Vele-in erselnâ rîhan feraevhu musferran lezallû min ba’dihi yekfurûn(e)
Ve andolsun ki bir rüzgar yolladık da nebatları sararmış gördüler mi ardından hemen nankörlüğe başlarlar.
Andolsun, eğer Biz bir (kavurucu) rüzgâr göndersek de onu(n yeryüzünün ekinlerini olgunlaşmadan kuruyup) sararmış görseler, mutlaka ardından hemen (Rablerini itham ve itiraz ile) nankörlük yapacaklardır.
Şayet bir rüzgar göndersek de, mahsüllerinin sararıp olgunlaşmaya başladığını görseler, bolluk içine gireceklerini zannederek, şımarıp bizi inkâr etmeye kalkışırlar.
Andolsun ki biz bir rüzgar göndersek de onu(n etkisiyle ekini) sararmış görseler ardından hemen nankörlük etmeye başlarlar.
Andolsun, biz bir rüzgar göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka ardından nankörlük ederler.
Doğrusu biz, (ekinleri üzerine kurutucu veya dondurucu) bir yel göndersek de, o ekini sararmış görseler, muhakkak ardından Allah'ı ve nimetlerini inkâra koyulurlar.
Fakat eğer (ekinlerini) kurutacak bir rüzgâr göndersek, ekinlerini sararmış olarak görseler, o müjdelenmekten sonra nankörlüğe başlarlar.
Biz onlara bir rüzgâr göndersek de o bitkileri sapsarı olmuş görseler, kesinlikle inkârlarını sürdürürler.
Yeli biz gönderirsek, ekini sararmış gördüklerinde, yine de küfrederler
Şayet (topraklarını kavuran) bir rüzgâr göndersek ve (böylece) ekinlerinin sararmaya başladığını görseler, hemen (kudretimizi ve rahmetimizi) inkâr etmeye kalkışırlar!
Sıcak bir rüzgâr gönderdiğimiz vakit mezrû’âtın sarardığını görirler ise bak nasıl kâfir olurlar.
Bir rüzgar göndersek de yeşilliklerin sarardığını görseler hemen nankörlüğe başlarlar.
Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, hemen nankörlük etmeye başlarlar.
Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.
Ancak, O bir fırtına gönderir de onlar (ekinlerin kuruyup) sarardığını görseler hemen inkar ve nankörlük etmeye başlarlar.
Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.
Celâlim hakkı için bir rüzgâr göndersek de onu - o eseri - sararmış görseler mutlak onun arkasından küfrana başlarlar
Kasem olsun ki, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
Eğer rüzgâr göndersek, ekini ve bitkileri sararmış görseler, nankörlük etmeye başlarlar.
Andolsun, biz bir rüzgâr gönderir de Onu (n eserini) sararmış görürlerse ardından muhakkak ki küfraana başlarlar.
Celâlim hakkı için, eğer (zararlı) bir rüzgâr göndersek de onu (o bitkileri) sararmış(solmuş) görseler, bundan sonra elbette nankörlük etmeye başlarlar.
Eğer (ekinleri üzerine zararlı, kurutucu veya dondurucu) bir rüzgâr göndersek ve (böylece olgunlaşmadan) onu (o rahmetin eseri olan ekinleri) sararmış (solmuş) görseler, (bundan önce sanki kendilerine hiçbir nimet verilmemiş gibi) hemen nankörlük etmeye kalkışırlar!*
Eğer biz, bir rüzgâr gönderdiğimizde, ürünlerini sararmış halde görürlerse, ondan sonra doğrulara inkârcı kesilirler.
Biz bir yel göndeririz, onlar da ekinlerinin saradığını görürlerse, bunun ardından ne de olsa tanımazlık ederler.
* Biz, rüzgârı göndeririz, onlar ekinin rüzgârdan sarardığını görürlerse bu halden sonra mutlak nankör olurlar.
Şüphesiz biz bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun ardından nankörlük ederler.
Şâyet onların bağlarını, bahçelerini tarumar eden bir fırtına göndersek ve ürünlerin kuruyup sararmış olduğunu görseler, hemen nankörlüğe başlarlar. Sahip oldukları her şeyin onlara Allah tarafından bağışlandığını, bu dünyanın bir imtihân dünyası olduğunu ve hepsinin bir gün mutlaka geri alınacağını, düşünmezler.
Yemin olsun, rüzgâr gönderdiğimizde onu sararmış görselerdi, bunun ardından nankörlük etmeye başlarlardı!
Eğer, bir rüzgâr daha göndersek de ekinlerinin olgunlaştığını bizzat görselerdi, nankörlüğe yine de devam ederlerdi.
Şüphesiz ki ekinlerini zararlı bir rüzgâr tahrip etse hemen nankörlük ederek isyan ederler.
Şüphesiz ki bir rüzgâr göndersek de onu (ekinleri) sararmış görseler, ardından elbette nankörlüğe başlarlar.
Yemin olsun Biz bir rüzgâr göndersek de onlar, yeryüzündeki (bitkilerinin) sarardığını görseler hemen onun ardından (önceki rahmetimizi) inkâr ederler.
İşte böyle: şayet ⁴⁵ [topraklarını kavuran] bir rüzgar göndersek ve ekinlerinin sararmaya başladığını görseler, [kısa süre önceki sevinçlerinden] vazgeçip [kudretimizi ve rahmetimizi] inkar etmeye kalkışırlar! ⁴⁶
Ama eğer biz kavurucu bir rüzgâr göndersek de onlarda ekinlerinin sararıp solduğunu görseler onun ardından hemen nankörlük etmeye koyulurlar. 14/32...34, 41/49- 50, 57/20
Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de, ekini sararmış görseler, muhakkak nankörlüğe başlarlar.
Şayet bir rüzgar, göndersek de o (eki)ni sararmış görseler, ondan sonra da (eski) nankörlükleri devam eder.
Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar.
Eğer Biz onlara sıcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeşillikleri sararmış, kavrulmuş görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar. [56, 63-67]
Andolsun bir rüzgar, göndersek de o(eki)ni sararmış görseler, ondan sonra nankörlük etmeğe başlarlar.
Eğer biz semûm rüzgârı gönderir ve onlar da ekinlerini sapsarı olmuş görirler ise derhâl Allâh'ın ni'metine küfür iderler.
Onlara bir rüzgar göndersek de, bitkinin sarardığını görseler tutar nankör kesilirler.
Bir rüzgar göndersek de yeşillikleri sararttığımızı görseler hemen bunun ardından nankörlüğe başlarlar.
Biz onlara bir rüzgâr göndersek de ekinlerini sararmış görseler, ardından yine nankörlüğe saparlar.
Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar.
daħı eger viribiyevüz yili pes görseler anı ya'nį ekini śararmış olalar andan śoñra küfr eylerler.
Ve eger bir yil göndersevüz, anı görseler ṣararmış, andan ṣoñra kāfir olur‐lardı, i‘tibār itmezlerdi.
Əgər Biz (onların əkinlərinin üstünə) bir yel əsdirsək və (o yel nəticəsində əkinlərin) saralıb-solduğunu görsələr, bundan sonra mütləq nankor olmağa başlayarlar.
And if We sent a wind and they beheld it yellow; they verily would still continue in their disbelief.
And if We (but) send a Wind from which(3569) they see (their tilth) turn yellow,- behold, they become, thereafter, Ungrateful (Unbelievers)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |