Ve-iż eḣaża(A)llâhu mîśâka-lleżîne ûtû-lkitâbe letubeyyinunnehu linnâsi velâ tektumûnehu fenebeżûhu verâe zuhûrihim veşterav bihi śemenen kalîlâ(en)(s) febi/se mâ yeşterûn(e)
An o zamanı ki Allah, kendilerine kitap verilenlerden, o kitabı insanlara mutlaka açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz onu diye söz almıştı; onlarsa o sözü artlarına attılar, azcık bir menfaat karşılığında sattılar onu, ama o aldıkları şey, ne de kötünesne.
Vaktiyle Allah, kendilerine kitap verilenlerden; "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız (ilmi ve İslami gerçekleri asla) saklamayacaksınız!" diye söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü kulak ardına attılar. (Allah rızasını) Az bir dünyalığa sattılar ve çok çirkin bir alışveriş yaptılar (elbette kazandıkları kötü ve murdardır).
Ve hani Allah kendilerine kitap verilenlerden, O kitabı mutlaka insanlara açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz diye kesin söz almıştı. Fakat, onlar bunu kulak ardı ettiler ve küçük bir kazançla değiştirdiler. Ne kötü bir alışverişti bu.
Allahın, kutsal kitaplarındaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulanlardan kesin bir söz, bir taahhüt aldığını onlara hatırlat: Onu, Muhammed'in hak peygamber olduğu, Kur'ân'ın Muhammed'e indirileceği ile ilgili Tevrat ve İncil'deki hükümleri mutlaka insanların iyiliği, kurtuluşu için açıklayacaksınız, bu hususu gizlemeyeceksiniz, buyurmuştu. Onlar taahhütlerini bozarak, sorumluluklarını yerine getirmediler, kitaplarındaki bu hükümleri büsbütün kulak arkası ettiler. Bunları servet, makam, mevki gibi geçici dünya menfaatlerine, birkaç pula değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötüdür.
Vaktiyle Allah, kendilerine kitap verilenlerden "onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz" diye söz almıştı. Onlar bu sözü arkalarına attılar ve karşılığında az bir değeri satın aldılar. Satın aldıkları ne kadar da kötü bir şeydir!
Hani kitap verilenlerden: 'Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz' diye kesin söz almıştı. Fakat onlar, bunu arkalarına attılar ve ona karşılık az bir değeri satın aldılar. O aldıkları şey ne kötüdür.
Vaktiyle Allah, kendilerine kitap verilenlerden (âlimlerden) şöyle teminat almıştı: “- Celâlim hakkı için, kitabı, muhakkak insanlara açıklayıp anlatacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz.” Onlar ise o söz ve teminatı sırlarının arkasına attılar. Böylece karşılığında biraz para aldılar. Bu ne kötdü alış veriştir!...
Bir vakit Allah, kendilerine kitap verilenlerden söz aldı ki; “Bu kitabı insanlara açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz.” Onlar ise; bu sözden sonra dahi, o kitabı arkalarına attılar. Ve az bir fiyat ile onu sattılar. Satın aldıkları ne kötü şeydir!
Allah kendilerine kitap verilenlerden şöyle bir söz almıştı: “Onu insanlara açıklayınız ve hiçbir şey gizlemeyiniz.” Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu küçük bir kazançla değiştirdiler. Yaptıkları alış veriş ne kadar kötüdür!
Hani, Allah kitap verilenlerden, insanlara onu bildirmek, onu gizlememek için ahdalmıştı, hemen onu fırlattılar arkaya, değersiz şeylerle onu sattılar, alışverişleri ne kötü oldu
Allah, geçmişte kendilerine kitap verilenlerden: “Onu(n hükümlerini) insanlara açıklayacaksınız ve ondan hiçbir şeyi gizlemeyeceksiniz!” diye sağlam bir söz almıştı. Ama onlar (antlaşmayı hiçe sayarak) bu sözlerini kulak ardı etmişler ve onu küçük bir kazanç karşılığı (mal, servet, şan, şöhret gibi dünyalıklarla) değiştirmişlerdi. Ne kötü bir alışverişti bu!
Allâh yahûdîlerden ’ahid aldı ki kitâbı (Tevrat’ı) insânlara anlatsunlar ve saklamasunlar ânlar omuzlarından atdılar ve ânları kıymetsiz bir şeye değişdiler buna mukâbil aldıkları ne fenâ bir şeydir.
Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alış verişleri ne kötüdür!
Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür!
Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu insanlara mutlaka açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam söz almıştı. Ama onlar bunu kulak ardı edip kitabı az bir dünyalıkla değiştiler. Karşılığında aldıkları ne kadar da değersiz!
Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!
ALLAH kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, gizlemiyeceksiniz," diye söz almıştı. Fakat onlar, onu arkalarına atıp az bir fiyata sattılar. Ne kötü bir alış veriş!
Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz." diye söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür.
vaktile Allah kendilerine kitab verilen okur yazarların şöyle misakını aldı: celâlim hakkı için onu nâsa anlatacaksınız, ketmetmeyeceksiniz, derken onlar onu omuzlarının arkasına attılar da mukabilinde biraz para aldılar, bakın ne kötü alış veriş
Vaktiyle Allah, kendilerine kitap verilen (yahûdî) lerden, “Onu (Tevrât’ın hükümlerini) mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve onu (son peygamber ile ilgili olarak, Tevrât’ta yazılı bulunanları) gizlemeyeceksiniz!” diye söz almıştı. Ama onlar o (verdikleri) sözü önemsemeyerek kulak ardı ettiler ve onu (âhiret nimetlerine nispetle, değersiz ve) az bir bedel (olan, geçici dünya menfaatlerin) e değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür!
Hani Allah, Kitap Ehli'nden, onu insanlara açıklayacaklarına ve asla gizlemeyeceklerine dair kesin bir söz almıştı. Fakat onlar, az bir çıkar karşılığı, bu sözlerine sırt çevirdiler. Bu ne kötü bir alışveriştir!
Allah bir zaman kendilerine Kitab verilenlerden «Onu (Celâlim hakkı için) behemehal insanlara açıklayıb anlatacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diye te'mînat almışdı. Onlar ise o sözü sırtlarının arkasına atdılar. Onun mukaabilinde az bir menfeati satın aldılar. Müşteri oldukları o şey ne kötüdür!..
Ve hani Allah, kendilerine kitab verilenlerin “Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz!” diye sağlam sözlerini almıştı. Hâlbuki (onlar) onu (kulak ardı ederek) sırtlarının gerisine attılar ve onunla az bir baha (kıymetsiz bir menfaat) satın aldılar. İşte (bu) satın almakta oldukları şey ne kötüdür!
Vaktiyle Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu (o kitabı ve içindeki bütün hükümleri) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu (asla) gizlemeyeceksiniz”diye (peygamberleri aracılığıyla) sağlam söz almıştı. Ama onlar, (verdikleri o sözü hiçe sayarak) onu arkalarına atıverdiler ve onu (Allah’a verdikleri sözü) küçük (basit) bir kazanç karşılığı (mal, servet, şan ve şöhret gibi dünyalıklarla) değiştirmişlerdi. Artık o satın aldıkları ne kötü bir şey! *
Allah kitap ehlinden, insanlara (Allah’ın ayetlerini) mutlaka açıklayacaklarına ve ondan hiçbir şey gizlemeyeceklerine dair sağlam bir söz almıştı. Allah’ın açıklayıcı ayetlerini, çok az bir değer karşılığında satarak, arkalarına attılar. Satın aldıkları ne kadar kötü!
O gün Allah kendilerine kitap verilenlerden söz almıştı. Kitap’ı insanlara açıkça bildireceklerdi, Kitap’ı gizlemeyeceklerdi. Onlar ise bu sözlerinden caydılar. Onu az bir değere değiştiler. Bu değiş tokuşta elde ettikleri nesne ne kötüdür.
Hani Allah Kitaba nâil olanlardan bir misak almıştı: Kitabı [¹] halka beyan edecekler, ondan hiçbir şeyi saklamayacaklardı. Onlar ise misakı arkalarına attılar. Onu az bir şey ile sattılar. Artık ne kötü alışverişte bulundular!
Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden “Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz!” diye kesin söz almıştı. Onlar bu sözü arkalarına attılar ve onu az bir değere sattılar. Ne kötü bir alışverişti bu!
Hani Allah, kitab verilenlerden, “Onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz” diye ahit almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere sattılar. O satın aldıkları, pek de kötü bir şeydir!
Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Bu kitabı bütün hükümleriyle insanlığa bildirecek, onu asla gizlemeyeceksiniz! Özellikle de, geleceği müjdelenen Son Elçi geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz!” diye söz almıştı.
Ama onlar, antlaşmayı hiçe sayarak onu kaldırıp arkalarına atıverdiler ve Allah’a verdikleri sözü; servet, makam, şan, şöhret gibi basit menfaatlerle değiştirdiler. Ne kötü bir alışveriş yapıyorlar!
Hani, “Elbette, onu İnsanlar’a açıklarsınız ve onu gizlemezsiniz” diye, Allah, Kitap verilmiş olanların mîsâkını (açık ve kesin bağlılık sözlerini) aldı. Onu arkalarına attılar / geri plana ittiler. Onu az bir bedele sattılar. Satın aldıkları şeyler ne kötü!
Vaktiyle Allah, ehlikitap ulemasından söz almış ve: " Kitabı insanlara mutlaka açıklayacak ve asla gizlemeyeceksiniz " demiştik. Çok geçmeden kitabı ortadan kaldırdılar, üç kuruşa tenezzül edip ayağa düşürdüler. Yaptıkları çok çirkin bir alışverişti.
Allah kendilerine kitap verilenlerden: "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız! Onu gizlemeyeceksiniz!" diyerek söz almıştı. Fakat bu sözü onlar az bir bedelle satıp geçtiler. Sonra ayetlere arkalarını döndüler. Satın aldıkları ne kötü şeydir.
Hani Allah kendilerine kitap verilenlerden, “Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz” [*] diye söz almıştı. Onlar ise bunu sırtlarının arkasına atmışlar; [*] onu az bir değer karşılığında satmışlardı. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötüdür!
Bir zamanlar Allah, kendilerine kitap verilenlerden “O (kitabı)¹ insanlara mutlaka açıklayacaksınız ve onu, asla gizlemeyeceksiniz.” diye söz almıştı. Fakat onlar bu sözlerine sırt çevirerek, onu ucuza² sattılar. İşte onların yaptıkları bu alışveriş, ne kadar kötüdür.
ALLAH, geçmişte kendilerine vahiy verilenlere, “Bunu insanlara açıklayın ve ondan hiçbir şeyi gizlemeyin!” [buyurduğunda, bunu yapacaklarına] dair onlardan güçlü bir taahhüt almıştı. ¹⁴³ Ama onlar bu taahhütlerini kulak arkasına attılar ve küçük bir kazançla değiştirdiler: Ne kötü bir alışverişti bu! ¹⁴⁴
Allah, kendilerine kitap verilenlerden “Kitabı insanlara muhakkak beyan edeceksiniz, onu asla gizlemeyeceksiniz” diye misak/söz almıştı da onlar, bu ahdi kulak ardı ettiler, bunu basit dünya menfaatlerine pazarladılar, ne kötü bir alışveriştir bu. 2/159, 3/104
Allah, (daha önceden) vahye muhatap olanlardan “Onu insanlara açıklayacaksınız ve kesinlikle gizlemeyeceksiniz” diye söz almıştı. Fakat onlar bunu kulak ardı ettiler ve değersiz bir menfaat karşılığı pazarladılar: ne kötü bir alışverişti bu!
Bir vakit Allah, kendilerine kitap verilenlerden; "Kitapta olanları mutlaka insanlara açıklayacaksınız, hiçbir şeyi gizlemeyeceksiniz!" diye söz almıştı, onlar ise sözlerinde durmadılar, onu az bir dünyalığa değiştiler! (az bir para almak için, kitaptaki hükümleri, haberleri gizlediler) Yaptıkları alışveriş ne kadar çirkin şeydir.
Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa sattılar. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötü bir alışveriş!..
Ve bir zaman Allah Teâlâ kendilerine kitap verilmiş olanlardan, «Elbette o kitabı nâsa açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz.» diye bir ahd almıştı. Onlar ise onu omuzlarının arkasına atıverdiler ve onunla az bir paha satın aldılar. Artık o satın aldıkları ne kötü bir şey!
Vaktiyle Allah, Ehl-i kitaptan “Kitabı mutlaka insanlara açıklayıp anlatacaksınız, Onu asla gizlemeyeceksiniz! ” diye teminat almıştı. Fakat onlar bu ahdi önemsemeyerek kulak ardı ettiler, onu az bir bahaya sattılar. Bakın ne kötü bir alış veriş!
Allah, kendilerine Kitap verilenlerden: "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz!" diye söz almıştı. Fakat onlar, verdikleri sözü sırtlarının ardına attılar ve karşılığında birkaç para aldılar. Ne kötü şey satın alıyorlar.
Kendilerine kitâb virilenlerden (Ehl-i Kitâb'dan) o kitâbda olan şeyleri nâsa beyân itmeleri ve gizlememeleri içün Allâh Te'âlâ'nın 'ahid ve mîsâk aldığını da yâd iyle. Onlar o 'ahid ve mîsâkı arkalarına atdılar ve onunla kıymetsiz ve değersiz şeyleri satın aldılar ve ne fenâ şey iştirâ iylediler. (Kitâbı kendi hevâ ve heveslerine göre tahrîf ile dünyâlık kazanmak içün halkı iğfâl itdiler. Ve âhiretlerini satdılar)
Allah kitap verilenlerden, “kitabı insanlara muhakkak açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz” diye söz almıştı da, onlar, kitabı arkalarına atıp umursamamışlar, az bir bedele karşılık değişmişlerdi, alış verişleri ne kötüdür.
Hani, kendilerine kitap verilenlerden, Allah, “Bu kitabı halka açıklayacak, onu asla saklamayacaksınız” diye ahit almıştı. Onlar ise bu ahdi kulak ardı edip az bir paraya satıvermişlerdi. Ne kötü bir alışverişti o!
Allah, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda mîsak almıştı: "Onu insanlara mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız." Ama onlar Kitap'ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar!
daħı ol vaķt kim duttı Tañrı anlaruñ 'ahdın kim virinildiler kitāb: bellü eyleyeler anı ādemįlere daħı gizlemeyeler anı. pes bıraķdılar anı arķaları ardında. daħı śatun aldılar anuñ-ile az bahā pes ne yavuzdur ol kim śatun alurlar!
Taḥḳīḳ aldı Tañrı Ta‘ālā ‘ahdlerini, and vir[di] kitāb virilen Yehūdīler,Naṣrānīler ki bellü iderler Tañrı kitābını ḫalḳa ve giz‐ lemeyeler. Daḫı anıpes bıraḳdılar ol andı arḳaları ardına, daḫı ṣatdılar anı az bahā‐y‐ıla, ya‘nīḥaḳḳı bāṭıla degşürdiler . Pes ne ḳatı yaman nesne bile degşürdiler.
(Ya Rəsulum!) Allah kitab əhlindən: “Siz onu (kitabda olanları) gizlətməyib, insanlar üçün aydınlaşdırmalısınız!” – deyə əhd aldığı zaman onlar bu əhdə arxa çevirdilər və onu az bir qiymətə satdılar. Onların bu alış-verişi necə də pisdir!
And (remember) when Allah laid a charge on those who had received the Scripture (He said): Ye are to expound it to mankind and not to hide it. But they flung it behind their backs and bought thereby a little gain. Verily evil is that which they have gained thereby.
And remember Allah took a covenant from the People of the Book,(494) to make it known and clear to mankind, and not to hide it; but they threw it away behind their backs,(495) and purchased with it some miserable gain! And vile was the bargain they made!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |