Kad kâne lekum âyetun fî fi-eteyni-ltekatâ(s) fi-etun tukâtilu fî sebîli(A)llâhi ve uḣrâ kâfiratun yeravnehum miśleyhim ra/ye-l’ayn(i)(c) va(A)llâhu yu-eyyidu binasrihi men yeşâ(u)(k) inne fî żâlike le’ibraten li-ulî-l-ebsâr(i)
İbretti size birbirleriyle karşılaşan o iki bölüğün hali. Bir bölük, Allah yolunda savaşmadaydı, öbürüyse kafirdi ve inananları, gözleriyle iki misli görmedeydiler. Allah, dilediğini yardımıyla kuvvetlendirir ve şüphe yok ki bunda, görenlere kesin bir ibret var.
(Bedir’de) Karşı karşıya gelen iki toplulukta da, andolsun sizin için bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu; diğeri ise kâfirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini (mü’minleri) kendilerinin iki katı görüyorlardı. (Böylece Allah kâfirlerin moralini bozmakta ve cesaretlerini kırmaktaydı.) İşte Allah, dilediğine yardımıyla (böyle) destek (çıkmaktadır). Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır.
Savaşta karşı karşıya gelen şu iki orduda, sizin için bir ibret vardı. Bir gurup Allah için savaşırken, diğeri O'nu inkâr ediyordu. Öbürlerinin kendilerinin iki katı olduklarını gözleri ile görüyorlardı. Gerçekten Allah dilediğini yardımıyla destekler. Bunda görecek gözleri olan herkes için muhakkak bir ders vardır.
Savaşta karşı karşıya gelen şu iki orduda, sizin için bir ibret vardı. Bir gurup Allah için savaşırken, diğeri O'nu inkâr ediyordu. Öbürlerinin kendilerinin iki katı olduklarını gözleri ile görüyorlardı. Gerçekten Allah kainata koyduğu kanunlarına uygunluk içinde iradesinin tecelli ettiği kimseleri yardımıyla destekler. Bunda görecek gözleri olan herkes için muhakkak bir ders vardır.
Birbirleriyle karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için ibret vardır. Bir topluluk Allah yolunda çarpışmaktaydı, diğer topluluk ise kâfirdi. Allah yolunda çarpışanlar ötekileri gözleriyle açıkça kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı. Allah dilediğini kendi yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda görebilenler için ibret vardır.
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri kafirdi, ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır.
(Bedir savaşında) karşılaşan iki birlik hakkında, size muhakkak bir alâmet (Peygamberin doğruluğuna bir nişâne) olmuştur. Bir birlik (ki mü'minler), Allah yolunda çarpışıyordu; diğeri de kâfirdi. Mü'minler kâfirleri gözgöre kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah, dilediğine yardımı ile zafer verir. Şüphesiz bunda (azı çoğa üstün getirmekte) anlayış sahibi olanlar için kesin bir ibret vardır.
Sizin için karşılaşan iki ordu konusunda (Bedir’de) bir mucize vardır. Biri Allah yolunda savaşıyordu. Diğeri değerleri inkâr ediyordu, düşmanlarını göz görüşüyle iki kat fazla görüyorlardı. Allah ise, özel yardımıyla istediğini destekliyordu. Bu konuda göz sahipleri için, ders alınacak bir ibret vardır.
Savaşta/Bedir'de karşı karşıya gelen iki orduda sizin için bir işaret vardır. Ordunun biri Allah için savaşırken, diğeri O'nu inkâr ediyordu. Gözleriyle diğer tarafı kendilerinin iki misli gördüler. Ama Allah, dilediğini yardımıyla güçlendirir. Elbette bunda basiret/aydınlık sahipleri için bir ibret vardır.
Karşılaşan iki bölük işinde, sizin için alınacak ibret var, bir bölüğü Allah için savaşır, bir bölüğü kâfirdir, kâfirler onları gözleriyle iki katlı görürler, Allah yardım eder dilediğine, bunda nice ibret var içgörüşü olanlara
(Bedir'de savaş için) karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır. Onlardan bir grup Allah için savaşırken diğeri O'nu inkâr ediyordu. (İnkârcılar inananları) göz bakışıyla kendilerinin iki misli görüyordu. Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Muhakkak bunda, basiret sahibi olanlar için (alınacak) bir ibret vardır.
Fî sebîli(A)llah muhârebe iden ’asâkir ile kâfir ’asâkirinin muhârebesinde sizin içün ibret var idi. Kâfirler karşularında iki misli ’asker görüyorlardı. Lâkin Allâh istediği tarafa nusret viriyordı. ’Âkil olanlar içün bu işden ashâb-ı akıl ibret alırlar.
Karşı karşıya gelen iki topluluğun durumlarında sizin için ibret vardır; biri Allah yolunda savaşanlardır, diğeri inkarcılardır ki, bunlar karşı tarafı gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Bunda görebilenler için ibret vardır.
Şüphesiz, karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi. (Onları) göz bakışıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret vardır.[85]
(Bedir’de) karşı karşıya gelen şu iki grupta sizin için büyük bir ibret vardır: Biri Allah yolunda çarpışan (mümin) grup, diğeri ise gözleriyle bunları kendilerinin iki misli imiş gibi gören kâfir grup. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır.
(Bedir'de) karşı karşıya gelen şu iki gurubun halinde sizin için büyük bir ibret vardır. Biri Allah yolunda çarpışan bir gurup, diğeri ise bunları apaçık kendilerinin iki misli gören kâfir bir gurup. Allah dilediğini yardımı ile destekler. Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır.
Karşılaşan iki orduda sizin için bir ders var. Ordulardan birisi ALLAH yolunda savaşırken diğeri de inkarcı idi. Onları (inananları), gözleriyle kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı. ALLAH dilediğini zaferle destekler. Bunda görüş sahipleri için bir ibret vardır.
Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır.
Muhakkak bir âyet oldu size: Çarpışan iki cemi'yette: Bir cem'iyet Allah yolunda vuruşuyordu, diğeri de kâfir: Onları gözgöre kendilerinin iki misli görüyorlardı, Allah da nusratiyle dilediğini te'yid buyuruyordu, görecek gözleri olanlar için elbette bunda şüphesiz bir ibret var
Şüphesiz ki (Bedir muharebesinde) karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır. (Onlardan) bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu, öteki (topluluk) ise kâfirdi. (Kâfirler) onları (müslümanları, savaş esnasında) göz görüşüyle, (sayı olarak) kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah (îmân ve itaatleri sebebiyle) dilediği kimseleri yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda basiret sahipleri için (büyük) bir ibret vardır.
İki topluluğun karşılaşmasında kesinlikle sizin için bir ayet vardır: Topluluğun birisi Allah yolunda savaşanlardan, diğeri de gerçeği yalanlayan nankörlerdendi. Gerçeği yalanlayan nankörler, onları kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı. Allah, dilediğini yardımı ile destekler. Kuşkusuz, basiret¹ sahipleri için bunda bir ders vardır.
(Bedir muhaarebesinde) karşılaşan iki cem'iyyet hakkında sizin için muhakkak bir ibret vardı. (Onlardan) bir cem'iyyet Allah yolunda döğüşüyordu, diğeri ise kâfirdi. Onlar öbürlerini (müslümanları) dış gözleriyle kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı. Allah, kimi dilerse onu yardımıyle destekler. Şübhesiz bunda kalb gözleri açık olanlar için kat'i bir ibret vardır.
(Bedir'de) karşılaşan iki cemâatte elbette sizin için bir delil vardır. Bir cemâat Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi ki, (kendi) göz görüş(ler)iyle onları (o mü'minleri, karşılarında) kendilerinin iki misli olarak görüyorlardı. Çünki Allah, dilediği kimseye yardımı ile kuvvet verir. Muhakkak ki bunda, basîret sâhibleri için gerçekten bir ibret vardır.
Muhakkak ki, karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için (ey inkârcılar!) bir ayet (alamet) vardır. (İnananlardan) bir grup (saldırıya uğrayan, ezilen, yutlarından sürülen ve her türlü baskı, şiddet ve zulme maruz kalanların uğruna saldırganlarla) Allah yolunda savaşırken diğeri de (her türlü zulüm ve kötülüğü yapıp gerçekleri) inkâr ediyordu. İnkâr edenler (sayıca az olan o inanan topluluğu) göz bakışıyla kendilerini iki misli görüyordu. Allah da, (yardım) isteyen (yardımı hak etmek için gayret edip gerekeni yapan) kimseye (manevi) yardımı ile destekler. Muhakkak bunda, (hakikat) gözü açık olanlar için (alınacak) bir ders vardır.
İki toplumun savaş için karşı karşıya gelişinde sizin için bir ibret var. Bir taraf Allah yolunda savaşan bir gurup, diğer tarafta ise inkârcılar var. İnkârcılar Allah yolunda savaşanları, çıplak gözle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediklerini yardımıyla güçlendirir. Bunda görmesini bilenler için ibretler vardır.
Gerçekten Bedir savaşında karşılaşan o iki takım sizin için bir belgedir. Onlardan biri Allah uğrunda savaşıyor, öteki ise Allah’ı tanımazlık ediyordu. Berikilerin gözleri, kendilerinin iki katı olarak görüyordu. Allah kimi dilerse onu yardımıyla pekitir. İşte bunda gönül gözü açık olanlar için kesin bir öğrence vardır.
Karşı karşıya gelen iki cemaatte sizin için bir ibret vardı. Onlardan biri Allah yolunda vuruşanlar, diğeri ise kâfirlerdi. Onlar bunları gözleriyle kendilerinin iki misli kadar görüyorlardı. [³] Allah dilediğini yardımı ile teyit eder. Bunda erbab-ı basiret için bir ibret vardır.
Karşı karşıya gelen şu iki sayıca az toplulukta [fi’e] sizin için ibret vardır. Biri Allah yolunda savaşmaktadır, diğeri ise inkârcıdır; gözleriyle onları/Müslümanları kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Elbette bunda basiret sahibi olanlar [ûli’l-ebsâr] için bir ibret [âyet] vardır.
(Bedir savaşında) Karşı karşıya gelen iki topluluğun halinde sizin için ibret vardır; biri Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfirdi. (Bu kâfirler) Karşı tarafı gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda basiret sahipleri için ibret vardır.
Nitekim, Bedir savaşında karşı karşıya gelen şu iki toplulukta sizin için büyük bir ibret vardı: Bir grup Allah yolunda savaşırken, diğeri O’nun ayetlerini ve mutlak egemenliğini inkâr etmekteydi. Savaşın ilk anlarında, her iki taraf da karşısındakini olduğundan daha az gördükleri hâlde (8. Enfâl: 44), çarpışmanın kızıştığı sırada, Allah’ın gönderdiği melekler müminlerin safında yerlerini alınca, kâfirler, onları açık ve net olarak kendilerinin iki katı görüyorlardı.
Aynı zamanda müminler de onları olduklarından daha az; kendilerinin sadece iki katı olarak görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla böyle güçlendirir. Hiç kuşkusuz bunda, akıl ve gönül gözüyle hakîkati görebilenler için Allah’ın kudret, hikmet ve adâletini gösteren nice deliller, nice ibretler vardır.
Evet, Allah’ın yardımıyla nice zaferler kazanacak, ganîmetler elde edeceksiniz. Fakat er meydanında düşmanla göğüs göğse çarpışmak kadar, belki ondan da çetin bir imtihân var ki, işte asıl kahramanlığı burada göstermelisiniz:
Gerçekten, Karşılaşmış iki topluluk’ta sizin için âyet vardı. Biri Allah yolunda savaşan topluluk, diğeri de kâfir bir topluluktu. Göz göre göre onları iki misli görüyorlardı. Allah, dileyeceği kimseleri kendi yardımı ile desteklemektedir. Bunda, Basiret sahipleri için elbette ibret vardır.
Savaşmak üzere Bedir'de karşı karşıya gelen iki takımın durumu size ders olsun: Bunlardan biri Allah için savaşıyor; inkarcı takım ise inananları dünya gözü ile iki misli kalabalık görüyordu. Tabi ki Allah, tuttuğu takıma destek olacaktı. Bu olay, ileriyi görebilenler için, önemli bir ders olmuştur.
Şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için ibretler vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi. Onları kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basiretli olup olayların gerçeğini anlayanlar için bunda elbette ibretler vardır.
(Bedir’de) karşı karşıya gelen (şu) iki grupta sizin için elbette bir ibret vardır: [*](Biri) Allah yolunda savaşan bir grup, diğeri ise onları apaçık bir şekilde kendilerinin iki katı gören kâfir (bir grup). Allah dilediğini (layık olanı) yardımı ile destekler. Şüphesiz ki görenler için bunda ibret vardır.
(Ey îman edenler! Bedir’de) karşılaşan iki topluluğun durumunda sizin için büyük bir ibret vardır. O topluluğun birisi, Allah yolunda çarpışıyor, diğer kâfirler (topluluğu) ise, onları göz kararıyla kendilerinin iki misli görüyordu.¹ Böylece Allah, yardımıyla dilediği tarafı² destekliyordu. Şüphesiz bunda, (Allah’ın kudretini) görebilenler için büyük bir ibret vardır.
Savaşta karşı karşıya gelen iki orduda sizin için bir işaret vardı: bir ordu Allah için savaşırken diğeri O’nu inkar ediyordu. [Öncekiler,] kendi gözleriyle diğer tarafı kendilerinin iki misli (kalabalık) gördüler: Ama Allah, dilediğini yardımıyla güçlendirir. Bakın, bunda görecek gözleri olan herkes için muhakkak bir ders vardır. ⁹
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için bir ibret vardır. Bunlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi. Gözleriyle onların kendilerinin iki misli olduklarını görüyorlardı. Allah, hak edeni yardımıyla güçlendirir. Bunda, basiret sahibi olanlar için gerçekten ibret vardır. 3/160, 4/76, 5/11
Karşı karşıya gelen iki orduda sizin için bir mesaj vardı: Bir ordu Allah yolunda savaşıyor, diğeri ise inkârında direniyordu. Onlar ötekilerin iki misli olduğunu kendi gözleriyle görüyorlardı: Ama Allah isteyeni/istediğini yardımıyla güçlendirir. İşte bu olayda basiret sahipleri için elbette ibretler vardır.
(Ey iman edenler, kazanmış olduğunuz Bedir savaşında) Karşı karşıya gelen o iki toplulukta, kuşkusuz sizin için büyük bir ibret vardı ki, onlardan biri (sizler) Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise, kafir idi. (Müşrikler, müminlerden üç misli fazla idi. Fakat) Müşriklerin gözüne, müminler kendilerinin iki misli görünüyordu! Allah, -kuşkusuz- kimi dilerse onu yardımıyla destekler, şüphe yok ki basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır.
Karşılaşan şu iki toplulukta sizin için bir kanıt vardır: Bir topluluk Allâh yolunda çarpışıyordu, öteki de kafir idi, onları (Allah yolunda olanları) gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allâh dilediğini yardımıyle destekler. Elbette (bunda) basireti olanlar için bir ibret vardı
Şüphe yok ki sizin için iki fırkada bir alâmet vardır. Bir fırka Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi. Onları göz göre göre kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah Teâlâ ise dilediğini nusretiyle teyid buyurur. Şüphe yok ki bunda basiret sahipleri için bir ibret vardır.
Birbiriyle karşılaşan iki toplulukta size büyük bir ibret vardı: Bunlardan biri Allah yolunda vuruşuyordu. Diğeri ise kâfir idi. O kâfirler Müslümanları, bizzat gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah, dilediği kimseleri nusratıyla destekler. Elbette bunda görecek gözleri olanlar için alınacak ibret vardır. [8, 43]
Karşılaşan şu iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu, öteki de nankördü, onları, gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyle destekler. Elbette (bunda) gözleri olanlar için bir ibret vardı.
Biri Allâh yolunda mukâtele iden ve diğeri kâfir olan iki fırkanın karşı karşıya geldiklerinde sizin içün (Muhammed'in doğrı oldığına) âyet ve işâret vardır. Müslümânlar kâfirlerin kendilerinin iki misli olduklarını ra'ye'l 'ayn gördiler. (Diğer bir sûret-i tefsîre göre) Müşrikler müslümânları kendilerinin iki misli gördiler. Allâh dilediklerini nusret ve yardımıyla te'yîd ve takviye ider. Bunda (Cenab-ı Hakk'ın azı çoğa gâlib iylemesinde) basîret sâhibi olanlara 'ibret vardır. [²]
(Bedir’de) Karşı karşıya gelen o iki orduda, sizin için bir belge vardır. Biri Allah yolunda savaşanlar, diğeri ise âyetleri görmezlikte direnenler topluluğuydu. (Müminler) onları göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyordu[*]. Allah, doğru tercihte bulunanı kendi yardımı ile destekler. İleri görüşlüler için bunda bir ibret vardır.
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için bir ayet vardır. Bunlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kafir idi. Gözleriyle onların kendilerinin iki misli olduklarını görüyorlardı. Allah, dilediğini yardımıyla güçlendirir. Bunda, gören göze sahip olanlar için gerçekten ibret vardır.
Birbiriyle karşılaşan iki orduda sizin için bir âyet vardı.(6) Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfirdi. Kâfirler, mü'minleri kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediğine nusretiyle böyle kuvvet verir. Bunda da gören göz sahipleri için elbette bir ibret vardır.
Yüz yüze gelen şu iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Biri Allah yolunda çarpışıyordu; ötekisi küfre batmıştı. Allah yolunda çarpışanları, kafa gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah, öz yardımıyla dilediğini destekler. İşte bunda, gözleri olanlar için gerçek bir ibret vardır.
bayıķ oldı sizüñ bir nişān iki bölük içinde kim irişdiler. bir bölük çalışur Tañrı yolında daħı biri kāfirdür. görürler anları iki anlarca göz görmegi. daħı Tañrı ķuvvet virür arķa virmegi-y-ile aña kim diler. bayıķ şunuñ içinde ibretdür gözler işlerine.
Taḥḳīḳ size var‐ıdı delīl ve ‘alāmet iki ṭā’ifede ki biri birine doḳınup ṣavaşitdiler. Bir ṭā’ife ṣavaş ider ġazālıġ‐ıçun Tañrı Ta‘ālā yolında, bir tāyifekāfirler‐idi. Görürler anları iki özleri ḳadarınca gözi görmek bile. Tañrı Ta‘ālā ḳuvvetlendürür nuṣret‐ile kimi dilese. Ol anuñ gibi olmaḳda ‘ibretlervardur gözleri olup gören kişilere.
(Ey Məkkə müşrikləri və yəhudilər!) İki dəstənin (Bədr müharibəsi zamanı) qarşı-qarşıya durması sizin üçün (Peyğəmbərin doğruluğuna) dəlildir. Bunlardan biri Allah yolunda vuruşanlar, digəri isə kafirlər idi. (Mö’minlər üç yüz on üç nəfər, kafirlər isə təqribən min nəfər idilər). (Mö’minlər kafirlərin) onlardan ikiqat artıq olduqlarını öz gözləri ilə görürdülər. (Yaxud kafirlər mö’minləri iki özləri qədər, yə’ni təxminən iki min nəfər və ya onların olduqlarından iki dəfə artıq, yə’ni altı yüzdən bir qədər çox görürdülər). Əlbəttə, Allah istədiyinə Öz köməyi ilə qüvvət verər. Şübhəsiz ki, bu (Bədr əhvalatı) bəsirət sahiblərindən (gözüaçıq, ayıq adamlardan) ötrü bir ibrət dərsidir.
There was a token for you in two hosts which met: one army fighting in the way of Allah, and another disbelieving, whom they saw as twice their number, clearly, with their very eyes. Thus Allah strengtheneth with His succour whom He will. Lo! herein verily is a lesson for those who have eyes.
"There has already been for you a Sign in the two armies that met (in combat)(352): One was fighting in the cause of Allah, the other resisting Allah. these saw with their own eyes Twice their number(353). But Allah doth support with His aid whom He pleaseth. In this is a warning for such as have eyes to see."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |