21 Ocak 2025 - 21 Receb 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 184. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fe-in keżżebûke fekad kużżibe rusulun min kablike câû bilbeyyinâti ve-zzuburi velkitâbi-lmunîr(i)

Seni yalan sayarlarsa senden önce apaçık delillerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitapla gelen peygamberler de yalan sayılmıştır.

(Ey Resulüm!) Eğer Seni yalanlarlarsa (aldırma, çünkü) Senden önce apaçık belgeler (mucizeler), Zeburlar (hüküm ve hikmet içerikli kutsal sahifeler) ve nurlu kitapla gelen elçileri de yalanlayıp (inkâr ve itiraz etmişlerdi).

Ey peygamber! Eğer seni yalanlarlar ise yadırgama, gerçekten senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberleri de yalanlamışlardı.

Eğer senin peygamberliğini yalanlarlarsa, senden önceki bütün peygamberler yalanlanmış olur. Senden öncekiler de apaçık âyetlerle, mûcizelerle, vahyin içeriğini açıklayan beyanlarla, tavsiyelerle, hak peygamber olduklarını tasdik eden delillerle, hikmet dolu sayfalarla, aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 15/80; 16/44; 25/37; 26/105, 123, 141, 160, 176, 196; 35/4, 25; 54/43; Dirâsât li-üslûbi’l-Kur’âni’l-Kerîm, 3/313, 315; Tefsîru Eb... Devamı..

Eğer seni yalanladılarsa, senden önce de açık deliller, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamber de yalanlanmıştı.

Eğer seni yalanlarlarsa, senden önce apaçık belgeler, Zeburlar ve aydınlık kitapla gelen elçileri de yalanlamışlardır.

(Rasûlüm), şimdi seni tekzip ettilerse (yalanladılarsa), senden önce o açık mûcizeleri, hikmetli sahifeleri ve nurlu kitabı getiren peygamberler de tekzip olundu.

Eğer seni yalanladılarsa, muhakkak senden önce gelen nice elçileri de, -mucizeler, sayfalar ve aydınlatıcı kitapla geldikleri halde- yalanladılar. (Peygamberleri ve İlahî mesajları inkâr etmenin asıl sebebi; ahiret hayatına inanmamak, dünyayı ebedî sanmaktır. Hâlbuki:)

Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi.

Onlar seni yalanlıyorlarsa, senden önce belgelerle, Zeburlarla, nur saçan kitapla gelmiş olan, nice nice peygamberler de yalanlanıldı

(Ey Resûl!) Şayet onlar senin elçiliğini yalanlarlarsa (aldırma, çünkü) senden önce de hakikatin tüm kanıtlarını, ilahi hikmet yüklü kitapları ve aydınlık saçan sayfaları getiren elçileri de yalanlamışlardı.

Eğer seni tekzîb iderler ise senden evvel gelen peygamberler mu’cizeler yapmış ve kitâblar getirmiş oldukları halde ânlara dahî kâzib didiler.

Seni yalancı saydılarsa, senden önce belgeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık delilleri, hikmetli sayfaları ve aydınlatıcı kitabı getiren peygamberler de yalanlanmıştı.[103]

Âyet-i kerimenin meâli şöyle de olabilir: “Seni yalanladıkları takdirde, (bununla) senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap g... Devamı..

Seni yalanladılarsa bil ki senden önce belgeler, sahîfeler ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalancılıkla suçlanmışlardı.

(Resûlüm!) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse (yadırgama); gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi.

Seni yalanlarlarsa (şaşma), senden önce apaçık deliller, Zeburlar (Tanrı sevgisini dile getiren ilahiler) ve aydınlatıcı kitap getiren elçiler de yalanlanmıştı.

Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

şimdi seni tekzib ettilerse senden evvel de bir çok Resuller tekzib olundu ki o beyyineler ve o hikmetil sahifeler, ve o nurlu kitab ile gelmişlerdi

(Resûlüm!) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse (üzülme!) Gerçekten, senden önce apaçık mu‘cizeler, hikmetli sahîfeler ve nurlu kitaplar getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi.

Şimdi seni yalanlayanlar; senden önce açık kanıtlarla, zeburlar¹ ve aydınlatıcı kitaplarla gelen resulleri de yalanlamışlardı.

1. Sahifeler, hikmet dolu yazılı metinler.

(Habîbim) onlar seni (n tebliğlerini) yalan sayarlarsa senden evvel o apaçık mu'cizeleri, Sahifeleri ve nur verici Kitab (lar) ı getiren peygamberler de yalana çıkarılmışdır.

(Habîbim, yâ Muhammed!) Artık seni yalanladılarsa (üzülme ve bil ki), şübhesiz senden önce apaçık mu'cizeler, sayfalar ve nûrlandırıcı kitab getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

(Resulüm!) Eğer seni yalanlarlarsa, (bil ki) senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren nice elçiler de yalanlanmış bulunuyorlar.

Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, senden önce açıklayıcı ayetler, sayfalar ve onları aydınlatıcı kitaplarla gelen elçileri de yalanladılar.

Şimdi seni nasıl yalancı saydılarsa işte senden önce açıklayıcı belgelerle, sayfalarla ışık saçarak gelen elçileri de öylece yalancı saymışlardı.

Onlar seni yalana çıkarırlarsa üzülme; çünkü senden evvel açık mucizeler [⁵], zeburlar [⁶] nuranî bir Kitap [⁷] ile gelen peygamberler de yalana çıkarılmışlardı.

(Ey Peygamber!) Eğer seni yalanladılarsa, bil ki senden önce apaçık deliller, hikmetli sayfalar [zubur] ve aydınlatıcı kitaplar getiren elçiler de yalanlanmıştı.

Seni yalancı saydılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

Ey Muhammed! Eğer bu insanlar seni yalanladılarsa, bundan dolayı üzülme! Zira, senden önce de, apaçık mûcizeler, hikmet dolu sahifeler ve aydınlatıcı kitaplar getiren nice elçiler yalanlanmıştı. İlâhî hikmet gereğince her Peygamber, böyle zorluklarla imtihân edilegelmiştir. O hâlde, başınıza gelebilecek sıkıntılara sabredin, iyiliklerinizin karşılığının hemencecik verilmesini de beklemeyin:

Seni yalanladılarsa, kesinlikle, Beyyineler (Açık Belgeler), Zebûrlar ve Aydınlatıcı Kitap ile gelmiş, senden önceki rasûller de yalanlandı.

Resulüm! sana yalancı derlerse, bil ki senden öncekiler de yalanlanmıştı, Hem de, belgeler ve aydınlatıcı kitaplar sundukları halde...

Eğer seni yalanladılarsa senden önce açık delilleri ve hikmetli sayfaları olan aydınlatıcı kitabı getiren elçileri de yalanlamışlardı. <>

Seni yalanlarlarsa (üzülme)! Apaçık deliller, sahifeler ve aydınlatıcı kitabı getiren senden önceki elçiler de elbette yalanlanmıştı. [*]

Benzer mesaj: Fâtır 35:25.

(Ey Muhammed!) Eğer onlar, seni yalanladılarsa (unutma ki) senden önce apaçık mûcizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitaplar getiren Peygamberler de yalanlanmıştı.

Ve şayet seni yalanlıyorlarsa –(bil ki) aynı şekilde, senden önce hakikatin tüm kanıtlarını, ilahî hikmet yüklü kitapları ve aydınlık saçan vahyi getiren [diğer] peygamberler de yalanlanmış bulunuyorlar.

Eğer seni yalancılıkla suçluyorlarsa, bil ki senden önce apaçık delilleri, hikmet yüklü sahifeleri ve aydınlatıcı vahyi getiren nice elçiler de yalancılıkla suçlanmıştı. 6/34, 41/43

Ve seni yalancılıkla suçladılarsa; unutma ki senden önce hakikatin apaçık delilleriyle, ilâhî hikmet yüklü kitaplarla[⁶⁹⁸] ve aydınlık saçan vahiyle gelen rasuller de yalancılıkla suçlanmıştı.

[698] Zebur “hikmet yüklü kitap” anlamına gelir (Bkz: 16:44; 26:196, ilgili notlar).

(Ey Muhammed) onlar seni böyle yalan sayarlarsa (tasalanma) senden evvel apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalancı sayılmıştı.

Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık delilleri, hikmetli sayfaları ve aydınlatıcı kitabı getiren Resuller de yalanlanmıştı.

İmdi seni tekzîp ederlerse şüphe yok senden evvel de peygamberler tekzîp olunmuşlardı ki, beyyineler ile, hikmet dolu sahifeler ve nûrlu kitap ile gelmişlerdi.

Eğer onlar senin nübüvvetini yalan saydılarsa, üzülme! Zaten senden önce açık deliller, mûcizeler, sahîfeler ve nurlu kitaplar getiren nice resullere de yalancı denilmişti. [16, 44; 26, 196; 35, 25; 54, 43]

Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sahifeler ve aydınlatıcı Kitabı getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

Eğer seni tekzîb iderlerse (buna mahzûn olma, sabır it) senden evvel âşikâr mu'cizât ile, suhuflar ve ahkâm ve şerâyi'i beyân iden kitâblarla gelmiş olan rasûller tekzîb olunmuşlardı. (Rasûlün tekzîb olunması yalnız sana mahsûs ve yeni bir şey değildir)

Seni yalanlarlarsa yalanlasınlar, senden önceki elçiler de yalanlanmıştı. Onlar; mucizeler, hikmet dolu sayfalar[*] ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi.

[*] (Ali- imran 3/81.) ayete göre nebiler, kitap ve hikmet ile geldiği için bu ayetteki zübür, hikmet dolu sayfalar, anlamında olmalıdır.

Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlar, senden önceki apaçık delilleri, sahifeleri ve aydınlatıcı kitabı getiren peygamberleri de yalanlamışlardı.

Onlar seni yalanladılarsa, senden önce de apaçık delillerle, hikmet dolu sayfalar ve nurlu kitaplarla gelen nice peygamberler de yalanlanmıştı.

Seni yalanladılarsa, senden önce de resuller yalanlandı. Açık-seçik deliller, kutsal sayfalar ve aydınlatıcı kitabı getirmişlerdi onlar.

pes eger yalan dutarlar-ise seni; bayıķ yalan dutarlar-ise yalavaclar senden ilerü. getürdiler ḥüccetler daħı kitāblar daħı kitāb’ı aydın eyleyici.

Pes eger yalanlasalar seni yā Muḥammed, taḥḳīḳ yalanladılar senden burunpeyġamberleri ki geldiler mu‘cizātlar bile, daḫı kitāblardaki buyruḳlar bile,daḫı nūrlu kitāblar bile.

(Ya Rəsulum!) Əgər onlar səni yalançı sayarlarsa (heç də qəmgin olma)! Çünki səndən əvvəl açıq mö’cüzələr, səhifələr və nur saçan kitab gətirmiş peyğəmbərləri də yalançı saymışdılar.

And if they deny thee, even so did they deny messengers who were before thee, who came with miracles and with the Psalms and with the Scripture giving light.

Then if they reject thee, so were rejected messengers before thee, who came with Clear Signs, Books of dark prophecies, and the Book of Enlightenment.(490)

490 The three things mentioned in the Text are: (1) Clear Signs (bayyinat); (2) Zubur, and (3) al Kitab al Munir. The signification of (1) I have expl... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.