ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ اَيْنَ مَا ثُقِفُٓوا اِلَّا بِحَبْلٍ مِنَ اللّٰهِ وَحَبْلٍ مِنَ النَّاسِ وَبَٓاؤُ۫ بِغَضَبٍ مِنَ اللّٰهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الْمَسْكَنَةُۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ كَانُوا يَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَيَقْتُلُونَ الْاَنْبِيَٓاءَ بِغَيْرِ حَقٍّۜ ذٰلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ۠
Duribet ‘aleyhimu-żżilletu eyne mâ śukifû illâ bihablin mina(A)llâhi vehablin mine-nnâsi vebâû biġadabin mina(A)llâhi veduribet ‘aleyhimu-lmeskene(tu)(c) żâlike bi-ennehum kânû yekfurûne bi-âyâti(A)llâhi veyaktulûne-l-enbiyâe biġayri hakk(in)(c) żâlike bimâ ‘asav vekânû ya’tedûn(e)
Nerede bulunurlarsa bulunsunlar, aşağılık bir hale getirilmiştir onlar; ancak Allah'ın ipine ve insanların yapıştıkları ipe yapışanlar müstesna. Allah'ın gazabına uğradılar ve üstlerine miskinlik çullandı. Bu da Allah'ın delillerini inkar ettikleri ve haksız yere peygamberleri öldürdükleri için, bu da isyan ettikleri ve hadlerini aştıkları için.
(Yahudiler) Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar, -(bunlardan) Allah’ın ipine (sarılanlar) ve insanların ipine sığınanlar (eman ve ahit garantisine ve zımmî olarak devlet himayesine alınanlar) dışında- onlara zillet (zorluk ve horluk damgası) vurulacaktır. Onlar, Allah’tan (hak ettikleri) bir gazaba uğramışlardır da (bu yüzden) üzerlerine aşağılanma (damgası) basılmıştır. Bu, Allah’ın ayetlerini inkâr etmelerinden ve peygamberleri haksız yere öldürmelerinden dolayıdır. (Yine) Bu, onların (dine ve elçilere) asi olmalarından ve (her konuda) haddi aşmalarındandır.
O Yahudiler Allah'a karşı verdikleri sözde, yani Kur'ân'a ve İslâm'a dönmek suretiyle insanlara karşı verdikleri sözde veya insanlara karşı “Allah'ın seçkin milleti” fikrinden vazgeçmedikleri sürece, nereye sokulmuşlarsa Allah'la olan ilişkileriyle insanlarla olan ilişkilerinde ayrı yol takip ettiklerinden dolayı daima alçalmışlardır. Çünkü Allah'ın gazabına uğramış ve aşağılanmaya mahkum olmuşlardır. İşte böylece başlarına bu tür belalar geldi. Çünkü onlar: Allah'ın mesajlarını inkâr ediyorlar, peygamberleri öldürmek gibi bir haksızlığı işliyorlardı. Yine tüm bunlar, bu toplumun azgın ve aşırı gitmesinden dolayı idi.
Yahudiler, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'a ve insanlara taahhütlerine sadâkatle bağlanmadıkça, Allah'ın ahdine, zımmîlik statüsüne, insanların, müslümanların himayesine sığınmadıkça aşağılanma, onların üzerlerine çökertilen sıkıntı haline getirildi. Allah'ın hışmına, gazabına uğramışlardır. Ülkelerinden ve kavimlerinden uzakta yaşama da onların değişmez, ayrı düşünülmez sıkıntıları haline getirildi. Bütün bunlar Tevrat ve Kur'an'daki Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haklı bir sebep ortada yokken peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. İsyan etmeleri, haddi aşmayı alışkanlık haline getirmeleri sebebiyledir.
Onlardan, Allah'ın ipine sarılanlar ve insanların ipine yapışanlar [16] dışında kalanlara nerede bulunurlarsa bulunsunlar alçaklık damgası vurulmuştur. Onlar Allah'ın gazabını haketmişlerdir ve kendilerine miskinlik damgası da vurulmuştur. Onlar bunu Allah'ın ayetlerini inkâr ettikleri ve haksız yere peygamberleri öldürdükleri için hak ettiler. Karşı geldikleri ve taşkınlık ettikleri için bunu hak ettiler.
Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başkaonlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası) vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır.
Onlar (Yahudî'ler) nerede bulunurlarsa boyunlarına zillet ve horluk takılmıştır. Meğer ki cizye vermek sureti ile Allah'ın ve müminlerin barış ve emniyeti altına girmiş olsunlar. Onlar dönüp Allah'ın gazâbına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi şu: Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr etmişler, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi; çünkü onlar, isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi.
Nereye sokulmuşlarsa, başlarına alçaklık yağmıştır. Allah’ın ipine ve insanların ipine (antlaşmalarına) tutundukları zaman hariç… Onlar Allah’ın gazabını celbettiler. Ve üzerlerine miskinlik yağdı. Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorlardı, haksız bir şekilde peygamberleri öldürüyorlardı. Çünkü onlar, isyankâr ve azgın idiler.
Onlar Allah'a ve insanlara karşı taahhütlerine bağlanmadıkları sürece, nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillete düçar olurlar; çünkü Allah'ın gazabına uğramış ve aşağılanmaya mahkûm edilmişlerdir. Bütün bunlar başlarına geldi; çünkü Allah'ın âyetlerini inkâr etmekte ve peygamberleri haksız yere öldürmekte ısrar ettiler. Bütün bunlar gerçekleşti; çünkü Allah'a isyanda bulundular ve hakkın sınırlarını inatla ihlal ettiler.
Allah ile, insanların ahdi olmadıkça, nerde bulunurlarsa, horluk vuruldu onlara, öfkesine uğradılar Allahın, aşağılık damgası da vurulmuştur onlara, bu onların, Allahın âyetlerin tanımadıklarından, haksız yere, peygamberleri öldürmüş olmalarından, bu onların, azarak aşırılık etmeleri yüzünden
Onlar, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (inanan) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplayacaktır. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar, (yaptıkları yüzünden) alınlarına perişanlık damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Çünkü onlar Allah'a isyan etmiş ve haddi aşmış kimselerdir.
Ânlar her nerede olsalar zillet ânlar üzerinden eksik olmıyacakdır, Allâh’ın gadabına uğrayacaklardır. Allâh’ın âyâtına inanmadıklarının enbiyâyı bigayr-i hakkın katl itdiklerinin, ’isyânlarının ve te’addîlerinin cezâsını göreceklerdir.
Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.
Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ve (mü’min) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.
Allah’tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmadıkça, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, onlara alçaklık damgası vurulmuş; Allah’ın gazabına uğramışlar ve aşağılanmaya mahkûm olmuşlardır. Bu, onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Bu (cüretleri de) onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.
Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.
Nerede bulunurlarsa bulunsunlar -ALLAH'ın ipine, ya da insanların ipine (sözleşmesine) sığınanlar hariç- horlandılar. ALLAH'ın gazabını hakkettiler ve yoksulluğa mahkum edildiler. Zira onlar, ALLAH'ın ayetlerini inkar ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyorlardı. Tüm bunlar, karşı gelmeleri ve sınırı aşmalarının bir sonucu idi.
Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğer ki Allah'ın ipine ve insanlar (müminler)ın ahdine sığınmış olsunlar. Onlar Allah'ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı.
nerede bulunsalar zillet altında kalmağa mahkûmdurlar, meğerki Allahın ahdına ve mü'minlerin ahdına sığınmış olsunlar, döne dolaşa Allahın gazabına müstehıkk oldular ve meskenet altında ezilmeğe mahkum kaldılar, çünkü Allahın âyetlerine küfrediyorlardı ve Peygamberleri bile bile haksızlıkla öldürüyorlardı, çünkü âsi olmuşlardı ve aşırı gidiyorlardı
Onlar (yahûdîler), nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine zillet (değersizlik ve aşağılanma) damgası vurulmuştur. Ancak Allah’ın himayesine (cizye emrine) ve (verdikleri cizye karşılığında kendilerine emân veren) insanların (mü’minlerin) himayesine sığınanlar müstesna. (Cizye verenler; öldürülmek, esir olunmak ve mallarının elinden alınması gibi bir zilletten korunmuş olurlar.) Onlar (yahûdîler) Allah’ın gazâbına uğramışlar ve üzerlerine (varlık içinde olsalar bile) miskinlik (fakirlik korkusu) damgası vurulmuştur. Bunun sebebi, onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve *haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. İşte bu ceza, (Allah’a) isyan etmelerinden ve hadlerini aşmalarından dolayıdır.
Onlar¹, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve insanların ipine tutunmadıkları² sürece zillet içinde olurlar. Onlar, Allah'ın gazabına uğradılar. Yoksunluğa tutsak oldular. Bunun nedeni, onların asileşip hadlerini aşarak, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve haksız yere nebilerini öldürmeleridir. Bu ceza, onların isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır.
Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine zillet (damgası) vurulmuşdur (kurtulamazlar) Meğer ki Allahın ipine ve insanların (mü'minlerin) ahdine (sığınmış) olsunlar. Onlar döne dolaşa Allahın hışmına uğradılar. Üzerlerine de bir miskinlik vuruldu. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar Allahın âyetlerini inkâr ile kâfir olmuşlar, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi. (Bir de) şudur: Çünkü onlar isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi.
Nerede bulunsalar, (cizye vermek şartıyla) Allah'ın ahdi ve insanların(mü'minlerin) ahdi ile (sığınmış olmaları) müstesnâ, üzerlerine aşağılık (damgası)vurulmuştur;(3) Hem Allah'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine meskenet (yoksulluk damgası)vuruldu! Bu, şübhesiz onların, Allah'ın âyetlerini inkâr etmekte ve haksız yere peygamberleri öldürmekte olmaları sebebiyledir. (Ve yine) bu, (onların) isyân etmeleri ve haddi aşmakta olduklarından dolayıdır.
Nerede olsalar, onlara (o kitap ehlinden yoldan çıkanlara) aşağılık damgası vurulmuştur. Yalnız, Allah’ın ipine (ahdine) ve insanlar ile yaptıkları antlaşmalara [sadakatle] bağlı kalanlar müstesna. Onlar, (o ahitlerine bağlı kalmayanlar) Allah’tan (hak ettikleri) bir azaba uğramışlardır ve onlara perişanlık damgası vurulmuştur. Bu, onların Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere (bazı) peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. (Yine) bu, onların asi olup haddi aşmış olmaları yüzündendir. *
Onlar (ehli kitap) üzerine aşağılanma damgası vuruldu. Her nerede yakalansalar, onlar için Allah ve insanlar tarafından (yaptıklarından dolayı) aşağılanma ile karşılanmaları vardır. Allah’dan bir gazap satın almışlar ve fakirlik ve yoksulluk damgasını yemişlerdir. Uğradıkları bu cezanın sebebi, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri ve kendilerine gönderilen peygamberleri haksız yere öldürmelerinden dolayıdır. Böylece isyan etmişler ve haddi aşmışlardır.
Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğer ki Allah’ın yardımına, insanların yardımına sığınmış olalar. Onlar Allah’ı öfkelendirdiler de üzerlerine düşkünlük damgası vuruldu. Bu da gerçekten onların Allah’ın ayetlerini tanımaz olmalarından, peygamberlerini haksız yere öldürmelerinden ileri geldi. Çünkü onlar ayaklanmışlar sınırları aşmışlardı.
Onlar her nerede bulunsalar üzerlerine zillet ve hakaret damgası vurulmuştur [²]; meğer ki Allah/ın ve insanların bir ahti ve amanı buluna. [³]. Onlar Allah/ın gazabına uğradılar. Onlara yoksulluk damgası da vuruldu. Bu ise, Allah/ın âyetlerini tanımadıkları, peygamberlerini nahak yere öldürdükleri içindi. Bu da onların asiliklerinden, haddi aşmalarından nâşi idi.
Onlar Allah’ın ahdine [habl] ve insanların ahdine bağlı kalmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar, kendilerine alçaklık damgası vurulmuştur. Onlar Allah tarafından bir gazaba uğramış ve üzerlerini zillet [meskenet] bürümüştür.²⁷ Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyorlardı. Üstelik isyan ediyor ve haddi aşıyorlardı.
Nerede bulunsalar, Allah'ın ipine (İslam zimmetine) ve insanların ipine (emanına) sığınanlar müstesna, onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğramışlardır ve onlara miskinlik damgası vurulmuştur. Bu, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.
Onlar, Son Elçiye iman edeceklerine dâir Allah’a verdikleri sözü yerine getirerek Allah’ın ipine ve müminlerle yaptıkları antlaşmalara sadık kalarak insanların ipine sarılmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar, alçaklık ve zilletten kurtulamayacaklar. Zira Allah’ın gazâbına uğrayarak perişanlık ve miskinlik altında ezilmeye mahkûm edilmişlerdir. Evet, böyle oldu; çünkü onlar Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor, haksız yere Peygamberleri öldürüyorlardı. Evet, böyle oldu; çünkü onlar ilâhî irâdeye baş kaldırıyor, Allah’ın çizdiği sınırları aşarak iyice azgınlaşıyorlardı.
Fakat Kitap Ehli’nin hepsini böyle azgın ve zâlim kimseler sanmayın:
İnsanlar’dan bir ipe ve Allah’tan bir ipe tutunma dışında, nerede olsalar üzerilerine Zillet vuruldu. Allah’tan bir gazaba uğradılar; üzerilerine Meskenet vuruldu. İşte bu, Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve Nebiyyler’i haksız yere öldürüyor oldukları sebebiyledir. Bu, haddi aşıyor oldukları ve isyan ettikleri sebebiyledir.
Resulüm! Onlar her yerde daima aşağılık damgasını yediler. İçlerinde Allah'a ve yönetime bağlılık gösterenler olsa da, Allah'ın lanetinden kurtulamadılar, yoksulluk yakalarını bir türlü bırakmadı. Neden mi? Çünkü, yalnız Allah kelâmını inkar etmekle kalmayıp, haksız yere Tanrı elçilerini de öldürdüler. Çünkü başına buyruktular, çünkü azgındılar.
Onlar nerede bulunursa bulunsun, Allah’ın ve Müslimlerin güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar gazabımıza uğradılar. Yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların ayetlerimizi inkâr etmeleri ve Nebileri haksız yere öldürmeleriydi. Onlar Allah’a isyan eden ve yasalarımıza aykırı yaşayan kimselerdi.
Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ipine (sözüne) ve insanların (müminlerin) ipine (sözleşmesine) sığınmanın dışında kendilerine alçaklık (damgası) vurulmuştur. (Onlar) Allah’ın gazabına uğramış ve çaresizliğe mahkûm edilmiştir. Zira onlar Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyordu. Çünkü isyan etmiş ve haddi aşmışlardı. [*]
(Ey îman edenler!) O (Yahûdîler,) nerede bulunurlarsa bulunsunlar; (Müslüman olarak) Allah’ın ipine sarılmadıkça ve Müslümanlarla yaptıkları antlaşmalara uymadıkça, alçaklıkla damgalandılar, Allah’ın gazabına uğradılar ve alınlarına da perişanlık damgası vuruldu.¹ Bu, onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve Peygamberlerini (Allah’a) isyan ederek ve haddi aşarak hakları olmadığı halde öldürmeleri,² yüzündendir.
Onlar, Allah’a ve insanlara karşı taahhütlerine [sadakatle] bağlanmadıkları sürece, ⁸³ nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillete dûçâr olurlar; çünkü Allah’ın gazabına uğramış ve aşağılanmaya mahkum edilmişlerdir. Bütün bunlar [başlarına geldi,] çünkü Allah’ın mesajlarını inkarda ve peygamberleri haksız yere öldürmekte ısrar ettiler; bütün bunlar [vaki oldu], çünkü [Allah’a] isyanda bulundular ve hakkın sınırlarını inatla ihlal ettiler. ⁸⁴
Onlar, Allah’a ve insanlara karşı taahhütlerine bağlanmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar aşağılanmaya ve zillet içinde yaşamaya mahkûmdurlar. Zira onlar, geçmişte Allah’ın gazabına uğradılar. Esaret, sürgün ve miskinliğe mahkûm edildiler. Bu onların, Allah’ın ayetlerine inanmamaları, nebilerini haksız yere öldürmeleri sebebiyle idi. Bütün bunlar, isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzünden idi. 1/6, 20/86
Onlar Allah’a ve insanlığa karşı taahhütlerine yapışmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar zillete mahkûmdurlar. Zira Allah’ın gazabına uğramış, üzerlerine zillet ve miskinlik damgası vurulmuştur.[⁶⁴⁴] Bütün bunların nedeni, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve nebileri haksız yere öldürmeleridir. Bunlarsa, isyankâr olmaları ve ısrarla taşkınlıkta bulunmaları yüzündendir.
Nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine zillet (damgası) vurulmuştur. Ancak- Allah'ın ipine (Kur'an'ın hükümlerine tâbi olmaları) ve müminlerin ahdine sığınmaları (müminlerle anlaşma yapıp cizye vermeleri) hariç olmak üzere, Onlar Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Bu ceza ise onlara; Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri (Allah'ın indirdiği kitapların tümüne inanmamaları) haksız yere peygamberleri öldürmeleri, (Allah'ın emirlerine) isyan etmeleri ve (günahlar ile haramlara dalarak) taşkınlık yapmaları yüzünden verilmiştir.
Onlar nerede yakalnırlarsa yakalansınlar, Allah’ın ve insanların ipine sığınmadıkça kendilerine zillet damgası vurulmuştur. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve onlara miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve Nebileri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.
Onların üzerlerine nerede bulunurlarsa bulunsunlar ziIlet (damgası) vurulmuştur. Meğer ki, Allah Teâlâ'dan bir ahde ve nâstan bir ahde sarılsınlar. Ve Allah Teâlâ'dan bir gazaba uğradılar ve onların üzerine meskenet de vuruldu. Bu da onların âyât-ı ilâhîyyeye küfretmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri sebebiyledir. Çünkü âsi olmuşlar ve haddi tecavüz eylemekte bulunmuşlardı.
Allah'tan gelmiş olan bir ipe ve insanlar tarafından uzatılan bir ipe (sisteme) tutunmaları müstesna, onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine zillet damgası vurulmuştur. Allah'ın gazabına uğramış, meskenete mahkûm edilmişlerdir. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmeleri sebebiyle olmuştur. Çünkü âsi olmuşlar ve haddi aşmışlardır.
Nerede olsalar, onlara alçaklık (damgası) vurulmuştur (ezilmeğe mahkumdurlar). Meğer ki Allah'ın ahdine ve (inanan) insanların ahdine sığınmış olsunlar. Allah'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu (yoksulluk içinde ezildiler). Böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı ve çünkü isyan etmişlerdi, haddi aşıyorlardı.
Her nerde ve her hangi yerde bulunursa bulunsunlar üzerlerine zillet uruldı. Ancak Allâh'dan bir ip ve nâsdan bir ip (Allâh'dan ve mü'minlerden 'ahid ve emân) ile katl ve esîrlik zilletinden kurtulabilürler ve onlar, Allâh tarafından gadaba lâyık ve müstehak oldılar. Ve üzerlerine meskenet (miskinlik ve korkaklık) ilkâ olundı. Bu (zillet ve meskenete uğramaları, Allâh'ın gadabına müstehak olmaları) Allâh'ın âyetlerini (Kur'ân'ı ve kitâbları) inkâr ve peygamberleri bigayr-ı hakkın katl itdikleri ve bu da (küfür ve katle mücâseretleri de) 'isyânları ve hadlerini tecâvüzleri sebebiyle idi.
Allah’ın desteğini ve insanların desteğini almamış olanlar, her yerde alçaklık damgası yer, Allah’ın gazabına gelirler. Üzerlerinde çaresizlik damgası da olur. Çünkü Allah'ın âyetlerini görmezlikten gelmiş ve nebîlerini haksız yere öldürmüşlerdir. Bu ceza, yaptıkları isyana ve aşırı davranışlarına karşılıktır.
Onlara, Allah'a ve insanlara karşı taahhütlerine bağlanmadıkları sürece nerede olurlarsa olsunlar bir zillet damgası vurulmuştur. Ayrıca Allah'ın gazabına uğradılar da miskinliğe mahkum edildiler. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri sebebiyle idi. Bu, onların isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzünden idi.
Onlara, nerede olurlarsa olsunlar bir aşağılanma damgası vurulmuştur—ancak Allah'tan bir ahitle veya insanlardan ahitle bundan kurtulabilirler. Onlar Allah'ın gazabına uğramış ve sefalete mahkûm olmuşlardır. Bunun sebebi de Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleridir. Zira isyan etmişler ve haddi aşmışlardır.
Allah'tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmaları dışında, nerede bulunsalar üzerlerine zillet damgası vurulur. Allah'ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik damgası vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerine küfrediyor, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık sergiliyorlardı.
uruldı anlaruñ üzere ħorlıķ, ķanda kim bulındılar; illā 'ahd ile. Tañrı’dan, [32b] daħı 'ahd-ıla ādemįlerden daħı girü döndiler ķaķımaġ-ıla Tañrı’dan. daħı urıldı anlaruñ üzere miskinlik. şol andan ötürüdür kim bayıķ anlar oldılar kāfir olurlar Tañrı’nuñ āyetlerine daħı depelerler peyġamberleri ḥaķsuz. şol andan ötürüdür kim āsį oldılar daħı oldılar ḥaddan geçerler.
Ẕelīllik düşdi üzerlerine, her ḳanda olsalar dutulurlar. Līkin Tañrıdan sebeb olsa ḫalāṣ olmaġa ya sebeb olsa kişilerden müsteḥaḳ oldılar Tañrı Ta‘ālāġażabına. Ol anuñ gibi olmaḳ anuñ‐çundur kim anlar kāfir olurlardı TañrıTa‘ālā āyetlerine, daḫı öldürürlerdi peyġamberleri nā‐ḥaḳ yire. Ol ġażabamüsteḥaḳ olduḳları ‘āṣī olduḳları‐çundur daḫı ẓulm itdükleri‐çündür.
Onlara (yəhudilərə), harada olursa olsunlar, zillət damğası vurulmuşdur. (Onlar bu zillətdən) yalnız Allahdan olan bir ipə və insanlardan olan bir ipə sarınmaqla (islamı qəbul etməklə, yaxud öz dinlərində qalıb müsəlmanlara cizyə verməklə) xilas ola bilərlər. Onlar Allahın qəzəbinə düçar olmuş, onlara miskinlik damğası vurulmuşdur. Bunun səbəbi odur ki, onlar Allahın ayələrini inkar etmiş, peyğəmbərləri haqsız yerə öldürmüşlər. Bunun bir səbəbi də odur ki, onlar Allaha qarşı üsyan etmiş və həddi aşmışlar.
Ignominy shall be theft portion wheresoever they are found save (where they grasp) a rope from Allah and a rope from men. They have incurred anger from their Lord, and wretchedness is laid upon them. That is because they used to disbelieve the revelations of Allah, and slew the Prophets wrongfully. That is because they were rebellious and used to transgress.
Shame is pitched over them(435) (Like a tent) wherever they are found, except when under a covenant (of protection) from Allah and from men; they draw on themselves wrath from Allah, and pitched over them is (the tent of) destitution. This because they rejected the Signs of Allah, and slew the prophets in defiance of right(436); this because they rebelled and transgressed beyond bounds.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |