Feekim vecheke liddîni hanîfâ(en)(c) fitrata(A)llâhi-lletî fetara-nnâse ‘aleyhâ(c) lâ tebdîle liḣalki(A)llâh(i)(c) żâlike-ddînu-lkayyimu velâkinne ekśera-nnâsi lâ ya’lemûn(e)
Artık, yüzünü tam doğru dine döndür, Allah'ın ilk yarattığı selamet haline ki insanları, o tabii halde, selamet halinde yaratmıştır; Allah'ın yaratışı, din, değiştirilemez; budur en doğru din ve fakat insanların çoğu bilmez.
Bu nedenle Sen yüzünü (ve yönünü) tam bir teslimiyetle Hakk Din’e çevir; Allah’ın (beşer tabiatına uygun olarak gönderdiği) Fıtrat Dinine (ve İslam düzenine) dön ki, (Cenab-ı Hakk) insanları ona göre (fıtrat dinine, doğal ve sosyal dengelere uygun şekilde) yaratmıştır. Allah’ın yaratması (ve kanun koyması) değiştirilemez. (Çünkü fıtrat esaslarına aykırılık felaketlere yol açacaktır.) İşte dimdik ayakta duran (Hakk) Din budur. Fakat insanların çoğu (gerçeği) bilmezler (ve öğrenmek istemezler, bu yüzden hidayetten mahrum kalmışlardır).
Artık sen, batıl olan herşeyden uzaklaşarak, yönünü tam bir samimiyetle hak olan dine çevir ki, O insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı, yani dini değiştirilemez. İşte budur dosdoğru din. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmezler.
Açıkça varlığını, benliğini, Hakka ve tevhide yönelik dine, medeniyete, şeriata ada. Allah'ın, insanları dinî, ahlâkî, insanî kabiliyetler ve özelliklerle donatarak yarattığı, kulluk sözleşmesi yaptığı; yaratılışa uygun, insan tabiatında mevcut tabii din İslâm'ı, şeriatı hayata geçir. Hakkı anlamaya ve kabule uygun yarattığı, yaratılış dini, tabii din İslâm'ı, tevhid inancını şirk ile değiştirmek doğru değildir. Allah'ın yaratılışa uygun kanunlarının benzerini yapmak mümkün değildir. İşte doğru ve insanlığı, insanî değerleri ayakta tutan din, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını içeren şeriat, düzen budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Öyleyse sen dosdoğru bir inançla yüzünü dine, Allah'ın fıtratına çevir ki O insanları bu (fıtrat) üzere yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte dosdoğru din budur. Ancak insanların çoğu bilmezler.
Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
O halde (ey Rasûlüm), gerçek müslüman (muvahhid) olarak kendini dine doğrult, (başka şeye iltifat etme); Allah'ın dinine ki, insanları onun üzerine yaratmıştır (zira herkes, hak dini kabul edebilecek yaratılıştadır). Allah'ın yarattığı bu dini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu, (hak dinin İslâm olduğunu) bilmezler.
Artık Sen, yüzünü dosdoğru olarak dine yönelt. O din ki Allah’ın, insanları onlar üzere yarattığı(yasalar)dır. Allah’ın yaratmasında değişiklik olmaz. İşte değerli ve doğru din, (Allah’ın) bu yaradılış yasalarıdır. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.
Böylece sen, bâtıl olan her şeyden arınmış olarak, yüzünü kararlı bir şekilde Allah'ın, insanları üzerinde yarattığı doğa/fıtrat kanununa/ dine çevir! Allah'ın, insanın doğasına yerleştirdiği fıtrata uygun davran ki, Allah'ın yaratmasında bir değişime meydan verilmesin. Bu, gerçek dinin amacıdır; fakat insanların çoğu bilmez.[422]
Dine özden olarak, doğrultasın yönünü, uyasın Allahın yaratışına, insanları onun üzerine yarattı, Allahın yaratışında değişme yoktur, işte budur doğru din, insanların pek çoğuysa bilmezleri
Sen, batıl olan her şeyden uzaklaşarak yönünü, istikametini tevhid dinine çevir. Allah'ın insan bünyesinde nakşettiği fıtrata uygun davran ki Allah'ın yarattığında bir bozulma meydana gelmiş olmasın! İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yâ Muhammed! Takvâ ile vechini hanîf (sahîh) olan bu dîne tevcîh it, Allâh bu dîni insânlar içün yaratmışdır. Allâh’ın halk itdiği değişemez bu dîn lâyetegayyerdir lâkin insânların ekserîsi bilmezler.
Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler.
Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata[425] sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur.[426] İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
O halde sen hanîf olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
(Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
Bir tek Tanrıcı olarak kendini dine adamalısın. Nitekim, ALLAH insanları böyle bir yaratılış ile donatarak yaratmıştır. ALLAH'ın yaratışında değişiklik olmaz. Bu, tam yetkin bir dindir, fakat insanların çoğu bilmez.
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
O halde yüzünü dine bir hanîf olarak tut: o Allah fıtratına ki insanları onun üzerine yaratmıştır, Allah yaradışına bedel bulunmaz, doğru sâbit din odur, velâkin nâsın ekserisi bilmezler
Hanîf/Muvahhid olarak (tevhid inancı üzere bulunarak) yüzünü (kalben istikametini, bütün peygamberlerin ümmetlerine tebliğ etmiş oldukları tek hak) din (olan, İslâm dinin) e çevir. Allah’ın, insanları onun üzerine yarattığı fıtratına (ki herkes, hakkı anlamaya ve hakkı kabule uygun olarak yaratılmıştır). Allah’ın yaratmasında değişiklik olmaz. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
O halde hanif¹ olarak dine yüzünü² ikame et³. İnsanları, üzerinde yaratmış olduğu Allah'ın fıtratına.⁴ Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum5 olan din budur. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.
O halde (Habîbim) sen yüzünü bir müvahhid olarak dîne, Allahın o fıtratına çevir ki O, insanları bunun üzerine yaratmışdır. Allahın yaratışına (hiçbir şey) bedel olmaz. Bu, dimdik ayakda duran bir dîndir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
(Ey Resûlüm!) Öyle ise hakka yönelmiş olarak yüzünü (hak) dîne doğrult! Allah'ın, insanları onun üzerine yarattığı (İslâm) fıtratına! (Ki her çocuk, İslâm fıtratı üzere doğar.)Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte doğru din budur! Fakat insanların çoğu bilmezler.
O hâlde (ey insan!) Sen bir hanif olarak (her türlü bâtıl inanç ve ideolojiden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanarak), yüzünü (bütün varlığını, benliğini tam bir samimiyetle bu) dosdoğru (olan evrensel) dine, (Kur’an’ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine, barış, esenlik ve huzur düzeni İslam’a) çevir ki, Allah, (bütün) insanları onun üzerinde (o saf, temiz, fıtrat dini üzerinde, doğal ve sosyal dengelere uygun şekilde) yaratmıştır. Allah’ın yaratışı (o fıtrat dini) için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Ama insanların çoğu bilmezler.*
Allah’ın insanları yarattığı bozulmamış haliyle, araştırarak O’nun bir olduğunu kabullenerek, Allah’ın belirlediği yaşam biçimine (dinine) yüzünü çevir. Allah’ın yaratmasında hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Dinin değişmez temel kaidesi budur. Ancak insanların çoğu bunu bilmiyor.
Öyleyse kendini, birleyici olan dine doğrult. Bu, Allah’ın yarattığı dindir, Allah insanalrı da ona göre yaratmıştır. Allah’ın yarattığını kimse bozamaz. Dosdoğru din, işte bu dindir. Ancak, insanların pek çoğu bunu bilmezler.
(Ey Peygamber!) Şirkten uzaklaşıp tevhid’e yönelen [hanîfen] bir kimse olarak yüzünü (hak) dine, Allah’ın insanların üzerine/özüne nakşettiği fıtrata çevir.⁸ Allah’ın yaratmasında bir değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların pek çoğu bunu bilmezler.
O halde yüzünü, Allah'ı birleyerek dine, insanları üzerine yaratmış olduğu Allah'ın fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din işte budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
O hâlde, ey insan; sen bir hanîf olarak, yani her türlü bâtıl inanç ve ideolojiden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanarak, yüzünü dosdoğru bu dine, Kur’an’ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine çevir! Yani, Allah’ın insan bünyesine nakşetmiş olduğu o saf, temiz ve doğal yaratılış hâline! Unutma ki, toplumlar ve çağlar ne kadar değişirse değişsin, Allah’ın yarattığı ve varlık üzerinde egemen kıldığı yasalarda ve gönderdiği inanç kurallarında hiçbir bozulma, pörsüme ve değişiklik göremezsin; işte dosdoğru din budur; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.
Allah’ın, İnsanlar’ı yoktan ilk yarattığı fıtratına / ilk yaratışına uygun olmak üzere, hanîf olarak yüzünü Din’e yönelt! Allah’ın yaratışında değişiklik yoktur. Kayyim (Yürürlükte / Geçerli / Gerçek) Din budur; ama İnsanlar’ın en çoğu bilmez.
Resulüm! sen bütün dikkatini, su kadar aziz olan bu dine ver. Yani Allah'ın bir bebek kadar saf yarattığı İslâm’a. Kimse, Allah'ın bu doğal yapısını bozamaz Bozulmamış değerleri ile din, budur. Fakat çoğu insan, bu değerlerin farkında değildir.
Gerçeğe yönelen kimse olarak yüzünü barış, esenlik, huzur düzeni İslam’a çevir. Allah’ın insanları yaratırken koyduğu yaratılış fıtratına sımsıkı sarıl. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru bir düzendir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Sen [hanîf] (Allah’ı birleyen) olarak yüzünü dine yani Allah’ın insanları üzerinde yarattığı [fıtrat]a [*] çevir! [*] Allah’ın yaratmasında değişme yoktur. İşte doğru din budur fakat insanların çoğu (bu gerçeği) bilmezler. [*]
O halde sen, bâtıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü, Allah’ın insanların yaratılışına uygun olarak ortaya koyduğu hak dine, tamamen çevir. Zîrâ Allah’ın koyduğu değiştirilemeyen dinler, en doğru dinlerdir ama insanların pek çoğu bunu bilmiyorlar.¹
BÖYLECE SEN, bâtıl olan her şeyden uzaklaşarak ²⁵ yüzünü kararlı bir şekilde [hak olan] dine çevir ²⁶ ve Allah’ın insan bünyesine nakşettiği fıtrata uygun davran: ²⁷ [ki,] Allah’ın yarattığında bir bozulma ve çürümeye meydan verilmesin: ²⁸ bu, sahih [bir] din[in gayesi]dir; ama çoğu insanlar onu bilmezler.
Öyleyse sen tüm benliğini Hanif/şirkten arınmış olarak Allah’ın insanlığın özüne nakşetmiş olduğu o dosdoğru dine çevir. Zira Allah’ın yarattığı saf yapıda hiçbir değişiklik olmayacaktır. İşte doğru ve sağlam din budur, fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmezler. 7/172-176, 10/105
İMDİ sen, varlığını her tür sapmadan uzaklaşarak tümüyle doğru ve asıl dine,[³⁵⁹¹] Allah’ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği fıtrata çevir;[³⁵⁹²] (ta ki) Allah’ın yarattığında olumsuz bir değişme olmasın:[³⁵⁹³] işte, değerlere dayalı gerçek Din’in (amacı) budur ve fakat insanların çoğu bilmezler.
(Ey Muhammed) O halde sen yüzünü -Allah’ı bir tanıyan- dine, Allah’ın o fıtratına yönelt ki O, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışına. (Hiçbir şey) bedel olamaz. İşte en doğru din budur! Fakat insanların çoğu bunu bilmezler!
(Nitekim bir hadiste: "Ben kullarımı muvahhidler olarak yaratmışımdır; onları sonra şeytanlar dinlerinden saptırmıştır" buyurulmuştur.)
Sen yüzünü, bir Hanif olarak dine (İslaam’a) çevir: Allâh’ın Fıtratına (yaratma esasları) ki... İnsanları O fıtrata göre yaratmıştır. Allâh’ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Artık yüzünü çevirerek (nezih bir muvahhit olarak) dine, Allah'ın yaradışına tut ki, nâsı onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaradışı için değişiklik yoktur. İşte müstakim olan din budur. Velâkin insanların çoktan bilmezler.
O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm'a yönelt. Yani Allah'ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et. Allah'ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler. [17, 172; 12, 103; 6, 116]
Sen yüzünü, Allah'ı birleyici olarak doğruca dine çevir: Allah'ın yaratma yasasına (uygun olan dine dön) ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yâ Muhammed! Hakka mâyil ve bâtıldan müctenib oldığın halde vechini Allâh'ın nâsı, üzerinde halk iylediği dîn-i fıtrîye müteveccih kıl. Allâh'ın halk iylediğinde tebdîl yokdur. Kavî ve müstakîm dîn budur ve lâkin nâsın ekserîsi bunı bilmezler.
Sen yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın insanları yarattığı fıtrata çevir[*]. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey yoktur. İşte sağlam din budur. Ama insanların çoğu bunu bilmezler.
Hanif olarak yönünü dine çevir. Allah insanları yarattığında onun üzerinde yaratmıştır. Allah'ın yaratmasında bir değişiklik olamaz. İşte dosdoğru din! Fakat, insanların çoğu bilmezler.
Bütün bâtıl inançlardan uzak şekilde, yüzünü hak dine çevir—o fıtrat dinine ki, insanları Allah onun üzerine yaratmıştır.(11) Allah'ın yaratışında değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur; lâkin insanların çoğu bilmiyor.
O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.
pes ŧoġru eyle yönüñi din içün müsülmān iken yaradışı Tañrı’nuñ ol kim yarattı ādemįleri anuñ üzere. döndürmek yoķdur Tañrı yaratmaġına. oldur ŧoġru [217a] dįn velįkin eyregi ādemįlerüñ bilmezler.
Durġur yüzüñi Tañrı Ta‘ālā dīninde aru i‘tiḳād‐ıla. Tañrı Ta‘ālā ‘ahdidürki anuñ üstine yaratdı ḫalḳı taġyīr olmaḳ yoḳdur Allāhuñ ḫalḳında. Oldurdoġru dīn, lākin çoḳ kişiler bilmezler.
(Ya Rəsulum! Ümmətinlə birlikdə) batildən haqqa tapınaraq (pak bir müvəhhid, xalis təkallahlı kimi) üzünü Allahın fitri olaraq insanlara verdiyi dinə (islama) tərəf tut. Allahın dinini (Onun yaratdığı tövhid dini olan islamı) heç vəchlə dəyişdirmək olmaz. Doğru din budur, lakin insanların əksəriyyəti (haqq dininin islam olduğunu) bilməz. (Allah bütün insanları xilqətcə müsəlman – təkallahlı yaratmışdır, lakin ata-anaları onları başqa dinlərə sövq etmiş, yaxud onlar yaşa dolduqda öz nadanlıqları üzündən batil dinlərə - bütpərəstliyə uymuşlar).
So set thy purpose (O Muhammad) for religion as a man by nature upright the nature (framed) of Allah, in which He hath created man. There is no altering (the laws of) Allah's creation. That is the right religion, but most men know not.
So set thou thy face steadily and truly to the Faith:(3540) (establish) Allah.s handiwork according to the pattern on which He has made mankind: no change (let there be) in the work (wrought)(3541) by Allah. that is the standard Religion:(3542) but most among mankind understand not.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |