Feżûkû bimâ nesîtum likâe yevmikum hâżâ innâ nesînâkum(s) veżûkû ‘ażâbe-lḣuldi bimâ kuntum ta’melûn(e)
Tadın azabı, şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedi olarak azabı yaptıklarınıza karşılık.
"Öyleyse bu (azap) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza (küfür ve kötülüklere dalmanıza) karşılık (şimdi) azabı tadın (bakalım)! Biz de şimdi gerçekten sizi (nimet ve rahmetimden mahrum etmekle) unuttuk; (unutacağız ve cehennemde kendi halinize bırakacağız,) yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın!" (buyrulacaktır.)
Artık bu güne kavuşmayı unutup, umursamamanın cezasını çekin bakalım. Şimdi biz de sizi unuttuk, öyleyse yapmış olduğunuz her türlü kötülükten dolayı, bu ebedi azabı tadın bakalım.
O halde, bu güne kavuşacağınızı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonu gelmeyen azabı tadın.
Öyleyse bu (azab) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.
(Kâfirler cehenneme girdikleri vakit, melekler onlara şöyle der): “- O halde, bu günümüze kavuşmayı unutmanız, (O'na imanı terk etmeniz) yüzünden tadın azabı!...Biz de sizi unuttuk, (sizi cehennemde bıraktık). İşlemiş olduğunuz küfür ve isyan sebebiyle bitmez tükenmez azabı tadın bakalım...”
(Onlara:) “Bu gününüz ile buluşmaya hazırlığı bıraktığınız için, azabı tadın!.. Gerçekten Biz de sizi burada böylece bırakırız. Ve yaptıklarınızdan dolayı ebedî azabı tadın!” (deriz.)
Suçlulara, “Bu gününüze kavuşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı cezanızı çekin! Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan dolayı süreli azabı tadın!” denilecektir.
Bugüne kavuşmayı unutmanın cezasını tadınız, biz de sizi unuttuk, yaptığınız iş yüzünden, tadasınız sonsuz olan azabı
(Onlara şöyle denilecek:) “O hâlde, bu gününüze kavuşmayı unutmanıza (umursamamanıza) karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk (umursamadık). Yaptıklarınıza karşılık ebedî azabı tadın!”
Bu güni unutdığınızın cezâsını çekiniz. Biz de sizi unutduk, yapdıklarınızdan dolayı ’azâb-ı ebedîyi göriniz.
"Bugüne kavuşmayı unutmanızın karşılığını görün; doğrusu Biz de sizi unuttuk, yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın" deriz.
(Onlara şöyle denilecek:) “O hâlde, bu gününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedî azabı tadın.”
(Onlara denecek ki:) “Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanız sebebiyle cezayı tadın bakalım! İşte şimdi biz de sizi unuttuk; haydi yaptıklarınızın bedeli olarak ebedî azabı tadın şimdi!”
(O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!
Bugünkü karşılaşmanızı önemsememenizin sonucunu tadın, biz de sizi önemsemeyiz. Yaptıklarınızın bir sonucu olarak ebedi azabı tadın.
"O halde bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı! İşte biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduğunuz işler yüzünden tadın ebedî azabı!"
O halde tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını, işte biz de sizi unuttuk ve tadın huld azâbını yapıb durduğumuz işler yüzünden
(Kâfirler cehenneme girdikleri vakit, onlara şöyle buyuracağız:) “Öyleyse, bugününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık olarak, tadın azabı. (Dünyada iken yaptıklarınızdan ötürü, müstahak olduğunuz üzere bugün) biz de sizi rahmetimizden mahrum bırakacağız. (O hâlde dünyada iken) yapmış olduklarınıza karşılık, tadın ebedî azabı!”
Öyleyse bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz¹ için tadın azabı. Kuşkusuz Biz de sizi unuttuk.² Yapmış olduklarınıza karşılık, sürekli olan azabı tadın.
O halde şu gününüze kavuşmayı unutduğunuza mukaabil tadın (azâbı)! Doğrusu (şimdi) biz de sizi unutduk! Yapmakda (ısraar) etdiğiniz (kötülükler) yüzünden tadın o ardı arası kesilmeyen azâbı!
Öyle ise, bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz için (azâbı) tadın (bakalım)! Çünki (bugün de) biz sizi unuttuk; o hâlde yapmakta olduklarınızdan dolayı tadın ebedî azâbı!
(Bunlar cehenneme girdikleri vakit, onlara şöyle denilecek): "O hâlde, bu gününüze kavuşmayı unutmanız, (bu hesap gününü inkâr edip, kötü işler yaptığınız) yüzünden tadın azabı! Biz de sizi (cehenneme) bıraktık ve (dünyadayken) yapmakta olduğunuz (kötü) işler yüzünden (zatım olan Allah’ın dilediği vakte kadar) kalıcı olan azabı tadın!» bakalım.’’
Sizin şu andaki karşılaştığınız günü unutmanızdan dolayı, azabı tadın. Şimdi bizde sizi unuttuk. Yaptıklarınızın karşılığı olarak sürekli olan azabı tadın.
Bu gününüze kavuşacağınızı unuttunuz. Buna karşılık, şimdi azabı tadın. İşte Biz de sizi unuttuk. İşlediklerinizden dolayı o sonsuz azabı tadın."
“O hâlde bu gününüze kavuşmayı unutmanızdan dolayı cezasını tadınız. Muhakkak biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sürekli azabı tadınız!” (denilir.)
Öyleyse bu (azap gününüzle karşılaşmayı) unutmanıza karşılık olarak azabı tadın; biz de sizi gerçekten unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ise temelli azabı tadın.
“Öyleyse, bu Günle karşılaşacağınızı unutup zulüm ve haksızlık peşinde koştuğunuz için, kötülüklerinizin acı meyvesini tadın bakalım! Çünkü sizin vaktiyle Beni unuttuğunuz gibi, şimdi Ben de sizi cehennem azâbında “unutacağım!” O hâlde, yaptıklarınıza karşılık sonsuz azâbı tadın bakalım!”
Bu gününüze kavuşmayı unutmanız sebebiyle bunu tadın! Biz de sizi unuttuk (!). İşliyor olduğunuz sebebiyle Huld’un azabını / Sürekli Kalıcı Cehennem’in azabını tadın!
Artık bugünü unutmanızın cezasını çekin. Şimdi de, biz sizi unutacağız. Yaptığınıza karşı tadın sonu gelmez acıları...
Hesap günü suçlulara şöyle denilecek: "Hesap gününe kavuşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın! Siz nasıl hesap gününü unutarak dünya hayatını yaşadıysanız biz de sizi cehennemde unutacağız. İnkârınıza, yasalarımıza aykırı davranışınıza karşılık ebedi azabı tadın!"
(Onlara o gün): “Öyleyse bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın (cezasını) çekin. Bugün Biz de sizi, gerçekten (cehennemde) unuttuk.¹ Haydi, yaptıklarınıza karşılık ebedî azabı (bolca) tadın bakalım.” denilir.
[Ve Allah, günahkarlara şöyle seslenecek:] “O halde, bu [Hesap] Günü’nün gelip çatacağını umursamamanın [cezasını] çekin bakalım şimdi! [Artık] Biz de sizi bıraktık: öyleyse, yapmış olduğunuz [her türlü kötülük]ten dolayı [bu] ebedî azabı tadın!”
Haydi vaktiyle bu buluşma gününü unutmanızın cezasını çekin bakalım. Biz de bugün sizi unuttuk, öyleyse yaptıklarınızın karşılığı olarak kalıcı azabı tadın. 45/34-35, 59/19
Haydi, bu buluşma gününü[³⁶⁹⁶] hatırlanmaya değer bulmadığınız için azabı tadın bakalım! Çünkü artık Biz de sizi hatırlanmaya değer bulmuyoruz. Haydi, yapmakta ısrar ettiklerinizden dolayı ebedî mahrumiyeti tadın![³⁶⁹⁷]
(Bu yüzden onların yalvarmaları boşunadır, onlara ey kafirler) "Şu gününüze kavuşmayı (Rabbinizin huzurunda hesap vereceğinizi) unutmanın cezasını tadın, doğrusu biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık tadın sonsuza dek sürecek azabı” diyeceğiz.
Bu gününüzle (Allah’a hesap vermeyi) karşılaşmayı unutmanızın cezâsını tadın! (Şimdi) Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü sürekli olan azâbı tadın! (denilecek)
«Artık tadın, bu gününüze kavuşmayı unutmanız sebebiyle. İşte Biz de sizi unuttuk. Ve yapar olduğunuz şeyler yüzünden ebedî azabı tadın.»
“Öyleyse, siz nasıl bugünkü buluşmayı unuttunuz ve bu unutmayı ömür boyu sürdürdüyseniz, Biz de bugün sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü, tadın bakalım sürekli azabı! ” [45, 34; 78, 27-30]
Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezasını tadın! (Şimdi) Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü ebedi azabı tadın!
"Siz rabbinize mülâkî olacağınızı unutdınız, biz de sizi unutduk. İmdi, 'amellerinizin cezâsı olarak dâimî 'azâbı tadınız" didiğimiz zamân görsen.
Onlara; "Bugünkü yüzleşmeyi umursamamanızın karşılığını görün; biz de sizi umarsamıyoruz. Yaptıklarınıza karşılık sizi hiç bir şekilde öldürmeyecek azabı tadın" deriz.
Bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz için azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızın karşılığı olarak kalıcı azabı tadın.
Bugüne kavuşmayı unuttuğunuz için şimdi tadın azabı! Bu defa da Biz sizi unuttuk; yaptıklarınızdan dolayı ebediyet azabını tadın.
"Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın. Kuşkusuz, biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık o uzun süreli azabı tadın!"
pes daduñ anuñ-içün kim unıttuñuz görmegi günüñüzi uşbu bayıķ biz unıttuķ sizi. daħı daduñ ebedlık 'aźābını andan ötürü kim işlerdüñüz.
Pes daduñuz ‘aẕābı unutduġuñuz sebebi‐le bu günüñ liḳāsını. Biz daḫı terkidevüz raḥmetden. Daḫı daduñuz cehennemde ebedī ‘aẕābı ‘amelüñüz sebebi‐y‐ile.
(Kafirlər Cəhənnəmə girdikdə Allah onlara belə buyurar: ) “Bu günə yetişəcəyinizi unutduğunuza görə indi dadın (əzabı)! Biz də sizi unutduq. (Cəhənnəmdə köməksiz buraxdır). Etdiyiniz əməllərin cəzası olaraq dadın əbədi əzabı!”
So taste (the evil of your deeds). Forasmuch as ye forgot the meeting of this your day, lo! We forget you. Taste the doom immortality because of what ye used to do.
"Taste ye then - for ye forgot the Meeting(3646) of this Day of yours, and We too will forget you - taste ye the Penalty of Eternity for your (evil) deeds!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |