Velleżîne iżâ fe’alû fâhişeten ev zalemû enfusehum żekerû(A)llâhe festaġferû liżunûbihim vemen yaġfiru-żżunûbe illa(A)llâhu velem yusirrû ‘alâ mâ fe’alû vehum ya’lemûn(e)
Onlar, kötü bir iş işlediler mi, yahut nefislerine bir zulümde bulundular mı Allah'ı anıp suçlarının yarlıganmasını dileyenlerdir ve Allah'tan başka kimdir günahları yarlıgayan? Onlar, işledikleri suçta, bile bile ısrar da etmezler.
Ve (o muhsinler) "çirkin bir hayâsızlık" işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, (hemen) Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. (Ve zaten) Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar, yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.
Ve onlar utanç verici bir iş yaptıkları veya varlık sebeblerine aykırı bir davranışta bulundukları zaman, Allah'ı hatırlar ve günahlarının affı için yalvarırlar. Zaten Allah'tan başka kim günahları affedebilir? Onlar işledikleri günah ve hatalı işlerde de bilerek ısrar etmezler.
İlâhî emirlere yapışanlar, büyük günah işledikleri zaman, yahut kendilerine, birbirlerine zulmettikleri, haksızlık ettikleri zaman Allah'ın büyüklüğünü, tehdidini hatırlayıp ibadet ederek, günahlarından dolayı Allah'tan bağışlanma dilerler. Allah'tan başka, günahları kim bağışlayabilir? Onlar bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmezler.
Onlar bir fenalık yaptıklarında yahut kendi kendilerine haksızlık ettiklerinde Allah'ı anar ve günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlar? Onlar işlediklerinde bile bile ısrar etmezler.
Ve 'çirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.
Ve bir günâh işledikleri veya nefislerine zulüm ettikleri zaman Allah'ı anarak hemen günahlarının bağışlanmasını istiyenler, (ki günahları Allah'dan başka kim bağışlayabilir?) hem de yaptıkları günaha bile bile ısrar etmemiş olanlar (var ya);
Onlar öyleler ki, bir günah işlediklerinde veya (işleri eksik bırakmakla) kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı anar, günahlarının affedilmesi için yalvarırlar. Ve Allah’tan başka hiç kimsenin af sahibi olmadığını bilirler. Ve bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmezler.
Onlar, utanç verici bir iş yaptıkları veya kendi kendilerine haksızlık ettikleri zaman Allah'ı anar ve günahlarının affı için yalvarırlar. Zaten günahları Allah'tan başka kim affedebilir? Bunlar yaptıkları fenalık üzerinde bile bile ısrar etmezler.
Bunlar bir kötülük işlediğinde, ya da özlerine zulmeyleyince Allahı anarlar, günahlarına bağış umarlar, günahları ancak Allah bağışlar, yaptıkları kötülükte, bile bile direnmezler
Ve (yine) onlar fena bir şey yaptıklarında veya (günah işleyerek) kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar, işledikleri günahlarda bile bile ısrar etmezler.
Bir fenâ fi’il ile nefislerine zulüm irtikâb itdikden sonra nâdim olub Allâh’ı zikr idenleri ve günâhlarını bilüb de ısrâr itmeyenleri ve tevbe ve istiğfâr iyleyenleri Allâh’dan mâ’adâ kim ’afv idebilür?
Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar, yaptıklarında bile bile direnmezler.
Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah’tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir.
Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.
Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.
Onlar ki bir günah işledikleri, yahut kendilerine zulmettikleri zaman ALLAH'ı anımsar ve günahları için bağışlanma dilerler -Zaten ALLAH'tan başka kim günahları bağışlayabilir ki?- ve onlar bile bile günah işlemeye devam etmez
Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler.
ve onlar ki bir kabahat yaptıkları veya nefislerine bir zulmettikleri vakıt Allahı anarlar da derhal günahlarına istiğfar ederler, günahları da Allahdan başka kim mağfiret eder? Hem yaptıklarına bile bile ısrar etmezler
Yine onlar ki, çirkin bir iş yaptıklarında, ya da (işledikleri günah sebebiyle) nefislerine zulmettiklerinde, Allah’ı (n azabını ve ayrıca, tövbe edenlere karşı Allah’ın affedici olduğunu) hatırlayıp günahlarından dolayı bağışlanmayı isterler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, yaptıkları şeylerde (masiyetlerde), bile bile ısrar etmezler.
Ve onlar, kötü bir şey yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri¹ zaman, Allah'ı hatırlayıp, suçlarının bağışlanması için O'na yalvarırlar. Zaten Allah'ın dışında kim suçları bağışlayabilir ki? Onlar, yaptıkları kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.
Ve çirkin bir günâh işledikleri, yâhud nefslerine zulmetdikleri vakit Allahı hatırlayarak hemen günâhlarının yarlığanmasını isteyenlerdir. Günâhları Allahtan başka kim yarlığar? Bir de onlar işledikleri (günâh) üzerinde, bilib dururlarken ısrar etmeyenlerdir.
Ve (onlar,) çirkin bir iş yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı zikredip günahlarının bağışlanmasını isterler.(2) Zâten Allah'dan başka, günahları kim bağışlar? Hem (onlar,) işledikleri (günahları)nda kendileri bile bile ısrâr etmeyen kimselerdir.
Ve onlar, çirkin bir iş yaptıklarında veya (günahla) kendi öz canlarına zulmettiklerinde peşinden hemen Allah’ı hatırlar, O’nu anar ve günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten, günahları Allah’tan başka kim affedebilir ki! Ayrıca, yaptıkları (kötülük ve günah) üzerinde ısrar edip bile bile durmazlar. *
(Korunanlar) Utanç veren bir suç işlediklerinde veyahut kendi nefislerine haksızlık yaptıklarında, Allah’ı hatırlarlar ve yaptıkları hatalardan dolayı Allah’ın bağışlamasını isterler. Hataları, Allah’dan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar yaptıkları yanlışları ve zulümleri bile bile devam ettirmezler.
Yine o sakınanlar çirkin bir iş işleyince, ya da kendilerine karşı kıyıcılık edince Allah’ı düşünürler, hemen Ondan günahlarının yarlıganmasını dilerler. Günahları Allah’tan başka kim yarlıgayabilir? Hem o sakınanlar işledikleri günah üzerinde bile bile direnip durmazlar.
Onlar ki hayasızlık yaptıkları veya öz nefislerine zulüm ettikleri zaman Allah/ı anarlar da günahlarından yarlıganmak dilerler. Günahları Allah/tan başka kim yarlıgayabilir? Onlar bile bile [²] işledikleri günahta ısrar etmezler.
Yine onlar haddi aşan bir eylem yaptıkları/bir kötülük işledikleri [fâhişeten] veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlarlar ve hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar bile bile yaptıkları hatalarında ısrar etmezler.
Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar ve günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar yaptıklarında, bile bile ısrar etmezler.
Yine onlar, o takvâ sahipleri; utanç verici bir kötülük işledikleri, ya da bir başka şekilde kendilerine zulmettikleri zaman, hemen Allah’ı hatırlayıp günahlarının bağışlanması için O’na yalvarırlar. Öyle ya, günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Bir de onlar, günah olduğunu bile bile yaptıklarında ısrar etmezler.
Kötü bir iş yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı andılar / hatırladılar, günahları için bağışlanma dilediler. Günahlar’ı Allah’tan başka kim bağışlar? Onlar biliyorken, yaptıkları şeylerde ısrar etmediler.
Sağlamcı, kendisine bir kabalık ya da haksızlık edildi mi, hemen, Allah adına sığınıp tövbe istiğfar edendir. - zaten tövbeleri Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! - Sağlamcı, yaptığı hatada bile bile inat etmeyendir.
Mümin olanlar çirkin bir iş yaptıkları yahut günah işleyerek kendilerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını ister. İşledikleri hatalarda ısrar etmezler. Şunu bilirler ki Allah’tan başka günahları bağışlayan yoktur.
Ve onlar, bir aşırılık yaptıkları yahut birbirlerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlayarak, hemen günâhlarının affedilmesini dilerler. Zâten günâhları Allah’tan başka kim affedebilir ki? Ve onlar, işledikleri günâhlarda bilerek ısrar etmezler.¹
ve onlar, utanç verici bir iş yaptıkları veya kendi kendilerine [başka türlü] bir zulüm işledikleri zaman, Allah’ı anar ve günahlarının affı için yalvarırlar –zaten Allah’tan başka kim günahları affedebilir?– ve her ne [zulüm] işlemişlerse onda bilerek ısrar etmezler.
Yine bunlar, utanç verici bir iş yaptıklarında veya kendilerine kötülük ettiklerinde, hemen Allah’ı hatırlayıp günahları için af dilerler. Zaten Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Ve bunlar, bile isteye günah işlemekte ısrar etmezler. 40/3, 66/8
Yine onlar, utanç verici bir iş yaptıkları veya kendi kendilerine bir kötülük ettikleri zaman, Allah’ı(n affını) hatırlayıp hemen günahları için bağışlanma dilerler; hem Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Üstelik onlar, yaptıkları kötülükte bile bile ısrar da etmezler.[⁶⁶²]
Onlar ki, bir günah işleyip de, kendilerine yazık ettikleri zaman Allah'ı anarlar, hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. (O'nun rahmetine sığınırlar ki,) Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? Hem onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler! (Halis tevbe ile kötülüğü hemen terk ederler)
Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allâh’ı hatırlayarak hemen günâhlarının bağışlanmasını dilerler; günâhları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, hatâlarında bile bile, ısrar etmezler.
Ve öyle zâtlar ki, bir büyük günah yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman Allah Teâlâ'yı zikrederler, hemen günahları için istiğfarda bulunurlar. Ve kimdir Allah Teâlâ'dan başka günahları mağfiret eden? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısraretmezler.
O müttakiler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah'ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Bir de onlar, bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezler. [9, 104; 4, 110]
Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler; günahları da Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, hatalarında bile bile, ısrar etmezler.
Ve şunlar ki bir fahşe (büyük günâh ve fenâ iş) işlediklerinde ve yâhud nefislerine zulüm itdiklerinde Allâh Te'âlâ'yı düşünerek tevbe ve istiğfâr iderler. Allâh'dan başka günâhları 'afv iden kim vardır? (Günâhları 'afv idenin ancak Allâh oldığını bilirler) ve işledikleri şeyde (günâhda) fenâ olduğını bildikleri halde ısrâr itmezler.
Onlar bir çirkinlik yapar veya kendilerini kötü duruma düşürürlerse derhal Allah'ı hatırlar ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Bir de yaptıkları yanlışta bile bile direnmezler.
Muhsinler, bir çirkin iş yaptıklarında veya nefislerine zulmettiklerinde Allah'ı zikredip günahları için mağfiret dilerler. Allah'tan başka günahları kim bağışlar? Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.
O takvâ sahipleri, çirkin bir iş yaptıkları, yahut bir günahla nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlarlar ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Zaten Allah'tan başka günahları bağışlayacak kim var? Onlar, işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler.(26)
Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.
daħı anlar kim ķaçan işlediler zişt işi ya'nį žınā yā žulm eylediler kendü nefslerine andılar Tañrı’yı; pes yarlıġamaķ dilediler yazuķlarına. daħı kim yarlıġaya yazuķları illā Tañrı. daħı uzanmadılar anuñ üzere kim işlediler daħı anlar bilürler.
Daḫı ol kişiler kim ḳaçan yamanlıḳ işleseler yā nefslerine ẓulm eyleselerTañrı Ta‘ālā[yı] añarlar. Pes istiġfār iderler günāhları‐çun. Daḫı kimdür kibaġışlaya yazuḳları Tañrıdan özge. Daḫı işledükleri yamanlıḳ üstine dāyimdurmazlar anlar bilürlerken yaman işlerini.
O müttəqilər ki, bir günah iş gördükləri, yaxud özlərinə zülm etdikləri zaman Allahı yada salıb (tövbə edərək) günahlarının bağışlanmasını istəyərlər. Axı günahları Allahdan başqa kim bağışlaya bilər? Və onlar etdiklərini (gördükləri işin pis olduğunu) bildikdə (tövbədən sonra) bir daha ona qayıtmazlar.
And those who, when they do an evil thing or wrong themselves, remember Allah and implore forgiveness for their sins. Who forgiveth sins save Allah only?. and will not knowingly repeat (the wrong) they did.
And those who,(454) having done something to be ashamed of, or wronged their own souls,(455) earnestly bring Allah to mind, and ask for forgiveness for their sins,- and who can forgive sins except Allah.- and are never obstinate in persisting knowingly in (the wrong) they have done.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |