anlam yükleyebilir. Sözün marûf² olanını söyleyin.
Ey peygamber kadınları, siz (diğer) kadınlardan (her hangi) biri gibi değilsiniz. Eğer (Allahdan) korkuyorsanız (size yabancı olan erkeklere) yumuşak söylemeyin. Sonra kalbinde bir maraz bulunanlar tamaa düşer (ler). Sözü ma'ruf vech ile (ve ağır başlı) söyleyin.
Ey Peygamber hanımları! (Siz,) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; eğer(Allah'dan) sakınıyorsanız, o hâlde (yabancı erkeklerle konuşurken) konuşmayı yumuşak(bir edâ ile) yapmayın ki kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamah etmesin; ve (bir şey söyleyeceğinizde ciddiyetle) güzel bir söz söyleyin!
Ey Peygamber eşleri! Siz (öteki) kadınlar gibi değilsiniz, eğer (kötülükten) sakınıyorsanız, artık edalı bir şekilde konuşmayın ki gönlünde bir hastalık (kötü niyet) olan (size karşı) bir arzuya kapılmasın, daima yerinde ve uygun şekilde konuşun.*
Ey peygamberin eşleri! Sizler, kadınlardan herhangi bir kadın gibi, öyle sıradan kadınlar değilsiniz. Eğer korunursanız, sözü yumuşak (edalı) söylemeyin ki, kalbinde hastalık olan birisi başka bir şey ummasın. Sözü uygun bir şekilde söyleyin.
Ey peygamberin kadınları! Siz herhangi kadın gibi değilsiniz. Eğer sakınıyorsanız söz söylerken kırıtmayın. Yoksa kötü huylu kişiler umuda düşerler. Töreye uygun olarak konuşun.
Ey peygamber kadınları! Siz Allah/tan sakınacak olursanız diğer kadınlar gibi olmazsınız [¹]. Artık erkeklere karşı sözde yumuşak davranmayın, yoksa yüreğinde fısık ve nifak hastalığı bulunan kimse tama/a düşer. Şâyet konuşacak olursanız örf ve âdet veçhiyle konuşun.
Ey Peygamber hanımları! Sizler kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; eğer Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine sahip iseniz, sözü cilveli bir eda ile söylemeyiniz. Aksi takdirde kalbinde hastalık bulunan kişi ümide kapılır. Daima makul/ağırbaşlı sözler söyleyiniz.
Ey peygamberin eşleri! Siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin de kalbinde bir hastalık bulunan kimse hevese kapılmasın. Sözü ölçülü söyleyin.
Ey Peygamber hanımları! Siz diğer mümin kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Dolayısıyla, Kur’an’ın hükümlerini uygulama konusunda çok daha titiz ve dikkatli davranmalısınız. Onun için, eğer Allah’a karşı sorumluluğunuzu tam olarak yerinegetirmek istiyorsanız, namahrem kişilerle tatlı ve cilveli bir edayla konuşmayın ki, kalbinde kötü niyet taşıyan biri şeytânî bir ümide kapılmasın! Fakat bu, kadın sesinin erkeklere tamamen haram olduğu anlamına gelmez: Ey Peygamber hanımları; ağırbaşlı, ölçülü, yerinde ve uygun şekilde konuşun, dâimâ doğru ve güzel sözler söyleyin!
-Ey Nebiyy’nin hanımları! Siz Kadınlar’dan biri gibi değilsiniz. Sakınıp korunmuşsanız, Söz’le yılışmayın / edalı konuşmayın; kalbinde hastalık olan kimse umuda kapılır! Örfe uygun söz söyleyin!
Peygamber hanımları! Sizler, sıradan kadınlar değilsiniz. Kendinizi korumak istiyorsanız erkeklerle konuşurken yılışıp kırıtmayın. Yoksa kalbenrahatsız bir erkek ümitlenebilir. Ses tonunuz doğal olsun.
Ey Nebi’nin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız, erkeklerle konuşurken sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık olan kötü niyetliler gereksiz ümitlere kapılmasın! Sözlerinizi Nebi hanımlarına yakışır bir şekilde düzgün, mesafeli söyleyin!
Ey Peygamber’in kadınları (hanımları)! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. [*] (Allah’a karşı) [takvâ]lı (duyarlı)ysanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir üslup ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Uygun söz söyleyin!
Ey Peygamberin hanımları! Eğer (Allah’tan) hakkıyla sakınıyorsanız, (iyi bilin ki) siz diğer kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz!¹ Kalbinde hastalık bulunanların kötü şeyler ummamaları için yumuşak ve tatlı bir edâ ile konuşmayın. Sözü güzel bir tarzda söyleyin.²
Ey Peygamber eşleri! Siz [öteki] kadınlar gibi değilsiniz, eğer Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine [hakkıyla] sahip olursanız! ³⁵ O halde, edalı bir şekilde konuşmayın ki kalplerinde maraz olanlar [size karşı] bir arzuya kapılmasın: daima yerinde ve uygun şekilde konuşun.
– Ey nebi hanımları! Siz, diğer kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz tabi ki eğer Nebi hanımına yakışır bir tavır içinde olmak istiyorsanız, yabancı erkeklere karşı edalı bir üslupla konuşmayın aksi takdirde kalbi hastalıklı olan kimse yanlış bir ümide kapılır. Bu yüzden her zaman doğal bir tavırla konuşun. 33/53
Ey Nebî hanımları! Siz herhangi bir hanım gibi değilsiniz; tabii ki eğer Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız.[³⁷⁴⁶] Şu halde işveli bir edayla konuşmayın, sonra kalplerinde hastalık bulunanlar[³⁷⁴⁷] yersiz bir arzuya kapılırlar;[³⁷⁴⁸] ama güzel ve düzgün konuşun!
Ey Peygamber kadınları, siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Rabbinizden) sakınıyorsanız (size yabancı olan erkeklere karşı) edalı davranmayın, yoksa kalbinde kötülük bulunanlar, olur olmaz şeyler umabilirler. Onlarla ağırbaşlı konuşun.
Ey peygamber kadınları, siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allâh’ın buyruğuna karşı gelmekten korunuyorsanız, sözü yumuşak (kıvrak) bir edâ ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse tamah etmesin; maruf /uygun söz söyleyin.
Ey Peygamberin zevceleri! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsinizdir, eğer muttakî bulunuyor iseniz. Lâkırdıyı yumuşakça yapmayınız, sonra kalbinde bir fesat bulunan tamaha düşer. Ve maruf söz söyleyin.
Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Takvâ sizin sıfatınız olduğuna göre, namahrem erkeklere hitab ederken tatlı ve cilveli bir eda ile konuşmayın ki kalbinde hastalık bulunan bir şahıs, şeytanî bir ümide kapılmasın. Ciddi, ölçülü konuşun.
Ey peygamber kadınları, siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'ın buyruğuna karşı gelmekten) korunuyorsanız, sözü yumuşak (kıvrak) bir eda ile söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse tamah etmesin; güzel, (kuşkudan uzak bir biçimde) söz söyleyin.
Ey Rasûl'ün zevceleri! Siz sâir kadınlardan biri gibi değilsiniz. Eğer Allâh'dan korkar ve ittikâ ider iseniz söz söylediğiniz vakitde mülâyim ve mütevâzı' söyleyiniz, kalbinde maraz olanlar sizin mülâyim ve mütevâzı' sözlerinizden ta'ma düşerler. Ma'rûf sûretle söyleyin.
Ey Nebi’nin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız cilveli konuşmayın, kalbi bozuk olan kimse umuda kapılır. Sözü, ciddiyeti bozmadan söyleyin.
-Ey peygamber hanımları! Siz, diğer kadınlardan birisi gibi değilsiniz. Eğer Allah'tan korkuyorsanız , edalı konuşmayın ki kalbinde hastalık olan arzu duyar. Uygun şekilde konuşun.
Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
iy peyġamber 'avratları! degülsiz birisi gibi 'avratlardan. eger ķorķarsañuz yumuşaķlıķ eylemeñ söz-ile pes ŧama' eyleye ol kim göñli içinde śayrulıķdur. daħı eyidüñ eyü sözi.
İy peyġamber ‘avratları, siz özge ‘avratlar gibi degülsiz. Eger taḳvā üstineolsañuz, pes sözüñüz yumşaḳ eylemeñüz. Ṭama‘ ider yüreginde münāfıḳlıḳ olan kimseye ve yaḫşı söz söyleñüz.
Siz ey Peyğəmbərin zövcələri! Allahdan qorxacağınız təqdirdə siz (başqa) qadınların heç biri kimi deyilsiniz. (Sizin qədir-qiymətiniz, məqamınız daha yüksəkdir. Allahdan qorxsanız, daha şərəfli olarsınız). Buna görə də (yad kişilərə) yumşaq (əzilə-əzilə) danışmayın, yoxsa qəlbində mərəz (şəkk, nifaq və günah mərəzi) olan tamaha (özgə təmənnaya) düşər. (Danışdığınız zaman) gözəl danışın! (Allahın buyurduğu kimi, yaxud qəbul olunmuş qayda üzrə gözəl, ciddi bir söz deyin!)
O ye wives of the Prophet! Ye are not like any other women. If ye keep your duty (to Allah), then be not soft of speech, lest he in whose heart is a disease aspire (to you), but utter customary speech.
O Consorts of the Prophet! Ye are not like any of the (other) women:(3712) if ye do fear ((Allah)), be not too complacent of speech, lest one in whose heart is a disease should be moved with desire: but speak ye a speech (that is) just.(3713)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |