28 Nisan 2025 - 30 Şevval 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 90. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne-lleżîne keferû ba’de îmânihim śümme-zdâdû kufran len tukbele tevbetuhum veulâ-ike humu-ddâllûn(e)

İnandıktan sonra kafir olanlara, sonra da kafirliklerini arttıranlara gelince: Tövbeleri hiç kabul edilmez ve onlardır sapıklar.

(Ama) Şu gerçektir ki; imanlarından sonra inkâr edenler, sonra inkârlarını artırıp, (hidayetleri kararıp dalâlet ve hıyanete yönelenler var ya) bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmeyecektir. İşte bunlar, sapkınların ta kendileridir.

İmandan sonra Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere ve bu işte inatla ısrar edenlere gelince, onların tevbeleri asla kabul edilmeyecektir, gerçek sapıklar da onlardır.

Kitaplarında vasıfları belirtilen peygambere iman ettikleri halde, Muhammed peygamber olarak görevlendirilince inkâra, küfre sapanların; sonra İslâm'ın ilerlemesinin, müslümanların gelişmesinin önünü kesme plânları yaparak savaş açan, küfürde ileri giden yahudilerin ve hristiyanların, küfür bataklığında kaldıkları müddetçe tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar işte onlar, başlarına buyruk hareket ederek, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerin ta kendileridir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 4/18.

İmanlarından sonra küfre düşüp sonra da küfürlerini artıranlar var ya işte bunların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Ve işte bunlar sapıkların kendileridirler.

Doğrusu, imanlarından sonra inkâr edenler, sonra inkârlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir.

Elbette iman ettikten sonra kâfir olanlar ve sonra küfürlerini artıranların (son nefeste) tevbeleri kabul olunmaz. İşte bunlar sapıklardır.

İnandıktan sonra küfre girenler, sonra küfürde ileri gidenler ise, onların tevbeleri kabul olmaz. İşte gerçek sapıklar onlardır.

İnandıktan sonra hakikati inkâra sapıp inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridirler.

İnandıktan sonra, kâfir olanlar da, daha sonra da, kâfirliği arttıranların tövbeleri hiç onanmaz, işte bunlar sapkınlardır

Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

Bkz. 4/17-18İnsan, bin kere tevbesini bozsa da Allah’ın rahmetinden ümidini kesmemeli. Ancak bu tevbeleri bozarken iman dairesi içinde olmalı. İnandık... Devamı..

Îmân itdikden sonra tekrâr kâfir olanların ve ba’dehû küfürlerini tezyîd idenlerin tevbeleri kabûl olunmıyacakdır. Ve dalâletde kalacaklardır.

İnandıktan sonra inkar edip, inkarda aşırı gidenler var ya, onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. İşte sapıklar onlardır.

Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

Elbette imanlarının ardından inkârcılığa sapıp sonra inkârlarını daha da arttıranların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapkınların ta kendileridirler.

İnandıktan sonra kâfirliğe sapıp sonra inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler.

İmanlarından sonra inkar edip de inkarlarında ileri gidenlerin tevbeleri kabul edilmez; onlar artık tümüyle sapmış demektir.

Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

elbette iymanlarının arkasından küfretmiş sonra da küfürde ileri gitmiş kimselerin tevbeleri kabul olunmak ihtimali yoktur, bunlar hep dalâl içinde kalmış sapıklardır

Şüphesiz îmân ettikten sonra (yeniden) küfre dönenlerin, sonra (bununla da kalmayıp, İslâm dinine karşı mücadeleye girişerek) küfürlerinde (daha da) ileri gidenlerin/azgınlaşanların *tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar, sapkınların ta kendileridir.

* “...tövbeleri asla kabul edilmeyecektir”; Âyet-i kerîme ile ilgili olarak müfessirlerimiz iki ayrı izah yapmışlardır. 1. Küfürlerinden tövbe edip, m... Devamı..

İman ettikten sonra¹ kâfir olup² ve küfürlerinde ısrarcı³ olanların tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapkın olanlardır.

1. Emin olduğu halde. 2. Gerçeği görmezden gelip, gerçeği yalanlayan. 3. Gerçeği gizleme hususunda.

Hakıykat, îmanlarının arkasından küfretmiş, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

Şübhesiz îmân (etme)lerinden sonra inkâr edenler, sonra da inkâr cihetiyle ileri gidenler yok mu, onların (son nefesteki) tevbeleri aslâ kabûl edilmeyecektir! İşte onlar ise, dalâlete düşenlerin ta kendileridir.

Şüphesiz inandıktan sonra (hakikati) inkâr edip de inkârcılıkta daha da ileri gitmiş (inkâra ısrar etmiş) olanların (o hâl ve inkâr üzerinde bulundukları sürece) tövbeleri kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar sapmış olanların ta kendileridir.

İmanlarından sonra doğruları inkâr edenler ve sonra inkârlarını artıranların tövbeleri kabul edilmeyecek. Çünkü onlar Allah’ın dininden uzaklaşmışlardır.

İşte o kimseler ki inançlarının ardından Allah’ı tanımazlık etmişlerdir, sonra da bu tanımazlıklarını artırmışlardır, onların tövbeleri onanmaz. İşte sapkınlar bunlardır.

İman getirdikten sonra kâfir olup sonra küfürlerini bir kat daha artıranlar, yok mu, onların tövbeleri asla kabul olunmıyacaktır. İşte sapıklar onlardır.

İnandıktan sonra inkâr edenlerin, sonra da inkârda ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmez. İşte onlar sapıkların tâ kendileridir.

İnandıktan sonra küfre sapıp küfürlerini arttıranlar (var ya), onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. İşte sapıklar onlardır.

Ama imana erdikten sonra yeniden inkâra saplanan,bununla da kalmayıp Müslümanlara karşı mücâdeleye girişerek inkârcılıkta iyice azgınlaşanlara gelince; onların son nefeslerindeki tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Çünkü böyle kimseler ölüm belirtilerini görüp de hayattan tamamen ümit kesmedikçe tövbe etmezler. İşte bunlar, hak yolu terk edip sapıklığa düşen kimselerdir.

İmanlarının sonrasında inkâr etmiş, yine inkârda ileri gitmiş olanlara gelince; onların tevbesi asla kabul edilmeyecektir. İşte Sapkınlar onlardır.

Allah, inandıktan sonra inkara dönüş yapan ve giderek zıvanadan çıkanların tövbelerini asla kabul etmeyecektir. Artık bunlar, tamamen yalnızlığa mahkumdur.

Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların ta kendileridir.

İmandan sonra inkâr edip sonra da inkârda ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmez. [*] İşte onlar sapkınların ta kendileridir.

Benzer mesaj: Nisâ 4:137.

Şüphesiz îman ettikten sonra tekrar inkâr ederek kâfirlikte ileri gidenlerin, (kâfirliklerine devam ettikleri sürece)¹ tevbeleri asla kabul olunmayacaktır. Çünkü onlar, sapkınların tâ kendileridir.²

1 (Kurtubî)2 Bu âyet, “Şüphesiz (Hz. Mûsa’ya) îmanlarının arkasından (Hz. İsa’yı) inkâr eden, sonra da (Hz. Muhammed’i) inkâr ederek kâfirlikte ileri ... Devamı..

İmana erdikten sonra hakikati inkara kalkışanlara ve sonra hakikati reddetmede [daha büyük bir inatla] ısrar edenlere gelince, şüphesiz, onların [diğer günahlardan dolayı] tevbeleri kabul edilmeyecektir; ⁷⁰ işte onlar gerçek sapkınlardır.

70 Parantez içinde eklediğim “diğer günahlardan dolayı” açıklaması, Taberî’nin bu pasaj ile ilgili ikna edici yorumuna dayanmaktadır.

İmanlarından sonra kâfir olan ve kâfirliklerini artıranlar tövbe ile dönüş yapmazlarsa, işte onlar delalette olan sapkınların ta kendileridir. 4/168, 2/37, 9/104, 20/82, 25/70-71, 3/106

İman etmelerinin ardından inkâra sapıp, sonra da inkârda ileri gidenlere gelince: Onların tevbesi kabul olunmayacaktır; işte asıl yoldan çıkanlar onlardır.

Fakat imanlarının arkasından kafir olan (dinden dönen) sonra da küfürde direnenlerin tevbeleri ise elbette kabul olunmayacaktır. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

Muhakkak o kimseler ki, imânlarından sonra kâfir oldular, sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tevbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır.

İmanlarından sonra küfre sapanların, sonra inkârda daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmez. İşte asıl sapıklar bunlardır. [4, 18]

Onlar ki, inandıktan sonra inkar ettiler, sonra inkarları arttı; onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların ta kendileridir.

Îmânlarından sonra küfür iden ve sonra da küfürlerini ziyâde iyleyen kimselerin tevbeleri kabûl olunmaz ve onlar dalâlete düşenlerdirler.

İnanıp güvendikten sonra kâfir olan (âyeti görmezlikten gelen) ve kâfirliği sürdürenlerin (ölünce yapacakları) dönme istekleri[*] kabul edilmez. İşte yoldan çıkanlar onlardır.

[*] Bu dönüş (tevbe) ölen kişinin kabirdeki tevbesidir. Çünkü bir önceki ayette (89) kafirlerin hangi tevbesinin kabul edileceği, hemen sonrasındaki a... Devamı..

İman ettikten sonra inkâr edip, inkârlarını artıranların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların ta kendileridir.

İmanlarından sonra tekrar kâfir olup inkârlarında azıtanların ise tevbeleri kabul olunmaz.(16) Çünkü onlar sapkınların tâ kendileridir.

(16) Kabul edilmeyen tevbe, bütün hayatını inkârda geçirdikten sonra, ancak ölüm gelip çattığında pişman olan kimsenin tevbesidir. 4:18’e bakınız.... Devamı..

İmanlarından sonra küfre sapmış, sonra da küfürde daha da azıtmış olanların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar, sapıkların ta kendileridir.

bayıķ anlar kim kāfir oldılar ya'nį 'įsā! 'ya, anlaruñ įmānından śoñra; andan, arturdılar kāfirliġi hergiz ķabūl olınmaya tevbesi anlaruñ. daħı şunlar azġunlardur.

Taḥḳīḳ ol kişiler ki kāfir oldılar īmān getürenden ṣoñra, daḫı küfrleri artdı.Ḳabūl olmaz anlaruñ tevbeleri, daḫı anlar azġunlardur.

İman gətirəndən sonra kafir olan və küfrlərini daha da artıran şəxslərin tövbələri əsla qəbul olunmaz. (Doğru yoldan) azanlar məhz onlardır!

Lo! those who disbelieve after their (profession of) belief, and afterward grow violent in disbelief: their repentance will not be accepted. And such are those who are astray.

But those who reject Faith after they accepted it, and then go on adding to their defiance of Faith,- never will their repentance be accepted; for they are those who have (of set purpose) gone astray.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.