Elleżîne-stecâbû li(A)llâhi ve-rrasûli min ba’di mâ esâbehumu-lkarh(u)(c) lilleżîne ahsenû minhum vettekav ecrun ‘azîm(un)
Yaralandıktan sonra bile Allah'ın ve Peygamberin davetine icabet edenlere, hele onların içinden iyiliklerde bulunup sakınanlara pek büyük bir ecir var.
Kendilerine (Hakk dinlerinde ve davalarında dik durmalarından dolayı çeşitli sıkıntılar ve) yaralar dokunduktan sonra (bile), Allah ve Elçisinin (cihad) çağrısına icabet edip (hizmete koşanlar), onlardan ihsan (ve ikramda bulunup davaları için harcayanlar) ve (her türlü kötülük ve kirlenmeden) sakınanlar için büyük bir ecir vardır.
Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve elçisinin çağrısına uyup gönül verenleri, hele onlardan iyilik edenleri ve yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışanları çok büyük bir karşılık vardır.
Mü'minler, sıkıntıya uğradıktan, bir takım kayıplara maruz kalıp, yara aldıktan sonra da, Allah'ın ve Rasulünün davetine icabet edenler, emirlerini yerine getirenlerdir. Özellikle bunların içlerinden iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, yararlı hizmetler yapan müslüman askerî erkân, idareciler, müslümanlar ve Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minler için büyük mükâfatlar vardır.
Kendilerine yara dokunduktan sonra Allah'ın ve Peygamberin çağrısına icabet edenlere, (özellikle) içlerinden iyilikte bulunan ve kötülüklerden sakınanlara büyük ecir vardır.
Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır.
Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına koşanlar ve hele onlardan iyilik edip fenalıktan sakınanlar için çok büyük bir mükâfat vardır.
Onlar ki yara aldıktan sonra da Allah’a ve elçisine icabet ettiler. Onlardan (ibadetlerle) iyilik yapanlar, (günahlardan sakınmakla) özünü koruyanlar için büyük bir mükâfat vardır.
Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar, özellikle bunların içinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük ödül vardır.
Yara aldıktan sonra, Allah ile peygamberin çağrısına koşanlar, içlerinden iylik edenlere, sakınçlı olanlara büyük sevap verilir
Uhud gazâsından sonra Allâh’a ve peygamberine itâ’at idenler ve hasenâtda bulunanlar ve Allâh’dan korkanlar azîm mükâfâta nâil olacaklardır.
Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara büyük ecir vardır.
Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır.
Bunca yara aldıktan sonra yine Allah’ın ve peygamberin çağrısına koşanlar var ya işte onlardan bu güzel davranışta bulunan ve karşı gelmekten sakınanlar için de büyük mükâfat vardır.
Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.
O inananlar ki, savaşta yara aldıktan sonra bile ALLAH'ın ve elçisinin çağrısına uydular. İyilik yapıp erdemli davrananları için büyük bir ödül var.
Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır.
hele o, kendilerine yara değdikten sonra Allahın ve Peygamberin emrine icabet eyleyenler: mü'minler içinden bilhassa böyle ihsan ve ittika edenler için pek büyük bir ecir var
Onlar ki yara aldıktan sonra (bile müşrikleri kovalayıp geri püskürtmek için) Allah ve Resûlü’nün çağrısına uyanlardır. İçlerinden iyilik yapanlar ve Allah’ın emirlerine uygun yaşayıp, günahtan sakınanlar için çok büyük bir mükâfat vardır.
Yaralanmalarına rağmen, Allah ve Resûl'ünün davetine uyanlar, iyilik yapanlar ve Allah için takvalı olanlar için çok değerli bir karşılık vardır.
Kendilerine yara isaabet etdikden sonra yine Allah'ın ve Peygamberin dâ'vetine icabet edenler, (hele) içlerinden iyilik yapanlar ve (fenâlıkdan) sakınanlar için pek büyük mükâfat vardır.
(Uhud'da) kendilerine yara isâbet ettikten sonra Allah ve Resûlünün (cihad)da'vetine icâbet edenler var ya, işte onlardan iyilik eden ve (günahlardan) sakınanlar için pek büyük bir mükâfât vardır.
Onlar ki, (meşru müdafaa savaşında) yara aldıktan sonra bile Allah’ın ve elçisinin çağrısına uydular. (Özellikle) bunların içlerinden iyilik yapıp (kötülüklerden) sakınanlar (erdemli davrananlar) için büyük bir ödül vardır.
Kendilerine savaşta isabet eden yaralardan sonra Allah’ın ve Elçinin çağrılarına icabet edenlere, onlardan iyilik yapmaya devam edenlere ve Allah’dan sakınanlara büyük mükâfatlar var.
O kimseler ki yara aldıktan sonra da Allah’ın elçilerinin çağrısına uydular, içlerinden böyle iyilik edenler sakınanlar için pek büyük karşılık vardır.
Onlar ki canları yandıktan sonra Allah/a, peygambere dâvette icabet ettiler. Onlardan iyilik işleyenler ile nehyinden sakınanlar hakkında büyük mükâfat vardır.
Onlar ki kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve Resulü'nün çağrısına icabet ettiler. İçlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır.
O inananlar ki, Uhud savaşında ağır bir yara almış olmalarına rağmen,yaralarından akan kan henüz kurumadan, Allah’ın ve Peygamberin çağrısına kulak verip düşmanı takibe yöneldiler. Onlardan, güzel davranış gösteren ve fenâlıklardan titizlikle sakınıp korunanlara, Rableri katında büyük bir ödül vardır!
Kendilerine Yara isabet ettikten sonra Allah’a ve Rasûl’e icabet etmiş olanlara gelince; onlardan iyilik etmiş ve sakınıp korunmuş olanlar için çok büyük bir ödül vardır.
Savaşta aldıkları ağır yaralara rağmen, bir yandan Allah ve resulünün çağrısına koşarken, bir yandan güzel davranışlar sergileyen sağlamcılara muhteşem ödüller var.
Onlar yara aldıktan sonra Allah ve Resulünün davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük mükâfat vardır.
Yara aldıktan sonra yine de Allah’ın ve Elçi’nin çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve [takvâ]lı (duyarlı) olanlar için büyük bir ödül vardır.
171,172. Onlar, (ayrıca) Allah’tan bir nîmet ve bir lütuf olarak Allah’ın; yaralandıktan sonra Allah ve Peygamberin davetine uyan mü’minlerin, (yaptıklarının) karşılığını kesinlikle boşa çıkarmayacağını ve onlardan Allah’ı görüyormuş gibi ibâdet edenlere ve Allah’tan hakkıyla sakınanlara büyük bir mükâfatın olduğunu da müjdelerler.¹
O inananlar ki başlarına gelen beladan sonra ¹³⁰ Allah’ın ve Elçisi’nin çağrısına uydular. İyilik yapmada sebat edenleri ve Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanları muhteşem bir karşılık bekliyor:
Onlar kendilerine isabet eden büyük acı ve yaradan sonra Allah’ın ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisinin çağrısına icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve sorumlu davrananlar için büyük bir ödül vardır. 69/18...20, 77/41...44
O mücahidler ki, yaralandıkları halde, Allah'ın ve peygamberin davetine uydular. (Tekrar savaş meydanına atıldılar) İçlerinden iyilik yapanlara ve takva sahibi olanlara büyük bir mükafat vardır.
Onlar yaralandıktan sonra Allah’ın ve Resulünün davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır.
Onlar ki kendilerine yara isabet ettikten sonra Allah Teâlâ için ve Peygamberi için (davete) icâbet eylediler. Onlardan iyilik edenler ve ittikada bulunanlar için pek büyük bir mükâfaat vardır.
Hele o yara aldıktan sonra Allah'ın ve Resulünün çağrısına uyup gönül verenlere, hele onlar gibi ihsan ve takvâ sahiplerine pek büyük mükâfatlar vardır.
O(mü'mi)nler ki yaralandıkları halde yine Allah'ın ve Elçinin çağrısına uydular; onlardan güzel davrananlar ve (günahlardan) korunanlar için pek büyük ecir vardır.
Şunlar ki (yevm-i Uhud'da) mağlûb ve mecrûh oldukdan sonra Allâh ve rasûlünün emir ve da'vetine icâbet itdiler. Onlardan eyilik işleyen ve muhâlefetden sakınanlara büyük ecir ve mükâfât vardır.
Savaşta yara aldıktan sonra, Allah’ın ve Elçisinin çağrısına koşanlardan güzel davranan ve Allah’tan çekinerek korunanlar, büyük bir ödül alacaklardır.
Onlar kendilerine isabet eden yaradan sonra da Allah'a ve Resulüne icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve takva sahibi olanlar için büyük bir ecir vardır.
Onlar, yaralandıktan sonra da yine Allah'ın ve Resulünün çağrısına uyanlardır. Onlardan iyilik yapan ve sakınanlar için pek büyük bir ödül vardır.
O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır.
anlar kim uy virdiler Tañrı’ya daħı yalavacına, andan śoñra kim irdi anlara źaḥm urmaķ anlaruñ kim eylük eylediler anlardan daħı śaķındılar müzdür ulu.
Ol kişiler kim buyruġın ḳabūl itdiler Tañrı Ta‘ālānuñ, peyġamberüñ özle‐rine yitişdükden ṣoñra yaralar. Ol kişiler ki muḥsinlerdür anlardan. DaḫıTañrıdan ḳorḳdılar, anlara ulu ẟevāb vardur.
Yaralandıqdan sonra Allahın və Peyğəmbərin də’vətini qəbul etmiş şəxslərdən yaxşı işlər görüb pis işlərdən çəkinənləri böyük bir mükafat gözləyir!
As for those who heard the call of Allah and His messenger after the harm befell them (in the fight); for such of them as do right and ward off (evil), there is great reward,
Of those who answered the call of Allah and the Messenger, even after being wounded,(479) those who do right and refrain from wrong have a great reward;-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |