Vele-in muttum ev kutiltum le-ila(A)llâhi tuhşerûn(e)
Andolsun ki ölseniz de mutlaka Allah tapısında toplanacaksınız, öldürülseniz de.
Andolsun, (yatağınızda) ölseniz de, (Hakk yolunda) öldürülseniz de; şüphesiz (her halde mutlaka) Allah’a (varıp) toplanacaksınız (bu kesindir).
Çünkü ölseniz de, öldürülseniz de sonunda Allah katında toplanacaksınız.
Andolsun ki, ölseniz de öldürülseniz de, toplanıp Allah'ın huzuruna getirileceksiniz.
Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de muhakkak ki Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de şüphesiz Allah'a (varıp) toplanacaksınız.
And olsun, eğer ölür veya Allah yolunda öldürülürseniz muhakkak ki Allah'ın huzurunda toplanacak, hesaba çekileceksiniz.
Evet, eğer ölür veya öldürülürseniz, muhakkak Allah’ın huzurunda toplanacaksınız… (Allah’ın rahmeti, sizin dirilmenizi gerektirir. Yoksa rahmet, rahmet olmaktan çıkar.)
Çünkü ölseniz de öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Ölürseniz, ya da öldürülürseniz Allahın katında toplanırsınız
Andolsun ki ölseniz de öldürülseniz de sonunda Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Gerek maktûl olunuz, gerek vefât idiniz. Allâh sizi rûz-ı mahşerde toplayacakdır.
And olsun ki, ölseniz de, öldürülseniz de Allah katında toplanacaksınız.
Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Andolsun ki, ölseniz de öldürülseniz de Allah’ın huzurunda mutlaka toplanacaksınız.
Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Ölürseniz de öldürülürseniz de ALLAH'ın huzuruna çıkarılacaksınız.
Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
celâlim hakkı için: ölseniz de katlolunsanız da her halde hep Allaha haşrolunacaksınız
Elbette (siz), (o yoldayken) ölseniz de (cihat ederken düşman tarafından) öldürülseniz de muhakkak sonunda (hesap gününde) Allah’ın (manevi) huzurunda toplanacaksınız.
Elbette ölseniz de öldürülseniz de muhakkak sonunda Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Andolsun, ölseniz de, yahud öldürülseniz de muhakkak ki hepiniz Allah (ın huzuruna gidib) toplanacaksınız.
And olsun ki, ölseniz de öldürülseniz de, muhakkak Allah'ın huzûruna toplanacaksınız!
Ve gerçekten eğer ölseniz de (meşru müdafaa savaşında düşman tarafından) öldürülseniz de mutlaka Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Eğer ölür veya öldürülürseniz, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Ölseniz de, öldürülseniz de besbelli ki Allah’tan yana derleneceksiniz.
Ölseniz de öldürülseniz de elbette Allah’ın huzurunda toplanmaya sevk edileceksiniz [tuhşerûn].
Hiç şüphesiz ölseniz de öldürülseniz de Allah katında toplanacaksınız.
Zaten Karunlar gibi yaşayıp ölseniz de, İslâm yolunda savaşıp öldürülseniz de, sonuçta hepiniz ister istemez Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
O hâlde, günah işleyen kardeşlerinizi güzelce uyarın, zira kardeşlik bunu gerektirir. Fakat onları, yaptığı bir hatâdan dolayı aşağılayarak şeytanın kucağına itmeyin, onlara dâimâ şefkat ve merhametle yaklaşın. İşte bu konuda Allah’ın elçisi, size örnek olacak güzel bir davranış sergiledi:
And olsun öldüyseniz de, öldürüldüyseniz de, Allah’a doğru bir araya toplanacaksınız.
Unutmayın, ölseniz de öldürülseniz de eninde sonunda Allah'ın huzuruna getirileceksiniz.
Andolsun! Ölseniz de öldürülseniz de, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. Hesap vermekten kimse kaçamayacaktır.
Ölseniz de öldürülseniz de Allah’ın huzurunda elbette toplanacaksınız.
(Çünkü) ölseniz de öldürülseniz de hepiniz mutlaka, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Çünkü ölseniz de, öldürülseniz de sonunda Allah katında toplanacaksınız.
Ölseniz de öldürülseniz de nihayetinde, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız. 2/154, 22/58
Zira ölseniz de öldürülseniz de, sonunda Allah’a (hesap vermek üzere) toplanacaksınız.
Şüphe yok ki, ölseniz de öldürülseniz de, (sonunda) Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Ve ölseniz veya öldürülseniz de, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.
Ve şüphe yok ki ölseniz de öldürülseniz de her halde Allah Teâlâ'ya haşrolunacaksınızdır.
Sizler ölseniz de, öldürülseniz de, sonunda Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Ölür veya öldürülürseniz, elbette Allah'a götürüleceksiniz!
Siz vefât ider veyâ katl olunur iseniz 'âkıbet Allâh Te'âlâ'ya haşr olunursunuz (Onun ni'met ve rahmetine nâil olursunuz)
Ölseniz de öldürülseniz de toplanacağınız yer, Allah’ın huzurudur.
-Ölseniz de öldürülseniz de şüphesiz Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Ölseniz de, öldürülseniz de, Allah'ın huzurunda toplanırsınız.
Ölür yahut öldürülürseniz elbette ki Allah'a götürüleceksiniz.
daħı eger ölesiz, yā depelenesiz Tañrı yaña ķoparınılasız.
Eger ölseñüz yā sizi öldürseler Tañrı Ta‘ālā ḥażretine ḥaşr olunursız.
Ölsəniz də, öldürülsəniz də, (axırda) mütləq Allahın hüzuruna toplanacaqsınız!
What though ye be slain or die, when unto Allah ye are gathered?
And if ye die, or are slain, Lo! it is unto Allah that ye are brought together.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |