Essâbirîne ve-ssâdikîne velkânitîne velmunfikîne velmustaġfirîne bil-eshâr(i)
Onlar, sabredenler, gerçekler, itaat eyleyenler, mallarını yoksullara harcayanlar ve seher çağlarında, suçlarının yarlıganmasını dileyenlerdir.
(Onlar, Hakk uğrunda ve cihad yolunda) Sabredenler, (sözlerinde ve işlerinde) dosdoğru hareket edenler, (Allah’a, Kur’an’a ve Resulüllah’a) gönülden boyun eğenler, (helâl kazançlarından) infak edenler ve ’seher vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir.
Onlar ki Allah'a kulluk için dünyanın tüm sıkıntı ve yüklerine karşı sabrederler, doğru ve dürüsttürler, Rablerine yürekten bağlı olup, mallarını Allah yolunda harcarlar ve seher vakitlerinde bağışlanma dilerler.
“Sabrederek mücadeleye devam edenleri, imanda, İslâm'da samimî davrananları, huzurunda boyun bükenleri, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılanları, dinî, insanî ve vicdanî sorumluluklarını yerine getirenleri, saygıda kusur etmeyenleri, karşılık gözetmeden, gönüllü hayır yapanları, seher vakitlerinde derûnî kalp ile namaz kılıp dua edenleri, bağışlanma dileyenleri, yalvaranları koru” diyenlerdir.
Onlar sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, iyilik için harcamada bulunan ve seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dileyen kimselerdir.
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve 'seher vakitlerinde' bağışlanma dileyenlerdir.
O takva sahipleri, taât ve musibetlere sabreden (söz, iş ve niyyetlerinde) sadâkat gösteren, Allah'a itaat eden. Allah yolunda mallarını harcayan, seherlerde Allah'dan mağfiret isteyen ve namaz kılanlardır.
16,17. Allah, “Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenlerin, zorluklara sabredenlerin ve sözlerini tutanların, Rablerine yürekten bağlı olanların, servetlerini Allah yolunda harcayanların ve seherlerde bütün kalpleriyle af dileyenlerin kalplerindeki her şeyi görür.
Sabredenler, gerçekler, baş eğenler, yedirenler, tan atarken bağışlanmak isteyenler bunlardır
Onlar (Hak uğrunda zorluklara karşı direnen, zulme karşı mücadelede yılgınlığa düşmeyen) sabreden, sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, Allah'ın iradesine yürekten bağlı olan, (mallarını ve imkanlarını) Allah için harcayan ve seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dileyenlerdir.
Sabr idenlerin, sâdıkların, mutî’lerin ve her gün seher vakti Allâh’dan mağfiret taleb idenlerin ’âkıbeti böyle olacakdır.
16,17. Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.
16,17. (Bunlar), “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir.
16-17. (Bu nimetler) “Ey rabbimiz! Biz gerçekten iman ettik, günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğruluktan şaşmayanlar, huzurda boyun bükenler, hayır yolunda harcama yapanlar ve seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dileyenler (içindir).
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir).
Onlar, sabredenlerdir, doğru sözlülerdir, gönülden teslim olanlardır, insanlara yardım edenler ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir.
O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür).
o sabr edenleri, o sıdk-u sadakatle gidenleri, o divan duranları, o nefaka verenleri, ve o sehar vakitleri istiğfar eyleyenleri
(Takva sahibi o kimselerdir ki, musibetlere karşı) sabredenler, (özü sözü) doğru olanlar, (Allah’a) gönülden itaat edenler, (mallarını hayır yolunda) harcayanlar ve seherlerde istiğfar edenlerdir.
Bunlar: Sabreden, dürüst olan, gönülden bağlı olan, infak eden ve seher vaktinde bağışlanma dileyenlerdir.
16,17. (O takvaaya erenler): «Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir.
(Onlar:) Sabredenler, doğru olanlar, itâat edenler, (mallarını Allah yolunda) sarf edenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenlerdir.(2)
Onlar (sıkıntılara, zorluklara) sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, (yoksul, muhtaç ve işsizler için) harcamada bulunan ve seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dileyen kimselerdir.
(İşte bunlar) Sabredenler, Rablerini doğrulayanlar, Rablerine gönülden yönelenler, ihtiyaç sahiplerine harcayanlar ve seherlerde Rablerinden bağışlanma dileyenlerdir.
Onlar katlananlar, özü sözü doğru olanlar, boyun eğenler, yoksulları geçindirenler, tanyeri ağarırken Allah’tan yarlıgama dileyenlerdir.
16, 17. O sakınanlar; «Ey Rabbimiz! Biz iman getirdik. Sen de günahlarımızı yarlığa, bizi ateş azabından sakla» diyenler, Sabredenler, gerçek diyenler, buyruğa boyun eğenler, harcedenler, seher vaktinde yarlıganmak dileyenlerdir.
(O nimetler) sabredenler, doğru olanlar, Rabbine yürekten bağlı olanlar [kânitîn], servetlerini Allah için harcayanlar ve seherlerde bağışlanma dileyenler içindir.
(Takva sahipleri) Sabreden, doğru olan, gönülden itaat eden, infakta bulunan ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.
Özellikle de, zorluk ve sıkıntılar karşısında ümitsizliğe kapılmayan, zulme karşı mücâdelesinde asla yılgınlığa düşmeyen, bıkıp usanmayan belâ ve musîbetlere kahramanca göğüs gererek dayanıp, direnen, sabreden, söz, niyet ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, Allah’ın irâdesine gönülden boyun eğen, malını, yeteneğini ve enerjisini Allah yolunda harcayan ve ruhların en dingin ve duyarlı olduğu o seher vakitlerinde Rablerine el açıp yalvararak bağışlanma dileyen o seçkin kullarını görmektedir ve en büyük nîmetlerini onlara verecektir.
Sakın bu vaatleri ve uyarıları; gerçekliği şüpheli, temelsiz, şâhitsiz, ispat ve delillerden yoksun kuru iddialar sanmayın:
Seherler’de Bağışlanma Dileyenler’i, İnfak Edenler’i, Boyun Eğerek İtaat Edenler’i, Sadıklar’ı (Doğru Söyleyenler’i / Özü-Sözü Doğrular’ı) ve Sabredenler’i!
sabredenler, doğru söyleyenler, doğruya boyun eğenler, karşılıksız verenler, seher vakitlerinde af dileyenler de bunlara dahildir...
İnandığı yolda azimli, kararlı, mücadeleci, dürüst olan! Rabbinin huzurunda boyun büken! Elindeki mallarından hayra harcayan! Seher vaktinde işlediği hatalar için Allah’tan bağışlanma dileyenlerindir.
(Onlar) sabredenler, dürüst olanlar, (Allah’a) boyun eğenler, [infak] edenler (verenler) ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenler(dir). [*]
16,17. Onlar: “Ey Rabbimiz! Biz, kesinlikle inandık, bizim günâhlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!” diyen, sabırlı, doğruluktan şaşmayan, (Allah’a) itaat eden, mallarını Allah yolunda harcayan ve seher vakitlerinde Allah’a yalvaran kimselerdir.
Zorluklara sabredenlerin ve sözlerini tutanların, (Rablerine) yürekten bağlı olanların, [servetlerini Allah yolunda] harcayanların ve bütün kalpleriyle af dileyenlerin. ¹⁰
Onlar; zorluklara sabredenler, imanlarında sadık olanlar, gönülden boyun eğenler, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir. 4/69, 51/15...22, 57/19
(zorluklara) sabredenleri, (imana) sadâkat gösterenleri, (Allah’a) boyun eğenleri, (O’nun için) harcayanları, (günahlarından dolayı) seherlerde cân u gönülden yalvaranları (da görmüştür).[⁵⁵⁸]
Sabreden, dürüstlükten şaşmayan, gönülden ibadet eden, mallarını hayra harcayan ve seher vakitlerinde (yalvarıp Rablerinden) bağışlanma dileyenlerdir. (Ey insanlar, hepinizin haberiniz olsun ki)
Sabredenler, doğru olanlar, Allah’a gönülden boyun bükenler, ve Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenler...
Onlar sabredicilerdir, sâdıktırlar, ibadetlere müdavimdirler, infak edenlerdir, seher vakitlerinde de istiğfarda bulunanlardır.
Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah'ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah'tan af dileyen müminlerdir.
Sabredenleri, doğru olanları, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranları, Allah için (mal) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri (Allah'tan bağışlanmalarını dileyenleri Allah) görmektedir.
Onlar (belâ ve mesâibe, müşkülât ve merâhim, cihâd ve gazâya) sabır idiciler (îmânlarında, amellerinde, Allâh ile olan 'ahidlerinde ve sözlerinde) sâdık ve doğrılar, (Allâh Te'âlâ'nın emrine ve nehyine) muti' ve münkâddırlar. (Allâh yolunda mallarından) infâk idiciler ve seher vakitlerinde [¹] 'ibâdet ve istiğfâr idicilerdir.
(Onlar): Sabredenler, sadık olanlar, gönülden boyun eğenler, sadaka verenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.
Onlar sabredenlerdir, sözünde ve imanında sadık olanlardır, Allah huzurunda saygı ile el bağlayanlardır, mallarını hayır için harcayanlardır, seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dileyenlerdir.
Kullar ki, sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır.
ķatlanıcılar, daħı girçekler, daħı boyun viriciler, daħı nafaķa viriciler, daħı yarlıġamaķ dileyiciler seher vaķıtlarında
Anlar ṣabr eyleyicilerdür, girçeklerdür, Tañrıdan ḳorḳıcılardur, ṣadaḳaviricilerdür, istiġfār iderler ṣabāḥ vaḳtlarında.
Onlar (müsibətlərə) səbr edən, (sözlərində və işlərində) doğru olan, (Allaha) itaət edən, mallarından fəqirlərə verən və sübh vaxtı (Allahdan) bağışlanmaq diləyənlərdir (sübh namazına qalxanlardır).
The steadfast, and the truthful, and the obedient, those who spend (and hoard not), those who pray for pardon in the watches of the night.
Those who show patience, Firmness and selfcontrol( 356); who are true (in word and deed); who worship devoutly; who spend (in the way of Allah.; and who pray for forgiveness in the early hours of the morning(357).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |