Ulâ-ike ‘alâ huden min rabbihim(s) veulâ-ike humu-lmuflihûn(e)
Onlardır Rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler.
İşte bunlar, Rablerinden bir hidayet üzerindedirler ve felah bulanlar da onların ta kendileridir.
İşte onlardır Rablerinin doğru yolunu bulanlar, işte onlardır kurtulup muratlarına erenler.
Onlar, Rablerinin kitap ve peygamberle gösterdiği hidayet yolunda yürüyen, sorumluluk yüklenen, faaliyet gösteren erlerdir. Onlar, işte onlar kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.
İşte onlar Rab'lerinin göstermiş olduğu hidayet yolu üzerindedirler ve kurtuluşa erecek olanlar da onlardır.
İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzerindedirler ve felah bulanlar da onlardır.
İşte bunlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler ve (azabdan) kurtulacak olanlar da, işte bunlardır.
İşte onlar, Rablerinden gelen doğru bir bilgi üzeredirler. Ve asıl kurtuluşa erenler onlardır.
İşte onlar, Rabblerinin göstermiş olduğu doğru yol üzerindedirler ve onlar mutluluğa ereceklerdir.
İşte bunlar, Tanrıları katından, doğru yola iletilmiş kimseler; işte bunlar kurtulanlar
İşte Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerinde olan ve dolayısıyla nihai mutluluğa erişecek olanlar bunlardır.
Ânlar rableri tarafından hidâyet olunurlar ve felâh bulurlar.
İşte onlar Rablerinin yolunda olanlardır, işte onlar saadete erenlerdir.
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
İşte onlar rableri tarafından gösterilen doğru yol üzerindedirler; kurtuluşa erenler de yalnız onlardır.
İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir.
Rab'leri tarafından gösterilen bir yolu izleyenler ve kazananlar bunlardır.
İşte bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler. Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır.
İşte bunlar rablarından bir hidayet üzeredir ve işte bunlardır o felâh bulanlar
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidâyet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
İşte onlar, Rabb'leri tarafından doğru yol üzerindedirler. Onlar kurtuluşa erenlerdir.
İşte onlar Rablerinden bir hidâyet üzerindedirler ve işte onlar, (evet) onlar felaha erenlerdir.
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler ve yine onlar, gerçekten kurtuluşa erenlerdir.
İşte onlar (insanlara daima iyilik yapanlar, amacına uygun namazı dosdoğru kılanlar ve zekât verenler), Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve (hesap gününde) kurtuluşa erecek olanlar da onlardır.
Onlar Rablerinden bir doğru yol üzerinde olup, kurtuluşa erenlerde onlardır.
çalaplarının doğru yolu üzerinde olanlar bunlardır, onanlar da bunlardır.
İşte Rableri tarafından doğru yola mazhar olanlar onlardır. Umduklarına nâil olanlar da onlardır.
İşte onlar Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerinde olanlardır ve işte onlar mutluluğa erenlerin tâ kendileridir [muflihûn].
İşte onlar, rablerinden bir hidayet üzerindedirler ve kurtuluş bulanlar da onlardır.
İşte, Rableriningösterdiği dosdoğru yolda yürüyenler ve dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, yalnızca onlardır!
İşte onlar rabb’lerinden bir hidayet üzerindedir. İşte onlar Felaha (Kurtuluşa) Erenler’dir.
Rablerinin öncülüğünde yol alanların hepsi, kurtuldu demektir...
"İşte onlar, Rabbiniz tarafından gösterilmiş doğru yol üzerinedirler. Kurtuluşa ulaşacaklar da onlardır!"
(Ey Muhammed!)¹ Onlar, Rab’lerinin gösterdiği hak yol üzerindedirler ve asıl kurtuluşa erenler de onlardır.²
İşte Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerinde olan ve dolayısıyla nihaî mutluluğa erişecek olanlar bunlardır.
İşte bunlar, Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerindedirler, işte bunlardır kurtuluşa erecek olanlar. 2/5, 16/9, 17/9
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzerindedirler, işte onlardır, kurtuluşa erenler!
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler ve işte felâha erenler de onlardır.
İşte onlardır Rab'lerinden bir hidâyet üzere olanlar ve işte onlardır felah bulanlar!
İşte onlar, Rableri tarafından (gösterilen) doğru bir yol üzerindedirler ve onlar, umduklarına ereceklerdir.
İşte o muhsinler rableri tarafından hidâyet üzeredirler ve felâh bulmuşlardır.
Onlar Rablerinin gösterdiği yol üzerinde olanlardır. Umduklarını bulacak olanlar onlardır.
İşte onlar, Rab'lerinin doğru yolu üzerindedirler, dolayısıyla kurtuluşa ereceklerdir.
İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.
İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.
anlar ŧoġru yol üzeredür çalabı’larından daħı anlar anlardur ķurtılıcılar.
Anlar doġru yol üstine‐dururlar Tañrılarından. Daḫı anlar dünyā ve āḫiretyitişüp‐dururlar.
Onlar öz Rəbbi tərəfindən (göstərilmiş) doğru yoldadırlar. Nicat tapanlar da (axirət əzabından qurtarıb savaba yetişənlər də) onlardır!
Such have guidance from their Lord. Such are the successful.
These are on (true) guidance(3583) from their Lord: and these are the ones who will prosper.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |