13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 61. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Femen hâcceke fîhi min ba’di mâ câeke mine-l’ilmi fekul te’âlev ned’u ebnâenâ veebnâekum venisâenâ venisâekum veenfusenâ veenfusekum śümme nebtehil fenec’al la’neta(A)llâhi ‘alâ-lkâżibîn(e)

Sana iyice bildirildikten sonra da gene bu hususta seninle tartışan olursa de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım, biz bizzat gelelim, siz de gelin. Ondan sonra da dua edelim ve Allah'ın lanetini yalancılara havale edelim.

Hicretin onuncu yılında Necran Hıristiyanlarının bir kısmı, mescide gelmişler, Hz. Peygamberle İsa hakkında görüşmüşler, bunun üzerine Hz. Muhammed (s... Devamı..

Artık Sana gelen (ve herkese tebliğ edilen) bunca ilimden (ve İlahi vahiyden) sonra; hâlâ onun (Hz. İsa’nın dünyaya gelişinin, Kur’ani gerçeklerin ve Peygamber sünnetinin) hakkında Seninle çekişip tartışmaya girişir (ve bâtılda inat ederler)se onlara de ki: "Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz kendi şahsımızı (ve en yakınlarımızı) ve siz kendi şahsınızı (ve arkadaşlarınızı) çağırıp (bir araya toplayalım); sonra da karşılıklı mübahale edip (içtenlikle Allah’ın kahrını ve ğadabını isteyip) de; Allah’ın lanetinin yalan söyleyenlerin üstüne olması için gönülden yalvaralım (böylece beddualaşalım)."

Sana gelen bu gerçek bilgiden sonra, kim seninle bu gerçekler hakkında tartışırsa de ki: “Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz siz hepimizi çağıralım, sonra hepimiz birden gönülden yalvaralım ve Allah'ın lanetinin, O'nun rahmetinden uzak olmanın, aramızdan yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim.”

Sana bu kadar bilgi geldikten sonra, deliller getirerek seninle bu konuda tartışanlara:
“Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, biz oğullarımızı, siz de oğullarınızı, biz hanımlarımızı, siz de hanımlarınızı çağıralım. Sonra ihlas ve samimiyetle dua ve niyazda bulunarak, Allah'ın lânetinin yalancılar üzerine olmasını dileyelim” diye ilan ederek söyle.

Kim sana gelen ilimden sonra bu konuda seninle tartışmaya girerse de ki: "Gelin, bizim çocuklarımızı da sizin çocuklarınızı da, bizim hanımlarımızı da sizin hanımlarınızı da kendimizi de çağıralım ve sonra lanetle dua ederek, Allah'ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim." [10]

10.Hz. İsa (a.s.) ile ilgili olarak Resulullah (a.s.)`a Yüce Allah katından vahyedilen bilgilere hıristiyanların ısrarla itiraz etmeleri üzerine Yüce ... Devamı..

Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle 'çekişip-tartışmalara girişirlerse' de ki: 'Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ınlanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım.'

Îsâ (aleyhisselâm'ın) Allah'ın kulu ve Rasûlü olduğuna dâir sana ilim geldikten sonra onun hakkında kim seninle münakaşaya kalkışırsa şöyle de: “- Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizleri ve sizleri çağıralım; sonra hepimiz dua edip yalvaralım da Allah'ın lânetini yalancıların üzerine okuyalım.”

Bu konuda sana bilgi geldikten sonra seninle tartışan olursa onlara söyle: “Gelin, çoluk çocuğumuzu ve kendimizi toplayalım, sonra dua edip, “Allah’ın laneti yalancılara olsun!” diyelim. (Ki kimin samimi olup olmadığı belli olsun.)

Sana gelen asıl bilgiden sonra, kim seninle bu konuda tartışırsa, de ki: “Geliniz, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim.”

Sana bilgi geldikten sonra, kim seninle tartışırsa bu yolda, onlara diyesin ki: «Hem biz, hem de siz, oğullarımız, karılarımız hep toplanalım, sonra lânetleşelim, Allahın lâneti yalan söyliyenler üzerine olsun diyelim

Sana (İsa'nın Allah'ın kulu ve resulü olduğuna dair) bilgi geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışmaya kalkacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım ve bir araya getirelim. Sonra gönülden dua ederek Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üzerine havale edelim.”

Bu âyet, Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olduğunu iddia eden Necran Hristiyanlarından bir heyet ile Hz. Peygamber arasındaki bir tartışmayı sonlandırmak içi... Devamı..

Bu hakîkatlerin sana vusûlünden sonra seninle mubâhase idenlere şu cevâbı vir: "Geliniz sizin ve bizim çocuklarınızı sizin ve bizim kadınlarımızı çağıralım, bizzat biz de siz de gelelim ba’dehû Allâh’dan istirhâm idelim yalancılara la’net itsün"

Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra lanetleşelim de, Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim".

Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lânetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.”[92]

Bu âyete “mubâhale” âyeti denir. Mubâhele, bir konuda haklı olanın ortaya çıkması için usulünce lânetleşmek demektir. Necran Hıristiyanları; “Kur’an, ... Devamı..

Sana gelen bu bilgiden sonra her kim bu konuda seninle tartışmaya kalkışırsa, de ki: “Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da Allah’ın lâneti yalancıların üzerine olsun diye dua edelim.”

Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.  

 Bu âyete «mübâhele âyeti» denir ki, bir meselede haklı olanın ortaya çıkması için karşılıklı lânetleşmek demektir. Tefsircilerin belirttiğine göre Ne... Devamı..

Sana gelen bu bilgiden sonra her kim bu konuda seninle tartışırsa, de ki: "Gelin, çocuklarımızı, çocuklarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağırarak bizlerle sizler bir araya gelelim ve sonra ALLAH'ın lanetinin yalancıların üzerine olması için lanetleşelim.

Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim".

Sana gelen ilimden sonra artık her kim seninle münakaşaya kalkarsa haydı de: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı kadınlarımız ve kadınlarınızı kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralım sonra can-u gönülden ibtihal ile duâ edelim de Allahın lâ'netini yalancıların boynuna geçirelim

(Resûlüm!) Sana (Îsâ hakkında, tarafımızdan vahiy yolu ile) gelen (ve kendilerine tebliğ ettiğin) bunca ilimden (hakikatten) sonra, artık kim (Îsâ’nın ilâh olduğu ya da Allah’ın oğlu olduğu iddiâsı ile) seninle tartışmaya girişirse, (onlara) de ki: “Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz kendimizi ve siz de kendinizi ortaya koyalım da (Îsâ hakkında hangimiz yalan söylüyorsa,) yalancının helâkını isteyerek Allah’ın lânetinin, yalancıların üzerine olmasını dileyelim.”

Sana gelen ilimden¹ sonra, her kim seninle tartışmaya girerse, onlara de ki: “Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi² çağıralım; sonra da içtenlikle Allah'ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.

1- Vahiyle verilen bilgiden. 2- Adamlarımızı.

Artık sana (bu) ilim geldikden sonra kim seninle onun hakkında çekişirse de ki: «Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimiz ve kendinizi çağıralım, sonra (hepimiz bir arada olarak) düâ ve niyaz edelim de Allahın lanetini yalancıların üstüne okuyalım».

Artık sana ilim geldikten sonra, kim onun (Îsâ'nın) hakkında seninle tartışırsa, bunun üzerine de ki: “(İddiânızda samîmî iseniz) gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden duâ edelim de Allah'ın lâ'netini yalancıların üzerine kılalım!”(4)

(4)“(Peygamber (asm) Kur’ân’ın lisânıyla) onlara meydan okuyor: ‘Tevrât’ınızı getiriniz, okuyunuz ve geliniz; biz çoluk ve çocuğumuzu alıp Cenâb-ı Hak... Devamı..

Sana (İsa’nın Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna dair) bilgi geldikten sonra, kim onun hakkında seninle tartışırsa, bunun üzerine de ki: (İddiânızda samimi iseniz) gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, hanımlarımızı, hanımlarınızı, kendimizi ve kendinizi bir araya çağıralım; sonra gönülden yalvaralım ve Allah’ın dışlamasının (O’nun rahmetinden uzak olmanın, aramızdan) yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim.*

(*) Bu ayete geçen (مباهلة) ‘’mübahele’’, doğrunun yalancıdan ayırt edilmesi için (karşılıklı beddua) yapma geleneğidir. Nasranilerce bu geleneğe önem... Devamı..

Sana gelen doğru bilgilerden sonra, seninle İsa nın haberi hakkında kim çekişiyor? Seninle çekişenlere deki “Oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, biz kendimizi ve sizde kendinizi ortaya koyalım, Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.”

Artık sana bu bilgi geldikten sonra herkim bununla senin üzerinde çekişecek olursa de ki: «Gelin, çocuklarımızı, çocuklarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, bizleri, sizleri toplıyalım, sonra yalvaralım, Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun diyelim.»

Sana ilim [¹⁰] vâsıl olduktan sonra İsa hakkında her kim sana karşı çene çalarsa onlara dersin: Gelin oğullarımızı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı çağıralım siz de gelin biz de gelelim sonra lânetleşelim [¹¹], Allah/ın lâneti yalancılara olsun, diye niyaz edelim.

[10] Bu bapta kat'î delâil, vahiy ile bildirilen delâil.[11] Veya yalvaralım.

Kim, sana gelen bu ilimden sonra seninle bu konuda tartışmaya girecek olursa onlara de ki: “Öyleyse gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizimkileri [enfusena] ve sizinkileri çağıralım sonra gönülden yalvaralım ve Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.”

Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: “Gelin oğullarımızı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı; nefislerimizi ve nefislerinizi çağıralım, sonra lânetleşelim de Allah'ın lânetinin yalancılara olmasını dileyelim.”

(Bütün İslam mezhepleri (hatta Hariciler dahi) Peygamber’in Necran Hıristiyanları ile mübahale etmeye giderken kadınlardan Hz. Fatıma (a.s), evlatları... Devamı..

Sana bu Kur’an aracılığıyla gerçek ilim geldikten sonra, artık kim İsa’nın ilâh olduğunu iddia ederek onun hakkında seninle tartışmaya girişirse, onlara de ki:
“O hâlde gelin; hepimiz çocuklarımızı, hanımlarımızı ve bütün halkımızı Allah’ın huzurunda şâhitliğe çağırarak toplanalım; sonrahep birlikte O’na duâ edelim de, Allah’ın lânetinin, aramızdan yalan söyleyenlerin üzerine olmasını ve yalancıların, toplu bir helâk ile yok edilmesini dileyelim!”
Bu ayet, Hz. İsa’nın Allah veya Allah’ın oğlu olduğunu iddia eden Necran Hıristiyanlarından bir heyet ile Peygamber arasında çıkan bir tartışma sonucunda indirilmiştir. Allah’ın elçisi, Kur’an’ın ortaya koyduğu bunca delilleri inatla reddeden bu insanlara, en son olarak ayette bildirilen teklifi sundu. Fakat onlar, bu işin akıbetinden korktular ve lânetleşmeye yanaşmadılar.

Kim sana İlim’den geldikten sonra seninle bu konuda (karşı deliller ileri sürerek) karşılıklı tartıştıysa, de ki:
“Hadi, gelin! Kendimizi ve kendinizi, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, oğullarımızı ve oğullarınızı çağıralım! Sonra tevâzu içinde gönülden yalvararak dua edelim, Allah’ın lanetini Yalancılar’ın üzerine atalım!”.

Sana gelen bunca bilgiye rağmen bu konularda seninle tartışanlara şunu söyle:" Gelin! Her iki taraftan kendi çocuklarınızı, kadınlarınızı eş dost kim varsa hepsini çağıralım, sonra hep birlikte kalkıp yalancılara lanet okuyalım."

Sana ayetlerimle gerekli bilgiler, gerekli açıklamalar geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa; onlara de ki "Gelin, oğullarımızı oğullarınızı, kadınlarımızı kadınlarınızı çağıralım! Hepimiz toplanalım! Sonra gönülden dua ederek diyelim ki; Allah’ın bütün laneti yalan söyleyenlerin üzerine olsun! Eğer doğru söyleyenlerden isek bu lanet bize dokunmaz!"

Sana bilgi geldikten sonra seninle bu konuda tartışanlara de ki: “Gelin, biz ve siz, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım; sonra da Allah’ın lanetinin yalancılar üzerine olması için gönülden lanetleşelim.” [*]

Meydan okuma içeriği nedeniyle bu ayete [mübâhele] (yalancı olan tarafın cezalandırılması için yapılan beddua) ve [mülâane] (karşılıklı lanetleşme) ay... Devamı..

Sana gelen bu bilgiden sonra kim, bu konuda seninle tartışacak olursa onlara: “Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi bir araya toplayalım, sonra da Allah’ın lânetinin yalancıların üzerine olmasını dileyerek, karşılıklı lânetleşelim.” de.¹

1 Bu âyete “mübahele” âyeti denilir. Mubahele: “Hangi taraf yalancı ise ona Allah lânet etsin” diye karşılıklı lânetleşmektir. Bundan önceki âyette be... Devamı..

Sana gelen asıl bilgiden sonra, kim seninle bu [hakikat] hakkında tartışırsa de ki: “Gelin! Oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizim yandaşlarımızı ve sizin yandaşlarınızı çağıralım; sonra [birlikte] tevazu içinde ve gönülden yalvaralım ve Allah’ın lânetinin [aramızdan] yalan söyleyenlerin ⁴⁸ üzerine olmasını dileyelim.”

48 Yani, Hz. İsa’nın gerçek kimliği konusunda. Bütün muteber kaynaklara göre bu surenin 59-63. ayetleri, H. 10. yılda, bütün Hristiyanlar gibi, Hz. İs... Devamı..

Sana vahyin bilgisi geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa de ki: “Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendilerimizi ve kendilerinizi çağırarak toplanalım. Sonra gönülden yalvaralım da Allah’ın lanetinin, yalancıların üzerine olmasını dileyelim.” 2/120, 13/37, 5/116-117

Sana gelen (bu) bilgiden sonra, bu konuda seninle tartışanlara[⁶⁰⁴] de ki: Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizler ve sizler[⁶⁰⁵] bir araya gelelim; sonra candan yürekten yalvaralım ve Allah’ın lânetinin yalan söyleyenler üzerine olmasını dileyelim.

[604] Vahiy ‘şimdi ve burada’sına, yani vakıaya dönerek Necranlıları lânetleşmeye çağırıyor. Bu çağrı özünde, vicdanı harekete geçirmek için Allah’ı ş... Devamı..

Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra, kim seninle (bu konuda) tartışacak olursa de ki: "Geliniz:, oğullarımız ve oğullarınız, kadınlarımız ve kadınlarınız, biz ve siz bir araya gelelim, hepimiz dua ve niyazda bulunalım, Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim!

(Yarabbi; İsa'ya isnad edilen vasıflar hususunda kim yalancı ise onu kahret diye yalvaralım.. Nitekim bu davet üzerine Necran heyeti endişeye kapılmış... Devamı..

Kim sana gelen ilimden (Kur’an’dan) sonra seninle tartışmaya kalkarsa, de ki: "Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden la’netle du’â edelim de, Allâh’ın la’netini yalancıların üstüne atalım!"

Artık sana ilim geldikten sonra her kim onun hakkında seninle münakaşada bulunursa, de ki: «Geliniz, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendi şahıslarımız ve şahıslarınızı davet edelim, sonra tazarru ve niyazda bulunalım, Allah Teâlâ'nın lânetini yalancılar üzerine kılalım.»

Artık sana bu ilim geldikten sonra, kim seninle Îsâ hakkında tartışmaya girerse de ki: “Haydi gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı ve bizzat kendimizi ve kendinizi çağırıp, sonra da gönülden Allah'a yalvaralım da bu konuda kim yalancı ise Allah'ın lânetinin onların üzerine inmesini dileyelim! ”

Bu âyete “mübahele” âyeti denir. Mübahele: “Hangi taraf yalancı ise Allah’ın ona lânet etmesini bütün kalbiyle istemek” demektir. Hicri 9. yılda Necr... Devamı..

Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya kalkarsa, de ki: "Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden la'netle du'a edelim de, Allah'ın la'netini yalancıların üstüne atalım!"

Sana hakkın hak oldığına 'ilim geldikden sonra onda seninle mücâdele idene di ki: Gelin evlâdlarımızı ve evlâdlarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, ve nefsimizi ve nefsinizi da'vet idelim (toplayalım) sonra Cenâb-ı Hakk'a yalvarub Allâh'ın la'netini yalancılar üzerine kılalım (yalancılara la'net du'âsı idelim) [²]

[2] Hazret-i Rasûl'ün bu teklîfini Ehl-i Kitâb'dan kabûl iden olmamışdır. Çünki iddi'âlarında haklı olmadıklarını kendileri de bildiklerinden netîcesi... Devamı..

Bu bilgi geldikten sonra seninle kim tartışırsa de ki “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım, sizler ve bizler de katılalım; arkasından “Allah'ın laneti (dışlaması), yalancıların üstüne olsun.” diye yalvaralım.“

Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki:-Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı; bizi ve sizi çağıralım. Sonra tevazu içinde gönülden yalvaralım da Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim.

Sana gelmiş olan ilimden sonra kim seninle tartışmaya girerse, onlara de ki: Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağırıp toplanalım; sonra dua edelim de Allah'ın lâneti yalancılar üzerine olsun.(14)

(14) Necran’dan gelen Hıristiyan heyetinin Peygamberimizle Hz. İsa hakkında tartışması ve onun Allah’ın oğlu olduğu iddiasında ısrar etmesi üzerine in... Devamı..

Sana ilimden bir nasip geldikten sonra, hak konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi çağıralım, mübâhele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar üzerine salalım."

pes her kim ḥüccetleşe senüñ-ile, anuñ içinde; andan śoñra kim geldi saña bilmek; eyit: “gelüñ oķıyalum er oġlanlarumuzı ya'nį ḥasan hüseyin, daħı er oġlanlaruñuzı daħı 'avratlarumuzı; ya'nį fāŧıma daħı 'avratlaruñuzı; daħı gendüzümüzleri andan la'net eyleşelüm pes ķılalum Tañrı la'netin yalancılar üzere.”

Pes kim ḥüccet eylese saña anda, saña gelgenden ṣoñra Tañrınuñ ‘ilmin‐den, eyit: Gelüñüz, oġlanlarumuz isteyelüm, ‘avratlarumuz isteyelüm, sizde ‘avratlaruñuz [isteñüz], nefslerümüz isteyelüm, siz daḫı nefslerüñüz is‐teñüz. Andan ṣoñra du‘ā idelüm. Daḫı ḳılalum Tañrı Ta‘ālā la‘neti yalancılarüstine.

(İsanın Allahın qulu və peyğəmbəri olması barədə) sənə göndərilən elmdən (mə’lumatdan) sonra buna (İsanın əhvalatına) dair səninlə mübahisə edənlərə de: “Gəlin biz də oğlanlarımızı, siz də oğlanlarınızı; biz də qadınlarımızı, siz də qadınlarınızı; biz də özümüzü, siz də özünüzü (bura) çağıraq! Sonra (Allaha) dua edib yalançılara Allahın lə’nət etməsini diləyək!”

And whoso disputeth with thee concerning him, after the knowledge which hath come unto thee, say (unto him): Come! We will summon our sons and your sons, and our women and your women, and ourselves and yourselves, then we will pray humbly (to our Lord) and (solemnly) invoke the curse of Allah upon those who lie.

If any one disputes in this matter with thee, now after (full) knowledge Hath come to thee, say: "Come! let us gather together,- our sons and your sons, our women and your women, ourselves and yourselves: Then let us earnestly pray, and invoke the curse of Allah on those who lie!(400)"

400 In the year of Deputations, 10th of the Hijrah, came a Christian embassy from Najran (towards Yaman, about 150 miles north of San 1 a). They were ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.