10 Ekim 2024 - 7 Rebiü'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Secde Suresi 16. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Tetecâfâ cunûbuhum ‘ani-lmedâci’i yed’ûne rabbehum ḣavfen vetame’an vemimmâ razeknâhum yunfikûn(e)

Yanları, yatak nedir, görmez, korkarak, umarak Rablerini çağırırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar.

Onların (sadık Müslümanların) yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua edip (yaklaşırlar) ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edip (ahirete hazırlanırlar).

Onlar, yataklarından geceleri kalkarak, korku ve ümit içinde, Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçinmeleri için verdiğimizden, başkalarına harcayanlardır.

Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ve ibadet ederlerken, yalvarırlarken, yanları yataklardan uzak kalır. Kendilerine rızık ve servet olarak verdiklerimizden Allah yolunda karşılık beklemeden, gönüllü harcarlar, insanların ihtiyaçlarını görürler.

Yanları (ibadete kalkmak üzere) yataklarından uzaklaşır. Korku ve ümit ile Rablerine dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar.

Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

(Onlar, o kimselerdir ki, geceleyin namaz kılmak için) yataklarından kalkarlar; Rablerine, azabından korkarak ve rahmetinden ümidvar olarak dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da (hayır yollarına) harcalar.

Yanları yataklardan ayrılır. (Namaza kalkarlar.) Sahipleri olan Allah’a, korkarak ve umutlanarak yalvarırlar. Ve onlara verdiğimiz rızıktan nafaka verirler.

Onlar geceleyin yataklarından kalkarlar. Korku ve ümit içinde Rabblerine dua ederler. Verdiğimiz rızıklardan da karşılıksız yardım ederler.

Tenleri döşeklerden ırak bulunur, korkarak, umunarak Tanrıyı çağırırlar, verdiğimiz azıktan yedirirler

(Onlar,) ibadet etmek için (geceleyin) yataklarından kalkarlar. Rablerine, (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua ederler.  Verdiğimiz rızıklardan da (Allah için) karşılıksız verirler.

“Verdiğimiz rızıklardan karşılıksız verirler” ifadesi, halis mü’minlerin bir özelliği olarak vurgulanıyor. Hem sosyal bir sorumluluk olarak Allah için... Devamı..

Ânlar Allâh’dan korkularından ve Allâh’ın lütfuna mazhariyet arzularından nâşî rablerine du’â itmek içün yataklarından kendilerini ayırırlar ve kendilerine ihsân itdiğimiz rızıkdan sadaka virirler.

15,16. Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rablerini överek yüceltenler, vücudlarını yataklardan uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar ve verdiğimiz rızıklardan sarfedenler inanır.

Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar.

Korku ve ümit içinde rablerine ibadet ve dua etmek üzere vücutları yatak görmez, kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah için harcarlar.

Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.

Yataklarından kalkıp Rab'lerine saygı ve umutla yalvarırlar. Kendilerine verdiğimiz nimetlerden de verirler.

Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler.

Yanları yataklardan aralaşır korku ve ümid içinde rablarına duâ ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan onlar hayra masraf yaparlar

(Onlar, o kimselerdir ki, gece namaz kılmak için) yataklarından kalkarlar; (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da (Allah rızası için) hayır yollarında harcalar.

Onlar, yataklarından kalkakarak¹ korku ve ümit içinde Rabblerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak² ederler.

1- Uyandıklarında, güne başlarken. 2- İhtiyaç sahiplerine yardım ederler.

Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümîd ile Rablerine düâ ederler. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de (hayra) harcarlar.

(Teheccüd namazı kılmak için) yanları yataklardan uzaklaşır; korkarak ve umarak Rablerine duâ ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler.

Onların yanları (ibadete kalkmak üzere) yataklarından uzaklaşır. Korku ve ümit ile Rablerine dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden (yoksul, muhtaç ve toplumun işsiz kesimine) harcarlar.

Yataklarda yanları üzere uzandıklarında Rablerine ümit ve korku içerisinde dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan da ihtiyaç sahiplerine verirler.

Yataklarından kalkıp çalaplarına korkuyla, umutla yalvarırlar, kendilerine azık olarak verdiklerimizle başkalarını da geçindirirler.

Onların yanları yataklarından ayrılır [⁵]. Onlar Rablerine, azabından korkarak, rahmetini umarak niyaz ederler. Rızk olmak üzere verdiğimiz şeylerden de hayra harç ederler.

[5] İbadet için yataktan kalkarlar.

(Onlar), korku ve ümit ederek (geceleyin) yataklarından kalkarak/uzaklaşarak Rablerine yalvaranlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar [yunfikûn].

Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

Gece vakti herkes derin uykusundayken, sıcacık yataklarını terk ederek korku ve ümit içinde Rab’lerine el açıp yalvaranlardır ve kendilerine verdiğimiz nîmetlerden bir kısmını Allah için yoksullara harcayanlardır.

Onların yan tarafları Yataklar’dan uzaklaştı. Korkarak ve umarak rabb’lerine yalvarıyorlar. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden harcıyorlar.

Gece yarılarında yataklarından kalkıp Biraz korku biraz umutla Allah'a yalvarırlardı. Verdiklerimizin birazını yoksula dağıtırlardı.

Onlar sevgimizi kaybetmekten korkarlar. Çünkü onlara göre Rabbin sevgisini kaybetmek en büyük cezadır. Daima yasalarımıza uyarak yaşarlar. Yaptıkları güzel işlere karşılık mükâfatımızı umut ederler. Sabah yataklarından kalkar, akşama kadar helal rızık peşinde koşarlar. Kazandıklarından ihtiyaç sahiplerine verirler. İşte onların ibadeti budur. Müminlerin ibadeti yasamıza göre yaşamaktır. Bilirler ki insanların yasalarına uyarak yaşarlarsa Rabbin sevgisini kaybederler.

Rablerine korkuyla ve ümitle yalvararak [*] vücutları yataklar(ın)dan uzak kalır; [*] kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) infak ederler (verirler).

Benzer mesajlar: A‘râf 7:56; İsrâ 17:57; Enbiyâ 21:90; Zümer 39:9.,Müminlerin geceleri değerlendirmesiyle ilgili bkz. Âl-i İmrân 3:17, 113; İsrâ 17:79... Devamı..

Onların vücutları, korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak için, yataklardan uzak kalır¹ ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden de Allah yolunda harcarlar.²

1 Hem korku hem de ümitle Rablarına duâ ederler yani gece kalkar “teheccüd” kılarlar. Muaz b. Cebel (r.a.)’ten: “Bir seferinde Peygamber (s.a.v.) ile ... Devamı..

[onlar,] yataklarından [geceleri] kalkarak ¹⁴ korku ve ümit içinde Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçinmeleri için verdiğimizden başkalarına harcayanlardır.

14 Lafzen, “yanları [yani, bedenleri] üstüne doğrularak”.

Onlar yataklarından kalkarak, korku ve ümit ile Rabblerine yalvarırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda infak ederler. 2/254, 25/64, 51/15...23

Onlar yataklarından kalkarak[³⁶⁹⁸] tarifsiz bir korku ve büyük bir iştiyakla[³⁶⁹⁹] Rablerine yalvarırlar ve verdiğimiz rızıklardan infak ederler.

[3698] Zımnen: uykularını bölerek... Krş: “Ve gecenin bir vaktinde uykuna ara vererek, sana özgü bir armağan olarak namaz kıl” (17:79). Mânevî dayanık... Devamı..

Geceleyin yataklarında yatmayı terk ederek, kalkıp, korku ve umud ile Rablerine yalvarıp yakarırlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan -Allah yolunda- harcarlar.

Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine çağrıda bulunarak (gece) yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar.

Yanları yataklarından uzaklaşır ve Rablerine korku ile ümit ile dua ederler ve kendilerini merzûk ettiğimiz şeylerden de infakta bulunurlar.

Teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkar, cezalandırmasından endişe içinde, rahmetinden de ümitli olarak Rab'lerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

Yanları yataklardan uzaklaşır, (gece teheccüd namazı kılmak için yanlarını yataklardan ayırılıp kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine du'a ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar.

Yanlarını yataklarından ayırub havf ve tam' ile ('azâbdan korkarak ve rahmeti ümîd iderek) rablerine du'â ve 'ibâdet ider ve kendilerine rızk iylediğimiz şeylerden infâk iylerler.

Bunlar kendilerini yataklarından kaldırır[*]; korku ve umutla Rablerine yalvarırlar. Verdiğimiz rızıktan da hayra harcarlar.

[*] Tam meal, "yanları yataklarından uzak kalır" şeklindedir. Türkçede böyle bir kullanım olmadığından meal maksada uygun olarak yapılmıştır.... Devamı..

Onların yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümit ile Rab'lerine yalvarırlar. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden yoksullara verirler.

Yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de bağışta bulunurlar.

Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar.

ıraķ olur götrilür yanlan anlaruñ döşeklerinden ŧaparlar çalabı’ları ķorķıyiçün daħı ŧama' içün. daħı andan kim rūzį virdük anlara nafaķa eylerler.

Iraḳ ider anlaruñ yanlarını yatduḳları yirleri. Du‘ā iderler Tañrılarıñaḳorḳup ‘aẕābından ve ümīẕ dutup raḥmetine. Daḫı anlar virdügümüz rızḳdanḫarc iderler.

Onlar ibadət üçün yataqlarından qalxar (gecələr az yatar), qorxu və ümid içində (Allahın əzabından qorxaraq, mərhəmətinə ümid bəsləyərək) Rəbbinə dua edər və onlara verdiyimiz ruzilərdən (ehtiyacı olanlara) sərf edərlər.

Who forsake their beds to cry unto their Lord in fear and hope, and spend of what we have bestowed on them.

Their limbs do forsake(3648) their beds of sleep, the while they call on their Lord, in Fear and Hope:(3649) and they spend (in charity) out of the sustenance which We have bestowed on them.

3648 Junub: sides, on which men sleep and turn in their sleep: I have translated this "limbs" for shortness. Holy men and women "breathless with adora... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.