Eve lemmâ esâbetkum musîbetun kad esabtum miśleyhâ kultum ennâ hâżâ(s) kul huve min ‘indi enfusikum(k) inna(A)llâhe ‘alâ kulli şey-in kadîr(un)
Başlarına iki misli olarak gelen felakete siz de uğrayınca, bu da nereden dediniz. De ki: Bu, sizin katınızdan geldi ve Allah'ın, şüphe yok ki her şeye gücü yeter.
(Daha önce düşmanlarınıza) İki misli uğrattığınız bir musibet, (şimdi ganimeti ahirete tercih ettiğinizden) size isabet edince mi: "Bu nereden (çıktı)?" diye (sızlanıverdiniz). De ki: "O, sizin kendinizden (nefsi heveslerinizden ve dünyevi gafletinizden)dir." Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.
Bedir savaşında, iki katını düşmanınızın başına getirdiğiniz bir felaket, Uhud savaşında kendi başınıza gelince, bu nasıl oldu diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: O sizin kendi kusurunuzdandır. Doğrusu Allah, dilediği herşeyi yapmaya güç yetirendir.
Bedir'de iki katını düşmanınızın başına getirdiğiniz bir belâ, Uhut'ta kendi başınıza geldiği için mi?
“Bu nasıl oluyor?” dediniz. Sen de:
“Bu yenilgi, yerleştirildiğiniz savunma mevziini bırakmanızdan, peygamberin görüşüne aykırı davranmanızdan, Bedir esirlerini fidye karşılığı salıvermenizden, kendi kusurunuzdan kaynaklanmaktadır. Çünkü Allah, kanunlarının cari olduğu her şey üzerinde gücünü kudretini kullanır, düzenlemesini yapar.” de.
Siz (karşı tarafa) iki katını dokundurmuşken başınıza bir musibet geldiğinde: "Bu da nereden geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.[20]
(Onlara) İki misli uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi: 'Bu nereden' dediniz? De ki: 'O, sizin kendinizdendir.' Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.
Uhud savaşında size gelen musibet sonunda yetmiş kişi şehid olmasına karaşılık, daha önce Bedir savaşında kâfirlerden iki kat ki, yetmiş ölü ve yetmiş esir olmuşken, siz: “- Peygamber bizimle ve biz de müslüman iken bu musibet bize nereden geldi?”, dediniz. Onlara de ki: “- O, kendi tarafınızdandır, Peygambere itaat etmeyişinizdendir.” Şüphe yok ki, Allah her şeye hakkıyla kâdirdir.
Öyle mi? Başınıza bir bela geldiğinde –ki siz onlara iki kat daha fazla bele getirdiniz- “Neden bu bela başımıza geldi?” dediniz. De ki: “O musibet sizden kaynaklandı. Hiç şüphesiz Allah, (menfi-müsbet) her şeye gücü yetendir.”
İki katını Bedir'de düşmanınızın başına getirdiğiniz musibetten sonra, şimdi sizin başınıza da bir musibet geldiğinde, kendi kendinize, “Bu nasıl oldu?” diye soruyorsunuz, öyle mi?! De ki: “O sizin eserinizdir. Kuşkusuz Allah, dilediği her şeyi yapmaya kadirdir.”
Siz onlara iki kat belâ eriştirmiştiniz, sîzlere ancılayın bir belâ geldiği gibi : «Bu nereden?» dediniz, diyesin ki: «Bu sizin kendinizdendir!», Allahın her şeye gücü yetişir
Böyleyken (düşmanlarınızı Bedir Savaşı'nda) iki misline uğrattığınız bir musibete (zaafınız ve iradesizliğiniz yüzünden) kendiniz uğrayınca (ve kendi kusurunuzu görmezlikten gelerek) “Bu nereden mi?” dersiniz? (Ey Muhammed bunu soranlara) de ki: “Bu yenilgi, sizin kendi hatanızın sonucudur.” Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir (o halde doğru olduğunuz taktirde Allah size nice zaferler nasip edecektir).
Size ilk def’a olarak bir musîbet ârız oldığı vakit (ki düşmanlarınıza bu musîbetin iki mislini îkâ itmiş idiniz) "Bize bu nereden geldi" didiniz ânlara "Kendi nefsinizden geldi" cevâbını vir. Allâh her şeye kâdirdir.
Başkalarını iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı: "Bu nereden?" dersiniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır". Doğrusu Allah her şeye Kadir'dir.
Onların (müşriklerin) başına (Bedir’de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde, “Bu, nereden başımıza geldi?” dediniz, öyle mi? De ki: “O (musibet), kendinizdendir.” Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
Düşmanınıza iki mislini verdirdiğiniz kayıp kendi başınıza gelince “Bu nereden başımıza geldi?” mi diyorsunuz? De ki: “O, kendinizdendir.” Doğrusu Allah her şeye kadirdir.
(Bedir'de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi «Bu nasıl oluyor!» dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandır. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.
Uğradığınız zararın iki katını (düşmanınıza) verdiğiniz halde, "Bu da niçin," dediniz. De ki, "(O) musibet, kendi tarafınızdandır." ALLAH her şeye Kadirdir.
(Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu başınıza gelen kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.
böyle iken size hasımlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir musıbet isabet ediverince bu nereden mi dediniz? Deki o kendi tarafınızıdan çünkü Allah her şey'e kadir
(Bedir gazvesinde kâfirlerin başına, musibetin) iki katını getirdiğimiz hâlde (Uhud gazvesinde) size bir (kat) musibet gelince mi, “(biz müslümanlar olduğumuz hâlde) bu (musibet başımıza) nereden geldi?” dediniz. De ki: “O (musibet), kendi tarafınızdan (yapmış olduğunuz kusurlardan) dır. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.”
İki katını tattırdığımız musibet, kendinize isabet edince, “Bu nereden geldi” mi diyorsunuz? De ki: “Bu kendi nefsinizdendir.” Kuşkusuz Allah Her Şeye Güç Yetiren'dir.
Size (Bedirde) onlara iki katını başlarına getirdiğiniz bir belâ (Uhudde) kendinize çatmış olduğu için mi «Bu, nereden (geldi)» dediniz? De ki: «O, kendi katınızdandır». Şüphesiz ki Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir.
(Bedir'de düşmanınıza) iki mislini uğrattığınız bir musîbet şimdi (Uhud'da) size gelince: “Bu nereden?” mi dediniz.(4) (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “O, kendi nefisleriniz tarafındandır!” Şübhesiz ki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.
Onların (o size saldıranların) başına (Bedir gazvesinde) iki mislini dokundurduğunuz bir musibet, (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde; “Bu nereden (başımıza) geldi?” dediniz. De ki: “O (musibet), kendinizdendir (kendi hatanızdandır). Hiç şüphesiz Allah, her şeye (hakkıyla) güç yetirendir. *
Sizin başınıza bir musibet geldiğinde daha önce siz, düşmanlarınıza başınıza gelenin iki katı musibet vermediniz mi? de, başınıza gelene “Bu da nereden?” dediniz. Deki “O musibet kendinizdendir. Allah her şey üzerine plan yapıp, ölçü koyandır.”
Başkalarının başına iki katını birden getirdiğiniz kötülük sizin başınıza gelince mi: "Bu da nereden başımıza geldi?" dediniz? Onlara de ki : " Sizin kendinizden geldi." Çünkü Allah’ın gücü her nesneye yeticidir.
Siz, Bedir günü onları iki kat musibete uğratmış iken size bir musibet erişince mi «Bu, neden böyle oldu?» dediniz? Onlara de ki bu hezimet kendinizden oldu. Çünkü Allah her şeye tamamiyle kadirdir.
Onlara/müşriklere (Bedir’de) iki misli zayiat/musibet verdirdiğiniz hâlde, (Uhud’da) başınıza gelen bir musibet için: “Bu neden böyle oldu?/Niye yenildik?” dediniz. (Ey Peygamber!) De ki: “O musibet/belâ kendi kendinize yaptıklarınızdandır.” Muhakkak ki Allah her şeye gücü yetendir.
(Onları) iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı, “Bu nereden?” dersiniz? De ki: “O, kendi tarafınızdandır.” Doğrusu Allah her şeye kadirdir.
Düşmanlarınızın başına Bedir savaşında iki mislini getirdiğiniz bir musîbet, Uhud’da kendi hatânız yüzünden sizin başınıza geldi diye, kendi kusurunuzu görmezlikten gelerek “Madem bizler doğru yoldayız da, bu yenilgi nasıl oldu da başımıza geldi?” diyorsunuz, öyle mi? Ey Muhammed, bunu soranlara de ki:
“Bu yenilgi, sizin kendi hatânızın sonucudur. O hâlde, bundan sonra bu hatâlardan uzak durun. O zaman Allah size nice muhteşem zaferler nasip edecektir. Hiç kuşku yok ki, Allah’ın her şeye gücü yeter.”
Gerçekten iki mislini isabet ettirdiğiniz bir musibet size de geldiğinde; -“Bu da nereden?” dediniz, öyle mi? De ki:
“O kendi nefislerinizdekilerdendir”. Allah, her şeye güç yetirendir.
Yoksa daha önceleri başkalarına tattırdığınız yenilgi, kendi başınıza gelince mi: " bu da nesi " diyerek apışıp kaldınız ? De ki: " bu yenilgi sizden kaynaklanmıştır. " Allah elbette her şeye kadirdir...
Önceki savaşta başınıza gelen musibetin iki mislini inkâr edenlerin başına getirdiniz. Onların başına gelen musibetten bir kısmı başınıza gelince "Bu neden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "Başınıza gelen musibet kendinizdendir. Emirleri dinleseydiniz musibetler başınıza gelmezdi." Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye yeter.
(Bedir’de düşmanınızın) başına iki katını getirdiğiniz bir musibet, (Uhud’da) kendi başınıza geldiği için mi “Bu nasıl oluyor?” demiştiniz? De ki: “O kendi (kusuru)nuzdandır. [*] Şüphesiz ki Allah her şeye gücü yetendir.”
(Uhud’da) başınıza bir belâ gelince: “Bu da nereden geldi?” dediniz. Hâlbuki siz, (Bedir’de) onların başlarına bunun iki katı belâ getirmiştiniz. (Ey Muhammed!) Onlara; “Bu başınıza gelen, kendi (hatanız) yüzündendir.” de. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye yeter.
[DÜŞMANLARINIZI] iki misli musibete uğrattıktan sonra ¹²⁶ şimdi aynı musibet sizin başınıza geldi diye, kendi kendinize “Bu nasıl oldu?” diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: “O, sizin kendi eserinizdir.” ¹²⁷ Doğrusu, Allah dilediği her şeyi yapmaya kâdirdir:
(Bedir’de) Düşmanlarınıza acının iki katını tattırdığınız halde, (Uhud’da) mağlubiyetin acısını tattığınızda bu başımıza nereden geldi mi diyorsunuz? De ki: “Bu yenilgi sizin yaptıklarınızdan dolayıdır, Zira Allah her şey için bir ölçü koyandır.” 4/79, 42/30
ONLARI iki kat musibete uğrattıktan hemen[⁶⁸⁵] sonra, o musibet sizin başınıza da geldi diye “Bu başımıza nereden geldi?”[⁶⁸⁶] diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: “Sizin kendi yüzünüzden!” Hiç kuşku yok ki Allah, dilediği her şeyi yapmaya kadirdir.
(Ey müslümanlar, Bedir'de) Müşriklere verdirdiğiniz iki misli zâyiât (Uhud’da) sizin de başınıza geldiği için mi "Bu da nereden geldi?" dediniz. (Ey Muhammed) De ki "O (Yenilgi) kendi kusurunuzdandır, şüphe yok ki Allah her şeye kâdirdir, (hikmeti icabı, dilediğini zafere, dilediğini de hezimete uğratır)
Onların (müşriklerin) başına iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde, "Bu, nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "O (musibet), kendinizdendir. " Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
Vaktâ ki size bir musibet isabet etti, halbuki siz onun iki katını düşmanlarınıza isabet ettirmiş idiniz. «Bu musibet nereden?» mi dediniz. De ki: «O kendi nefisleriniz tarafındandır.» Şüphe yok ki, Allah Teâlâ herşeye kâdirdir.
Hâl böyle iken, düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela sizin başınıza gelince: “Bu nereden geldi? ” mi diyorsunuz? De ki: “Bu felâket sizin yüzünüzdendir. ” Muhakkak ki Allah her şeye kadirdir.
Başınıza bir bela gelince -siz, onun iki katını onların başlarına getirmiş olduğunuz halde yine- Bu nereden başımıza geldi?" dediniz. De ki: "O (bela), kendinizdendir." Allah, herşeye kadirdir.
Size (Uhud gününde) bir musîbet irdikde ki: (Bedir gününde müşriklere) onun iki mislini isâbet itdirmiş idiniz [¹] Bize bu musîbet nereden geldi didiniz. (Yâ Muhammed) onlara di ki: Bu musîbet size nefsinizdendir. (Rasûlün emrine muhâlefet itdiğinizdendir. Allâh Te'âlâ her şeye kâdirdir.
Başınıza bir olay gelince[1] “Bu da nereden çıktı?” demeniz mi gerekir? Siz karşı tarafa bunun iki katını yapmıştınız. De ki “O, sizden kaynaklandı[2]. Her şeye bir ölçü koyan Allah’tır[3].”
-Düşmanlarınızın başına iki katını getirdiğiniz belâ sizin başınıza gelince mi “Bu nasıl olur?” diyorsunuz. De ki:-O, sizin kendinizdendir. Allah'ın her şeye gücü yeter.
Yine de, başınıza gelenin iki misli zararı siz onlara verdiğiniz halde, “Bu da nereden başımıza geldi?” diyorsunuz. De ki: O sizin kendinizdendir. Allah'ın ise herşeye gücü yeter.
Size, başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir musibet dokununca: "Bu da nereden!" mi dediniz? De ki: "O, sizin öz benliklerinizdendir." Allah, her şeye Kadîr'dir.
daħı ol vaķt kim irdi size muśįbet bayıķ bulduñuz anuñ iki ancasına eyittüñüz mi “nitedür uşbu?” eyit “ol nefslerüñüz ķatındandur.” bayıķ Tañrı her nesene üzere güci yiterdür.
Daḫı ol vaḳt kim size muṣībet yitişdi, siz daḫı iki ol ḳadar anlara yitişdürdi‐siz. Eyitdüñüz: Bu bize ḳandan? Eyit yā Muḥammed, ol sizüñ ṣuçlaruñuz se‐bebi‐y‐ledür. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālā barça nesneye ḳādirdür.
Siz (Bədr müharibəsində yetmiş nəfəri öldürüb, yetmiş nəfəri əsir alaraq) onları ikiqat müsibətə düçar etdiyiniz halda, (Ühüd müharibəsində) başınıza bir müsibət gəldiyi zaman: “Bu haradan gəldi?” – dediniz. (Ya Rəsulum!) Söylə: “Bu sizin özünüzdəndir”. Həqiqətən, Allah hər şeyə qadirdir!
And was it so, when a disaster smote you, though ye had smitten (them with a disaster) twice (as great), that ye said: How is this? Say (unto them, O Muhammad): It is from yourselves. Lo! Allah is Able to do all things.
What! When a single disaster smites you, although ye smote (your enemies) with one twice as great, do ye say?- "Whence is this?" Say (to them): "It is from yourselves: For Allah hath power over all things."(474)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |