11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Secde Suresi 12. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev terâ iżi-lmucrimûne nâkisû ruûsihim ‘inde rabbihim rabbenâ ebsarnâ vesemi’nâ ferci’nâ na’mel sâlihan innâ mûkinûn(e)

Rableri katında başlarını eğerek Rabbimiz, gördük ve duyduk, artık bizi tekrar dünyaya döndür de iyi işlerde bulunalım, gerçekten de adamakıllı inandık dedikleri zaman bir görsen mücrimleri.

Şayet (o mücrim kulları) suçlu-günahkârları, (ahirette) Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz (dünyada inkâr ettiğimiz her hakikati artık bizzat) gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir ki (İslam’a ve insanlığa uygun işlerde ve) salih amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları) zaman bir görsen, (onlar nasıl da pişman ve perişan bir durumdalardır.)

Günahlara batıp gidenlerin, hesap günü başlarını eğerek Rablerinin huzurunda, şimdi gerçekleri gördük ve duyduk, öyleyse bizi yeryüzündeki hayatımıza geri döndür ki, doğru ve yararlı işler yapalım, doğrusu şimdi adamakıllı inandık, dedikleri zamanki hallerini bir görsen!

İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsileri, suçluları, günahkârları, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak:
“Ey Rabbimiz, gördük, akıllandık ve dinliyoruz. Şimdi bizi dünyaya geri gönder de, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirelim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayalım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olalım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyelim. Artık, Allah'ın Rasulü'nün tebliğ ettiği Kur'ân'ın ve sünnetin değerini delilleriyle, gerekçeleriyle bilip kesin olarak inandık.” diyecekleri zaman bir görsen.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/27-29; 19/38; 67/10.

Suçluları, Rablerinin huzurunda başlarını öne eğmiş olarak: "Ey Rabbimiz! Gördük ve duyduk. Bizi geri çevir salih amel işleyelim. Artık kesin olarak inananlarız" (derlerken) bir görsen.

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: 'Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız' (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.

(Ey Rasûlüm, kıyamette) müşrikleri, Rableri huzurunda başlarını eğerek: “-Ey Rabbimiz! Bize vaad ettiğini gördük, peygamberlerin doğruluğunu işittik ve kabul ettik. Şimdi bizi (dünyaya) geri çevir, salih bir amel işliyelim. Çünkü (inkâr ettiklerimize tamamen ve) yakînen inandık.” derlerken bir görsen!...

Keşke görseydin! O suçlular, Rableri huzurunda nasıl başlarını eğerek: “Ey Rabbimiz! Gördük ve işittik. Sen bizi geri gönder de yararlı işler yapalım. Biz gerçekten ahirete inananlarız” (diyecekler.)

O suçluların, Rabblerinin huzurunda başlarını eğerek, “Ey Rabbimiz! Gördük, duyduk. Artık bizi dünyaya geri gönder de iyi işler yapalım. Çünkü biz kesin olarak inandık” diyecekleri anı bir görsen![432]

[432] Mücrim kelimesi hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XV, 201-203; VII, 133-136; XIX, 512-516; XX, 250-251.

Sen, günahlı olanların: «Tanrımız! Gördük, işittik, bizi geri gönder, yararlı iş görelim, yakından inanalım» diye Tanrı katında boyunların büktüklerin bir görsen

Suçluları, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Rabbimiz! Gördük ve dinledik. Artık bizi dünyaya geri çevir de iyi işler yapalım. Gerçekten biz, kesin olarak inandık” derlerken bir görsen! 

Bkz. 6/28, 7/53, 23/99, 63/10

Yâ Muhammed! Görsen mücrimler rablerinin huzûrunda nasıl başlarını eğerler ve "Yâ rabbî gördük ve işitdik müsâ’ade it tekrâr dünyâya rücû’ idelim, a’mâl-i sâlihada bulunuruz. Şimdi îmân idiyoruz" diyu nidâ ideceklerdir.

Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; doğrusu kesin olarak inandık" derlerken bir görsen!

Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!

O günahkârları rablerinin huzurunda başlarını önlerine eğmiş halde şöyle derlerken bir görsen: “Rabbimiz! Gördük ve işittik; bizi geri gönder de rızâna uygun işler yapalım, artık kesin olarak inandık!”

O günahkârların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, «Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık» diyecekleri zamanı bir görsen!

Suçluları, Rab'leri huzurunda başlarını öne eğmiş durumda iken bir görseydin: "Rabbimiz, gördük ve işittik. Bizi döndür de erdemli davranalım. şimdi biz kesin olarak inandık."

Bak 6:28.

Ey Muhammed! Günahkârların, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim, çünkü biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz." derlerken bir görsen!

Görsen o vakıt ki mücrimler rablarının huzurunda başlarını eğmişler: rabbenâ! Gördük, dinledik şimdi bizi geri çevir salih bir amel işliyelim, zira yakîn hasıl ettik derlerken

(Resûlüm! Hesap gününde) suçluları (kâfirleri), Rablerinin (manevi) huzurunda, (pişmanlıklarından dolayı) başları öne eğilmiş olarak, “Ey Rabbimiz! (İnkâr edemeyeceğimiz bir şekilde yeniden diriltilişin hak olduğunu) gördük ve işittik. Bizi (dünyaya geri) gönder de (orada) sâlih ameller işleyelim. Zira biz (gerçekten, âhirete) kesin olarak inandık” diyecekleri anı bir görsen!

Mücrimleri, Rabblerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Rabb'imiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi dünyaya geri gönder de salihatı¹ yapalım. Biz, artık kesin bir şekilde inandık.” derlerken bir görsen!

1- Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olmak, iyi olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek.

Günahkârların, Rableri huzuurunda: «Ey Rabbimiz, gördük, İşitdik, Şimdi bizi (dünyâye) geri çevir de güzel amel (ve hareketler) de bulunalım. Çünkü (artık) kat'î suretde inananlarız» (diye diye) sernügûn (olacakları) zaman sen görsen (onları)!

(Ey Resûlüm!) Rablerinin huzûrunda başlarını öne eğen kimseler olduklarında günahkârları bir görsen! (O zaman:) “Rabbimiz! Gördük, işittik; şimdi bizi (dünyaya bir daha) döndür de sâlih bir amel işleyelim; doğrusu biz (artık) kesin olarak inanan kimseleriz”(derler).

O suçluların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, «Rabbimiz! (Gerçekleri) gördük ve duyduk; şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık» diyecekleri zamanı bir görsen!*

(*) Demek ki, o gün suçlular da, ahiret gününde iman etmenin, kulluk yapmanın, dua, istiğfar ve şefaatte bulunmanın bir faydası olmadığını anlarlar, y... Devamı..

Suçluların Rablerinin huzurunda, başlarını önlerine eğmiş “Rabbimiz! Biz gördük ve işittik. Artık bizi (dünyaya) geri gönder de doğru işler yapalım, biz (görüp işittiklerimizle) şu an ikna olduk” dediklerini görürsün.

Suçluları o gün bir görsen, çalaplarının katında başları önlerinde derler: "Ey çalabımız! Gördük, işittik, şimdi bizi gerisin geriye dünyaya gönder de iyilik işliyelim. Çünkü bizler artık kanasıya inanıyoruz."

Günahkârları Rableri huzurunda başlarını eğerek «— Ey Rabbimiz! Gördük, işittik [¹], artık bizi dünyaya döndür de iyi iş işleyelim, zira bizler kıyameti yakînen biliyoruz» dedikleri vakit görseydin ne müthiş bir şey görürdün!

[1] Kıyametin korkunç azabını gördük, peygamberlerin gerçek olduklarını da işittik.

(Ey Peygamber!) Günahkârların/suçluların Rablerinin katında boyun bükerek, “Rabbimiz! Gördük ve işittik. Bizi (tekrar dünyaya) döndür ki, iyi ve yararlı iş [sâlih] yapalım. Biz kesin olarak inandık” diyecekleri günü bir görsen!¹²

12 Krş. En’âm, 6/27

Suçlu günahkârları, rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak, “Rabbimiz! Gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir ki salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız” derlerken bir görsen!

Keşke bu günahkârların, Hesap Günü Rablerinin huzurunda pişmanlık ve utanç içinde başlarını öne eğerek şöyle yalvardıkları zamanki acıklı hallerini bir görseydin: “Ey Rabb’imiz, şimdi gerçeği gözlerimizle gördük, kulaklarımızla işittik; ne olur, bizi dünya hayatına geri gönder ki, tövbe edip güzel davranışlarda bulunalım; çünkü artık, öte dünyanın varlığına tüm kalbimizle inanıyoruz!”
İşte o zaman, Allah şöyle buyuracak:

Bir görsen; Mücrimler / Suçlular, rabb’leri katında başlarını öne eğdiklerinde:
“Rabbimiz! Gördük, işittik. Bizi yeniden döndür, salih amel işleyelim (iyi iş yapalım)! Biz, ikna olmuşuz / kesin inanmışız”.

Senin de göreceğin gibi! O gün suçlular, Rab'lerine boyunlarını büküp yalvaracaklar: " Efendimiz! Bizzat gördük duyduk, n'olur bizi geri gönder de biraz da yararlı işler yapalım. Artık aklımız başımıza geldi " diyecekler

Hesap günü suçluların huzurumuzdaki hallerini bir görsen! Boyunları büküktür. "Rabbimiz! Gerçeği gördük, işittik. Bizi dünyaya tekrar döndür ki; dünyada sana inanan, yasalarına göre yaşayan, güzel işler yapanlardan olalım! Biz artık kesin olarak inanmaktayız!" diye yalvarırlar!

O suçluların Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri ve “Rabbimiz! Gördük, duyduk; bizi (dünyaya) geri gönder de iyi işler yapalım; artık kesin olarak inananlarız!” [*] diyecekleri zamanı bir görsen!

Benzer mesajlar: Bakara 2:167; En‘âm 6:27; A‘râf 7:53; Mü’minûn 23:99-100; Fâtır 35:37; Zümer 39:58.

Eğer günâhkârları, Rablerinin huzurunda (pişmanlıklarından dolayı) başları öne eğilmiş olarak: “Ey Rabbimiz! (Şimdi) gördük ve duyduk. Bizi (dünyaya bir daha) gönder de gerçekten inananlar olarak (orada) doğru işler yapalım.” (diye yalvarırlarken) bir görsen.

Keşke, günaha batmış olanların [Hesap Günü] Rablerinin huzurunda başlarını öne eğerek, “Ey Rabbimiz! [Şimdi] görmüş ve duymuş olduk. Öyleyse bizi [yeryüzündeki hayatımıza] geri döndür ki doğru ve yararlı işler yapalım: çünkü [artık hakikate] kanî olduk!” dedikleri zaman[ki hallerini] bir görsen!

Sen o suçluları, Rabblerinin huzurunda, başlarını öne eğmiş bir vaziyette: “Rabbimiz, biz göreceğimizi gördük, duyacağımızı duyduk, inandık ve ikna olduk. Ne olur bizi geri gönder de iyi ve güzel işler yapalım!” dediklerinde onları bir görmeliydin. 23/99, 34/31, 50/19...30

Günahı hayat tarzı haline getirenleri[³⁶⁹¹] Rablerinin huzurunda başları eğik vaziyette (şöyle derken) bir görmeliydin: “Rabbimiz, (İşte artık) gördük ve işittik! Şu halde bizi (dünyaya) geri döndür de iyi bir şeyler yapalım! Çünkü (yeniden dirilişe) ikna olmuş bulunuyoruz.”[³⁶⁹²]

[3691] Mucrimîn, filîn failde tabiat haline geldiğini gösterir (Bkz: 8:8, not 11). [3692] İman, görmeden inanmaktır. Görünceye kadar inanmamak, zım... Devamı..

(Ey Muhammed) Sen o günahkarların, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak; " Ey Rabbimiz!. (İnkar ettiğimiz ölümden sonraki dirilişi) Gördük. (Yalan saydığımız peygamberlerin davetinin hak olduğunu kabullendik) İşittik. Şimdi bizi dünyaya geri gönder de, sâlih amellerde bulunalım, artık biz kesin olarak iman ettik" diye yalvarmalarını bir görsen! (Elbette ki, bu yalvarmaları onlara hiç bir yarar sağlamayacaktır)

Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, "Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak ikna olduk" dedikleri vakit onları bir görsen!

Görecek olsan o vakit ki, günahkârlar Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş oldukları halde, «Rabbimiz! Gördük ve işittik, artık bizi geri çevir. Biz sâlih amel işleyelim. Şüphe yok ki, biz kat'i sûrette inanmışlarız (derler).»

Bir görseydin o suçluları: Rab'lerinin huzurunda, mahcupluktan başları önlerine eğilmiş şöyle derken: “Gördük, işittik ya Rabbenâ! Ne olur bizi dünyaya bir gönder! Öyle güzel, makbul işler yaparız ki! Çünkü gerçeği kesin olarak biliyoruz artık! ” [19, 38; 67, 10; 6, 27-29]

Rablerinin huzurunda (utançtan) başlarını öne eğmiş; "Rabbimiz, gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!" demekte olan suçluları bir görsen!

Yâ Muhammed! Rableri huzûrunda mücrimleri, başlarını eğmiş oldukları halde: "Yâ Rabbî! Şimdi gördük ve işitdik, bizi dünyâya i'âde it ki a'mâl-i sâliha işleyelim. Şimdi îmân itmiş ve inanmışız" didikleri zamân görsen.

Rablerinin huzurunda başlarını öne eğdikleri sırada bu günahkarları bir görsen! Hepsi şöyle der: "Rabbimiz, gerçeği gördük ve anladık; bizi geri çevir de iyi işler yapalım; artık kesin bir kanaatimiz oluştu"

Suçluları, Rab'lerinin katında, başlarını öne eğmiş olarak bir görsen:-Rabbimiz, gördük ve anladık, bizi yeniden döndür de doğru olanı yapalım, artık biz kesin olarak inandık.

O mücrimleri Rablerinin huzurunda başlarını önlerine eğmiş halde bir görsen! “Yâ Rabbi, gördük ve işittik,” derler. “Artık şeksiz şüphesiz iman etmiş bulunuyoruz. Şimdi bizi geri gönder de güzel işler yapalım.”

Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki, barışa/hayra yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz."

daħı eger göresin ol vaķt kim yazuķlular aşaġa eyleyicilerdür başlarını çalabı’ları ķatında! “iy çalabumuz! gördük daħı işiddük pes döndür bizi işleyevüz eyü iş. bayıķ biz gümānsuz olıcılaruz.”

Yā Muḥammed, eger görse‐y‐düñ kāfirleri başları aşaġa olduġı vaḳt Tañrıḥażretinde, eydürler: Yā Rabbenā, gördük bize va‘de eylegeni ve işitdük. Pes bizi dünyāya ḳaytar, diyeler. ‘Amel‐i ṣāliḥ işleyelüm, biz yaḳīn bildük.

(Ya Rəsulum!) Kaş günahları öz Rəbbinin hüzurunda (günahlarından utanaraq) başlarını aşağı dikib: “Ey Rəbbimiz! (Dünyada yalan hesab etdiyimiz qiyaməti və onun əzabını) gördük, (peyğəmbərlərin doğru dediklərini, haqq olduqlarını Səndən) eşitdik. İndi bizi (dünyaya) qaytar ki, yaxşı iş görək. Biz (Sənin vəhdaniyyətinə) tam yəqinliklə inandıq!” – deyəndə görəydin!

Couldst thou but see when the guilty hang their heads before their Lord, (and say): Our Lord! We have now seen and heard, so send us back; we will do right, now we are sure.

If only thou couldst see when the guilty ones will bend low their heads before their Lord, (saying:) "Our Lord! We have seen and we have heard:(3643) Now then send us back (to the world): we will work righteousness: for we do indeed (now) believe."

3643 In life on the new plane, there will be no room for deception or selfdeception. The most hardened sinner will see the truth and the justice of t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.