10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 165. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Eve lemmâ esâbetkum musîbetun kad esabtum miśleyhâ kultum ennâ hâżâ(s) kul huve min ‘indi enfusikum(k) inna(A)llâhe ‘alâ kulli şey-in kadîr(un)

Başlarına iki misli olarak gelen felakete siz de uğrayınca, bu da nereden dediniz. De ki: Bu, sizin katınızdan geldi ve Allah'ın, şüphe yok ki her şeye gücü yeter.

(Daha önce düşmanlarınıza) İki misli uğrattığınız bir musibet, (şimdi ganimeti ahirete tercih ettiğinizden) size isabet edince mi: "Bu nereden (çıktı)?" diye (sızlanıverdiniz). De ki: "O, sizin kendinizden (nefsi heveslerinizden ve dünyevi gafletinizden)dir." Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.

Bedir savaşında, iki katını düşmanınızın başına getirdiğiniz bir felaket, Uhud savaşında kendi başınıza gelince, bu nasıl oldu diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: O sizin kendi kusurunuzdandır. Doğrusu Allah, dilediği herşeyi yapmaya güç yetirendir.

Bedir'de iki katını düşmanınızın başına getirdiğiniz bir belâ, Uhut'ta kendi başınıza geldiği için mi?
“Bu nasıl oluyor?” dediniz. Sen de:
“Bu yenilgi, yerleştirildiğiniz savunma mevziini bırakmanızdan, peygamberin görüşüne aykırı davranmanızdan, Bedir esirlerini fidye karşılığı salıvermenizden, kendi kusurunuzdan kaynaklanmaktadır. Çünkü Allah, kanunlarının cari olduğu her şey üzerinde gücünü kudretini kullanır, düzenlemesini yapar.” de.

Siz (karşı tarafa) iki katını dokundurmuşken başınıza bir musibet geldiğinde: "Bu da nereden geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.[20]

20.Burada Müslümanların Uhud savaşında başlarına gelenler hakkındaki konuşmalarına dikkat çekiliyor. Mü`minler Bedir savaşında kâfirlerden 70 kişiyi ö... Devamı..

(Onlara) İki misli uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi: 'Bu nereden' dediniz? De ki: 'O, sizin kendinizdendir.' Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

Uhud savaşında size gelen musibet sonunda yetmiş kişi şehid olmasına karaşılık, daha önce Bedir savaşında kâfirlerden iki kat ki, yetmiş ölü ve yetmiş esir olmuşken, siz: “- Peygamber bizimle ve biz de müslüman iken bu musibet bize nereden geldi?”, dediniz. Onlara de ki: “- O, kendi tarafınızdandır, Peygambere itaat etmeyişinizdendir.” Şüphe yok ki, Allah her şeye hakkıyla kâdirdir.

Öyle mi? Başınıza bir bela geldiğinde –ki siz onlara iki kat daha fazla bele getirdiniz- “Neden bu bela başımıza geldi?” dediniz. De ki: “O musibet sizden kaynaklandı. Hiç şüphesiz Allah, (menfi-müsbet) her şeye gücü yetendir.”

İki katını Bedir'de düşmanınızın başına getirdiğiniz musibetten sonra, şimdi sizin başınıza da bir musibet geldiğinde, kendi kendinize, “Bu nasıl oldu?” diye soruyorsunuz, öyle mi?! De ki: “O sizin eserinizdir. Kuşkusuz Allah, dilediği her şeyi yapmaya kadirdir.”

Siz onlara iki kat belâ eriştirmiştiniz, sîzlere ancılayın bir belâ geldiği gibi : «Bu nereden?» dediniz, diyesin ki: «Bu sizin kendinizdendir!», Allahın her şeye gücü yetişir

Böyleyken (düşmanlarınızı Bedir Savaşı'nda) iki misline uğrattığınız bir musibete (zaafınız ve iradesizliğiniz yüzünden) kendiniz uğrayınca (ve kendi kusurunuzu görmezlikten gelerek) “Bu nereden mi?” dersiniz? (Ey Muhammed bunu soranlara) de ki: “Bu yenilgi, sizin kendi hatanızın sonucudur.” Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir (o halde doğru olduğunuz taktirde Allah size nice zaferler nasip edecektir).

Bedir Savaşı’nda Müslümanlar müşriklerden 70 kişiyi öldürmüş, bir o kadarını da esir almıştı. Uhud savaşında bunun tam tersi olmuş, Müslümanlar 70 şeh... Devamı..

Size ilk def’a olarak bir musîbet ârız oldığı vakit (ki düşmanlarınıza bu musîbetin iki mislini îkâ itmiş idiniz) "Bize bu nereden geldi" didiniz ânlara "Kendi nefsinizden geldi" cevâbını vir. Allâh her şeye kâdirdir.

Başkalarını iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı: "Bu nereden?" dersiniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır". Doğrusu Allah her şeye Kadir'dir.

Onların (müşriklerin) başına (Bedir’de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde, “Bu, nereden başımıza geldi?” dediniz, öyle mi? De ki: “O (musibet), kendinizdendir.” Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

Düşmanınıza iki mislini verdirdiğiniz kayıp kendi başınıza gelince “Bu nereden başımıza geldi?” mi diyorsunuz? De ki: “O, kendinizdendir.” Doğrusu Allah her şeye kadirdir.

(Bedir'de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi «Bu nasıl oluyor!» dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandır. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.

 Bedir’de müslümanlar müşriklerden yetmiş kişi öldürmüş, yetmiş kişi de esir almışlardı. Uhud’da ise yetmiş şehit verdiler. Âyet-i kerimede geçen «mus... Devamı..

Uğradığınız zararın iki katını (düşmanınıza) verdiğiniz halde, "Bu da niçin," dediniz. De ki, "(O) musibet, kendi tarafınızdandır." ALLAH her şeye Kadirdir.

(Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu başınıza gelen kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.

böyle iken size hasımlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir musıbet isabet ediverince bu nereden mi dediniz? Deki o kendi tarafınızıdan çünkü Allah her şey'e kadir

(Bedir gazvesinde kâfirlerin başına, musibetin) iki katını getirdiğimiz hâlde (Uhud gazvesinde) size bir (kat) musibet gelince mi, “(biz müslümanlar olduğumuz hâlde) bu (musibet başımıza) nereden geldi?” dediniz. De ki: “O (musibet), kendi tarafınızdan (yapmış olduğunuz kusurlardan) dır. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.”

İki katını tattırdığımız musibet, kendinize isabet edince, “Bu nereden geldi” mi diyorsunuz? De ki: “Bu kendi nefsinizdendir.” Kuşkusuz Allah Her Şeye Güç Yetiren'dir.

Size (Bedirde) onlara iki katını başlarına getirdiğiniz bir belâ (Uhudde) kendinize çatmış olduğu için mi «Bu, nereden (geldi)» dediniz? De ki: «O, kendi katınızdandır». Şüphesiz ki Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir.

(Bedir'de düşmanınıza) iki mislini uğrattığınız bir musîbet şimdi (Uhud'da) size gelince: “Bu nereden?” mi dediniz.(4) (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “O, kendi nefisleriniz tarafındandır!” Şübhesiz ki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.

(4)Müslümanlar Bedir’de müşriklerden yetmiş kişiyi öldürmüş, yetmişini de esir etmişlerdi. Uhud’da ise yetmiş sahâbe şehîd olmuştu. (Kurtubî, c. 2/4, ... Devamı..

Onların (o size saldıranların) başına (Bedir gazvesinde) iki mislini dokundurduğunuz bir musibet, (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde; “Bu nereden (başımıza) geldi?” dediniz. De ki: “O (musibet), kendinizdendir (kendi hatanızdandır). Hiç şüphesiz Allah, her şeye (hakkıyla) güç yetirendir. *

(*) Âyetten anlaşılıyor ki, mü’minlerin çoğu, şartlar ne olursa olsun sırf inançları nedeniyle Allah’ın onlara zafer bahşedeceğine inanıyorlardı. Uhud... Devamı..

Sizin başınıza bir musibet geldiğinde daha önce siz, düşmanlarınıza başınıza gelenin iki katı musibet vermediniz mi? de, başınıza gelene “Bu da nereden?” dediniz. Deki “O musibet kendinizdendir. Allah her şey üzerine plan yapıp, ölçü koyandır.”

Başkalarının başına iki katını birden getirdiğiniz kötülük sizin başınıza gelince mi: "Bu da nereden başımıza geldi?" dediniz? Onlara de ki : " Sizin kendinizden geldi." Çünkü Allah’ın gücü her nesneye yeticidir.

Siz, Bedir günü onları iki kat musibete uğratmış iken size bir musibet erişince mi «Bu, neden böyle oldu?» dediniz? Onlara de ki bu hezimet kendinizden oldu. Çünkü Allah her şeye tamamiyle kadirdir.

Onlara/müşriklere (Bedir’de) iki misli zayiat/musibet verdirdiğiniz hâlde, (Uhud’da) başınıza gelen bir musibet için: “Bu neden böyle oldu?/Niye yenildik?” dediniz. (Ey Peygamber!) De ki: “O musibet/belâ kendi kendinize yaptıklarınızdandır.” Muhakkak ki Allah her şeye gücü yetendir.

(Onları) iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı, “Bu nereden?” dersiniz? De ki: “O, kendi tarafınızdandır.” Doğrusu Allah her şeye kadirdir.

Düşmanlarınızın başına Bedir savaşında iki mislini getirdiğiniz bir musîbet, Uhud’da kendi hatânız yüzünden sizin başınıza geldi diye, kendi kusurunuzu görmezlikten gelerekMadem bizler doğru yoldayız da, bu yenilgi nasıl oldu da başımıza geldi?” diyorsunuz, öyle mi? Ey Muhammed, bunu soranlara de ki:
“Bu yenilgi, sizin kendi hatânızın sonucudur. O hâlde, bundan sonra bu hatâlardan uzak durun. O zaman Allah size nice muhteşem zaferler nasip edecektir. Hiç kuşku yok ki, Allah’ın her şeye gücü yeter.”

Gerçekten iki mislini isabet ettirdiğiniz bir musibet size de geldiğinde; -“Bu da nereden?” dediniz, öyle mi? De ki:
“O kendi nefislerinizdekilerdendir”. Allah, her şeye güç yetirendir.

Yoksa daha önceleri başkalarına tattırdığınız yenilgi, kendi başınıza gelince mi: " bu da nesi " diyerek apışıp kaldınız ? De ki: " bu yenilgi sizden kaynaklanmıştır. " Allah elbette her şeye kadirdir...

Önceki savaşta başınıza gelen musibetin iki mislini inkâr edenlerin başına getirdiniz. Onların başına gelen musibetten bir kısmı başınıza gelince "Bu neden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "Başınıza gelen musibet kendinizdendir. Emirleri dinleseydiniz musibetler başınıza gelmezdi." Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye yeter.

(Bedir’de düşmanınızın) başına iki katını getirdiğiniz bir musibet, (Uhud’da) kendi başınıza geldiği için mi “Bu nasıl oluyor?” demiştiniz? De ki: “O kendi (kusuru)nuzdandır. [*] Şüphesiz ki Allah her şeye gücü yetendir.”

Ayette insanların başına gelen sıkıntıların bir kısmının kendi hak edişlerinin karşılığı olduğuna dikkat çekilmektedir.

(Uhud’da) başınıza bir belâ gelince: “Bu da nereden geldi?” dediniz. Hâlbuki siz, (Bedir’de) onların başlarına bunun iki katı belâ getirmiştiniz. (Ey Muhammed!) Onlara; “Bu başınıza gelen, kendi (hatanız) yüzündendir.” de. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye yeter.

[DÜŞMANLARINIZI] iki misli musibete uğrattıktan sonra ¹²⁶ şimdi aynı musibet sizin başınıza geldi diye, kendi kendinize “Bu nasıl oldu?” diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: “O, sizin kendi eserinizdir.” ¹²⁷ Doğrusu, Allah dilediği her şeyi yapmaya kâdirdir:

126 Yani, H. 2. yılda Bedir Savaşı’nda.127 Hz. Peygamber’e tâbi olanlardan çoğu, şartlar ne olursa olsun sırf inançları nedeniyle Allah’ın onlara zafe... Devamı..

(Bedir’de) Düşmanlarınıza acının iki katını tattırdığınız halde, (Uhud’da) mağlubiyetin acısını tattığınızda bu başımıza nereden geldi mi diyorsunuz? De ki: “Bu yenilgi sizin yaptıklarınızdan dolayıdır, Zira Allah her şey için bir ölçü koyandır.” 4/79, 42/30

ONLARI iki kat musibete uğrattıktan hemen[⁶⁸⁵] sonra, o musibet sizin başınıza da geldi diye “Bu başımıza nereden geldi?”[⁶⁸⁶] diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: “Sizin kendi yüzünüzden!” Hiç kuşku yok ki Allah, dilediği her şeyi yapmaya kadirdir.

[685] Burada “hemen” anlamını kad edatı vermektedir. Bu edat mazi fiilin başında geldiğinde, fiilin gerçekleştiği zamanın yakın geçmişte olduğunu göst... Devamı..

(Ey müslümanlar, Bedir'de) Müşriklere verdirdiğiniz iki misli zâyiât (Uhud’da) sizin de başınıza geldiği için mi "Bu da nereden geldi?" dediniz. (Ey Muhammed) De ki "O (Yenilgi) kendi kusurunuzdandır, şüphe yok ki Allah her şeye kâdirdir, (hikmeti icabı, dilediğini zafere, dilediğini de hezimete uğratır)

Onların (müşriklerin) başına iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde, "Bu, nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "O (musibet), kendinizdendir. " Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

Vaktâ ki size bir musibet isabet etti, halbuki siz onun iki katını düşmanlarınıza isabet ettirmiş idiniz. «Bu musibet nereden?» mi dediniz. De ki: «O kendi nefisleriniz tarafındandır.» Şüphe yok ki, Allah Teâlâ herşeye kâdirdir.

Hâl böyle iken, düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela sizin başınıza gelince: “Bu nereden geldi? ” mi diyorsunuz? De ki: “Bu felâket sizin yüzünüzdendir. ” Muhakkak ki Allah her şeye kadirdir.

Uhud’da Müslümanlar yetmiş şehit verdiler. Oysa Bedir’de müşrikler 70 ölü, 70 de esir vermişlerdi. Böylece onların kaybı, Müslümanlarınkinin iki misli... Devamı..

Başınıza bir bela gelince -siz, onun iki katını onların başlarına getirmiş olduğunuz halde yine- Bu nereden başımıza geldi?" dediniz. De ki: "O (bela), kendinizdendir." Allah, herşeye kadirdir.

Size (Uhud gününde) bir musîbet irdikde ki: (Bedir gününde müşriklere) onun iki mislini isâbet itdirmiş idiniz [¹] Bize bu musîbet nereden geldi didiniz. (Yâ Muhammed) onlara di ki: Bu musîbet size nefsinizdendir. (Rasûlün emrine muhâlefet itdiğinizdendir. Allâh Te'âlâ her şeye kâdirdir.

[1] Uhud gününde mü'minlerden yetmiş kişi şehîd olmuş ve Bedir güni müşriklerden yetmiş kişi telef olmuş ve yetmiş kişi esîr idilmişdi.... Devamı..

Başınıza bir olay gelince[1] “Bu da nereden çıktı?” demeniz mi gerekir? Siz karşı tarafa bunun iki katını yapmıştınız. De ki “O, sizden kaynaklandı[2]. Her şeye bir ölçü koyan Allah’tır[3].”

[1] Uhud'da yenildiğiniz zaman [2] Uhud yenilgisinin sebebi, okçuların disiplinsizliğidir. Yukarıdaki ayetlerde belirtilmiştir (Bkz. Al-i İmran 3/152)... Devamı..

-Düşmanlarınızın başına iki katını getirdiğiniz belâ sizin başınıza gelince mi “Bu nasıl olur?” diyorsunuz. De ki:-O, sizin kendinizdendir. Allah'ın her şeye gücü yeter.

Yine de, başınıza gelenin iki misli zararı siz onlara verdiğiniz halde, “Bu da nereden başımıza geldi?” diyorsunuz. De ki: O sizin kendinizdendir. Allah'ın ise herşeye gücü yeter.

Size, başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir musibet dokununca: "Bu da nereden!" mi dediniz? De ki: "O, sizin öz benliklerinizdendir." Allah, her şeye Kadîr'dir.

daħı ol vaķt kim irdi size muśįbet bayıķ bulduñuz anuñ iki ancasına eyittüñüz mi “nitedür uşbu?” eyit “ol nefslerüñüz ķatındandur.” bayıķ Tañrı her nesene üzere güci yiterdür.

Daḫı ol vaḳt kim size muṣībet yitişdi, siz daḫı iki ol ḳadar anlara yitişdürdi‐siz. Eyitdüñüz: Bu bize ḳandan? Eyit yā Muḥammed, ol sizüñ ṣuçlaruñuz se‐bebi‐y‐ledür. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālā barça nesneye ḳādirdür.

Siz (Bədr müharibəsində yetmiş nəfəri öldürüb, yetmiş nəfəri əsir alaraq) onları ikiqat müsibətə düçar etdiyiniz halda, (Ühüd müharibəsində) başınıza bir müsibət gəldiyi zaman: “Bu haradan gəldi?” – dediniz. (Ya Rəsulum!) Söylə: “Bu sizin özünüzdəndir”. Həqiqətən, Allah hər şeyə qadirdir!

And was it so, when a disaster smote you, though ye had smitten (them with a disaster) twice (as great), that ye said: How is this? Say (unto them, O Muhammad): It is from yourselves. Lo! Allah is Able to do all things.

What! When a single disaster smites you, although ye smote (your enemies) with one twice as great, do ye say?- "Whence is this?" Say (to them): "It is from yourselves: For Allah hath power over all things."(474)

474 If Uhud was a reverse to the Muslims, they had inflicted a reverse twice as great on the Makkans at Badr. This reverse was not without Allah's per... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.