Ve-iż yekûlu-lmunâfikûne velleżîne fî kulûbihim meradun mâ ve’adena(A)llâhu verasûluhu illâ ġurûrâ(n)
Hani münafıklarla gönüllerinde hastalık olanlar, Allah ve Peygamberi demişlerdi, bizi ancak aldattılar, vaatlerinde aldatıştan başka bir şey yok.
O sırada münafıklar ve kalbinde maraz olanlar: "Allah ve Resulü bizi aldatmaktan başka bir şey va’ad etmiyor (boş ve imkânsız zafer ve ganimet müjdeleriyle oyalıyorlar)" diyerek (fesatlık yapmış ve kafaları karıştırmışlardı).
Münafıklar ve kalpleri hastalıklı olanlar, birbirlerine Allah ve elçisi, bizi sadece boş vaatlerde bulunmak suretiyle aldatmaktalar, dedikleri zamanki durumu hatırla!
O zaman müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafıklar ile, kalpleri kararmış, aklından zoru olan hasta ruhlular:
“Meğer Allah ve Rasûlü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar!” diyorlardı.
O zaman münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: "Allah ve Resulü bize sadece vaadlerde bulundu" diyorlardı.
Hani, münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: 'Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi' diyorlardı.
O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz (şübhe) olanlar:” - Allah ve Rasûlü, bize, aldatmadan başka bir vaad etmemiş.” diyorlardı.
Hatırlayın ki, münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: Allah ve Resulü, aldatmaktan başka hiçbir şey bize vaadetmediler. Va’dleri boş çıktı. diyorlardı.
Münâfıklar ile kalplerinde hastalık olanlar, “Meğer Allah ve Peygamberi bize boş vaadlerden başka bir şeyde bulunmadı” diyorlardı.
Hani, münafık olanlarla, yürekleri bozuklar: «Allah ile peygamberi, ancak bizi aldatmakçin sözleşmiş!» demiş idiler
Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar (birbirlerine): “Allah ve Resulü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar” diyorlardı.
Münâfıklar ve kalbleri marîz olanlar "Allâh size yalancı va’adde bulundı" didiler.
İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık olanlar: "Allah ve Peygamberi bize sadece kuru vaadlerde bulundular" diyorlardı.
Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, “Allah ve Resûlü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar” diyorlardı.
Yine o zaman münafıklar ve kalplerinde bozukluk bulunanlar, “Allah ve resulünün vaadleri bizleri aldatmaktan ibaretmiş!” demişlerdi.
Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.
İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, "ALLAH'ın ve elçisinin bize verdiği söz boş bir hayalden başka bir şey değilmiş!" diyorlardı.
O vakit münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar: "Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir vaad yapmamış." diyorlardı.
Ve o vakıt ki münafıklar ve kalblerinde bir maraz bulunanlar «Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir va'd yapmamış» diyorlardı
O zaman munâfıklar ve *kalplerinde (manevi) hastalık bulunanlar, “Allah ve Resûlü bize sadece boş vaatlerde bulundu” diyorlardı.
O vakit münafıklarla kalblerinde bir maraz bulunanlar «Allah ve Resulü bize bir aldatışdan başka bir şey va'd etmemiş» diyorlardı.
O zaman münâfıklarla(2) kalblerinde bir hastalık (i'tikad zayıflığı) bulunanlar ise: “Allah ve Resûlü bize sâdece boş bir va'dde bulunmuş!” diyorlardı.(3)
Ve o zaman, münafıklar (ikiyüzlüler) ile gönüllerinde (manevi) hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: (Mü’minlerin gönüllerine de şüphe ve nifak düşürmek amacıyla) "Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar!’’ diyorlardı.
İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar “Allah ve Elçisinin vaat ettikleri yalnızca bir aldatmacadan ibarettir” demişlerdi.
O gün iki yüzlülerle içi bozuk olanlar şöyle demişlerdi: "Allah ile elçisi verdikleri sözle bizi ancak aldatmış oldular."
Hani, münafıklar ve kalblerinde za/f-ı iman hastalığı bulunanlar «— Allah ve peygamberinin nusrat ve muzafferiyet hususundaki vaadi bizi aldatmadan başka bir şey değildir» demişlerdi.
Hani ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar, “Allah ve elçisi bizi kandırmaktan başka bir şey yapmadı” demişlerdi.
Hani münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar, “Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi” diyorlardı.
Hani, içten içe İslâm’ı inkâr eden münâfıklar ve kalplerinde hastalık bulunan zayıf imanlı kimseler, “Artık bizi kimse kurtaramaz! Demek Allah ve Elçisinin bize verdiği sözler aldatmacadan başka bir şey değilmiş!” diyorlardı.
Münâfıklar ve kalblerinde hastalık olanlar:
“Allah ve O’nun rasûlü bize, ‘aldatma’dan başkasını vaad etmemiş!” diyorlardı.
Münafıklar ve kalplerinde sakatlık bulunanlar: " Allah ve resulü, resmen bizi kandırdı " diyorlardı.
Hani! Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Resulü bizi aldatmaktır. Bize boş vaatlerde bulunmuştur." diyorlar, kendilerini Allah’ın ve Resulünün kandırdığını iddia ediyorlardı.
Hani münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar “(Meğer) Allah ve Elçisi bize aldatmadan başka bir vaatte bulunmamışlar!” diyorlardı.
O gün münâfıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar da:¹ “Allah ve Elçisi bize sadece boş vaatlerde bulundu.” diyorlardı.
Ve ikiyüzlüler ile kalpleri hastalıklı olanların ¹⁶ [birbirlerine], “Allah ve Elçisi bize sadece boş vaadlerde bulunmaktalar” dedikleri zaman[ki durumu hatırla!] ¹⁷
O anda inanmadığı halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü münafıklar ve kalplerinde iman zafiyeti bulunanlar: “Allah’ın ve Elçi’sinin bize vaat ettiği zafer bir yalan ve aldatmacadan ibaretmiş” diyorlardı. 3/166...168, 4/161...166
O sırada ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık olanlar diyordu ki:[³⁷³²] “Allah ve Rasulü bizi yalnızca boş vaadlerle avuttu.”[³⁷³³]
Münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlardan (onlara yatkın olanlardan) bir gurup: "Allah ile Resulü bize boş va’adlerde bulundular" diyordu.
Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Resûlü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar" diyorlardı.
Ve o vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar diyordu ki, «Allah ve Resûlü bize bir aldatıştan başka vaadetmiş olmadı».
Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) olanlar: “Allah ve Resulünün bize zafer vâd etmesi, meğer bizi aldatmak içinmiş! ” diyorlardı.
Münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunan kimseler: "Allah ve Resulü bize sadece boş vaadlerde bulundu." diyordu.
Münâfıklar ve kalblerinde nifâk hastalığı olanlar: "Allâh'ın rasûlünün bize va'ad iylediği şey ancak gurûrdur (esâssız ve bâtıldır)" didiler.
İkiyüzlüler ile kalplerinde hastalık olanlar ise şöyle diyorlardı: "Allah ve Elçisinin verdiği söz, bizi aldatmaktan başka bir işe yaramadı.”
Münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar:-Allah ve elçisi bize sadece boş vaadde bulunmuş, diyorlardı.
Münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar ise, “Allah ve Resulünün vaadleri bizi kandırmak içinmiş” diyorlardı.
Münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar şöyle diyorlardı: "Allah ve resulü bize, bir aldanıştan başka bir şey vaat etmemiş."
daħı ol vaķt kim eydür idi münafıķlar daħı anlar kim göñülleri içinde śayrulıķdur “va'de eylemedi bize Tañrı daħı yalavacı illā aldamaķ.”
Daḫı ol vaḳtında eyitdi münāfıḳlar, yüreklerinde ḫastalıḳ olanlar daḫı: Bizeva‘de eylemedi Tañrı, resūli daḫı; illā bizi aldayup fitneye bıraḳmaġ‐ıçun, di‐diler.
O zaman münafiqlər və qəlblərində mərəz (şəkk) olanlar: “Allah və Onun peyğəmbəri bizə yalan və’d etmişdir. (Biz zəfər çala bilməyəcəyik)” – deyirdilər.
And When the hypocrites, and those in whose hearts is a disease, were saying: Allah and His messenger promised us naught but delusion.
And behold! The Hypocrites and those in whose hearts is a disease (even) say: "(Allah) and His Messenger promised us nothing but delusion!"(3683)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |