28 Nisan 2025 - 30 Şevval 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Rûm Suresi 58. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velekad darabnâ linnâsi fî hâżâ-lkur-âni min kulli meśel(in)(c) vele-in ci/tehum bi-âyetin leyekûlenne-lleżîne keferû in entum illâ mubtilûn(e)

Ve biz, bu Kur'an'da, insanlara her çeşit örneği getirdik ve sen, onlara bir delil göstersen: Siz derler, ancak aslı olmayan şeyleri öne sürenlersiniz.

Yemin olsun ki Biz bu Kur’an’da insanlara (gerekli olan) her çeşit meseleden (ve problemden kurtuluş çarelerini) temsiller verip anlattık. (Kıssalar içinde de çeşitli hisseler ve hükümler aktardık. Ama buna rağmen) Eğer Sen onlara bir ayet getirdiğin zaman (gafil ve cahil takımı hemen itiraz ve isyana kalkışmaktadır.) Ve o kâfirler (hiç düşünmeden): "Siz (geleneklerimizi ve mevcut düzenimizi) iptal edenlerden (ve yeni şeyler uyduruverenlerden) başkası değilsiniz" demeye (başlamaktadır).

Biz bu Kur'ân'da, insanların önüne her türlü örnek olayı koyduk, ama onlara sen bir delil getirip, mucize göstersen, o zaman o Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Siz ancak boş ve anlamsız şeylerle uğraşanlarsınız!” diyecekler.

Andolsun, biz bu Kur'ân'da dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretini insanların iyiliği, kurtuluşu için insanlara sunduk. Onlara bir mûcize bile getirsen, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar:
“Siz ancak, bâtıl şeyler ortaya atıyorsunuz” diyecekler.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/111; 10/96, 97; 15/14-15.

Andolsun biz bu Kur'an'da insanlara her tür örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen inkar edenler mutlaka: "Siz ancak batıla yöneltenlersiniz" diyeceklerdir.

Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her örneği gösterdik. Şüphesiz, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman, o inkârcılar, mutlaka: 'Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz' derler.

Gerçekten biz bu Kur'an'da, insanlar için, her çeşit misalden beyan ettik. Şübhe yok ki (ey Rasûlüm), sen onlara (istedikleri gibi gökten başka) bir ayet de getirsen, o küfre varanlar mutlaka: “- Siz (ey peygamberler ve müminler), ancak yalan uyduranlarsınız.” diyeceklerdir.

Andolsun! Biz insanlar için, bu Kur’anda her misali açıkladık. Ve andolsun! Eğer onlara bir ayet (mucize) getirsen, o kâfirler: “Siz ancak boş ve yalan şeylerle uğraşırsınız” derler.

Biz, insanlara bu Kur'ân'da her türlü örneği verdik. Şâyet onlara bir mucize getirsen, inkârcılar kesinlikle şöyle diyecekler: “Siz, sadece bâtıl şeyler ortaya koymaktasınız.”

Biz bu Kur'an içinde, insanlar için, her bir şeyden örnek verdik; sen onlara, bir belge getirseydin, kâfirler derlerdi ki: «Ancak siz düzencilersiniz»

Gerçekten biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun ki, eğer onlara (bu türden misal içeren) bir âyet getirsen, o inkâr edenler yine: “Siz düzmece iddialarda bulunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz!” derler.

Burada “ayet” sözcüğünü mucize olarak değil de doğrudan Kur’an ayetlerinden misal içeren bir “ayet” olarak almak daha doğru olur. Çünkü bir sonraki cü... Devamı..

Bu Kur’ân’da insânlara her dürlü durûb-u emsâl îrâd itdik, eğer sen ânlara bir mu’cize gösterir isen küfür idenler: "Siz aldadıcısınız!" diyeceklerdir.

And olsun ki bu Kuran'da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Bununla beraber, eğer sen onlara bir mucize getirmiş olsan, inkar edenler: "Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız" derler.

Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, “Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız” derler.

Andolsun ki biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü örneği verdik. Şayet sen onlara bir mûcize getirecek olsan, inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: “Siz ancak aslı esası olmayan şeyler ortaya koymaktasınız!”

Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir. Şayet onlara bir mucize getirsen inkârcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atmaktasınız.

Biz bu Kuran'da halka her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen, kafirler, "Siz yanılanlarsınız," diyeceklerdir.

Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir âyet de getirsen o kâfirler yine: "Siz yalancılardan (uydurduğunuz sözü Allah'a nispet edenlerden) başkası değilsiniz." diyeceklerdir.

Celâlim hakkı için bu Kur'anda her türlü meselden temsil getirdik, yemîn ederim ki sen onlara başka bir âyet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: siz her halde mubtılsiniz

Kasem olsun ki, biz bu Kur’ân’da insanlara her türlü misali getirdik. (Resûlüm,) eğer sen onlara bir âyet (ya da mu‘cize) getirsen, o (âyetlerimizi) inkâr edenler mutlaka, “Siz sadece asılsız şeyler uyduranlarsınız” derler.

Ant olsun ki, insanlar için bu Kur'an'da her türlü örneği vererek gerçekleri anlattık. Sen onlara bir ayet¹ de getirsen, gerçeği yalanlayan nankörler kesinlikle: “Siz, sadece, asılsız iddialarda bulunan kimselersiniz.” derler.

1- Mucize, kanıt.

Andolsun ki bu Kur'anda insanlar için her (çeşid) misâl (ler) irâd etmişizdir. Andolsun ki (Habîbim) onlara herhalde bir âyeti getirsen küfreden (o adam) lar mutlakaa: «Siz tezvircilerden başkası değilsiniz» diyeceklerdir.

Şânım hakkı için, bu Kur'ân'da insanlara her çeşit misâlden (ve ma'nâdan)getirdik.(2) Ve muhakkak ki, onlara bir âyet de getirsen, o inkâr edenler elbette: “Siz ancak bâtıl şeyler uyduran kimselersiniz” diyeceklerdir.

(2)“Kur’ân-ı Mu‘cizü’l-Beyân, hakīkatleri durûb-ı emsâl (misâller vermek) ile beyân eder. Çünki dâire-i ulûhiyete âid hakāik-ı mücerrede (Cenâb-ı Hakk... Devamı..

Gerçekten de biz, bu Kur’an’da insanlara (gerekli olan konularda) her türlü misali verdik. Şayet onlara bir ayet (hissi bir kanıt) getirsen bile o inkâr etmiş olanlar yine diyeceklerdir ki, “Siz ancak boş şeylerle uğraşıyorsunuz”

Biz bu Kur’an da insanlar için her tülü misali verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, doğruları inkâr etmiş olanlar “Siz ancak batıldasınız” diyecekler.

Ant olsun ki Biz bu Kur’an’da insanlar için örneklerin her türlüsünü verdik. Eğer onlara da Musa’nın beyez eliyle değneği gibi belgeler getirmiş olsaydık, yine de tanımıyacaklar, "Sizler ancak yalancı kimselersiniz" diyeceklerdir.

* Biz, bu Kur/an/da nâs/a her çeşit misal getirdik. * Şayet onlara yedd-i beyza ve asa gibi bir mucize getirseydik yine kâfir olanlar, sizin özünüz yalancı, sözünüz bâtıldır diyeceklerdi.

Andolsun Biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik. Şayet sen onlara bir mucize [âyet] getirsen bile inkâr edenler mutlaka, “Siz ancak ortaya batıl/düzmece şeyler atanlarsınız” derler.

Şüphesiz biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği gösterdik. Hiç tartışmasız, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman o küfre sapanlar mutlaka, “Siz ancak batıl ehlinden başkası değilsiniz” derler.

Doğrusu Biz bu Kur’an’da, insanlara hakîkati tüm berraklığıyla göstermeye yetecek her türden ibret verici misaller, apaçık ve anlaşılır örnekler verdik. Bununla birlikte, sen onlara Kur’an mûcizelerinden bir delil göstersen, hakîkati inkâra şartlanmış olanlar, “Siz boş ve saçma işlerle uğraşmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz! Bırakın bunları! Sınırsız zevk ve eğlence içinde hayatı doyasıya yaşamak varken; doğruluk, erdemlilik ve fedâkârlık gibi safsatalarla ne diye keyfimizi bozalım?” diyecekler.

And olsun her misâlden bu Kur’ân’da İnsanlar için verdik! Yemin olsun, sen onlara bir âyet ile geldiğinde inkâr etmiş olanlar: -“Siz ancak bâtıl için çalışan (bâtılcı)larsınız” derler.

Resulüm! biz bu Kuran’da, insanlara her türlü örneği sergiledik. Sen kendilerine bir mucize de getirsen onların ilk sözü: " sizler palavracısınız " demek olacaktır.

Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Sen onlara gerçek bir delil getirsen hemen şöyle derler: "Siz asılsız şeyler uyduranlarsınız. Biz böyle saçmalıklara inanmayız."

Yemin olsun ki biz bu Kur’an’da insanlara her türlü örneği verdik. [*] Onlara bir ayet (mucize) getirsen, kâfir olanlar elbette şöyle diyeceklerdir: “Siz ancak ve ancak (gerçekleri) iptal edenlersiniz.”

Benzer mesajlar: İsrâ 17:41, 89; Kehf 18:54; Furkân 25:33; ‘Ankebût 29:43; Zümer 39:27; Haşr 59:21.

Biz, bu Kur’an’da insanlara her türlü örneği getirdik. Ama sen, onlara bir âyet getirince o kâfirler, kesinlikle: “Siz ancak düzmece şeyler ortaya koyuyorsunuz.” derler.

BİZ bu Kur’an’da insanların önüne her türlü örnek olayı koyduk. ⁵⁴ Ama onlara [böyle] bir mesajla yaklaşırsan, hakikati inkara şartlanmış olanlar, mutlaka, “Siz düzmece iddialarda bulunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz!” derler.

54 Bkz. 39:27, not 33.

Andolsun ki biz bu Kuran’da insanlara her türlü örneği vererek uyardık. Artık sen onlara bir ayet getirsen bile, gerçeği örtbas eden kâfirler: – Siz hep boş ve asılsız şeylerle uğraşıyorsunuz derler. 17/89, 18/54, 39/27

DOĞRUSU Biz bu Kur’an’da, insanlara (hakikati) her türlü dolaylı anlatım tarzını kullanarak açıkladık.[³⁶²²] Ama onlara (bu türden mesel içeren) bir âyetle gelsen, inkârda direnenler yine de “Siz sadece bâtılın peşine düşen kişilersiniz” derler.[³⁶²³]

[3622] Meselin bu anlamı için bkz: 18:54, not 65. Ayrıca bkz: 60. âyetin ilgili notları. [3623] Bütün bir ömrü bir gün gibi algılayacak kadar kendi... Devamı..

Andolsun ki, biz, Kur'an'da insanlar için her türlü misale yer verdik. (Onları yeterince uyardık. Ey Muhammed) Sen onlara bir mucize getirsen de, o kafirler kesinlikle, "Siz (mü'minler) ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız" derler.

Ve biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Ve eğer sen onlara bir mucize getirsen, inkâr edenler mutlaka, "Siz (geleneklerimizi) iptal edenlerden başka bir şey değilsiniz. " derler.

Andolsun ki, bu Kur'an'da insanlar için herbir meselden irâd ettik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz mubtil kimselerden başka değilsiniz.

Biz gerçekten bu Kur'ân'da insanlar için nice meseller getirdik. Eğer sen onlara karşı istedikleri bir mûcizeyi getirmiş olsan dahi, o kâfirler: “Siz ancak, batıl iddialar peşindesiniz” derler. [10, 96-97; 6, 111; 15, 14-15]

Andolsun biz bu Kur'an'da insanlara her çeşit misali getirip anlattık. Onlara bir ayet getirdiğin zaman inkar edenler: "Siz (geleneklerimizi) iptal edenlerden başka bir şey değilsiniz." derler.

Biz bu Kur'ân'da nâs içün her dürlü mesel darb itdik. Eğer [sen] onlara Kur'ân'ın bir âyeti ile gelsen (onlara bir âyet teblîğ itsen) kâfir olanlar "Siz ancak yalancılarsınız" dirler.

Bu Kur’an’da insanlar için her örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirseydin görmezlikten gelenler hemen, “Siz boş şeylerle uğraşıyorsunuz” derlerdi.

Gerçekten, bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen bile, inkarcılar:-Siz, ancak batıl şeyleri ileri sürenlersiniz derler.

Doğrusu Biz bu Kur'ân'da insanlara her türlü misali vermiş bulunuyoruz. Fakat sen onlara bir âyet getirdiğinde, inkâr edenler, “Siz ancak bâtıl şeyler uydurup duruyorsunuz” derler.

Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, gerçeği örten nankörler/inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz."

daħı bayıķ beyān eyledük 'ādemįlere uşbu ķur’ān içinde her meŝelden. daħı eger getüresin anlara bir nişān eyide anlar kim kāfir oldılar “degülsiz illā bāŧıl getüriciler.”

Taḥḳīḳ biz urduḳ ādemīlere bu Ḳur’ān içinde her meẟellerden ve eger anla‐ra bir āyet getürsek eyideler kāfirlere ki siz degülsiz, illā zor bāṭıl üstine.

Biz bu Qur’anda insanlar üçün hər çür məsəl çəkdik. (Ya Rəsulum!) Həqiqətən, sən onlara (Musanın yədi-beyzası, əsası kimi) hər hansı bir mö’cüzə gətirsən belə, onlar mütləq: “Siz (Peyğəmbər və ona iman gətirənlər) yalançısınız!” – deyəcəklər.

Verily We have coined for mankind in the Qur’an all kinds of similitudes; and indeed if thou comest unto them with a miracle, those who disbelieve would verily exclaim: Ye are but tricksters!

verily We have propounded for men, in this Qur´an every kind of Parable: But if thou bring to them any Sign, the Unbelievers(3576) are sure to say, "Ye do nothing but talk vanities."

3576 Things of the highest moment have been explained in the Qur'an from various points of view, as in this Surah itself, by means of parables and sim... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.