Fenkalebû bini’metin mina(A)llâhi vefadlin lem yemses-hum sû-un vettebe’û ridvâna(A)llâh(i)(k) va(A)llâhu żû fadlin ‘azîm(in)
Kendilerine hiçbir kötülük erişmeksizin Allah'ın nimetlerine ve ihsanına nail olarak geri döndüler ve Allah rızasına da uymuş oldular; Allah, pek büyük lütuf ve ihsan sahibidir.
İşte bundan dolayı, Allah’ın nimet ve faziletiyle kendilerine hiçbir zarar ve kötülük dokunmaksızın bir inkılâba (büyük devrim ve değişim imkânına) uğramış (ve zafere ulaşıp geri dönmeyi başarmış)lardı. Böylece Allah’ın rızasına ve rıdvanına uymuşlardı. Zira Allah, çok büyük üstünlük ve iyilik sahibidir. (Sadık kullarına sayısız ihsan ve ikramda bulunandır.)
Ve Allah'ın lütfu ve nimeti ile savaştan bir zarara uğramadan döndüler, çünkü onlar, Allah'ın rızası için çabalıyorlardı ve Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu durumda savaşa gidenler, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah'ın nimeti ve lütfuyla sağ salim geri döndüler. İmanları, Kur'ân ve sünneti uygulamaları sebebiyle Allah'ın rızasına ulaşma mertebesine mazhar oldular. Allah büyük lütuf sahibidir.
Böylece kendilerine bir kötülük dokunmaksızın Allah'tan bir nimet ve lütufla ile geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bundan dolayı, kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan bir bolluk (fazl) ve Allah'tan bir nimetle geri döndüler. Onlar, Allah'ın rızasına uydular. Allah, büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.
Sonra da kendilerine hiç bir keder dokunmaksızın Allah'dan bir nimet ve kazançla Bedir'den döndüler. Böylece Allah'ın rızasına uymuş bulundular. Allah çok büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir. (Uhud savaşından dönüşte Ebû Süfyan, daha önce yapılan Bedir savaşının intikamını almak maksadıyla Hz. Peygamber Aleyhisselâm Efendimize şöyle demişti: “- Bedir savaşının yıl dönümünde yine aynı yerde buluşalım ve savaşalım.” Peygamber Efendimiz; “İnşallah”, buyurmuştu. O gün gelince, Ebû Süfyan ordusu ile savaşa çıktı, fakat Allah kalbine bir korku vermekle Bedir mevkiine varamayıp geri döndüler. Müslümanlar Bedir'de düşmanı bekledilerse de onlarla karşılaşamadılar. Ancak, orada alış-veriş yaparak, bir hayli kâr ve ticaret yaptılar ve böylece selâmetle geri döndüler, Peygamberin emrini dinlediklerinden de Allah'ın rızâsına kavuştular. İşte, bu âyet-i kerime, bu olay üzerine nâzil oldu. Bu sefere “Küçük Bedir Seferi” denir).
Bunun için onlar, Allah’ın nimet ve fazlıyla geri döndüler. Hiçbir kötülük onlara dokunmadı. Onlar Allah’ın rızasına uydular. Allah ise büyük fazl ve ikram sahibidir.
Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah'ın nimet ve keremiyle geri geldiler. Böylece Allah'ın rızasına uymuş oldular. Allah, büyük kerem sahibidir.
Allahın nimetiyle, Allahın erdemiyle, bir kötülük gelmeden yerlerine döndüler, uydular Allahın hoşnutluğuna, Allah ulu erdem sahibidir
Sonra da kendilerine hiçbir keder dokunmaksızın Allah'tan bir nimet ve lütufla (başlarına hiçbir kötülük gelmeden) geri döndüler ve (böylece) Allah'ın rızasını da kazanmış oldular. Hiç kuşkusuz Allah, (müminlere karşı) son derece cömert, son derece lütufkârdır.
173, 174. Düşmanların külliyetle tecemmu’ iyledikleri ve korkunç oldukları, kendilerine söylendiği zamân îmânlarını bir kat daha artdırub da "Allâh bize kâfîdir. Allâh en a’lâ bir hâmîdir" diyenler Allâh’ın ni’metlerine müstağrak olarak ’avdet itdiler. Hiç bir felâket ânlar içün değildir. Allâh’ın rızasına hidmet itmişlerdir. Allâh’ın lutfı ’azîmdir.
Bu yüzden kendilerine bir fenalık dokunmadan, Allah'tan nimet ve bollukla geri döndüler; Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük, bol nimet sahibidir.
Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Bunun üzerine Allah’ın lütuf ve keremiyle kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler Allah’ın rızasına da uymuş oldular. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah'ın nimet ve keremiyle geri geldiler. Böylece Allah'ın rızasına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir.
Böylece, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, ALLAH'tan bir nimet ve lütufla geri döndüler. . ALLAH'ın rızasını gözetmişlerdi. Büyük lütfun sahibi ALLAH'tır.
Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir.
sonra da kendilerine hiç bir keder dokunmaksızın Allahdan bir ni'met ve bir fazl ile avdet ettiler ve Allahın rızası ardınca gittiler, daha çok büyük bir fazlın sahibidir Allah
173-174. (Bir kısım) insanlar mü’minlere, “(Düşmanınız olan) insanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!” dediklerinde, bu söz onların îmânını (n kemâlâtını daha da) artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler. (Böyle îmân ederek, cihada gidenler) kendilerine hiçbir fenalık/kötülük dokunmadan, Allah’tan bir nimetle (sağ sâlim) ve lütuf ile geri döndüler. (Ve böylece) Allah’ın rızasını da kazanmış oldular. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Ve Allah'tan gelen nimet ve lütufla kendilerine bir kötülük dokunmadan geri döndüler. Allah'ın rızasını kazandılar. Allah, Büyük Lütuf Sahibi'dir.
Bunun üzerine kendilerine hiç bir fenalık dokunmadan Allahdan ni'met (afiyet ve selâmet) ve fazl (-u ticâret) ile geri geldiler. (Bu suretle) Allah'ın rızaasına da uymuş bulundular. Allah, çok büyük lutf-ü inayet saahibidir.
Bunun üzerine, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah'dan bir ni'met ve bir ihsân ile (Bedir'den) geri döndüler;(1) böylece Allah'ın rızâsına tâbi' oldular. Allah ise, pek büyük ihsan sâhibidir.
Sonra da kendilerine hiçbir kötülük (zarar) dokunmaksızın Allah’tan bir nimet ve lütufla (salimen) geri döndüler ve (böylece) Allah’ın rızasına uymuş oldular. Allah ise (kullarına karşı) pek büyük lütuf sahibidir. *
Allah yolunda savaşanlar, Allah’ın nimeti ve lütfu ile kendilerine bir kötülük isabet etmeden dönmüşler ve Allah’ın rızasına tabi olmuşlardır. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bunun üzerine Allah’ın iyiliği, vergisinin bolluğu yüzünden yerlerine döndüler. Kendilerine hiç bir kötülük gelmedi. Çünkü onlar Allah’ın dileğine uymuşlardı. Allah’ın vergisi pek boldur.
Kendilerine hiçbir fenalık [¹] dokunmaksızın Allah/ın nimet ve inayeti ile [²] geri döndüler. Allah/ın rızasına tâbi oldular [³]. Allah büyük inayet sahibidir.
Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla geri döndüler; kendilerine hiçbir kötülük dokunmadı ve Allah’ın rızasına/hoşnutluğuna tâbi oldular. Çünkü Allah çok büyük bir lütuf sahibidir.
Bu yüzden kendilerine bir kötülük dokunmadan, Allah'tan nimet ve bollukla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük bir bolluk sahibidir.
Derken, Allah’a tam bir teslimiyetle bağlanarak savaşa çıktılar. Fakat o büyük ordular, onların karşısına çıkmaya bile cesaret edemedi. Sonuçta, Allah’ın lütuf ve nîmeti sayesinde, başlarına hiçbir kötülük gelmeden sağ salim ve üstelik yaptıkları kârlı ticâretlerle zengin olarak yurtlarına geri döndüler. En önemlisi de, böylece Allah’ın hoşnutluğunu kazanmış oldular. Hiç kuşkusuzAllah, müminlere karşı son derece cömert, son derece lütufkârdır.
Allah’ın lütuf ve yardımı sayesinde savaşta karşınızda duramayan düşman, yalan haber ve propagandalarla sizi yıldırmaya çalışacaktır:
Allah’tan bir nimet ve lütuf ile döndüler; onlara bir kötülük de dokunmadı. Allah’ın rızasına uydular. Allah çok büyük bir lütuf sahibidir.
Hattâ, Allah'ın özel ilgi ve ikramı sayesinde Bedir'den kayıp vermeden dönüp Allah'ın sevgisine mazhar olanlara da ödüller var... Allah, muhteşem bir erdeme sahiptir.
Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler. Allah’ın rızasına uydular. Allah’ın yasalarına göre yaşamaya devam ettiler. Münafıkların sözleri onları hiç etkilemedi. Allah, büyük lütuf sahibidir.
(Bunun üzerine), kendilerine hiçbir sıkıntı dokunmadan, Allah’ın nimet ve iyiliğiyle geri dönmüş, Allah’ın rızasına uymuşlardı. Allah büyük iyilik sahibidir.
(İşte o kimseler,) Allah’ın rızasına uyduklarından doayı Allah’tan gelen bir nîmet ve lütufla kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan geri döndüler.¹ Şüphesiz Allah, sınırsız lütuf sahibidir.²
ve Allah’ın lütfu ve nimeti ile [savaştan] bir zarara uğramadan ¹³² döndüler: Çünkü onlar, Allah’ın rızası için çabalıyorlardı; ve Allah, yüceliğinde ve lütfunda sınırsızdır.
O müminler Allah’ın esirgemesi ve nimeti ile hiçbir zarar görmeden yurtlarına döndüler. Ve Allah’ın rızasını kazandılar. Allah muhteşem bir ikram sahibidir. 3/162, 60/1
Sonra da kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan (savaşmaya gerek kalmadan) Allah'tan bir nimet ve bollukla (bir kervan satın alarak) geri döndüler. Bu suretle Allah'ın rızasına da uymuş oldular! (onlara da mükafat vardır) Allah, büyük kerem sahibidir.
Böylece kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah'ın nimet ve fazladan verdikleriyle geri geldiler. Böylece Allah'ın rızasına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir
Sonra da kendilerine hiçbir fenalık dokunmamaksızın Allah Teâlâ'nın bir nîmetiyle ve bir fazlı ile geri döndüler ve Allah-ü Azîmüşşan'ın rızasına tâbi oldular. Allah Teâlâ ise azîm bir fazl sahibidir.
Sonra da kendilerine hiç bir fenalık dokunmadan, Allah'tan bir âfiyet, selâmet ve lütuf ile geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah çok büyük lütuf ve inâyet sahibidir.
Bundan dolayı Allah'tan bir ni'met ve bollukla geri döndüler, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadı. Ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lutuf sahibidir.
Onlara hiç bir fenâlık hâsıl olmaksızın Allâh'ın ni'meti ve keremi ile (kazanç ve kâr ile) döndiler ve Allâh'ın rızâsına tâbi' oldılar. Allâh Te'âlâ pek büyük kerem ve fazl sâhibidir.[¹]
Sonra Allah’ın nimeti ve ikramı ile bir sıkıntı görmeden geri döndüler. Onlar, Allah’ı razı etmeye çalışıyorlardı. Allah, büyük ikram sahibidir.
Onlara bir kötülük dokunmadan Allah'tan olan bir nimet ve fazilet ile döndüler. Allah'ın rızasına uydular. Allah, fazilet ve azamet sahibidir.
Sonra da, kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah'ın nimeti ve lütfuyla döndüler ve Allah'ın rızasına eriştiler. Allah ise pek büyük lütuf sahibidir.(34)
Böyle olduğu içindir ki, Allah'tan bir nimet ve lütufla geri döndüler, hiçbir kötülük dokunmamıştı onlara. Allah'ın rızasını izlediler. Allah çok büyük bir lütfun sahibidir.
pes döndiler ni'met-ile Tañrı’dan, daħı eylüg-ile; yoķanmadı anlara yavuzlıķ. daħı uydılar Tañrı ħoşnūdlıġına. daħı Tañrı eylük issidür ula.
Döndiler Medīneye Tañrı Ta‘ālā ni‘metleri‐y‐le hīç zaḥmet görmediler, daḫıuydılar Tañrı Ta‘ālā rāżīlıġına. Tañrı Ta‘ālānuñ fażlı, keremi uludur.
Sonra da Allahın ne’məti və lütfü sayəsində özlərinə heç bir əziyyət toxunmadan geri döndülər və Allahın razılığını qazanmış oldular. Həqiqətən, Allah böyük mərhəmət sahibidir.
So they returned with grace and favour from Allah, and no harm touched them. They followed the good pleasure of Allah, and Allah is of infinite bounty.
And they returned with Grace and bounty from Allah. no harm ever touched them: For they followed the good pleasure of Allah. And Allah is the Lord of bounties unbounded.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |