3 Aralık 2024 - 2 Cemaziye'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 36. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felemmâ veda’at-hâ kâlet rabbi innî veda’tuhâ unśâ va(A)llâhu a’lemu bimâ veda’at veleyse-żżekeru kelunśâ(s) ve-innî semmeytuhâ meryeme ve-innî u’îżuhâ bike veżurriyyetehâ mine-şşeytâni-rracîm(i)

Doğurunca da ya Rabbi demişti kız doğurdum; zaten Tanrı, onun ne doğurduğunu biliyordu; erkek kıza benzemez, ona Meryem adını verdim, onu da, soyunu da sana ısmarladım, taşlanmış Şeytan'dan sen koru demişti.

Ancak onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilip dururken- (annesi) dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum! (Oysa oğlan olmasını umuyordum.) Erkek ise, kız gibi değildir. (Kızların daha çok korunmaya ihtiyacı vardır, kadınların ve erkeklerin fıtratları farklıdır.) Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım" (diyerek Rabbine teslim etti).

Fakat çocuğu kız olarak doğurunca, Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilmekte iken: “Rabbim O'nu kız doğurdum, Beyti Makdis'e hizmet bakımından erkek kız gibi değildir. O'na Meryem adını verdim. O'nu ve soyunu lanetlenmiş şeytana karşı korumanı diliyorum” dedi.

Onu doğurduğu zaman, -Allah onun ne doğurduğunu, istediği erkek çocuğun bu kız gibi eşsiz biri olmayacağını iyi bildiği halde-:
“Rabbim, ben bir kız doğurdum. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş, itaat dışına çıkmış, şeytanın, şeytanî güçlerin şerrinden senin himayene tevdi ediyorum.” dedi.

Doğurduğu zaman, Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilmekle birlikte, "Ey Rabbim! Onu kız doğurdum. Kız oğlan gibi değildir. [5] Ben ona Meryem adını koydum. Onu ve onun soyunu kovulmuş olan şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum" dedi.

5.Yani "Beyti Mukaddes`in hizmetinde kızla erkek bir olmayacağı için daha önce yapmış olduğum adağımı yerine getiremiyeceğim."

Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirkendedi ki: 'Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o kovulmuş şeytandan Sana sığındırırım.'

İmran'ın zevcesi (Hanne) çocuk doğurunca, Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde:”- Ey Rabbim, onu kız doğurdum. (Mâbede hizmet için) erkek, kız gibi değildir. Bununla beraber, ben onun adını (Allah'ın kulu mânasına) Meryem koydum. İşte ben onu ve zürriyetini koğulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum” dedi.

Doğurduğunda, “Ya Rabbim! Ben bunu kız olarak doğurdum” dedi.

Çocuğu doğurunca, Allah onun neyi doğurduğunu çok iyi bilmesine ve herhangi bir erkeğin bu kız gibi olamayacağı gerçeğine rağmen şöyle dedi: “Ey Rabbim! Bir kız çocuğu doğurdum. Ona Meryem ismini verdim. Lanetlenmiş şeytana karşı onu ve soyunu korumanı diliyorum.”

Çocuğu olunca, o dedi ki: «Ey Tanrım! Ben kız doğurdum, Allah iyi biliyor ne doğurdumsa, erkek, dişi gibi değildir, Meryem diye koydum onun adını, koğulmuş şeytanın şerrinden onu, onun uruğunu sana bıraktım»

İmran'ın karısı onu doğurduğunda (Allah onun ne doğurduğunu bilmesine rağmen): “Ey Rabbim, onu kız doğurdum (fakat erkek çocuğu umuyordum. Çünkü) erkek, kız gibi (korunmaya muhtaç) değildir. Bununla beraber, ben onun adını (Allah'ın kulu anlamına gelen) Meryem koydum. İşte ben onu ve zürriyetini (neslinden gelenleri) lanetlenmiş şeytanın şerrine karşı Sana emanet ediyorum” dedi.

Çocuk doğurdığı zamân didi ki: "Yâ rabbi bir kız çocığım dünyâya geldi (Allâh ânın dünyâya ne getirdiğini biliyordı) Erkek, kız gibi değildir, ismini Meryem tesmiye iyledim, senin himâyene tevdî’ idiyorum, ânı ve zürriyetini racîm [1] olan şeytânın desîselerinden muhâfaza it."

[1] Taşa tutulmuş dimekdir. Ya’ni la’net taşları ile mel’ûn ma’nâsına gelir.

Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu bilirken "Ya Rabbi! Kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da soyunu da, kovulmuş şeytandan Sana sığındırırım" dedi.

Onu doğurunca, “Rabbim!” dedi, “Onu kız doğurdum.” -Oysa Allah, onun ne doğurduğunu daha iyi bilir-[87] “Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.”

Âyet-i kerimedeki bu ifade, İmran’ın karısının doğurduğu kızın, hayalinde canlandırdığı ve adadığı erkekten daha hayırlı olacağına işaret etmektedir.... Devamı..

Onu doğurunca dedi ki: “Rabbim! Onu kız doğurdum. -Oysa Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilmektedir- erkek de kız gibi değildir. Ben onun adını Meryem koydum, işte ben onu ve soyunu kovulmuş şeytana karşı senin korumana bırakıyorum.”

Onu doğurunca, Allah, ne doğurduğunu bilip dururken: Rabbim! Ben onu kız doğurdum. Oysa erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu senin korumanı diliyorum, dedi.

Onu doğurunca, "Rabbim, onu kız doğurdum," dedi -ALLAH onun ne doğuracağını biliyordu- "Erkek kız gibi değil. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan koruman için sana yalvarırım."

Onu doğuruncaAllah onun ne doğurduğunu bilip dururkenşöyle dedi: "Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu koğulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum".

Derken vaktaki hamlini vaz' etti «Ya rabbi onu dişi vaz' ettim» dedi, Allah daha iyi bilirken ne vaz'ettiğini, halbuki erkek dişi gibi değildi, bununla beraber ben onun adını Meryem kodum ve işte ben onu ve zürriyyetini o recîm şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum

Allah onun ne doğurduğunu bildiği hâlde, (Hanne) onu doğurduğu zaman (kulluğunun gereği olarak, durumunu Allah’a arz etmek üzere) “Yâ Rabbi! Şüphesiz ben onu bir kız doğurdum, (velâkin ben, adağımı yerine getirme ümidi ile erkek çocuk umuyordum. Zira) erkek, kız gibi (güçsüz ve korunmaya muhtaç) değildir. (Ve ayrıca, Beytülmakdis hizmetine sadece erkek çocuklar kabul ediliyor)” dedi. (Hanne sözlerine şöyle devam etti: “Yâ Rabbi!) ben ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytanın şerrinden, senin himayene ısmarlıyorum.”

Onu doğurunca: “Rabbim! Ben onu kız olarak doğurdum.” -Zaten Allah onun ne doğurduğunu daha iyi biliyordu- Erkek kız gibi değildir. İsmini, Meryem koydum. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytana¹ karşı Sen'in himayene bırakıyorum.” dedi.

“Eûzu billahi mine\ş-şeytâni\r-râcim” demek, “kovulmuş şeytandan Allah\a sığınırım” demek anlamında değildir. “Şeytandan Allah\a sığınmak” demek; “ins... Devamı..

Fakat onu (kız çocuğunu) doğurunca, Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilici iken: «Rabbim, hakıykat, ben onu kız olarak doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. Gerçek ben adını Meryem koydum. Ben onu da, zürriyyetini de o taşlanmış (koğulmuş) şeytandan Sana sığınır (Sana ısmarlar) ım» dedi.

Nihâyet onu doğurunca: “Rabbim! Gerçekten ben onu kız doğurdum!” dedi (ve bundan dolayı mahzun oldu). Hâlbuki Allah, onun ne doğurduğunu daha iyi bilendir. Ve erkek, (ma'bede hizmet için) kız gibi değildir. “Bununla berâber doğrusu ben ona Meryem adını verdim; artık şübhesiz ben onu ve zürriyetini kovulmuş şeytandan sana sığındırırım!”(dedi).

Vadesi gelip (erkek olur umuduyla mabede adadığını) doğurduğunda, (Allah onun ne doğurduğunu bilmesine rağmen:) “Ey Rabbim, (erkek çocuğu umuyordum fakat) onu (çocuğumu) kız doğurdum. Erkek ise (mâbede hizmet edebilme bakımından) kız gibi değildir (yani erkek olsaydı daha fazla hizmet edebilecekti.) Bununla beraber, ben onun adını Meryem koydum. Ve ben onu ve zürriyetini kovulmuş şeytanın (hakka aykırı hareket eden, insanları doğru yoldan saptırmaya çalışan her türlü güç, kurum ve kişilerin) şerrinden sana sığındırıyorum (senin korumana bırakıyorum) ‘’dedi. *

(*) “Şeytandan Allah’a sığınmak” demek; “ins” ve “cinn”nin yani görünen görünmeyen güçlerin, kişi ve kurumların saptırıcı telkin ve yönlendirmelerine ... Devamı..

Zamanı geldiğinde çocuğu doğurunca “Rabbim! Bir kız çocuğu doğurdum. Allah ne doğurduğunu en iyi bilendi. Erkek çocuk, kız çocuğu gibi değildir. Adını Meryem koydum, o’nu ve soyundan gelecekleri, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum (korumanı dilerim)” dedi.

İmran’ın karısı doğurunca dedi: « Ey çalabım! İşte ben bir kız doğurdum.» Oysa ki Allah onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. « Kız erkek gibi değildir. Adını Meryem koydum. Gerçekten onu da, onun dölünü de taşlanan Şeytan’ın kötülüğünden korumayı Sana ısmarlarım.»

Onu doğurunca «Yâ Rab! «ben kız doğurdum» dedi. Allah onun ne doğurduğunu iyi bilir. Erkek kız gibi değildir. Ben adını Meryem koydum. Onu ve zürriyetini koğulmuş şeytandan korumana bıraktım» dedi.

Onu doğurduğunda da “Rabbim! Dişi doğurdum” dedi. -Hâlbuki Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilmekteydi⁸- O (devamla): “Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem⁹ adını verdim. O ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden Sana havale ediyorum” demişti.

8 Bu bir ara cümledir. Arapçada buna mu’terize cümle denir. “Rabbim dişi doğurdum” diyen İmrân’ın karısının ifadesinin ardından Cenab-ı Hakk’ın “Hâlbu... Devamı..

Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu ve (her şeyden bağımsız sadece Allah'a ibadet etmek hususunda) erkeğin kız gibi (üstün) olmadığını daha iyi bildiği halde, “Ya Rabbi! Kız doğurdum, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da soyunu da taşa tutulmuş şeytandan sana sığındırırım” dedi.

Nihâyet çocuğunu doğurunca, —Allah onun ne doğurduğunu gâyet iyi bildiği hâlde— durumunu O’na arz ederek, “Ey Rabb’im!” dedi, “Ben bir kız çocuğu dünyaya getirdim. Fakat erkek çocuk umuyordum; çünkü erkek, kız gibi güçsüz ve korunmaya muhtaç değildir. Erkek çocuk kıza göre daha güçlü ve dayanıklı olduğu için, benim adağıma daha uygun düşerdi. Ayrıca, mâbed hizmetlerine yalnızca erkek çocuklar kabul ediliyor. Fakat ben, yine de sözümü tutuyorum; ona Meryem ismini veriyor, kendisini ve neslinden gelecek olanları o lânetlenmiş şeytanın kötülüklerine karşı Sana emânet ediyorum ya Rab!”

Onu doğurduğunda, Allah, onun ne doğurduğunu çok iyi bildiği halde, dedi ki:
“Rabbim! Ben, kız doğurdum. Erkek, Kız gibi değildir. Ben, ona Meryem adını koydum. Ben, onu ve soyunu Kovulmuş (Düzenbaz) Şeytan’dan sana sığındırıyorum”.

doğurduğunda ise üzülmüş, -Allah ne doğurduğunu bildiği halde-: " Ya Rab! Kızım oldu, biliyorum kız, oğlan kadar olmaz ama, elimde değil. Adını da Meryem koydum. Artık onu ve soyunu, şeytanın şerrinden sana havale ediyorum " diye yalvarmıştı.

Onu doğurunca: "Rabbim! Onu kız doğurdum! Erkek kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim! Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum!" dedi. Onun ne doğurduğunu Rabbiniz zaten biliyordu.

Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu çok iyi bilirken- şöyle demişti: “Rabbim! Ben onu kız (olarak) doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. [*]Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan (koruman için) sana sığınıyorum.” [*]

Bu cümle Yüce Allah’ın bir cevabı olarak şöyle de tercüme edilebilir: “(Senin istediğin) erkek, (benim verdiğim) kız gibi olamaz.”,Bu cümlede Hz. Hann... Devamı..

Onu doğurunca da; -Allah’ın onun ne doğurduğunu ve erkeğin kız gibi olmadığını gâyet iyi bildiği halde-: “Ey Rabbim! İşte onu doğurdum ve ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu, (her türlü) kovulmuş şeytandan Senin himâyene havâle ediyorum.” dedi.¹

1 Bu âyet: “Onu doğurunca da; -Allah’ın onun ne doğurduğunu gâyet iyi bildiği halde-: ‘Ey Rabbim! İşte onu kız olarak doğurdum, erkek kız gibi değildi... Devamı..

Fakat, çocuğu ²⁴ doğurunca, “Ey Rabbim!” dedi, “Bak, bir kız çocuk doğurdum.” Halbuki Allah, neyi doğuracağını ve [onun istediği] erkek çocuğun hiçbir zaman bu kız gibi olamayacağını ²⁵ bilmekteydi; “ve ona Meryem ismini verdim. Lânetlenmiş Şeytana karşı onu ve soyunu korumanı diliyorum.”

24 Lafzen, “onu (müennes halde)” -çocuğun kız olduğuna işaret.25 Lafzen, “ve erkeğin kadın gibi olmadığını” [veya “olamayacağını”]. Zemahşerî, bu sözl... Devamı..

Onu doğurunca; “Rabbim, ben kız doğurdum.” dedi. Allah, onun ne doğurduğunu ve erkeğin kız gibi olmadığını elbette en iyi bilendir. “Adını Meryem koydum. Onu ve onun soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana havale ediyorum” dedi. 7/200-201, 16/98...100

Fakat çocuğu doğurunca dedi ki: “Rabbim! Onu kız doğurdum —Allah onun ne doğurduğunu ve erkeğin kız gibi olamayacağını pekâlâ biliyordu-; ve adını Meryem koydum: İmdi ben onu ve soyunu taşlanmış şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum!”

Fakat onu doğurunca (erkek beklerken kız olduğunu görünce) -Allah elbette ki, onun ne doğurduğunu bildiği halde- (şaşkınlıkla) "Ey Rabbim; ben onu kız olarak doğurdum, (adağım yerine getirilemeyecek, çünkü kızların beyti mukaddese hizmetçi olması kabul edilmez) Oysa erkek, kız gibi değildir (bu hizmet için onlar tercih edilirler, buna rağmen) Ben ona (kızıma âbit, hâdim manasına, erkek ismi) Meryem adını verdim. Ben onu da, zürriyetini de o taşlanmış (huzurundan kovulmuş) şeytana karşı (koruman için) sana sığınırım (ya Rabbi)" diyerek niyaz etti.

Onu doğurunca Allâh onun ne doğurduğunu bilirken yine şöyle söyledi: "Rabbim, onu kız doğurdum, erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytânın şerrinden senin korumana ısmarlıyorum. "

Vaktâ ki hamlini vaz etti (karnındakini doğurdu), dedi ki: «Yarabbi! Ben onu kız olarak doğurdum.» Allah Teâlâ ise onun ne doğurduğunu daha ziyâde bilir. Halbuki erkek, dişi gibi değildir. «Ve ona Meryem adını verdim. Ve ben onu ve onun zürriyetini racîm olan şeytandan Senin himayene ısmarladım.»

Derken onu doğurunca da: “Ya Rabbî, dedi, ben bir kız doğurdum. -Zaten Allah ne doğurduğunu pek iyi biliyordu-, erkek evlat, elbette kız gibi değildir. Ben onun adını Meryem koydum. Onu da, onun neslinden gelecekleri de o mel'un şeytanın şerrinden korumanı niyaz ediyorum. ”

Onu doğurunca Allah onun ne doğurduğunu bilirken yine şöyle söyledi: "Rabbim, onu kız doğurdum, erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum."

Vaktâ ki zevce-i 'İmran Meryem'i doğurdı. Didi ki: Yâ Rabbi! Ben kız doğurdım [¹] Allâh onun ne doğurdığını bilir [²] Ve yine didi ki: Erkek kız gibi değildir. Onı Meryem tesmiye itdim. Onı ve zürriyetini la'net ile rahmetden koğulmuş şeytândan sana sığınırım.

[1] O zamânlarda evlâdım olursa hidmet-i beyte koyarım diye nezr idenler çocuğı doğurunca ma'bede götürüb bırakırlar ve orada huddâm-ı ma'bedin himâye... Devamı..

Doğum yapınca, ne doğurduğunu Allah daha iyi bildiği halde “Sahibim! Kız doğurdum. Erkek kız gibi olmazdı! Ben ona Meryem adını verdim; onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan korumanı bekliyorum.” dedi.

Onu doğurunca da:-Rabbim, ben, kız doğurdum. (Halbuki Allah, neyi doğuracağını en iyi bilendir) Erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum, O'nu da onun soyunu da kovulmuş şeytandan senin korumana veriyorum” dedi.

Onu doğurunca da, “Rabbim, ben kız doğurdum!” dedi—ki Allah onun ne doğurduğunu elbette biliyordu—“Halbuki erkek, kız gibi olmaz. Onun adını Meryem koydum; onu ve neslini kovulmuş şeytanın şerrinden koruman için Sana sığındım.”

Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum!"

pes ol vaķt kim [27b] doġurdı anı; eyitti: “iy çalabum! bayıķ ben doġurdum anı dişi”; daħı Tañrı bilürirekdür anı kim doġurdı. “daħı degül irkek dişi gibi. daħı bayıķ ben ad virdüm aña meryem daħı bayıķ ben śıġındururın anı saña daħı dölini anuñ şeyŧāndan sürülmiş.”

Pes ol vaḳt kim doġurdı anı, eyitdi: İy Çalabum ben bunı dişi doġurdum.Daḫı Tañrı Ta‘ālā bilür ol ne doġurdı‐y‐ısa. Daḫı irkek dişi gibi de‐güldür. Daḫı ben ad virdüm ki Meryem diyü, daḫı ben saña ṣıġındurdumözini, daḫı ẕürriyetini daḫı şeyṭān şerrinden ki dergāhdan sürülmişdür.

Onu (bətnindəkini) doğduğu zaman: “Ey Rəbbim! Mən qız doğdum”, - söylədi. Halbuki, Allah onun nə doğduğunu və oğlanın qiz kimi olmadığını yaxşı bilirdi. (Hənnə: ) “Mən onun adını Məryəm qoydum, onu və onun nəslini məl’un (daşqalaq olunmuş) Şeytandan (Şeytanın şərindən) Sənə tapşırıram” (dedi).

And when she was delivered she said: My Lord! Lo! I am delivered of a female. Allah knew best of what she was delivered. the male is not as the female; and Lo! I have named her Mary, and Lo! I crave Thy protection for her and for her offspring from Satan the outcast.

When she was delivered, she said: "O my Lord! Behold! I am delivered of a female child!"- and Allah knew best what she brought forth(377)- "And no wise is the male Like the female(378). I have named her Mary, and I commend her and her offspring to Thy protection from the Evil One, the Rejected."

377 The mother of Mary expected a male child. Was she disappointed that it was a female child? No, for she had faith, and she knew that Allah's Plan w... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.