Kuntum ḣayra ummetin uḣricet linnâsi te/murûne bilma’rûfi vetenhevne ‘ani-lmunkeri vetu/minûne bi(A)llâh(i)(k) velev âmene ehlu-lkitâbi lekâne ḣayran lehum(c) minhumu-lmu/minûne veekśeruhumu-lfâsikûn(e)
Siz insanlar için meydana çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz; insanlara iyiliği emredersiniz, kötülükte bulunmamalarını söylersiniz ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı hayırlı olurdu kendilerine. Onlardan inananlar da var, fakat çoğu dinden çıkmıştır.
Siz (sadece Müslümanlar için değil, bütün) insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. (Çünkü siz, ülkenizde ve yeryüzünde) Ma’rufu (Hakkı ve hayrı) emredip yürütecek, münkeri (zulmü ve kötülükleri) nehyedip önleyecek (bir Adil Düzen kurmaya) çalışırsınız. Ve Allah’a (tam) iman edip (bağlanırsınız). Şayet Kitap Ehli de (böyle) inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onların içinden de (bazı) iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.
Siz müslümanlar, insanlığın iyiliği için yaratılarak yeryüzüne çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz, doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarsınız ve Allah'a da inanırsınız. Geçmişteki bize de kitap verildi diyenler, inanmış olsalardı bu kendi iyiliklerine olacaktı. Ama içlerinden pek az inanan bulunsa da, çokları doğru yoldan çıkmışlardır.
İnsanların iyiliği, faydalanması için ortaya çıkarılmış, seçilmiş, her tarafa dağılmış, en hayırlı millet, en hayırlı kadrolar, hayır toplumu haline geldiniz. Kur'an'ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü'minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak, kamu düzenini sağlıyor, iyiliği emrediyor, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü'minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü akıllarınızı kullanıp yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin ediyorsunuz. Allah'a samimiyetle iman ediyorsunuz. Ehl-i kitap da iman etmiş olsaydı, kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinden az bir kısmı ehl-i tevhiddir. Fakat onların çoğu, doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışında fâsıktır, âsi ve bozguncudur.
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; iyiliği emreder kötülükten alıkoyarsınız ve Allah'a iman edersiniz. Eğer kitap ehli de iman etmiş olsaydı şüphesiz kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır ancak çoğunluğu fasıktırlar.
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.
(Ey Muhammed Aleyhisselâm ümmeti) Siz beşeriyet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz; İyiliği emreder, fenalıktan alıkorsunuz ve Allah'a imanınızda devam edersiniz. Eğer kitaplılar (Hristiyan ve Yahudî'ler) da imana gelseydi, muhakkak haklarında hayırlı olurdu; içlerinden iman edenler varsa da, ekserisi gerçek dinden çıkmış fâsıklardır.
İnsanlar için ortaya çıkmış en iyi toplum oldunuz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırıyorsunuz. Ve Allah’a inanıyorsunuz. Eğer ehl-i kitap da inansaydı, onlar için daha yararlı olurdu. Bazıları inanıyor olmakla beraber, çoğu fasıktırlar.
Siz insanlığın iyiliği için yetiştirilmiş hayırlı bir topluluksunuz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız ve Allah'a inanırsınız. Eğer kitap ehli de inansaydı, elbette bu, kendileri için çok iyi olurdu. İçlerinden iman edenler var, fakat çoğu yoldan çıkmışlardır.
İnsanlar arasından çıkarılan iyi bir ümmetsiniz, iyilikle buyurarak, kötülükten kaçındırırsız, Allaha da inanırsız, kitaplı bulunanlar inanmış olsalardı, onlar için hayırlı olurdu, içlerinden inananlar bulunur, çoklarıysa taşkındırlar
Siz, insanlığın iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. (Çünkü siz) iyi ve doğru olanı emreder, kötü ve yanlış olandan (zulüm ve haksızlıktan) alıkoyarsınız ve (gerçekten) Allah'a inanırsınız. Ehl-i Kitab da inansaydı, elbette ki bu, kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler varsa da çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.
Siz insânlar içinde ümmetlerin en hayırlısısınız, Allâh’a inanıyorsınız iyi şeyleri emr ve fenâ şeyleri men’ idiyorsınız, eğer ehl-i kitâbdan olanlar îmân itseler haklarında hayırlı olur. Fakat ba’zıları inanıyorlar ise de ekserîsi fâsıkdırlar.
Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, doğruluğu emreden, fenalıktan alıkoyan, Allah'a inanan hayırlı bir ümmetsiniz. Kitap ehli inanmış olsalardı, kendileri için daha hayırlı olurdu; içlerinde inananlar olmakla beraber, çoğu yoldan çıkmıştır.
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.
Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.
Siz, halk için çıkarılmış en iyi topluluksunuz. İyiliği öğütler, kötülükten sakındırır ve ALLAH'a inanırsınız. Kitap halkı inansaydı kendileri için iyi olurdu. İçlerinde inananlar olmakla birlikte çoğunluğu yoldan çıkmıştır
Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet olmak üzere vücude geldiniz, ma'rufı emredersiniz, münkerden nehy eylersiniz ve Allaha inanır iyman getirirsiniz, Ehli kitab da iymana gelse idi elbette haklarında hayırlı olurdu, içlerinden iyman edenler varsa da ekserisi dinden çıkmış fasıklardır
(Ey Muhammed ümmeti!) Siz, insanlar (ın iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış, en hayırlı ümmetsiniz, (insanlara) iyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırırsınız ve (tevhid üzere) Allah’a inanırsınız. Şâyet *ehl-i kitap da (sizin inandığınız gibi) inanmış olsaydı, elbette bu kendileri için hayırlı olurdu. (Gerçi) onlardan (yahûdîlerden Abdullah b. Selâm, hıristiyanlardan da Necâşî Ashame gibi İslâm’ı kabul ederek) îmân edenler de var (dır), fakat çoğu (resûlümüz Muhammed’i ve tebliğ ettiklerini inkâr eden) fâsık (kâfir) kimselerdir.
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz.¹ Ma'rûfu² önerip, munkerden³ sakındırırsınız. Ve Allah'a iman edersiniz. Eğer Ehl-i Kitap da iman etseydi, bu onlar için daha hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler varsa da çoğunluğu sapkındır.
Siz insanlar için (insanlığın fâidesi için ğaybdan, yahud levh-i mahfuzdan seçilib) çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükden vaz geçirmiye çalışırsınız. (Çünkü) Allaha inanıyorsunuz. Kitablılar (Hıristiyanlar ve Yahudiler) de inansaydı kendileri için elbette hayırlı olurdu. İçlerinden (vakı'aa) îman edenler vardır. (Fakat) onların pek çoğu (Hak dînden çıkmış) faasıklardır.
(Ey ashâb-ı Muhammed! Siz,) insanlar(ın iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz; iyiliği emreder, kötülükten men' eder ve Allah'a îmân edersiniz!(2) Eğer ehl-i kitab (yahudilerle hristiyanlar) da îmân etseydi, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden îmân edenler vardır, ama onların çoğu (dinden çıkmış) fâsıklardır.
Siz, (bütün) insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; (Çünkü) her türlü iyiliği (hak, hukuk, gerçek özgürlük olan sadece Allah’a kulluk, evrensel adalet, eşitlik ve insanlığın barışı, huzur ve mutluluğu için gerekli olan her türlü gayreti gösterip bunları) emreder, her türlü kötülükten (zulüm, insan hakları ihlali, can, mal, din, inanç ve düşünceye yönelik yapılan her türlü tecavüzden, meşru ve helal olmayan ilişkilerden, kötü tutum ve davranışlardan vs.) sakındırırsınız ve Allah’a iman edersiniz. Eğer kitap ehli de (bunları yapıp islam dinine) iman etmiş olsaydı şüphesiz kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan (İslam dinine) iman edenler var, fakat çoğu yoldan çıkmışlardır. *
Siz insanlar içinden çıkartılmış en hayırlı bir topluluksunuz. İyi şeyleri emreder, kötü şeyleri de yasaklarsınız ve Allah’a da (gereği gibi) inanırsınız. Eğer kitap ehli de inanmış olsaydı, onlar için daha hayırlı olurdu. Onlardan inananlar olduğu gibi, pek çoğuda yoldan çıkmışlardır.
Siz insanların iyiliği için varedilmiş bir ulussunuz. Çünkü uygunu buyurur, uygunsuzu yoğarsınız. Allah’a inanırsınız. Kitap’lılar da Allah’a inanmış olsalardı, kendileri için besbelli ki çok iyi olurdu. Gerçi onların içinde inananlar vardır. Ancak, onların pek çoğu karıştırıcı kimselerdir.
Sizler, insanlar için zâhire çıkarılmış hayırlı ümmetsiniz [¹]. İyi işi emir, kötü işten nehyedersiniz; Allah/a da inanırsınız. Şayet ehl-i Kitap ta iman getirmiş olsalardı o husus haklarında hayırlı olurdu. Onların bir kısmı mü/min oldular, en çoğu ise fasık kaldılar.
(Ey inananlar!) Siz insanlar için ortaya çıkmış hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği kendinize iş edinir ve çevreye de tavsiye/telkin eder, kötülüğü engellersiniz ve Allah’a inanırsınız. Eğer Kitap ehli inanmış olsaydı, elbette kendileri için iyi olurdu. Gerçi onlardan inananlar varsa da birçoğu yoldan çıkmıştır.
Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan ve Allah'a iman eden hayırlı bir ümmetsiniz. Kitab ehli iman etmiş olsalardı, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler olmakla beraber, çoğu fasıklardır.
Siz, insanlığınkurtuluş ve mutluluğu için yeryüzü sahnesine çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; hayata doğrudan müdahale eden toplumsal bir güç olarak insanlara adâleti, doğruluğu, iyiliği emreder ve yaygınlaştırırken; zulme, haksızlığa, isyankârlığa, günaha, kötülüklere engel olursunuz. Çünkü siz,Allah’a ve O’nun gönderdiği bütün kitaplara ve elçilere gerektiği gibi inanırsınız.
Eğer Kitap Ehli olarak bilinen Yahudi ve Hıristiyanlar da sizin inandığınız gibi inanmış olsalardı, elbette bu, kendileri için hayırlı olacaktı. Gerçi içlerinde inananlar da yok değil, fakat pek çokları Allah’a başkaldırarak doğru yoldan çıkmış olan fâsıklardır.
İnsanlar için çıkarılmış bir ümmetin en hayırlısı oldunuz. Ma’rûf’u (Örfe Uygun Olan’ı / Bilindik Olan’ı) iş ediniyorsunuz, Münker’den (Bilinmedik Olan’dan) kaçınıyorsunuz ve Allah’a iman ediyorsunuz. Kitap ehli de iman etseydi, kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan bir kısmı Müminler’dir. Onların çoğu da Fâsıklar’dır / Yoldan Çıkıp Sapmışlar’dır.
Sizler, tüm insanlık için yaratılan en hayırlı milletsiniz. Çünkü siz, Allah'a inanan bir toplum olarak milleti millet yapan değerleri savunuyor, kötüleri yasaklıyorsunuz. Ehlikitap olanlar inansalardı, elbet kendileri için daha iyi olurdu. Aralarında inananlar var ama, çoğu başına buyruk insanlar.
Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız. Allah’a inanırsınız. Eğer önceden kitap verilenler inansaydı kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler vardır ama çokları yoldan çıkmıştır.
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz (topluluksunuz): İyiliği emreder (öğütler), kötülükten engeller (sakındırır) ve Allah’a inan(ıp güvenir)siniz. [*] Kitap ehli de inan(ıp güven)seydi, elbette bu kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden inanıp (güvenenler) de var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır. [*]
Siz, insanlar(ın iyiliği) için ortaya çıkarılan, onlara iyiliği emredip, kötülükten sakındıran ve Allah’a gerçekten inanan en hayırlı ümmetsiniz.¹ Keşke kitap ehli de böyle inansaydı; elbette bu, kendileri için çok daha hayırlı olurdu. İçlerinden îman edenler de var ama onların pek çoğu hak yoldan çıkmış (fasık)ların ta kendileridir.
SİZ, insanlığ[ın iyiliği] için çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz; doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Eğer geçmiş vahyin mensupları, [bu tür bir] inanca ermiş olsalardı, bu, kendi iyiliklerine olacaktı; [ama] içlerinden pek az inanan bulunsa da onların çoğu fasıktır:
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet/toplumsunuz. İyi ve güzel olanı önerir, kötü ve çirkin olanı da engellersiniz. Allah’a inanır ve güvenirsiniz. Şayet kitap ehli de inanıp güvenseydi, elbette kendileri için iyi olurdu. İçlerinden mümin olanlar vardır. Fakat çoğunluğu yoldan çıkmış fasıktır. 3/104, 9/112
[⁶⁴⁰] SİZ, insanlık adına çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz;[⁶⁴¹] iyi ve doğru olanı teklif eder, kötü ve yanlış olandan sakındırırsınız;[⁶⁴²] zira Allah’a güvenip inanırsınız.[⁶⁴³] Eğer kitap ehli de güvenip inansaydı, haklarında hayırlı olurdu. Onlardan (Allah’a) güvenip inananlar varsa da, çoğunluğu yoldan çıkmıştır:
(Ey îman edenler) Sizler insanlar için (onlara örnek olmak için) çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülüğü menedersiniz ve Allah'a inanırsınız. (O'nun vahdaniyetine, kitaplarının ve peygamberlerinin tümüne iman edersiniz) Eğer kitap ehli de (böyle) inanmış olsaydı, bu, kendileri için elbet hayırlı olurdu. Gerçi içlerinde iman edenler vardır, fakat çoğu fasık (doğru yoldan çıkmış) kimselerdir. (Onlar müşriklerle ve münafıklarla iş birliği yaparak İslam'ın galebesine mani olmaya çalışırlar)
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz. Marufu emreder, münkerden men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de iman etselerdi elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, maruf ile emredersiniz, münkerden nehy eylersiniz ve Allah Teâlâ'ya imân ediyorsunuz. Eğer ehl-i kitap da imân etselerdi elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan mü'min olanlar vardır, en çoğu ise fâsık kimselerdir.
(Ey Ümmet-i Muhammed! ) Siz insanların iyiliği için meydana çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiliği yayar, kötülüğü önlersiniz, çünkü Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da bu imana gelseydi, elbette kendileri için iyi olurdu. İçlerinden iman edenler varsa da ekserisi dinden çıkmış fâsıklardır. [2, 143]
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. İyiliği emreder, kötülükten men'edersiniz ve Allah'a inanırsınız. Eğer Kitap ehli, inanmış olsaydı, elbette kendileri için iyi olurdu. Onlardan inananlar da var, ama çokları yoldan çıkmışlardır.
Siz nâs arasına çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz (ümmetlerin hayırlısısınız) Eyi şeylerle emr ve fenâ şeylerden nehy ider ve Allâh Te'âlâ'ya îmân iylersiniz. Eğer Ehl-i Kitâb da îmân itseler onlar içün hayırlı olurdı. Onlardan mü'min olanlar vardır ve çokları ise fâsıklardır.
Siz insanlar için çıkarılmış en iyi toplumsunuz. Allah’a inanıp güvenir, marufun (Kur’an ölçülerine uygun olanın) yapılmasını ister, münkere (o ölçülere uymayana) karşı çıkarsınız. Ehl-i kitap[*] da inanıp güvenseydi kendileri için iyi olurdu. İçlerinde inanıp güvenenler vardır ama çoğu yoldan çıkmıştır.
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsınız. Allah'a iman edersiniz. Kitap ehli de iman etseydi kendileri için iyi olurdu. Onlardan mümin olanlar vardır. Fakat çoğunluğu fasıktır.
Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet oldunuz.(20) İyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, Allah'a hakkıyla iman edersiniz. Eğer Kitap Ehli de iman etseydi, onlar için hayırlı olurdu. Gerçi onlardan mü'minler de vardır; fakat çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir.
olduñuz-ıdı bölüğüñ, Tañrı kim çıķaruldı 'ādemįler içim buyurursız eyü işi; daħı yıġırsız yavuz işden daħı įmān getürürsiz Tañrı’ya. daħı eger įmān getürsedi kitāb ehli ola-y-ıdı yigrek anlara. bir nicesi anlaruñ mü’minlerdür daħı eyregi anlaruñ ŧa'atdan çıķıcılardur.
Taḥḳīḳ siz barça ümmetler yigregi, çıḳarıldı‐siz, kişiler‐çün buyurursızyaḫşı işleri, daḫı ḳaytarursız yaman işlerden, daḫı īmān getürürsiz TañrıTa‘ālāya. Eger īmān getürselerdi Yehūdiler, Naṣrāniler daḫı özlerine ḫayrlu‐y‐ıdı. Anlaruñ niçesi mü’minlerdür daḫı anlaruñ çoġı fāsıḳlardur.
(Ey müsəlmanlar!) Siz insanlar üçün ortaya çıxarılmış ən yaxşı ümmətsiniz (onlara) yaxşı işlər görməyi əmr edir, pis əməlləri qadağan edir və Allaha inanırsınız. Əgər kitab əhli də (sizin kimi) iman gətirsəydi, əlbəttə, onlar üçün yaxşı olardı. Onların da içərisində bə’zi iman gətirən şəxslər vardır, lakin çox hissəsi haqq yoldan çıxanlardır.
Ye are the best community that hath been raised up for mankind. Ye enjoin right conduct and forbid indecency; and ye believe in Allah. And if the People of the Scripture had believed it had been better for them. Some of them are believers; but most of them are evil livers.
Ye are the best of peoples, evolved for mankind, enjoining what is right, forbidding what is wrong, and believing in Allah.(434) If only the People of the Book had faith, it were best for them: among them are some who have faith, but most of them are perverted transgressors.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |