10 Ekim 2024 - 7 Rebiü'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 183. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne kâlû inna(A)llâhe ‘ahide ileynâ ellâ nu/mine lirasûlin hattâ ye/tiyenâ bikurbânin te/kuluhu-nnâr(u)(k) kul kad câekum rusulun min kablî bilbeyyinâti vebilleżî kultum felime kateltumûhum in kutum sâdikîn(e)

Kurban ettiğini, bir yıldırım düşüp yakmadıkça inanmayız hiçbir peygambere, bize böyle emretti Allah gerçekten de dediler. De ki: Benden önce apaçık mucizelerle ve söylediğiniz mucizeyle birçok peygamberler gelip geçti, doğruysa sözünüz ne diye öldürdünüz onları?

Ahd-i Atıyk'te, Âdem Peygamberin oğulları Kaabil'le Hâbil'den bahsedilirken "Ve bir vakitten sonra Kayın, yerin mahsulünden Rabbe takdime getirdi ve H... Devamı..

"Allah bize (kendiliğinden oluşan bir) ateşin yiyeceği (yakıp bitireceği şekilde, mucize olarak gökten inen) bir kurban getirmedikçe, hiçbir elçiye inanmamamız (gerektiği) konusunda ahit (yemin ve öğüt) verdi" (şeklinde asılsız iddialarda bulunup, mucize bekliyoruz) diyenlere de ki: "Şüphesiz, Benden önce nice elçiler, apaçık belgelerle ve söyledikleriniz (cinsinden mucizelerle) geldi; eğer siz doğru idiyseniz, o halde (inanıp itaat edeceğiniz yerde) onları ne diye öldürüverdiniz?"

Doğrusu bize gökten inen bir ateşin yakıp yok edeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamız için Allah bizden söz almıştır diyenlere de ki: “Benden önce de peygamberler size hakikatin tüm delillerini ve bu dediğinizi getirmişlerdi. Peki söylediğinizde samimi iseniz, neden onları öldürdünüz?”

“Allah, bize gökten inen, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir Rasule güvenmememizi, itimat etmememizi emretti” diyenlere:
“Size, benden önce mûcizelerle, özellikle hak peygamber oldukları konusunda istediğiniz delillerle nice Rasuller geldi. Eğer dürüst kimseler olduğunuz iddiasında iseniz, niçin peygamberleri öldürdünüz?” de.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 2/91; 5/27.

"Allah bizden, ateşin yediği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamız üzere söz aldı" diyenler var ya, onlara de ki: "Benden önce nice peygamberler size açık deliller ve sizin o söylediğinizi getirdiler. Eğer doğru sözlü idiyseniz onları niçin öldürdünüz?"

'Allah bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamız konusunda and verdi,' diyenlere de ki: 'Şüphesiz, benden önce nice elçiler, apaçık belgeler ve söylediklerinizle geldi; eğer, siz doğru idiyseniz, o halde onları ne diye öldürdünüz?'

O Yahûdiler şöyle dediler: “- Gökten mucize olarak gelecek ateşin yiyip tüketeceği bir kurban getirinceye kadar hiç bir Peygambere iman etmememizi Allah bize emretti.” (Rivayet edildiğine göre İsrailoğulları kurban eti yemezler ve kurban ettikleri hayvanın etini çatısız bir eve korlardı. Zamanın peygamberi orada dua yapardı. Halk da dışarda duanın kabulünü beklerdi. Gökten beyaz bir ateş gelip o kurbanı yakardı ve bu onun kabulüne bir alâmet sayılırdı). De ki:”- Size, benden önce bir çok peygamberler apaçık delillerle gelmiş ve o dediğinizi de elbet getirmişti. Ya, sadık kimseler idiyseniz niçin onları öldürdünüz?

Onlar öyleler ki; “Ateşte yanan bir kurbanla bize gelmeden hiçbir elçiye inanmamamız için, Allah bizden söz almıştır” dediler. Sen söyle: “Daha önce mucizelerle ve dediğiniz kurban ile size nice elçiler geldi. Eğer sözünüzde doğru iseniz, neden onları öldürdünüz?”

Onlar derler ki: “Allah bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamayı emretti.” De ki: “Benden evvel nice peygamberler en açık deliller ile ve sizin söylediklerinizle geldiler. Eğer doğru insanlar iseniz, niçin onları öldürdünüz?”

«Ateşin yiyeceği bir kurbanla gelmiyen hiçbir peygambere inanmayın, diye Allah bize buyurdu» diyenlere söyle ki : «Size benden önce de açık belgeler ile, dediğiniz nesne ile, peygamberler gelmişti, eger gerçek iseniz, neden dolayı onları öldürdünüz?»

Doğrusu onlar: “Allah, bize, (gökten mucize olarak inen) ateşin yiyeceği (yakacağı) bir kurban getirmedikçe hiçbir Resûle inanmamamızı (Tevrat'ta) emretti” dediler. De ki: “Benden önce size nice resuller, açık belgeleri ve sizin dediğiniz şeyi getirdi. Eğer doğru söyleyenler iseniz, niçin onları öldürdünüz?”

Medine’de bulunan Yahudiler, Müslüman olmamak için bin türlü bahane ileri sürüyor, gereksiz ve manasız mucizeler istiyorlardı. Âyette zikredilen, gökt... Devamı..

"Allâh bize Tevrat’da îmân ideceğiniz peygamberin i’tâ ideceği kurbân semânın ateşi ile yanmadıkca îmân itmeyiniz didi" diyenlere cevâben di ki: "Benden evvel gelen peygamberler mu’cizeler yapdılar. Hattâ söylediğiniz mu’cizeyi de yapdılar. Niçün ânları katl itdiniz sözlerinizde sâdık iseniz söyleyiniz."

"Doğrusu, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamak üzere Allah bize ahid verdi" diyenlere sen, de ki: "Benden önce peygamberler size belgeler ve dediğiniz şeyi getirdi. Doğru sözlü iseniz niçin onları öldürdünüz?"

Onlar, “Allah, bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti” dediler. De ki: “Benden önce size nice peygamberler, açık belgeleri ve sizin dediğiniz şeyi getirdi. Eğer doğru söyleyenler iseniz, niçin onları öldürdünüz?”

Onlar, “Doğrusu Allah, ateşin yakıp bitireceği bir kurban getirinceye kadar hiçbir peygambere inanmama hususunda bizden söz aldı” diyenlerdir. De ki: “Benden önce nice peygamberler size mûcizeler ve dediğiniz şeyi getirmişlerdi. Doğru söylüyorsanız onları niçin öldürdünüz?”

«Doğrusu Allah bize, (gökten inen) ateşin yiyeceği (yakıp kor edeceği) bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti» diyenlere şöyle de: Size, benden önce mucizelerle, (özellikle) dediğiniz (mucize) ile nice peygamberler geldi. Eğer doğru insanlar iseniz, ya onları niçin öldürdünüz?  

 Bazı tefsirlerde nakledilen bir rivayete göre Medine’deki yahudilerin, müslüman olmamak için bahane olarak ileri sürdükleri bu özel mucize şartı, Hz.... Devamı..

Onlar, "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamız konusunda ALLAH bizden söz aldı," diyorlar. De ki, "Benden önce, apaçık delillerle birlikte bu dediğinizi de size getiren elçiler geldi. Sözünüzün eriyseniz niçin onları öldürdünüz?"

Adem'in çocuklarına kadar dayanan geleneğe göre, kurban etine yıldırım çarpıp yakarsa kurban kabul edilmiştir. (5:27).

"Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu." diyenlere de ki: "Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onlarıniçin öldürdünüz?"

onlar ki «Allah dediler: bize şöyle and verdi: bize ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar hiç bir Resule iyman etmiyeceğiz» de ki size benden evvel bir takım Resuller beyyinelerle gelmiş ve o dediğinizi de getirmiş idi ya onları niçin katlettiniz doğru iseniz?

(Resûlüm! Gökten mu‘cize olarak inen) ateş tarafından yakılan bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere îmân etmememizi, Allah bize (Tevrât’ta) emretti,” diyen (yahûdî) lere de ki: “Benden önceki nice peygamberler (Allah’ın izniyle) size apaçık mu‘cizeler göstermiş, o sözünü ettiğiniz (kurban mu‘cizesin) i de getirmişlerdi. Eğer doğru söylüyorsanız/sözünüzde samimi iseniz (söyleyin bakalım!) Niçin onları öldürdünüz?

Onlar dediler ki: Allah, bize: “Ateş tarafından yenen bir kurban¹ getirmedikçe, hiçbir resule inanmamamızı emretti.” De ki: “Kuşkusuz, benden önce nice resuller açık kanıtlarla ve sizin istediğiniz şeyi getirmişti. Eğer doğru söyleyenlerdenseniz, onları niçin öldürdünüz?”

1. Tevrat\ta geçen, “Sahte nebi ile gerçek nebiyi ayırt etmek için bir kurban keserek Allah\a dua edin, gökten bir ateş iner de kurbanı yakarsa; bu ne... Devamı..

«Hakıykaten, Allah hiç bir peygambere — o, (gökden inecek) ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar — îman etmememizi bize emretdi» diyen (Yahudi) ler (e) de ki: «Size benden evvel nice peygamberler apaçık deliller ve mu'cizelerle beraber o dediğinizi de elbet getirmişdi. O halde (sözü) doğru (insan) lar idiniz de onları neye öldürdünüz»?

Onlar ki: “Şübhesiz Allah, (gökten inen) ateşin kendisini yiyeceği (onu yakacağı)bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere îmân etmememizi bize emretti” dediler. De ki: “Size, gerçekten benden önce apaçık mu'cizelerle ve dediğiniz (mu'cize) ile (de) peygamberler gelmişti. O hâlde (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, onları niçin öldürdünüz?”

Onlar ki: ’’Şüphesiz Allah, ateşin kendisini yiyeceği (yakıp bitireceği) bir kurban (yani kutsal ayinler için kurbanın ateşte yakılması hükmünü) getirmedikçe bir elçiye iman etmeyeceğimize dair bizden ahit almıştır’’ dediler. (Resulüm! Onlara) de ki: Gerçekten benden önce size (atalarınıza) hakikatin tüm kanıtlarıyla ve dediğiniz ile elçiler gelmişlerdi. Eğer doğru insanlar iseniz, ya onları (o hak davetçileri olan elçileri) niçin öldürdünüz? *

(*) Lafzen, “ateşin bitirdiği bir kurban” -başka bir deyişle, yanık kurbanları kutsal ayinlerin temel bir unsuru kılan Hz. Musa Şeriatı’na uymadıkça. ... Devamı..

“Bir peygamberin bize ateşin yiyeceği (ateşe sunacağımız) bir kurban getirmedikçe, o peygambere inanmamamız hakkında Allah bizimle antlaşma yaptı” diyenler var. Onlara deki “Benden önce Allah’ın açıklayıcı ayetleriyle beraber ve sizin konuştuklarınızı size haber veren elçiler geldi. Peki onları niçin öldürdünüz? Doğru sözlü iseniz söyleyin.

O kimseler ki dediler: "Allah bize gökten inen ateşin yakacağı bir kurban getirmedikçe hiç bir elçiye inanmayın" buyurdu. Onlara de ki: "Benden önce de nice elçiler açıklayıcı belgelerle birlikte bu dediğinizi de getirmişlerdi. Siz doğru kimselerdiniz de onları ne diye öldürdünüz?"

«Bize ateşin yaktığı bir kurban [⁴] getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamaklığımızı Allah bize Tevratta emir ve vasiyet etti» diyenlere de ki «benden evvel birtakım peygamberler açık mucizatı, dediğiniz kurbanı getirmişlerdi. Dâvanızda gerçek iseniz neye onları öldürdünüz?»

“Muhakkak ki Allah, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe, hiçbir elçiye inanmamamız hususunda, bizden söz almıştı” diyenlere de ki: “Benden önce size gelen elçiler apaçık delilleri ve dediğiniz şeyi getirmişlerdi. Eğer doğru sözlü iseniz (söyleyin) onları niçin öldürdünüz?”

“Kurbanın (fakirlerce yiyilmesi yerine) ateşte yakılması (hükmünü) getirmedikçe hiç bir peygambere inanmamak üzere Allah bizden ahit aldı” diyenlere de ki: “Benden önce peygamberler size apaçık belgeler ve dediğiniz şeyi getirdi. Doğru sözlü iseniz niçin onları öldürdünüz?”

(el-Menar tefsiri esasınca Yahudiler bazı kurbanlarını yemiyor, yakıyorlardı. Peygamber onlara kurbanlıkların yakılmamasını, yenilmesini emredince bu ... Devamı..

Ama gel gör ki onlar, Son Elçiye inanmamak için bin bir türlü bahane öne sürerek:
“Allah’ın bize emrettiğine göre, gökten mûcize olarak inen ateş tarafından yakılan bir kurban getirmedikçe, hiçbir Peygambere iman etmeyeceğiz!” dediler.
Onlara de ki:
“Benden önce nice Peygamberler size apaçık mûcizeler göstermiş, o sözünü ettiğiniz kurban mucizesini de getirmişlerdi. Peki, iman etmek için bu şartı ileri sürerken samîmî idiyseniz, onları niçin öldürdünüz? Apaçık mûcizelerle size gelen —Zekeriya ve Yahya başta olmak üzere— bir çok Peygamberi öldüren, İsa’yı da öldürmeye teşebbüs eden sizler değil miydiniz? Atalarınız Peygamberleri öldürdüğü gibi, siz de bugün onların izinden gidip, Son Elçiye karşı aynı tavrı göstererek aynı suçu işlemiş olmuyor musunuz? Demek ki, inkârınız ikna olamamaktan değil, azgınlığınızdan kaynaklanıyor. Ayrıca Allah, “Yakılan kurban mûcizesi göstermedikçe, hiçbir Peygambere inanmayacaksınız.” diye bir şey emretmemiştir. Tevrat’ta yakılan kurbanlardan bahsedilmesine rağmen, bunlar Peygamberliğin işâretlerinden kabul edilmez. Bunlar sadece Allah’ın kurbanları kabul ettiğini gösteren sembollerdir. Gerçi Allah dileseydi, istediğiniz şeyleri bugün de gönderebilirdi. Fakat O sizin kuruntu ve heveslerinize göre değil, sonsuz ilim ve hikmetine göre hüküm verir.

Onlar ki “Şüphesiz Allah bize ahid verdi; ‘Bize Ateş’in yiyeceği (yakmalık) bir kurban getirmedikçe bir rasûle inanmayız’ ” dediler. De ki:
“Benden önce rasûller size Beyyineler / Açık Belgeler ile ve dediğiniz ile geldi. Eğer sadık / doğru söyleyen iseniz, onları niçin öldürdünüz?”.

Sevgili resulüm! Şu Yahudi'lerin küstahlığına bak: " Biz, Tanrı ile sözleştik, bundan böyle bize ateşe atılabilecek bir kurban getirmeden hiçbir resule inanmayacağız " diyorlar. Cevaben de ki: " benden önce gelen elçiler, size belgeler de getirmişlerdi. Hattâ o, dediğiniz kurbanı da getirmişlerdi. Samimi idiyseniz neden onları öldürdünüz ?"

Onlar, "Allah bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamızı emretti!" dediler. De ki: "Benden önce size nice Elçiler açık belgeler getirdi. İnkâr edenlerin bekledikleri başlarına geldi. Eğer doğru söyleyenler iseniz niçin elçileri öldürdünüz?"

(Yahudiler) “Doğrusu Allah bize, (gökten inen) ateşin yiyeceği (yakıp kor edeceği) bir kurban getirmedikçe hiçbir Elçi’ye inanmamamızı emretti.” demişlerdi. [*] De ki: “Size, benden önce apaçık deliller, (özellikle) dediğiniz (konu) ve elçiler elbette gelmişti. Doğruysanız peki onları niçin öldürdünüz?”

Ayette yer alan “ateşin yediği kurban” ifadesi ile kastedilenin ne olduğu konusunda çeşitli ifadeler ileri sürülebilir. Bu çerçevede “ateşin yediği ku... Devamı..

(Ey Muhammed!) “Allah, bize (gökten inen) bir ateşin yiyeceği kurban mûcizesini¹ getirmedikçe, hiçbir Peygambere inanmamamızı emretti” diyen (Yahûdî)lere: “Size, benden önce de (bir takım) mûcizeler ve (özellikle) sözünü ettiğiniz mûcizeyi gösteren nice Peygamberler gelmişti. Eğer siz, gerçekten doğru insanlarsanız onları niçin öldürdünüz?” de.²

1 Bu, “ateşin yiyeceği kurban mûcizesi,” Yahûdîler tarafından uydurulan bir yalandır. Tevrât olduğu iddiâ edilen kitapta, “yakılmış kurbanlardan” bahs... Devamı..

“Allah, yakılarak sunulan bir kurban ¹⁴¹ getirmedikçe, hiçbir elçiye inanmamamızı bize emretmiştir” iddiasında bulunanlara gelince, [Ey Peygamber, onlara] de ki: “Benden önce de peygamberler size hakikatin tüm kanıtlarını ve o hakkında konuştuğunuzu getirmişlerdi: Peki, söylediğinizde samimi idiyseniz neden onları katlettiniz?” ¹⁴²

141 Lafzen, “ateşin bitirdiği bir kurban” -başka bir deyişle, yanık kurbanları kutsal ayinlerin temel bir unsuru kılan Hz. Musa Şeriatı’na uymadıkça. ... Devamı..

Allah, yakılarak sunulan bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamız için bizden ahit/söz aldı, diyenlere de ki: “Benden önce size nice elçiler apaçık belgelerle ve sözünü ettiğiniz o şeyler ile gelmişti. Eğer doğru sözlü iseniz peki onları niçin öldürdünüz?” 3/21, 17/90...94

Onlar ki, “Allah, yakılarak sunulan bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamızı emretmişti” diyenlerdir.[⁶⁹⁶] De ki: “Benden önce de size rasuller gelmiş, hem hakikatin apaçık belgelerini hem de sözünü ettiğiniz şeyi getirmişlerdi. Peki, madem doğru söylüyordunuz da niçin onları öldürdünüz?”[⁶⁹⁷]

[696] Krş: Eski Ahid: Yaratılış 15:17; Levililer 1:7; Tesniye 13:16; I. Krallar 18:38. Mucize isteyenlerin yaman çelişkileri âyetin devamında dile gel... Devamı..

(Ey Muhammed, yahudiler senden bir mucize istediler ve) "Allah bize, - gökten bir ateş indirip de, bir kurbanı yakmadıkça- hiçbir peygambere inanmamamızı emretti!" dediler, onlara de ki: Size benden önce nice peygamberler apaçık delillerle (çeşitli mucizelerle) geldi, eğer doğru (iman ehli) kimselerseniz, onları niçin öldürdünüz?

Onlar, "Allah, bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir Resule inanmamamızı emretti" dediler. De ki: "Benden önce size nice Resuller, açık belgeleri ve sizin dediğiniz şeyi getirdi. Eğer doğru söyleyenler iseniz, niçin onları öldürdünüz?"

O kimseler ki, «Şüphe yok Allah bize ahdetti ki, Ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar hiçbir peygambere imân etmeyelim,» dediler. De ki: «Şüphe yok benden evvel size peygamberler mûcizeler ile ve dediğiniz şey ile gelmişlerdi. Artık ne için onları öldürdünüz, eğer siz sâdık kimseler iseniz?»

Onlar dediler ki: “Allah, ateşin yakıp kor haline getireceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti. ” Onlara cevaben de ki: “Benden önce birçok peygamber açık delillerin (mûcizelerin) yanında, sizin öne sürdüğünüz kurbanı da getirdiler. Peki sözünüzde tutarlı iseniz, onları niçin öldürdünüz? ” [5, 27; 2, 91] {KM, Levililer 9, 23-24; I Kırallar 18, 38}

Bu, o Yahudiler tarafından Allah’a iftiradır. Tevrat’ta yakılmış kurbanlardan bahsedilmekle beraber (Hakimler, 6,20-21; Levililer 9,24; II Tarihler 7,... Devamı..

Onlar: "Allah bize, and verdi ki, bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmayalım." dediler. De ki: "Size benden önce açık deliller ve bu dediğinizi de getiren elçiler gelmişti. Eğer doğru idiyseniz niçin onları öldürdünüz?"

(Gökden inen) ateşin yakub yiyeceği bir kurbân getirmedikce bir rasûle îmân itmemeği Allâh Te'âlâ bize 'ahd itdi (emir ve vasiyet iyledi) diyenlere söyle ki: Benden evvel size âşikâr mu'cizât ile ve söylediğiniz şeyle (semâdan inen ateşin yakdığı kurbân ile) rasûller geldi. Eğer sözinizde sâdıklar iseniz (Bize Allâh'ın emri böyle rasûllere îmân itmekdir didiğinizde doğrı iseniz) ne içün onları katl itdiniz [¹]

[1] Zamânın nebîsi münâcât ile meşgûl oldığı sırada semâdan dumansız ateş inerek Benî İsrâîl'in kurbânlarını yakar ve bu da o kurbânın kabûlüne delâle... Devamı..

O sözü söyleyen (Yahudiler) şöyle dediler: “Allah bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe bir elçiye inanmama görevi yükledi.” Onlara de ki “Benden önce birçok elçi hem açık belgelerle, hem de bu dediğinizle gelmişti. İddianızda haklı iseniz söyleyin: Onları niye öldürdünüz?”

-Allah, bizden ateşin yediği bir kurban bize getirinceye kadar bir peygambere inanmamamız için söz aldı, diyenlere de ki: -Benden önce size peygamberler apaçık delillerle ve söylediğiniz (mucize) ile gelmişti. Eğer doğru söylüyorsanız/sözünüzde samimi iseniz niçin onları öldürdünüz?

“Allah, bize, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti” diyenlere sen de ki: “Benden önce size hem apaçık delilleri, hem de söylediğiniz şeyi getiren peygamberler geldi. Eğer doğru söylüyorsanız, onları neden öldürdünüz?”

Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"

anlar kim eyittiler: “bayıķ Tañrı” ıśmarladı bize kim inanmayavuz hįç yalavaca; tā getüre bize ķurbān kim yir anı od.” eyit: “bayıķ geldi size yalavaçlar benden ilerü ḥüccetler-ile daħı anuñ-ile kim eyittüñüz pes nişe depeledüñüz anları eger olasız girçekler?”

Anlar eyitdiler: Tañrı Ta‘ālā bize ‘ahd eyledi ki biz īmān getürmeyevüz birpeyġambere, getürmeyince bize bir ḳurbānı ki od anı yiye, yandura. Eyit yāMuḥammed: Geldi size peyġamberler benden burun mu‘cizātlar bilesiz istedügüñüz ḳurbānlıḳ bile. Daḫı pes niçün anları öldürdüñüz eger siz girçekler‐iseñüz?

“Allah (Tövratda) bizə əmr etmişdir ki, onun yandıracağı (yeyəcəyi) bir qurban gətirməyincə heç bir peyğəmbərə inanmayaq!” – deyənlərə belə cavab ver: “Məndən əvvəl də sizə peyğəmbərlər açıq-aşkar mö’cüzələr və dediklərinizi (dediyiniz qurbanları) gətirmişdilər. Əgər doğru danışırsınızsa, bəs nə üçün onları öldürdünüz?”

(The same are) those who say: Lo! Allah hath charged us that we believe not in any messenger until he bring us an offering which fire (from heaven) shall devour. Say (unto them, O Muhammad): Messengers came unto you before me with miracles, and with that (very miracle) which ye describe. Why then did ye slay them? (Answer that) if ye are truthful

They (also) said: "(Allah) took our promise not to believe in a messenger unless He showed us a sacrifice consumed by Fire(489) (From heaven)." Say: "There came to you messengers before me, with clear Signs and even with what ye ask for: why then did ye slay them, if ye speak the truth?"

489 Burnt sacrifices figured in the Mosaic Law, and in the religious ceremonies long before Moses, but it is not true that the Mosaic Law laid down a ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.