8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Âl-i İmrân Suresi 140. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İn yemseskum karhun fekad messe-lkavme karhun miśluh(u)(c) vetilke-l-eyyâmu nudâviluhâ beyne-nnâsi veliya’lema(A)llâhu-lleżîne âmenû veyetteḣiże minkum şuhedâ(e)(k) va(A)llâhu lâ yuhibbu-zzâlimîn(e)

Size bir yara deydiyse o kavim de tıpkı sizin gibi yaralandı. Bu günler, öyle günler ki onları insanlar arasında nöbetle döndürür, dururuz. Böylece de Allah, bilgisini, inananlara açıklar, içinizden şahitler edinir ve Allah zalimleri sevmez.

(Uhud’da olduğu gibi her asırda) Eğer size bir yara (ve yenilgi) dokunduysa (sabredin ve ümitsizliğe düşmeyin, zira) o (düşman) kavme de benzeri bir yara (ve hezimet) değmişti. İşte Biz (galibiyet ve hâkimiyet) günlerini (ve dönemlerini) insanlar (Hakkı tutan veya bâtıla uyan toplumlar) arasında (imtihan gereği ve gayretlerine göre) böyle çevirip-devredip dururuz. Bu, Allah’ın iman edenleri bilmesi (belirtip ayırıvermesi) ve sizden (bu deneme ve eleme sürecine) şahitler (veya şehitler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez.

Eğer siz, Uhud savaşında bir yara aldıysanız, o topluluk da Bedir savaşında, benzeri bir yara almıştı. Zira iyi ve kötü günleri biz insanlar arasında evirip çeviririz. Bu metod Allah'ın iman edenleri seçip ayırması ve aranızdan gerçeklere hayatları ile şahitlik yapanları seçmesi içindir. Çünkü Allah yaratılış sebebine aykırı davrananları asla sevmez.

Eğer bir takım kayıplara maruz kalmışsanız, bozguna uğrayarak bir yara almışsanız, o kavme de benzeri bir acı, bir sıkıntı dokunmuştu. Böyle zafer günlerini, galibiyetleri, iktidarları ve devleti, insanlar arasında hak ettikleri oranda biz dağıtıyoruz.
Allah'ın, sizden sözde iman edenlerle hakkıyla iman edenleri ayırt etmesi, içinizden Kur'ân'ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler, doğruları konuşan şâhitler çıkarması, şehit olabilecekleri görmesi için bozguna uğrayıp yara aldınız. Allah kurduğu düzene isyan eden, Allah'ın kullarını, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zalimleri sevmez.

Size bir yara dokunduysa karşı topluluğa da benzer bir yara dokundu. Allah'ın gerçekten iman etmiş olanları ortaya çıkarması ve aranızdan şehidler edinmesi için bu günleri böyle aranızda döndürürüz. Allah zalimleri sevmez.

Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah'ın iman edenleri belirtip-ayırması ve sizden şahidler (veya şehidler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez;

Eğer size (Uhud'da) bir yara isabet etti ise, Bedir savaşında da kâfirler kavmine o kadar yara isabet etmişti. O sevinçli ve kederli günleri insanlar arasında evirip çeviririz. Allah, savaş meydanında ihlâslı ve azimkâr müminleri diğerlerinden ayırd etmek ve sizden şehitler edinmek içindir (bu). Allah zâlimleri sevmez.

Eğer (Uhud’da) size bir yara dokunduysa, onun gibi bir yara o topluma (kâfirlere) de dokundu. Biz bu ilginç günleri insanlar arasında dolaştırıyoruz. Allah böylece mağlubiyetinizi diledi ki, kimin samimi olarak inandığını ortaya çıkarsın. Ve sizden şehitler edinsin… Hiç şüphesiz Allah zalimleri sevmez.

Eğer başınıza bir bela gelirse biliniz ki benzer bir belaya başka insanlar da uğramıştır; zira böyle iyi ve kötü günleri insanlara sırayla paylaştırırız. Bu, Allah'ın iman edenleri seçip ayırması ve aranızdan hakikate şâhitlik yapanları seçmesi içindir; çünkü Allah, zâlimleri asla sevmez.

Eğer siz yaralandıysanız, ancılayın, onlar da yaralandılar, Allah kimin inandığını bilmekçin, sizlerden tanıklar edinmekçin, biz bu günleri insanlar arasında, nöbetle döndürürüz, Allah sevmez zalimleri

Eğer siz (Uhud 'da) bir yara almışsanız, (size düşman olan) o topluluk da (Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. Böylece Biz, Allah'ın, imana erenleri seçip ayırması ve aranızdan hakikate (hayatları ile) şahitlik yapan/örnek olan kimseleri seçmesi için bu günleri (bazen galibiyet ve bazen mağlubiyet şeklinde) insanlar arasında döndürüp duruyoruz. Allah, zulmedenleri sevmez.

Bkz. 3/13, 123, 8/6-10, 44, 22/39Müslümanlar hicretin üçüncü yılındaki (M. 23 Mart 625) Uhud Savaşı’nda gerek münafıkların tahriki gerekse ikinci bir ... Devamı..

Mağlubiyetden [1] hiç me’yûs olmayınız biz insânlar içün nikbet ve muzafferiyeti tevâlî itdireceğiz ki ba’zı kimseler şehâdete nâil olsun. Allâh münâfıkları sevmez.

[1] Uhud gazâsında

Eğer siz (Uhud'da) bir yara almışsanız, (size düşman olan) o topluluk da (Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. Böylece biz, Allah'ın gerçek müminleri ortaya çıkarması ve içinizden şahitler edinmesi için, bu günleri bazen lehe, bazen de aleyhe döndürüp duruyoruz. Allah, zulmedenleri sevmez.

Eğer siz (Uhud’da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir’de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.

Eğer siz (Uhud’da) bir yara aldıysanız bilin ki o topluluk da benzeri bir yara almıştı. O günleri biz insanlar arasında döndürüp duruyoruz ki Allah gerçek müminleri ortaya çıkarsın ve uğrunda şehitleri olsun diye. Allah, zalimleri sevmez.

Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa, (Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer bir acıya uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.  

 Meâlde «ortaya çıkarsın» şeklinde tercüme edilmiş olan, âyetteki «li-ya’leme» kelimesi için, «Allah’ın, ilm-i ezelîsinde var olan bilgiyi vâkıa ile a... Devamı..

Size bir sıkıntı dokunduysa, düşman topluluğa da benzeri bir sıkıntı dokunmuştur. Böyle günleri, halkın arasında döndürüp duruyoruz ki ALLAH gerçek inananları ayırsın ve sizden bazılarını şahitler edinsin. ALLAH zalimleri sevmez

Eğer size (Uhud savaşında) bir yara değmişse, (Bedir harbinde) o topluma da benzeri bir yara dokunmuştu. O günler ki, biz onları insanlar arasında döndürür dururuz. (Bu da) Allah'ın sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir. Allah zalimleri sevmez.

eğer size bir yara dokundu ise heriflere de öyle bir yara dokundu; Hem o günler, biz onları insanlar arasında evirir çeviriniz, hem Allah iyman edenleri bileceği ve sizden şehidler, şahidler tutacağı için; ki Allah zalimleri sevmez

Eğer siz (Uhud’da) yara aldı iseniz, (düşmanınız olan) o (kâfir) kavim de (Bedir gazvesinde) benzeri bir yara almıştı. İşte biz, o günleri (bazen galibiyet ve bazen mağlubiyet şeklinde) insanlar arasında döndürüp dururuz. (Ezelî ve ebedî ilmiyle her şeyi hakkıyla bilen) Allah, gerçekten îmân edenleri (sizin için) ortaya çıkarmak ve sizden şehitler edinmek (bazılarınıza şehitlik makamı lütfetmek) için böyle yapar. Allah zâlimleri sevmez.

Eğer size bir sıkıntı isabet ederse, başka halklara da benzeri sıkıntı isabet etmiştir. Bu günleri, insanlar arasında döndürüp dururuz. Bu, Allah'ın içinizdeki gerçek inananları ayırt etmesi ve gerçeğin tanıklarını belli etmesi içindir. Allah, zalimleri sevmez.

140,141. Eğer size («Uhud» de) bir yara değmiş bulunuyorsa («Bedir»de) o kavme de o kadar yara değmişdir. O günler (öyle günlerdir ki) biz onları insanlar arasında (gâh lehlerine, gâh aleyhlerine olmak üzere elden ele ve nöbetleşe nöbetleşe) döndürür dururuz. (Bu da) Allahın (ezeldeki) ilmini îman edenlere açıklaması, içinizden şehîdler edinmesi, mü'minleri tertemiz yapıb kâfirleri (murdar ölümle) helak etmesi içindir. Allah zâlimleri sevmez.

Eğer (Uhud'da) size bir yara dokunduysa, doğrusu (size düşman olan) o kavme de (Bedir'de) onun misli olan bir yara dokunmuştu. İşte bu günler (öyle günlerdir) ki, onları insanlar arasında evirir çeviririz. Tâ ki Allah, îmân edenleri ortaya çıkarsın ve içinizden (bu uğurda can veren) şehîdler (ve yaptıklarınıza şâhidler) edinsin! Çünki Allah, zâlimleri sevmez.

Eğer size bir yara değiyorsa, şüphesiz (Bedir’de) o (saldırgan) topluluğa da benzeri bir yara değmiştir. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. Bu (metot), Allah’ın, (sözde) iman edenlerle (hakkıyla) iman edenleri (açığa çıkararak size) belli etmesi ve sizden (hakikate hayatları pahasına) şahitlik yapanları oluşturması içindir. Ve (biliniz ki) Allah zulmedenleri asla sevmez. *

(*) Uhud Savaşı’nda Müslümanlar gerek münafıkların tahriki gerekse ikinci bir emrin gelmesine karşı gösterdikleri sabırsızlıkları yüzünden savaşın ilk... Devamı..

Eğer size bir yara isabet etmişse, size isabet edenin bir benzeri de o topluluğa isabet etmiştir. Bu günleri insanlar arsında döndürüyoruz ki, Allah iman edenleri bilsin ve sizden şahitler edinsin. Allah haksızlık yapanları sevmez.

Eğer yara aldınızsa bilin ki sizin gibi yara alan başkaları da vardır. Biz bu günleri insanlar arasında böyle değiş tokuş ederiz. Bu da Allah inananları ayırsın, şehitleri seçsin diyedir. Allah kıyıcıları sevmez.

Eğer Uhut/ta canınız yandı ise müşrik cemaatinin de Bedir/de öylece canı yandı. Allah/ın mü/minleri ayırt etmesi, sizden de doğru bir şahit edinmesi için biz bugünleri insanlar arasında dolaştırırız [⁴]. Yoksa Allah zalimleri sevmez.

[4] Bâzı kere siz galip olursunuz. Bâzı kere de düşmanlarınız galip olurlar.

Eğer (Uhut’ta) size bir yara dokunduysa, o topluluğa da (Bedir’de) benzer bir yara dokunmuştur. Biz (iyi ve kötü) günleri insanlar arasında döndürüp dolaştırıp dururuz ki bu, Allah’ın gerçek mü’minleri ortaya çıkarması [alime]³⁵ ve sizlerden şahitler edinmesi içindir. Çünkü Allah zalimleri sevmez. göre; müşriklerin Uhut’ta, tefecilikten elde ettikleri gelirle güçlü bir ordu kurdukları haberi geldi. Müslümanlar buna özenerek aynı yöntemle güçlü bir ordu kurabileceklerini düşündüler. Ayet bu düşüncenin yanlışlığını belirtiyor (Razî). Hem o zamanki hem de sonra gelecek Müslüman kuşakların ne maksatla olursa olsun tefecilikten uzak durmalarını vurguluyor.

35 “Alime” fiili bilmek anlamındadır. Bu fiil Allah’a izafe edildiği zaman açığa çıkarmak, hükmetmek, belirlemek gibi anlamlara da gelir. Nitekim Ragı... Devamı..

Eğer siz bir yara almışsanız, (size düşman olan) o topluluk da benzeri bir yara almıştır. Böylece biz, Allah'ın gerçek müminleri ortaya çıkarması ve içinizden şahitler edinmesi için, o günleri insanlar arasında döndürür dururuz. Allah zulmedenleri sevmez.

Eğer siz Uhud savaşında düşmana yenilip bir yara aldıysanız, o inkârcı topluluk da Bedir savaşında çok daha ağır bir yenilgiye uğrayarak buna benzer bir yara almıştı. Buna rağmen, yeniden toparlanıp karşınıza çıkabildiler. O hâlde, sizler nasıl olur da hemencecik yılgınlığa düşersiniz? Unutmayın ki, sadece başarı ve üstünlükle değil, aynı zamanda yenilgi ve sıkıntılarla da imtihân edileceksiniz. İşte bunun için biz, bu iyi ve kötü günleri insanlar arasında sürekli çevirip dururuz. Kuvvet ve egemenlik, bazen inananların elinde olur, kimi zaman da zâlimlerin eline geçer. Böylece Allah, iman edenleri inkârcılardan ayırt etmek ve içinizden canını fedâ ederek hakîkate şâhitlik eden kimseler edinmek için sizi imtihân ederken, kötülük edenleri de cezalandırmış olur. Çünkü Allah, zâlimleri sevmez.

Size bir yara dokunduysa, onun benzeri bir yara kesinlikle O Kavm’e de dokundu. İşte böylesi Günler’i, İnsanlar arasında evirip çeviriyoruz. Öyle ki Allah, inanmış olanları bilsin, sizden şahidler tutsun! Zâlimler’i Allah sevmez.

Eğer siz bu savaşta yara alırsanız, karşı taraf da benzer yaralar alacak demektir. Resulüm! insanlar arasındaki bu savaşlar, bizim bir kısır döngümüzdür. Çünkü Allah, bu sayede inananları tanırken bir kısmınızı da bu tanıklığa tanık ediyor. Çünkü Allah, zorbaları sevmez.

Siz yaptığınız savaşta bir yara aldıysanız, şüphesiz savaştığınız toplulukta yara almıştır. Onun için hayıflanmayı bırakın! Ömür içindeki günleriniz, insanlar arasındaki ilişler çerçevesinde döner durur. Bazen inkâr edenler galip gelir bazen Müslümanlar. Onun için ne oluyor demeyin! Siz her zaman üzerinize ne düşüyorsa onu yapın! Allah sizden iman edenleri ayırt etmek, aranızdan şahitler edinmek için böyle yapar. Allah zalimleri sevmez.

Size (Uhud’da) bir acı dokunduysa, (Bedir’de de) o kavme benzer bir acı dokunmuştu. O (sıkıntılı) günleri [*] biz, insanlar arasında döndürür (durur)uz. Sonunda Allah iman edenleri bilir [*] (ortaya çıkarır) ve aranızdan şahitler edinir. Allah zalimleri sevmez.

Benzer mesajlar: İbrâhîm 14:5; Câsiye 45:14.,Bu ayetteki “Allah bilir” ifadesi, “Allah’ın bildirmesi ve/veya ortaya çıkarması” demektir. Özellikle bur... Devamı..

Eğer siz, (Uhud’da) bir yara almışsanız, o toplum da (Bedir’de) benzeri bir yara almıştı. Biz, bu tür (acı) günleri insanlar arasında döndürür dururuz. (Bu) Allah’ın sizden îman edenleri belirlemesi ve sizden şehitler edinmesi içindir.¹ Şüphesiz Allah, zalimleri asla sevmez.

1 Yani Allah bunu; bazılarınızın Kendi yolunda şehit olarak ölmesine fırsat vermek için yapar. Bu da sizin için kötü bir şey olmadığı gibi cenneti kaz... Devamı..

Eğer başınıza bir bela ¹⁰⁰ gelirse, [bilin ki,] benzer bir belaya [başka] insanlar da uğramıştır; zira böyle [iyi ve kötü] günleri insanlara sırayla paylaştırırız: [Bu,] Allah’ın, imana erenleri seçip ayırması ve aranızdan hakikate [hayatları ile] şahitlik yapanları seçmesi içindir ¹⁰¹ -çünkü Allah, zalimleri asla sevmez-

100 Lafzen, “bir yaralanma” (karh) veya, bazı dilbilimcilere göre, “yaralanmanın sebep olduğu ızdırap”.101 Yani, “Bazılarınızın kendi yolunda şehit ol... Devamı..

Eğer (Uhud’ta) sizin canınız yandıysa, (Bedir’de de) onların da canı yanmıştı. Biz zafer ve yenilgileri insanlar arasında döndürür dururuz ki, Allah iman edenleri ortaya çıkarsın ve içinizden şahitler ve modeller oluştursun. Zira Allah, davasına ihanet edenleri sevmez. 4/104, 47/4

Eğer size bir zarar dokunduysa, elbet benzer bir zarar (düşmanınız olan) insanlara da dokundu. Zira o (iyi ve kötü) dönemleri biz insanlar arasında döndürür dururuz ki, Allah iman eden kimseleri seçip ayırsın ve (kendi bildiklerine) aranızdan şahit(ler) edinsin (ki O’nun bildiğini siz de bilesiniz); çünkü Allah zalimleri sevmez;[⁶⁶⁶]

[666] İyiyi ve kötüyü birbirine karıştırmak, haklı ile haksızı bir tutmak zulümdür; bu zulmü Allah ne işler ne de işleyeni sever. Bu pasajın ayakların... Devamı..

Eğer size bir zarar dokundu ise (savaşta kaybınız olduysa, düşmanınız olan) topluluğa da o kadar zarar dokunmuştur, (onların da çok kaybı olmuştur) O savaş günleri öyle bir gündür ki, (savaşın talihini) onların arasında döndürür dururuz! (Zaferi bazan bir topluma bazan da öbür topluma nasip ederiz, bunun hikmeti) Allah'ın (gönülden) iman edenleri belirtmesi ve içinizden şahitler edinmesi içindir.

Eğer size bir yara dokunduysa, o topluluğa da benzeri bir yara dokunmuştu. O günleri biz insanlar arasında çevirip dururuz ki Allâh iman edenleri ortaya çıkarsın, sizden de şahidler edinmek için. Allâh, zâlimleri sevmez.

Eğer size bir yara dokunmuş ise şüphesiz o kavmine de onun misil bir yara dokunmuştur. Ve o günleri Biz nâs arasında döndürürüz. Ve Allah Teâlâ'nın, imân edenleri bilmesi ve sizden şahitler ittihaz etmesi içindir. Ve Allah Teâlâ zalimleri sevmez.

140, 141. Şayet siz yara aldı iseniz, karşınızdaki düşman topluluğu da benzeri bir yara aldı. İşte Biz, Allah'ın gerçek müminleri ortaya çıkarması, sizden şehitler edinmesi, müminleri tertemiz yapıp kâfirleri imhâ etmesi için, zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez.

Eğer size bir yara dokunduysa, o topluluğa da benzeri bir yara dokunmuştu. O günler... onları biz insanlar arasında çevirip dururuz (kah bir kavme, kah ötekine galibiyet veririz; bazen bir topluma iyi veya kötü günler gösteririz, bazan ötekine). Allah inananları ortaya çıkarmak, sizden şehidler edinmek için (zamanı kah lehinize, kah aleyhinize çevirmektedir). Allah, zalimleri sevmez.

Eğer size (Uhud güni) cerh ve elem (yaralanmak ve mağlûbiyet acısı) isâbet itdiyse kavme de (müşriklere de Bedir güni) cerh ve elem isâbet itmişdi. Bu günleri (zafer ve ferah günlerini) nâs arasında devir ve tedâvül itdiririz. (Bir gün ona bir gün diğerine olur) Bu, (zaferin gâh ona ve gâh buna olması) Allâh Te'âlâ'nın îmân idenleri (diğerlerinden) temyîz buyurması ve sizden şuhedâ ittihâz itmesi içündir. Allâh zâlimleri sevmez.

Siz bir yara aldıysanız, karşınızdaki topluluk da vaktiyle öyle bir yara aldı. Böyle günleri, bir ona bir öbürüne, insanlar arasında döndürüp dururuz. Bu, Allah'ın inanıp güvenenleri bilmesi ve içinizden kimilerini şahit tutması içindir. Allah, yanlış yapanları sevmez[*].

[*] Müslümanlar Uhud'da yara aldılar, Mekkeli müşrikler de Bedir'de yara almışlardı.

140,141. --Eğer siz bir yara aldıysanız, o topluluk da ona benzer bir yara aldı. Allah'ın iman edenleri ortaya çıkarması, içinizden şehitler edinmesi ve iman edenleri arındırıp, kafirleri mahvetmesi için bu günleri insanlar arasında döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez.

Size bir yara dokunduysa, o yaranın bir misli de o topluluğa dokunmuştur. Günleri Biz insanlar arasında böyle çeviririz, tâ ki Allah, iman etmiş olanlarınızı ayırt etsin ve içinizden şehitler çıkarsın. Yoksa Allah zalimleri sevmez.

Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar/şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.

eger yoķanursa size źaħm urmaķ bayıķ yoķandı ķavma ya'nį kāfirler źaħm urmaķ ancılayın daħı śol günler ya'nį dünye günleri döndürürüz anları ādemįler arasında daħı tā bile Tañrı anları kim įmān getürdiler daħı duta sizden ŧanuķlar yā şehįdler . daħı Tañrı sevmez žālimlerı.

Eger size yitişdi‐y‐ise yaralar ve zaḥmetler, taḥḳīḳ ḳavme daḫı yitişdi anuñ gibiyaralar ve zaḥmetler. Daḫı dünyā günlerini giderüp getürür‐biz ḫalḳ ara‐sında tā bilmeg‐içün Tañrı Ta‘ālā īmān getüren kişileri, daḫı sizdenṭanuḳluḳ eylemeg‐içün ḫalḳ üstine. Daḫı Tañrı Ta‘ālā sevmez ẓālimleri.

Əgər siz (Ühüd müharibəsində) yara aldınızsa, o biri (kafir) dəstə də (Bədr müharibəsində) o cür yara aldı. Biz bu günləri (bu hadisələri) insanlar arasında növbə ilə dəyişdiririk ki, Allah iman gətirən şəxsləri (başqalarından) ayırd etsin və içərinizdən şəhidlər (şahidlər) seçsin. Allah zülmkarları sevməz!

If ye have received a blow, the (disbelieving) people have received a blow the like thereof: These are (only) the vicissitudes which We cause to follow one another for mankind, to the end that Allah may know those who believe and may choose witnesses from among you; and Allah loveth not wrong doers.

If a wound hath touched you,(457) be sure a similar wound hath touched the others. Such days (of varying fortunes) We give to men and men by turns: that Allah may know those that believe, and that He may take to Himself from your ranks Martyr-witnesses (to Truth). And Allah loveth not those that do wrong.

457 These general considerations apply in particular to the disaster in Uhud. (1) In a fight for truth, if you are hurt, be sure the adversary has suf... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.